Klimik Bülteni - Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yayın Organıdır
<
25
Kasım
2025
>

ESKİ SAYILAR

BÜLTEN ÜYELİĞİ

KLİMİK Ankara Günleri: Kılavuzlar Ne Diyor? Biz Ne Yapıyoruz? Toplantısı (26 Kasım 2025, Ankara)

Derneğimizin 2025-2026 dönemi bilimsel toplantıları “II. KLİMİK Ankara Günleri Toplantısı: Kılavuzlar Ne Diyor? Biz Ne Yapıyoruz?” ile devam ediyor. 22 Ekim 2025 Çarşamba günü, 17.00-19.00 saatleri arasında İbni Sina Hastanesi, Hasan Ali Yücel Toplantı Salonu’nda yapılacak olan toplantıya tüm üyelerimizi bekliyoruz.

Saygılarımızla.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

Toplantı Programı İçin Tıklayınız

Nakil İnfeksiyonları Kursu: Solid Organ ve Kemik İliği Nakli Alıcılarında İnfeksiyon Yönetimi (10-11 Ocak 2026, Ankara)

Organ ve kemik iliği nakli, tıbbın en karmaşık ve en multidisipliner alanlarından birini oluşturmaktadır. Ülkemizde bu nakiller giderek artan sayıda merkezde başarıyla gerçekleştirilmektedir ve bu nedenle, nakil yapılan hastalarla klinik pratiğimizde her geçen gün daha sık karşılaşmaktayız. Bu hastalarda infeksiyonların tanı, tedavi ve önlenmesi hem alıcının hem de vericinin sağlığını korumak açısından kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, güncel yaklaşımları, zorlukları ve çözüm önerilerini birlikte tartışmak üzere sizleri 10-11 Ocak 2026 tarihlerinde Ankara’da düzenlenecek olan Nakil İnfeksiyonları Kursu’na davet ediyoruz.

Saygılarımızla.

Duyuru İçin Tıklayınız

Hepatit C İnfeksiyonu Sonrası Pankreatik Duktal Adenokarsinom

Hepatit C virusu (HCV) bir onkovirus (kanser virusu) olmasına rağmen, pankreatik duktal adenokarsinom (PDAC) riskiyle ilişkisi net değildir. Ek olarak, HCV genotipleri arasında PDAC için farklı bir risk olup olmadığı bilinmemektedir. Bu çalışma Kronik HCV ile PDAC arasındaki ilişkiyi değerlendirmek için tasarlanmış.

Bu geriye dönük, ulusal, popülasyon tabanlı kohort çalışması, Gaziler Sağlık İdaresi (VA) merkezlerinde yürütülmüş. Çalışmaya, 1 Ekim 2001-30 Eylül 2020 tarihleri arasında VA veya VA bağlantılı Medicare’de HCV testi kaydı olan ve en az bir yatan hasta veya ayakta hasta ziyareti bulunan gaziler dahil edilmiş. Hastalar bu ziyaretten sonra en az 18 ay takip edilmiş. Veriler Ekim 2023 ile Eylül 2025 arasında analiz edilmiş. HCV durumu; kronik HCV, HCV’ye maruziyet veya kronik HCV infeksiyonu yok olarak kategorize edilmiş.

HCV durumunun PDAC ile ilişkisi, demografik ve klinik karıştırıcı faktörlere göre ayarlanmış Cox orantısal tehlike regresyonu kullanılarak değerlendirilmiş.

HCV testi yapılan 6 330 856 kişiden [5 841 571 erkek (%92.3); medyan (IQR) yaş, 61.6 yıl (49.9-70.1)], 246 218 (%3.9)’inde kronik HCV varmış ve 209 492 (%3.3)’si maruz kalmış. PDAC geliştiren 33 451 kişide (%0.5), HCV’si olanlarda tanı anındaki yaş, olmayanlara göre daha gençmiş [medyan (IQR) yaş, 65.0 (59.9-69.6) yıla karşılık 72.4 (66.7-79.0) yıl]. HCV infeksiyonu olmayanlarla karşılaştırıldığında, kronik HCV infeksiyonu [ayarlanmış tehlike oranı (aHR), 1.76; %95 GA: 1.67-1.86] ve HCV maruziyeti (aHR: 1.18; %95 GA: 1.11-1.25) yeni PDAC gelişme riski ile ilişkili bulunmuş. PDAC tehlikesi, HCV infeksiyonu olmayanlarla karşılaştırıldığında, HCV genotip 3 (aHR: 2.02; %95 GA: 1.67-2.45) ve genotip 1 (aHR: 1.75; %95 GA: 1.64-1.87) için genotip 2’den (aHR: 1.35; %95 GA: 1.14-1.60) daha yüksek bulunmuş.

Gazileri kapsayan bu kohort çalışmasında, kronik HCV infeksiyonu, 1.8 kat daha yüksek PDAC tanısı riski ile ilişkilendirilmiş ve HCV genotip 3 ve 1, genotip 2’ye göre daha yüksek PDAC riskine sahip bulunmuş. Bu bulguların, bu ilişkinin altında yatan mekanizmalar ve HCV tedavisinin PDAC riski üzerindeki etkisi hakkında gelecekte araştırma yapılmasını teşvik ettiği vurgulanmış.

Levinson RN, Bushman R, Tate JP, et al. Pancreatic ductal adenocarcinoma after hepatitis C infection. JAMA Netw Open. 2025; 8 (11): e2543701.

Makale İçin Tıklayınız

Doksisiklin Temas Sonrası Profilaksisi Kullanan Erkeklerde Antimikrobiyal İlaç Dirençli Neisseria gonorrhoeae (GC) İnfeksiyonları: ANRS 174 DOXYVAC Çalışmasının Alt Çalışması

Cinsel yolla bulaşan bakteriyel infeksiyonları (CYBİ) önlemek için erkeklerle cinsel ilişkiye giren erkeklerde (MSM) doksisiklinin temas sonrası profilaksi (DoxyPEP) kullanılması antimikrobiyal ilaç direnci (AMR) konusunda endişeleri artırmaktadır. Bu çalışmada, ANRS 174 DOXYVAC çalışmasında DoxyPEP’in Neisseria gonorrhoeae (GC) AMR gelişimi üzerindeki etkisi incelenmiş.

Çalışmaya, HIV PrEP kullanan ve rastgele DoxyPEP (n=362) veya profilaksi almayan (no-PEP) (n=183) kollarına ayrılan MSM bireyler dahil edilmiş. Katılımcılar, başlangıçta ve sonrasında her üç ayda bir, kültür ve NAAT (Nükleik Asit Amplifikasyon Testi) yöntemleriyle GC açısından test edilmiş. Minimum inhibitör konsantrasyonları (MIC) Etest (Biomerieux) ile saptanmış ve EUCAST kılavuzlarına göre yorumlanmış. Karşılaştırmalar için Fisher kesinlik testleri kullanılarak, GC izolatları ve NAAT pozitif örnekler üzerinde tüm genom dizileme ve/veya PCR dizilemesi gerçekleştirilmiş.

Ocak 2021’den Şubat 2023’e kadar 78 GC izolatı için MIC’ler belirlenmiş ve direncin moleküler belirleyicilerini tanımlamak amacıyla 233 adet sadece NAAT pozitif olan GC örneği analiz edilmiş. Tüm GC izolatlarının tetrasikline dirençli olduğu görülmüş ve DoxyPEP kolunda, no-PEP koluna göre tetM geni aracılığıyla gelişen yüksek düzey tetrasiklin direnci oranında anlamlı bir artış olduğu saptanmış (sırasıyla %35.5’e karşı %12.5, p=0.043). Seftriakson, florokinolonlar ve azitromisin MIC’lerinin DoxyPEP ve no-PEP kollarında benzer şekilde dağıldığı gözlenmiş. Tüm GC izolatlarının seftriakson ve sefiksime duyarlı olduğu, ancak mozaik penA34.007 alleli ile bağlantılı sefiksime duyarlılığı azalmış izolatların DoxyPEP kolunda no-PEP koluna göre daha sık bulunduğu belirlenmiş (sırasıyla %32.3’e karşı %10.0, p=0.033).

Sonuç olarak DoxyPEP kullanımının, GC’de yüksek düzey tetrasiklin direncinde ve sefiksime karşı duyarlılığın azalmasında görülen anlam artışla ilişkilendirilmiş. Bu nedenle, bu strateji kullanılırken AMR’nin yakından izlenmesi gerektiği belirtilmiş.

Bercot B, Assoumou L, Caméléna F, et al. Antimicrobial drug-resistant Neisseria gonorrhoeae (GC) infections in men using doxycycline postexposure prophylaxis. A substudy of the ANRS 174 DOXYVAC trial. Clin Infect Dis. 2025: ciaf591.

Makale İçin Tıklayınız

Böbrek Fonksiyonu ve Prokalsitonin Arasındaki İlişkinin Nicelendirilmesi: 14 431 Kan Kültürü İçeren Bir Çalışma

Bu çalışmada bakteriyel kan dolaşımı infeksiyonu şüphesi olan hastalarda tahmini glomerüler filtrasyon hızı (eGFR) ile pozitif prokalsitonin (PCT) değerleri arasındaki ilişki nicel olarak değerlendirilmiş

Veterans Affairs Medical Center’da (2016-2024) 14 431 kan kültürü ile 2832 hasta üzerinde retrospektif bir kohort çalışması gerçekleştirilmiş. Kültürden sonraki 48 saat içindeki PCT değerleri, kronik böbrek hastalığı evrelerine göre eGFR kategorileri bazında analiz edilmiş.

Toplam 14 431 kan kültürünün 1417 (%9.8)’si pozitifmiş. Kültürler pozitif olduğunda, pozitif PCT değerlerinin oranı normal böbrek fonksiyonunda (eGFR ≥90 mL/dk/1.73 m²) %47.0 ve şiddetli böbrek fonksiyon bozukluğunda (eGFR 0-14,9 mL/dk/1.73 m²) %91.7 bulunmuş. Kültürler negatif olduğunda, pozitif PCT değerlerinin oranları sırasıyla %27.6 ve %84.0 imiş. Her bir düşük eGFR kategorisi için, yaş ve ırk ayarlaması yapıldıktan sonra, pozitif PCT değeri olasılığı %40-%43 daha yüksek bulunmuş [pozitif kültürler için “odds ratio” (OR): 1.40; negatif kültürler için OR: 1.43]. Bu tersine ilişkinin birden fazla PCT eşiği (0.25-1.50 ng/mL) için tutarlı olduğu görülmüş.

Bu geniş çaplı analizde, kültür pozitif kan dolaşımı infeksiyonu olan ve olmayan hastalarda böbrek fonksiyonu ile pozitif PCT değerleri arasında ters bir ilişki olduğu belirtilmiş. Böbrek fonksiyonu bozuk olan hastalarda, kan dolaşımı infeksiyonu için PCT’nin ayırt edici gücünün azaldığı vurgulanmış.

Park AK, Nakasone TS, Kaushal A, Renault C. Quantifying the relationship between renal function and procalcitonin: a study of 14 431 blood cultures. Open Forum Infect Dis. 2025;12 (11): ofaf654.

Makale İçin Tıklayınız

Kolektomiler ve Laparotomilerde Antibiyotik Profilaksisi Olarak Ertapenem: Sistematik Bir Derleme

Antibiyotik direnci endişeleri nedeniyle, ertapenem gibi daha geniş spektrumlu antibiyotik ajanlar pre-operatif profilaksi için kullanılmaktadır. Bu çalışmada Laparotomi ve kolektomi öncesi pre-operatif ertapenemin, cerrahi alan infeksiyonlarını (CAİ) azaltmada yaygın kullanılan diğer antibiyotik ajanlara göre üstün olup olmadığı araştırılmış.

Çalışmada Medline, Embase, Cochrane Library ve Web of Science veritabanları 2 Şubat 2025 tarihine kadar sorgulanmış. Ertapenemi laparotomi veya kolektomi geçiren hastalarda pre-operatif antibiyotik profilaksisi olarak değerlendirmeyen, sonuç olarak CAİ’yi incelemeyen veya önceki yayınların derlemesini temsil eden çalışmalar dışlanmış. Üç araştırmacı bağımsız olarak ilgili makaleleri çıkarmış ve iki araştırmacı “risk-of-bias” analizlerini gerçekleştirmiş.

Sonuç olarak tanımlanan 6389 özetten, tam metin incelemesi sonrası dokuz çalışma kalmış. Dahil edilen çalışmaların yedisi gözlemsel (%78) ve ikisi (%22) randomize kontrollü çalışmaymış (RKÇ). Medyan hasta sayısı 499 (çeyrekler arası aralık 253, 5192) bulunmuş. Çalışma popülasyonları, kolorektal cerrahi (n=8) ve travma hastalarında laparotomiyi (n=1) içeriyormuş.

Ertapenem ile cefotetan, cefuroksim ve cefoksitin gibi tek ajan ikinci nesil sefalosporinler ve tek ajan penisilin ile veya β-laktamaz inhibitörü kombinasyonu olmadan (örneğin, ampisilin-sulbaktam) karşılaştırılmış. Toplamda beş (%56) çalışma, ertapenemin CAE’yi önlemede üstün olduğunu göstermiş; CAE oranlarını %59’a kadar azalttığı bulunmuş [düzeltilmiş OR: 0.41 (0.28–0.61); p < 0.001].

Çalışmaların yaklaşık yarısı (%56), laparotomi ve kolektomilerden sonra CAİ’yi azaltmada diğer yaygın kullanılan antibiyotik profilaksi rejimlerine göre ertapenemin üstün olduğunu göstermiş. Ancak, çoğu çalışmanın gözlemsel olmasına bağlı olarak özellikle travma için RKÇ’lere ihtiyaç olduğu vurgulanmış.

Martinez Ugarte S, Fajemisin MO, Varman B, et al. Ertapenem as an antibiotic prophylaxis for colectomies and laparotomies: a systematic review. Surg Infect (Larchmt). 18 Kasım 2025.

Makale İçin Tıklayınız

HIV İlişkili Pneumocystis Pnömonili Hastalarda Hastane İçi Mortalite Riskini Öngörmede Plazma IL-6 Seviyesi

Bu çalışma, insan immün yetmezlik virusu (HIV) ile infekte bireylerde Pneumocystis jirovecii pnömonisi (PCP) tanısı alanlarda hastane içi mortaliteyi öngörebilecek plazma immün-inflamatuar biyobelirteçleri belirlemeyi amaçlamış.

Çalışmaya antiretroviral tedavi (ART) almamış, HIV ile infekte PCP’li 125 hastayı prospektif olarak dahil edilmiş. Biyobelirteçler, klinik değişkenler ve önceden seçilmiş sekiz plazma inflamatuar sitokini (IL-2, IL-4, IL-6, IL-10, IL-12, IL-17, TNF-α ve IFN-β) içermekteymiş. Çok değişkenli lojistik regresyon analizi, hastane içi mortalite ile anlamlı ilişkili faktörleri tanımlamak için kullanılmış. Alıcı işletim karakteristiği (ROC) eğrisi, biyobelirteçlerin hastane içi mortalite için öngörü değerini belirlemek için kullanılmış.

Sonuçlar, hastane mortalite oranının %12.8 (16/125) olduğunu göstermiş ve sağ kalan AIDS PCP hastalarına kıyasla, sağ kalmayanlarda C-reaktif protein, IL-6, aspartat aminotransferaz ve laktat dehidrojenaz (LDH) seviyeleri anlamlı şekilde daha yüksek, albümin (ALB), PO₂ ve CD4 sayıları daha düşük bulunmuş. Çok değişkenli lojistik regresyon analizi ile artmış IL-6 seviyeleri ile hastane mortalitesi arasında anlamlı ilişki saptanmış.

Sonuç olarak hastaneye kabul sırasında ölçülen yüksek plazma IL-6 seviyelerinin, HIV ile infekte PCP’li hastalarda, hastane içi mortalite riskinin artmasıyla anlamlı şekilde ilişkili olduğu tespit edilmiş.

Xia H, Song J, Hu Y, Li L, Gao L, Ma P. Plasma IL-6 level predict the risk of in-hospital mortality in HIV-associated pneumocystis pneumonia. BMC Infect Dis. 22 Kasım 2025 .

Makale İçin Tıklayınız

Modifiye mRNA Grip Aşısının Etkinliği, İmmünogenitesi ve Güvenliği

Mevsimsel influenza halen önemli bir morbidite ve mortalite nedenidir. Nükleozid-modifiye mRNA (modRNA) teknolojisiyle geliştirilen yeni kuadrivalan aşının, mevcut standard inaktive influenza aşılarına kıyasla üstünlük sağlayıp sağlamadığı bilinmiyordu. Bu faz 3 çalışması, modRNA kuadrivalan aşının klinik etkinliğini, immün yanıtını ve güvenlik profilini değerlendirmek için tasarlanmış.

Bu randomize, kontrollü, uluslararası faz 3 çalışmasına Ekim 2022-Eylül 2023 tarihleri arasında ABD, Güney Afrika ve Filipinler’de 248 merkezden 18-64 yaş arası sağlıklı veya medikal olarak stabil 18 476 kişi dahil edilmiş. Katılımcılar modRNA kuadrivalan aşı (9225 kişi) veya standard kuadrivalan kontrol aşısı (9251 kişi) olmak üzere 1:1 oranında randomize edilmiş. Primer sonlanım noktası laboratuvarla doğrulanmış grip benzeri hastalık gelişimi olarak belirlenmiş. İmmün yanıt değerlendirmeleri hem humoral (HAI titresi, serorespons oranı) hem de hücresel (IFN-γ üreten T-hücre ekspresyonu) düzeyde yapılmış.

ModRNA aşı grubunda influenza infeksiyonuna karşı koruyuculuk, standard aşıya göre %34.5 (%95 GA: 7.4-53.9) anlamlı düzeyde daha yüksek saptanmış. Göreceli aşı etkinliği primer sonlanım noktasında üstünlük göstermiş. Alt tip analizlerinde özellikle A/H3N2 ve A/H1N1 için daha güçlü koruyuculuk bildirilmiş. İmmünolojik değerlendirmelerde modRNA aşısı dördüncü haftada daha yüksek HAI titresi ve serolojik yanıt üretmiş. Hücresel yanıtta modRNA aşı sonrası birinci haftada IFN-γ üreten T hücre ekspresyonu belirgin olarak daha yüksek saptanmış.

Güvenlik yönünden, modRNA aşısı daha fazla lokal ve sistemik reaktojenite ile ilişkili bulunmuş; özellikle enjeksiyon yerinde ağrı, miyalji ve yorgunluk daha sık görülmüş. Bununla birlikte ciddi advers olay oranları iki grup arasında anlamlı farklılık göstermemiş.
Bu faz 3 çalışmasının sonuçlarında, modifiye mRNA kuadrivalan influenza aşısının standard kuadrivalan aşıya kıyasla istatistiksel olarak üstün koruyuculuk ve daha güçlü immün yanıt sağladığı, ancak reaktojenitenin daha yüksek olduğu belirtilmiş. Elde edilen bulgularla, mRNA platformunun mevsimsel influenza aşılarında etkili bir alternatif olabileceğini desteklediği ve gelecekte daha geniş uygulamalar için temel oluşturacağı vurgulanmış.

Fitz-Patrick D, McVinnie DS, Jackson LA, et al. Efficacy, ımmunogenicity, and safety of modified mRNA influenza vaccine. N Engl J Med. 2025; 393 (20): 2001-11.

Makale İçin Tıklayınız

Meşrutiyet Mah. Rumeli Cad.
İpek Apt. No. 70 D. 7
(Rumeli Eczanesi üstü),
34363 Şişli, İstanbul
Tel. ve Faks: (0212) 219 54 82
E-posta: klimik@klimik.org.tr