Klimik Bülteni - Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yayın Organıdır
<
7
Ekim
2025
>

ESKİ SAYILAR

BÜLTEN ÜYELİĞİ

5 Soru 5 Yanıt: Salmonella İnfeksiyonları

Ekim 2025’in 5 Soru 5 Yanıt’ı yayımlandı. Soruları yanıtlamak için KLİMİK Uygulamaları veya Web Sitemizi ziyaret edebilirsiniz.

KLİMİK Podcast: Klinikte Yeni Ufuklar—Bakteriyofaj Tedavisi

Bu hafta konuğumuz Gaziantep Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Halil Kılıç. Bu yayınımızda hocamızla, antibiyotik direncinin giderek artan bir tehdit oluşturduğu günümüzde yeniden gündeme gelen bakteriyofajları konuştuk. Bakteriyofajların tarihsel gelişimini, güncel klinik uygulamalardaki yerini ve gelecekte dirençli bakteriyel infeksiyonların tedavisindeki potansiyel rolünü ele aldık. Hocamıza yoğun programı arasında bize vakit ayırdığı için teşekkür ediyor, sizlere keyifli dinlemeler diliyoruz.

Podcast Yayınımızı Dinlemek İçin Tıklayınız

Karbapeneme Dirençli Acinetobacter baumannii ile İnfekte Olan ve Kolistin Monoterapisiyle Tedavi Edilen Hastalarda Mortalite İçin Risk Faktörleri

Karbapeneme dirençli Gram-negatif etkenlere, özellikle karbapeneme dirençli Acinetobacter baumanniiye (CRAB) bağlı infeksiyonların tedavisinde kritik bir antibiyotik olan kolistinin kullanımı aynı zamanda belirgin morbidite ve mortalite ile ilişkilidir. Bu çalışmada CRAB infeksiyonu nedeniyle kolistin monoterapisi alan hastalarda 30 günlük mortalite için risk faktörlerinin belirlenmesi amaçlanmış.

Tayland’daki Nakornping Hospital bünyesinde Ocak 2015 ile Ekim 2021 arasında intravenöz kolistin monoterapisi ile tedavi edilen erişkin hastalar dâhil edilerek retrospektif kohort çalışması yürütülmüş. Otuz günlük mortalitenin bağımsız belirleyicilerini saptamak amacıyla tek değişkenli ve çok değişkenli analizler yapılmış.

Toplam 223 hasta değerlendirilmiş. Otuz günlük mortalite oranı %37.22 olarak bulunmuş. Tek değişkenli analizde yaş, malignite, Charlson Komorbidite İndeksi skoru, nefrotoksisite, mekanik ventilasyon, septik şok ve yoğun bakımda olma durumu mortalite riskinde artış ile anlamlı biçimde ilişkili bulunmuş. Buna karşılık, toplam kolistin dozu mortalite riskinde azalma ile ilişkiliymiş. Çok değişkenli analizde malignite, nefrotoksisite, mekanik ventilasyon ve septik şok mortalite riskinde artış ile anlamlı olarak ilişkili bulunmuş. Tersine, toplam kolistin dozu mortalite riskinde azalma ile ilişkiliymiş.
Sonuçta bu çalışma, CRAB infeksiyonlarında kolistin monoterapisi altında mortalite ile ilişkili temel risk faktörlerinin dikkate alınmasının önemini vurgulamış. Yüksek riskli hastaların erken belirlenmesinin, tedavi kararlarını yönlendirebileceği ve bu zorlu hasta grubunda klinik sonuçları iyileştirebileceği belirtilmiş.

Katip W, Rayanakorn A, Taruangsri P, Nampuan T. Risk factors for mortality in patients treated with colistin monotherapy for carbapenem-resistant Acinetobacter baumannii infections. Infect Dis Clin Microbiol. 2025; 3: 254-62.

Makale İçin Tıklayınız

Tekrarlayan Üriner Sistem İnfeksiyonlarında Fekal Mikrobiyota Transplantasyonu

Tekrarlayan idrar yolu infeksiyonları (rİYİ) önemli bir klinik yük oluşturur ve çok ilaca dirençli mikroorganizmalar (MDRO) ile aşırı antibiyotik kullanımı nedeniyle giderek karmaşıklaşmaktadır. Artan kanıtlar, gastrointestinal sistemin üropatojenler için bir rezervuar olarak işlev gördüğü ve barsak mikrobiyota disbiyozisinin İYİ duyarlılığına katkı sunduğunu göstermektedir.

Bu derleme, rİYİ yönetiminde terapötik bir strateji olarak fekal mikrobiyota transplantasyonunun (FMT) artan rolünü incelemiş. İnsan çalışmalarını ve olgu bildirimlerini sentezleyerek, FMT sonrası mikrobiyolojik ve klinik sonuçları değerlendirmiş ve olası mekanizmalar ile güvenlik kaygılarını ve gelecekteki araştırma yönelimlerini tartışmış.

Çalışma kapsamında Mayıs 2025’e kadar PubMed ve Web of Science üzerinde taranan, FMT ve İYİ konulu hakemli yayınlar incelenmiş olup dahil edilen kaynaklar arasında klinik çalışmalar, kohort çalışmaları, olgu bildirimleri, ekonomik analizler ve uzman derlemeleri yer almış.

FMT, özellikle altta yatan barsak disbiyozisi veya MDRO kolonizasyonu bulunan hastalarda rİYİ ataklarını azaltmada umut vadetmekteymiş. Klinik çalışmalar ve olgu bildirimleri, FMT sonrası İYİ sıklığında azalma, MDRO yükünde düşüş ve barsak mikrobiyota çeşitliliğinde artış bildirmekteymiş. Antibiyotik profilaksisine yanıtsız hastalarda infeksiyonsuz dönemlerin uzaması sağlanmış. Mikrobiyom analizlerinin, sıklıkla üropatojen bolluğunda azalma ve donöre benzer mikrobiyal topluluklara kayma gösterdiği belirtilmiş. Bununla birlikte sonuçların değişken olduğu ve bazı olgularda üropatojenlerin persistan kalması veya donör dışkısından aktarımı bildirilmiş. Bu bağlamda güvenlik ve tarama süreçlerinin önemi vurgulanmış.

FMT’nin, özellikle karmaşık ya da antibiyotik dirençli olgularda, rİYİ yönetimi için umut verici bir mikrobiyota temelli müdahale olabileceği belirtilmiş. Etkinliği değerlendirmek, en uygun protokolleri tanımlamak ve güvenlik sorunlarını ele almak için randomize kontrollü çalışmalara ihtiyaç olduğu vurgulanmış.

Belvončíková P, Gardlík R. Faecal microbiota transplantation for urinary tract infections. Clin Microbiol Infect. 2025: S1198-743X(25)00469-0.

Makale İçin Tıklayınız

İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Alanında Yapılan Randomize Klinik Çalışmaların Coğrafi ve Finansal Destekleri Açısından Dağılımı

Bu çalışma infeksiyon hastalıkları alanındaki randomize klinik çalışmaların (RKÇ) finansman akışlarını, finansman kaynakları ile çalışma yerleri arasındaki ilişkiyi yüksek etkili dergilerde haritalamak amacıyla planlanmış.

2014-2023 yılları arasında seçilmiş on yüksek etkili, İngilizce genel tıp ve infeksiyon hastalıkları dergisinde yayımlanmış 1343 RKÇ’nin daha önce yayımlanmış sistematik bir derlemesinin ikincil analizi yapılmış. Finansman kaynağı, çalışma sahası ve hastalık odağı standard bir veri çıkarım formu ile derlenip, Dünya Bankası sınıflamalarına göre ülke gelir düzeyine göre analiz edilmiş. Finansman ve çalışma sahalarının coğrafi dağılımları küresel ısı haritaları ile, gelir grupları arasındaki finansman akışları Sankey diyagramı ile görselleştirilmiş.

Çalışmaların 1326 (%98.7)’sında finansman kaynağı bildirilmiş. Çalışmaların çoğunun finansmanı başlangıçta araştırıcı tarafından sağlanmış (772/1326, %58.2). En büyük fon sağlayıcılar ABD’li kamu kurumlarıymış (366/1326, %27.6). Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH) 258/1326 çalışmayı fonlamıştı (%19.5). Mükerrer kayıtlar çıkarıldığında fon sağlayan 1808 kurum kaydedilmiş. Bunların büyük çoğunluğu yüksek gelirli ülkelerdenmiş (1496/1808, %82.7). Üst orta gelirli ülkeler % 7.2 (30/1808); alt orta gelirli ülkeler %1.9 (35/1808); düşük gelirli ülkeler %0.4 (8/1808) oranında temsil edilmiş. Buna karşılık, ülke bazında ayrıştırılmış 4606 çalışma yürütülme yeri, gelir düzeylerine göre daha dengeli dağılım göstermiş: yüksek gelirli ülkelerde %61.9 (2521/4606), üst orta gelirli ülkelerde % 22.5 (918/4606), alt orta gelirli ülkelerde %8.8 (360/4606), düşük gelirli ülkelerde %6.2 (253/4606). Hastalık odakları coğrafi olarak farklılık gösteriyormuş; yoğun bakım, bakteriyel infeksiyonlar, cinsel yolla bulaşan infeksiyonlar, hepatit, influenza ve COVID-19 odaklı çalışmalar düşük gelirli bölgelerde yetersiz temsil edilmiş.

Çalışma kapsamında seçilmiş yüksek etkili 10 İngilizce dergide yayımlanan infeksiyon hastalıkları RKÇ’lerinde finansman ve coğrafi dağılımların belirgin biçimde dengesiz olduğu görülmüş. Başlıca fon sağlayıcıların uluslararası desteklerini azaltmasının, araştırma ekosistemini özellikle alt orta gelirli ülkelerde orantısız biçimde etkileyebileceği belirtilmiş. Bu ülkelerde sürdürülebilir finansman modelleri ve araştırma kapasitesi geliştirilmesine yönelik çabaların artırılması gerektiği vurgulanmış.

Moffroid H, Charani E, Blagojevic C, Bryce A, Ovadia A, Slater M, Pryal D, Careaga RE, Yerramilli A, Daneman N, Tong SYC, Ong SWX. Funding and geographical distribution of clinical trials in infectious diseases. Clin Microbiol Infect. 2025 Sep 27:S1198-743X(25)00470-7.

Makale İçin Tıklayınız

DSÖ Küresel Gonore Direnç Surveyansı (2019-2022), Gözlemsel Retrospektif Bir Çalışma

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), N. gonorrhoeae’yi insan sağlığı açısından öncelikli antimikrobiyale dirençli (AMR) patojenler arasında listelemektedir; ancak AMR sorununun küresel boyutu, özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde, pek bilinmemektedir. DSÖ Gonokok Antimikrobiyal Gözetim Programı (GASP), bölgesel, ulusal ve yerel referans laboratuvarlarından oluşan küresel bir iş birliği ağı olup, tüm DSÖ bölgelerinde gonokok AMR verilerini toplamak ve uluslararası alanda mevcut gonokok AMR gözetim programlarıyla iş birliği yapmak üzere tasarlanmıştır.

Bu retrospektif gözlemsel çalışmada 2019-2022 yılları arasında DSÖ’ye sunulan küresel N. gonorrhoeae AMR verileri incelenmiş. 77 ülkeden elde edilen gonokok izolatlarının seftriakson, sefiksim, azitromisin ve siproflokasasin için duyarlılıkları retrospektif olarak değerlendirilmiş. Direnç tanımları EUCAST ve CLSI’a göre yapılmış.
75 ülkenin %39unda seftriaksona, 56 ülkenin %50’inde sefiksime dirençli ya da azalmış duyarlılığı olan en az 1 izolat bildirilirken 66 ülkenin %88inde azitromisine, 75 ülkenin %99unda siprofloksasine direnç bildirilmiş.

Sonuç olarak gonore tedavisinde kullanılan başlıca antibiyotiklere karşı küresel direncin giderek artmakta olduğu vurgulanmış. Özellikle siprofloksasin artık etkili bir tedavi seçeneği olmaktan çıkmış. Seftriakson halen ilk basamak tedavide en önemli ajan olmakla birlikte, direnç sinyallerinin endişe verici olduğu belirtilmiş. Gonorenin önlenmesi, hasta ve temaslıların erken tanı ve tedavileri, surveyans ve antibiyotik yönetişiminde iyileştirmelerin esas olacağı bildirilmiş.

Unemo M, Lahra MM, Cole MJ, Marcano Zamora D, Jacobsson S, Galarza P, Martin I, Kreisel KM, Galas M, Bertagnolio S, Ramon-Pardo P, Maatouk I, Wi T. WHO global gonococcal antimicrobial surveillance programmes, 2019-22: a retrospective observational study. Lancet Microbe. 2025: 101181.

Makale İçin Tıklayınız

ESCMID’den Haberler

The Global AMR Innovators Conference (GAMRIC), 2016 yılında AMR ile mücadeleye odaklanan ilaç geliştirme temalı, yıllık düzenlenen ASM/ESCMID ortak konferansının programına entegre toplantı dizisi olarak başlamıştır. En son toplantı Eylül 2024’te Portekiz’in Porto kentinde gerçekleştirilmiştir.

Artık bağımsız bir etkinlik olan GAMRIC, AMR ile mücadelenin küresel niteliğinin açıkça tanınması gereksiniminden ve dünyanın dört bir yanındaki uluslararası dernekler ile kuruluşların geniş desteğinden doğmuştur.

GAMRIC, 2025 yılından itibaren her yıl Eylül veya Ekim aylarında farklı uluslararası lokasyonlarda düzenlenecek üç günlük bir konferans olarak planlanmıştır. Bu seneki GAMRIC konferansı 1-3 Ekim 2025 tarihinde Londra’da düzenlenecektir.

Meşrutiyet Mah. Rumeli Cad.
İpek Apt. No. 70 D. 7
(Rumeli Eczanesi üstü),
34363 Şişli, İstanbul
Tel. ve Faks: (0212) 219 54 82
E-posta: klimik@klimik.org.tr