Klimik Bülteni - Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yayın Organıdır
<
19
Ekim
2021
>

ESKİ SAYILAR

BÜLTEN ÜYELİĞİ

Aşı Karşıtlığına Etik Yaklaşım (Web Konferans, 19 Ekim 2021)

19 Ekim 2021 Salı günü, 20.00-21.30 saatleri arasında “Aşı Karşıtlığına Etik Yaklaşım” konulu web konferans yapılacaktır.

PROGRAM
Yöneten: Prof. Dr. Alpay AZAP
Ankara Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Aşı Karşıtlığı Neden Bir Halk Sağlığı Sorunudur?
Prof. Dr. Esin ŞENOL
Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Bireyin Özgürlüğü mü? Toplumun Yararı mı?
Doç. Dr. Şerife TEKİN
San Antonio Üniversitesi, Felsefe Bölümü

Selam ve Saygılarımızla.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

“Tek Gün, Tek Hedef: Polioyu Bitir”

Çocuk felci (poliomyelit) ya da kısa adıyla polio, daha çok 5 yaş altındaki çocukları etkileyen kalıcı felç yapabilen bir hastalıktır. Hasta kişilerin dışkısı ile etrafa yayılan virüs su ve gıdalar aracılığıyla sağlıklı kişilere bulaşır. Hastalanan çocukların bir kısmında kalıcı felçler gelişir ve ömür boyu yaşantılarını etkilerken, felç gelişen çocukların %5-10’u solunum kaslarının felç olması ile hayatını kaybeder.

Poliomyelit yakın zamanlara kadar önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmiştir. 1988 yılında tüm dünyada yaygın olan hastalık nedeniyle 125 ülkede 350 000 çocuk hastalanmışken, bu tarihte başlatılan polio eradikasyon çalışmaları sayesinde 2018’de dünya genelinde sadece 33 olgu bildirilmiştir.

Poliomyelit bugün iki ülkede, Afganistan ve Pakistan’da bildirilmektedir. Bu iki ülkede de aşılama çalışmaları büyük zorluklara rağmen sürdürülmekte ve tam eradikasyon hedeflenmektedir. Polio, çiçek hastalığından sonra insanoğlunun dünya üzerinden sileceği ikinci hastalık olmaya çok yakındır. Ancak eradikasyon tamamlanamazsa dünyaya yeniden yayılma tehlikesi bulunmaktadır. Bu nedenle “2021 Dünya Polio Günü”nün sloganı “Tek Gün, Tek Hedef: Polioyu Bitir” olarak belirlenmiştir.

Bu başarıda polio aşısını geliştiren ve “Güneşin patenti olur mu?” diyerek bedelsiz bir şekilde insanlığın kullanımına kazandıran Jonas Edward Salk ile gerektiğinde canını tehlikeye atarak en ücra köy ve mezralara ulaşıp çocukları aşılayan sağlık çalışanlarının rolü her zaman minnetle hatırlanacaktır.

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği olarak milyonlarca sakatlık ve ölümü engelleyen aşıların insan sağlığına en faydalı buluşlar olduğunu bir kez daha hatırlatıyor bu vesileyle tüm vatandaşlarımızı güncel tehdit olan COVID-19’a karşı aşılanmaya davet ediyoruz.

KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

m-RNA Aşısıyla Aşılanan Emziren Anne Bebekleri COVID-19’a Yönelik Nötralizan Antikor ve Sitokin Ediniyor

Ön baskı olarak yayımlanan, m-RNA aşısıyla aşılanmış 30 emziren kadın üzerinde yapılan bu prospektif kohort çalışmada anne sütünde antikor varlığı ve anne sütüyle beslenen bebeklerde COVID-19’a yönelik bağışıklık yanıtı araştırılmış. Kadınlardan aşılamadan önce, ilk aşıdan 2-3 hafta sonra ve ikinci doz aşıdan üç hafta sonra anne sütü örnekleri ve kan örnekleri alınmış. Anne sütüyle beslenen bebeklerden de annelerinin ikinci doz aşısından 21 gün sonra gayta örneği alınmış. Alınan süt örneklerinde dört varyant suşa yönelik olmak üzere nötralizan antikorlar belirlenmiş. Anne sütünde aynı zamanda oldukça belirgin olarak artmış IFN-γ seviyelerine rastlanmış. Annenin aşılanmasının bebeklerdeki karşılığı olarak gayta örneklerinde %33 anti-RBD IgG ve %30 anti-RBD IgA antikor ölçümü yapılmış.

Bu çalışma, m-RNA aşılarıyla aşılanan annelerin anne sütünde humoral ve hücresel immünite gelişimi konusunda bulgular saptamış ve bu annelerin bebeklerinde pasif immünite aracılığıyla SARS-CoV-2 ve varyantlarına karşı koruyuculuk geliştiğini ortaya koymuştur.

Narayanaswamy V, Pentecost , Schoen CN, et al. Breastfeeding infants receive neutralizing antibodies and cytokines from mothers immunized with a COVID-19 mRNA vaccine. medRxiv. 2021: 2021.10.12.21264890.

Makale İçin Tıklayınız

SARS-CoV-2 İnfeksiyonunun Postakut Sekelinin (PASC) Kısa Vadeli ve Uzun Vadeli Oranları: Sistematik Bir İnceleme

Tanımlanan toplam 2100 çalışmadan, 250 351 COVID-19 hastasını içeren ve kriterleri karşılayan 57 çalışma dahil edilmiş. Hayatta kalanların ortalama yaşı 54.4 (+/-8.9), 140 196 (%56) ’sı  erkekmiş ve 197 777 (%79)’si akut COVID-19 sırasında hastaneye kaldırılmış.  Çalışmaların çoğu (45 araştırma) yüksek gelirli ülkelerde yapılmış.  En az bir PASC yaşayan COVID-19 hastalarının medyan (IQR) oranı bir ayda (kısa vadede) %54 (%45-%69; 13 çalışma), %55 (%34,8-%65.5; 38 çalışma) imiş. İki ila beş ayda (orta vadeli) ve altı veya daha fazla ayda (uzun vadeli) %54 (%31-%67; dokuz çalışma) en az bir PASC saptanmış.  En yaygın pulmoner sekeller, nörolojik bozukluklar, ruh sağlığı bozuklukları, fonksiyonel hareket bozuklukları ve genel ve yapısal semptomlar, AC radyolojisinde anormallik (medyan [IQR], %62.2 [%45.8-76.5%]), konsantrasyon güçlüğü (medyan [IQR], %23.8 [%20.4-25.9]), yaygın anksiyete bozukluğu [(medyan [IQR], %29.6 [%14-%44)], genel fonksiyonel bozukluklar [medyan [IQR], %44.0 (%23.4-%62.6)] ve yorgunluk veya kas zayıflığı (medyan [IQR], sırasıyla %37.5 [%25.4-%54.5)] bulunmaktaymış. Sıklıkla bildirilen diğer semptomlar arasında kardiyak, dermatolojik, sindirim ve kulak, burun ve boğaz bozuklukları yer almış.

Bu sistematik derlemede, COVID-19’dan sonra hastaların yarısından fazlasının altı ay sonra PASC yaşadığı belirlenmiş. Araştırmacılar bu uzun vadeli PASC etkilerinin, özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde mevcut sağlık hizmeti kapasitesini aşabilecek bir ölçekte ortaya çıkabileceğini belirtiyorlar.

Groff D, Sun A, Ssentongo AE, et al. Short-term and long-term rates of postacute sequelae of SARS-CoV-2 infection: a systematic review. JAMA Netw Open. 2021; 4 (10): e2128568.

Makale İçin Tıklayınız

HIV Tedavisinde Yeni Antiviraller ve Vücut Kitle İndeksi: Prospektif RESPOND Kohort Çalışması

Bu çalışmada yeni antivirallerin kullanımı ile vücut kitle indeksinde (VKİ) önceden belirlenmiş klinik olarak anlamlı bir artış (>%7) arasındaki ilişki araştırılmış.

Uluslararası İnfeksiyon Hastalıkları Kohort Konsorsiyumu (RESPOND), iyi kurulmuş 17 kohorttan ve HIV ile yaşayan 29 000’den fazla kişiden gelen verileri içeren ileriye dönük, çok kohortlu bir iş birliğidir. 1 Ocak 2012’den itibaren prospektif, takipli ve 18 yaşından büyük HIV infekte kişiler dahil edilmiş. Çalışma başlangıcında girişinde veya sonrasında alınan tüm antiretroviral ilaçlar için, her VKİ ölçümünde antiretroviral öncesi (başlangıç) VKİ düzeylerinden farklılıklar dikkate alınmış. Antiretroviral öncesi VKİ’den %7’den fazla bir artışın ilk kez ortaya çıkmasıyla ilişkili olan bireysel antiretroviralleri belirlemek için lojistik regresyon kullanılmış.

Bu çalışmaya 14 703 kişi dahil edilmiş ve bunların 7863’ünde (%53.5) VKİ’de %7’den fazla artış görülmüş. Lamivudin ile karşılaştırıldığında, dolutegravir, raltegravir ve tenofovir alafenamid, antiretroviral öncesi düşük VKİ ve siyah etnik köken gibi %7’den fazla VKİ artışı ile önemli ölçüde ilişkili bulunmuş.  Daha yüksek CD4 sayısı, VKİ artış riskinin azalmasıyla ilişkilendirilmiş. Lamivudine göre, tenofovir alafenamidsiz dolutegravir ve dolutegravirsiz tenofovir alafenamid bağımsız olarak VKİ’de %7’den fazla artışla ilişkili kalmış; bu ilişki, dolutegravir ve tenofovir alafenamid birlikte kullanıldığında daha yüksek saptanmış.

Çalışmanın sonucunda klinisyenlerin ve hastaların dolutegravir, tenofovir alafenamid ve raltegravir gibi yeni antiviral kullanımı sırasında kilo alımının özellikle insülin direnci, dislipidemi ve hipertansiyon gibi potansiyel sonuçları olabileceği için kilo alımına dikkat edilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Bansi-Matharu L, Phillips A, Oprea C, et al. Contemporary antiretrovirals and body-mass index: a prospective study of the RESPOND cohort consortium. Lancet HIV. 2021: S2352-3018(21)00163-6.

Makale İçin Tıklayınız

Komplike Olmayan Gram-Negatif Kan Dolaşımı İnfeksiyonlarının Yönetiminin Optimize Edilmesi: Değiştirilmiş Delphi Süreci Kullanan Uzlaşı Rehberliği

Gram-negatif kan dolaşımı infeksiyonları için önerilen antibiyotik tedavisi süreleri, oral antibiyotik tedavisi kullanımı ve tekrar kan kültürlerinin gerekliliği konusunda, klinisyenlere yönetim kararlarında yardımcı olmak için komplike olmayan Gram-negatif kan dolaşımı infeksiyonlarının ortak bir tanımını geliştirmek için rehber hazırlanmış.

Panelistler tarafından bir kan dolaşımı infeksiyonunun komplike olup olmadığının belirlenmesinde belirtilen hususlar arasında konakçı immün durumu, tedaviye yanıt, tanımlanan organizma, bakteriyemi kaynağı ve kaynak kontrol önlemleri değerlendirilerek komplike olmayan kan dolaşımı infeksyonu tanımı geliştirilmiş. Panelistler, bu tanımı karşılayan hastalar için büyük ölçüde yedi günlük bir tedavi süresinin, oral antibiyotik tedavisine geçişin uygun olduğu ve tekrar kan kültürü almanın gerekli olmadığı sonucuna varmışlar.

Heil EL, Bork JT, Abbo LM, et al. Optimizing the management of uncomplicated Gram-negative bloodstream infections: consensus guidance using a modified Delphi process. Open Forum Infect  Dis. 2021: 8 (10); ofab434.

Makale İçin Tıklayınız

Meşrutiyet Mah. Rumeli Cad.
İpek Apt. No. 70 D. 7
(Rumeli Eczanesi üstü),
34363 Şişli, İstanbul
Tel. ve Faks: (0212) 219 54 82
E-posta: klimik@klimik.org.tr