Klimik Bülteni - Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yayın Organıdır
<
16
Kasım
2021
>

ESKİ SAYILAR

BÜLTEN ÜYELİĞİ

Damar İçi İlaç Bağımlılarında İnfeksiyonlar (88. Web Konferans, 16 Kasım 2021)

16 Kasım 2021 Salı günü, 20.00-21.30 saatleri arasında “Damar İçi İlaç Bağımlılarında İnfeksiyonlar” konulu web konferans yapılacaktır.

PROGRAM

Yöneten: Prof. Dr. Orhan YILDIZ
Erciyes Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Viral İnfeksiyonlar
Prof. Dr. Nazlım AKTUĞ-DEMİR
Selçuk Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Bakteriyel İnfeksiyonlar
Prof. Dr. Derya SEYMAN
Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Selam ve saygılarımızla.

KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

COVID-19 Pandemisinde Nakil İlişkili İnfeksiyonlar Simpozyumu (4 Aralık 2021, Ankara)

Derneğimiz bünyesinde yeni kurulan bir çalışma grubu olan Nakil İnfeksiyonları Çalışma Grubu, 4 Aralık 2021 tarihinde, Ankara’da ‘COVID-19 Pandemisinde Nakil İlişkili İnfeksiyonlar’ başlıklı hibrit bir simpozyum düzenliyor.

Bu simpozyumda;
• Pandeminin gerek organ gerekse kök hücre nakil prosedürlerinin üzerine etkisi,
• Nakil hastalarında COVID-19 hastalığının alıcı prognozu üzerine etkisi,
• Bu hasta grubunda COVID-19 hastalığından korunma başlıkları ele alınacaktır.
Pandemi koşulları nedeniyle yüzyüze katılım sınırlı tutulmuş ve yüzyüze katılım kontenjanı dolmuştur. İlgilenen meslektaşlarımız çevrim içi katılım için 20 Kasım 2021’e kadar kayıt olabilirler.

Ayrıntılı Bilgi İçin Tıklayınız

Selam ve saygılarımızla.

KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

18-24 Kasım Antibiyotik Farkındalık Haftası

Antibiyotikler, 1940’lı yıllardan beri kullanılan, bakterilerin neden olduğu çoğu ölümcül ve bulaşıcı hastalıkları iyileştirmek için kullanılan ilaçlar. Antibiyotikler sayesinde son 75 yılda ortalama insan ömrünün uzadığı, milyonlarca hayatın kurtulduğu biliniyor. Ancak antibiyotiklerin kullanılmasıyla birlikte bakteriler direnç geliştirmeye başladı. Bir bakterinin bir antibiyotiğe dirençli hale gelmesi, artık o antibiyotiğin o bakterinin yol açtığı infeksiyonların tedavisinde kullanılamayacağı anlamına geliyor.

Açıklamanın Devamı İçin Tıklayınız

COVID-19’a Karşı Nükleik Asit Bazlı Tedaviler: Aptamerler ve siRNA’ların Potansiyel Etkinliği

Önemli çabalara rağmen, şu anda COVID-19 için onaylanmış bir tedavi yoktur. Bununla birlikte, hastalığın tedavisinde biyoteknolojik yaklaşımlar umut verici görünmektedir. Buna göre aptamerler ve siRNA’ları içeren nükleik asit bazlı tedaviler, COVID-19 tedavisinde etkili olabilecek adaylardır. Aptamerler, SARS-CoV-2 infeksiyonunun giriş ve replikasyon aşamalarını engelleyebilirken, siRNA’lar viral yaşam döngüsünü engellemek ve viral yükleri azaltmak için viral genomik ve subgenomik RNA’ları parçalayabilir. Konjuge bir molekül olarak aptamer-siRNA kimeralarının, hem virus nötralize edici hem de replikasyona müdahale eden ajanlar olarak hareket etmenin yanı sıra siRNA hedefli bir dağıtım yaklaşımı olarak hareket eden çift işlevli antiviral terapi olduğu kanıtlanmıştır. Bu bileşiklerin hastalık ve viral infeksiyonların patogenezinin çeşitli aşamalarına karşı önceki başarılı uygulamalarının yanısıra diğer alternatiflere göre avantajlarının bulunması, nükleik asit bazlı bu ilaçların SARS-CoV-2’ye karşı uygulanması için yeterli gerekçe sağlayabilir. Ancak hiçbiri sınırlamalardan yoksun değildir. Bu derlemede, daha önce belirlenmiş etkinliklerine dayalı olarak aptamerler, siRNA’lar ve aptamer-siRNA kimeralarının SARS-CoV-2’ye karşı kullanılmasının akla yatkınlığını değerlendirmek için literatür gözden geçirilmiş ve bu moleküllerin uygulanmasındaki zorluklar tartışılmıştır.

Khanali J, Azangou-Khyavy M, Asaadi Y, Jamalkhah M, Kiani J. Nucleic acid-based treatments against COVID-19: potential efficacy of Aptamers and siRNAs. Front Microbiol. 2021; 12: 758948.

Makale İçin Tıklayınız

Göçmen Kuşlar Kolistin Direncinin Yayılmasında Rol Oynayabilir mi?

Çin, Guangdong’daki göçmen kuşlarda (Anser indicus/Hint kazı) mcr-1-pozitif Escherichia coli (MCRPEC) izolatlarının prevalansı ve bulaşma özellikleri belirlenmiş. Guangzhou, Zhaoqing ve Futian’daki 303 A. indicus dışkı örneğinden (%7.3) 22 MCRPEC belirlenmiş. mcr-1 geni, diğer 24 tip antibiyotik direnç geni (ARG) ile bir arada saptanmış. MCRPEC, 19 farklı sekans tipi (ST) içinde en yaygın olarak ST10, ST1146 ve ST1147 ile tanımlanmış. Ek olarak, kuşlardan alınan bu MCRPEC’ler, Çin’deki diğer kaynaklardan gelenlerle filogenetik olarak yakından ilişkili bulunmuş. Tüm genom dizileme analizi, mcr-1’in IncX4 (n=9, %40.9), IncI2 (n=5, %22.7) ve IncP (n=1, %4.5) plazmitleri üzerinde bulunduğunu göstermiş.
Bu sonuçların, antibiyotik direncinin bulaşmasında göçmen kuşların önemini vurguladığı ve göçmen kuşların antibiyotik direnci yayılımında rolü olduğuna dair güçlü kanıtlar sunduğu düşünülmektedir.

Zhang Y, Kuang X, Liu J, et al. Identification of the plasmid-mediated colistin resistance gene mcr-1 in Escherichia coli isolates from migratory birds in Guangdong, China. Front Microbiol. 2021; 12: 755233.

Makale İçin Tıklayınız

Deksametazon’un 12 mg ve 6 mg Dozunda COVID-19 ve Şiddetli Hipoksemili Yetişkinlerde Yaşam Desteği Olmadan Yaşayan Gün Sayısı Üzerindeki Etkisi: COVID STEROID 2 Randomize Çalışma 

COVID-19 ve şiddetli hipoksemisi olan hastalarda 12 mg/gün ve 6 mg/gün deksametazonun etkilerini değerlendirmek için Ağustos 2020 ile Mayıs 2021 arasında Avrupa ve Hindistan’daki 26 hastanede çok merkezli, randomize bir klinik çalışma yürütülmüş. En az 10 L/dk oksijen veya mekanik ventilasyon gerektiren, kanıtlanmış COVID-19’lu 1000 yetişkin hasta dahil edilmiş. Hastalar 10 güne kadar 12 mg/gün intravenöz deksametazon (n = 503) veya 6 mg/gün intravenöz deksametazon (n = 497) 1:1 randomize edilmiş.

Yaşam desteği olmadan hayatta kalınan ortalama gün sayısı, 12 mg deksametazon grubunda 22.0 gün (IQR, 6.0-28.0 gün) ve 6 mg deksametazon grubunda 20.5 gün (IQR, 4.0-28.0 gün) imiş (düzeltilmiş ortalama fark, 1.3 gün [%95 GA, 0-2.6 gün]; P==.07). 28 günde ölüm oranı 12 mg deksametazon grubunda %27.1 iken 6 mg deksametazon grubunda %32.3 olmuştur (düzeltilmiş rölatif risk, 0.86 [%99 GA, 0.68-1.08]). 90 günde mortalite 12 mg deksametazon grubunda %32.0 iken 6 mg deksametazon grubunda %37.7 imiş (düzeltilmiş rölatif risk, 0.87 [%99 GA, 0.70-1.07]). Septik şok ve invazif mantar infeksiyonları dahil olmak üzere ciddi advers reaksiyonlar, 12 mg deksametazon grubunda %11.3 ve 6 mg deksametazon grubunda %13.4 (düzeltilmiş rölatif risk, 0.83 [%99 GA, 0.54-1.29]) olarak belirlenmiş.

COVID-19 ve şiddetli hipoksemisi olan hastalar arasında, 12 mg/gün deksametazon ile 6 mg/gün deksametazon karşılaştırıldığında, 28 günde yaşam desteği olmadan hayatta kalma oranlarında fark saptanmamış. Bununla birlikte, çalışma önemli bir fark belirlemek için yetersiz kalmış olabilir.

COVID STEROID 2 Trial Group, Munch MW, Myatra SN,et al. Effect of 12 mg vs 6 mg of dexamethasone on the number of days alive without life support in adults with COVID-19 and severe hypoxemia: the COVID STEROID 2 randomized trial. JAMA. 2021; 326 (18): 1807-17.

Makale İçin Tıklayınız

İmmün Yetmezliği Olan Bir Hastada Viremi Tekrarlaması ve Nükseden Semptomatik COVID-19 ile Yaşayan SARS-CoV-2’nin En Uzun Kalıcılığı: Bir Vaka Çalışması

Bağışıklığı baskılanmış hastalarda nazofaringeal sürüntülerde uzun süreli SARS-CoV-2 saçılımı görülür. Bu çalışmada, rituksimab, bendamustin, sitarabin ile tedavi gören ve bunun sonucunda lenfopeni, hipogammaglobulinemisi olan mantle hücreli lenfomalı bir hastanın seyri incelenmiş. Nazofaringeal sürüntüler ve kan örnekleri, gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu (RT-PCR) ile SARS-CoV-2 için test edilmiş. Nazofaringeal sürüntü örneklerinde SARS-CoV-2 RT-PCR 268 gün boyunca pozitif kalmış. Gerçekleştirilen beş viral kültürün tümü pozitif saptanmış ve genomik analiz, aynı suş ile kalıcı bir infeksiyonu doğrulamış.  Dört COVID-19 klinik nüksünden üçünde viremi de saptanmış ve remdesivir tedavisinden sonra her seferinde düzelmiş. Aviremik ve viremik numunelerde T ve NK hücre dinamiği farklı bulunmuş ve hastalık seyri boyunca SARS-CoV-2’ye özgü hiçbir antikor tespit edilmemiş.  SARS-CoV-2, >8 ay boyunca kanıtlanmış infektivite ile devam etmiş. Viremi, COVID-19 relapsları ile ilişkilendirilmiş ve remdesivir tedavisi, virusu üst solunum yollarından temizleyememesine rağmen viremi klirensi ve semptom remisyonunda etkili bulunmuş. Viremik faz sırasında, periferik kanda düşük bir terminal efektör CD8+ T lenfosit varlığı gözlemlenmiş. Bunun nedeni olarak muhtemelen viral eradikasyon için bu hücrelerin inflamatuar dokuda toplanması düşünülmüş. Ek olarak, SARS-CoV-2 viremisi sırasında ilgili katılımla birlikte yüksek düzeyde NK hücre repertuar bozukluğu bulunmuş.

Sepulcri C, Dentone C, Mikulska M, et al. The Longest persistence of viable SARS-CoV-2 with recurrence of viremia and relapsing symptomatic COVID-19 in an immunocompromised patient—a case study, Open Forum Infect  Dis. 2021;  8 (11): ofab217.

Makale İçin Tıklayınız

Meşrutiyet Mah. Rumeli Cad.
İpek Apt. No. 70 D. 7
(Rumeli Eczanesi üstü),
34363 Şişli, İstanbul
Tel. ve Faks: (0212) 219 54 82
E-posta: klimik@klimik.org.tr