İnfluenza ve SARS-CoV-2 infeksiyonlarında kardiyovasküler komplikasyonlar olumsuz klinik sonuçlara katkıda bulunmaktadır. Solunum sinsityal virusu (RSV) infeksiyonunun kardiyovasküler olaylar (KVO) ile ilişkisi tanımlanmış olmakla birlikte, mevcut veriler sınırlıdır. Bu retrospektif çalışmada 2017-2020 kış sezonunda Rocherster’da RSV tanısıyla hastaneye yatırılan bireylerin erken ve geç dönem KVO (atriyal fibrilasyon, miyokard enfarktüsü, aritmi, konjestif kalp yetmezliği, vb.) açısından değerlendirilmesi amaçlanmış.
Değerlendirilen 471 hastanın %37’sinde, ilk 28 günlük yüksek riskli dönemde KVO gelişmiş; en sık görülenler konjestif kalp yetmezliği (%25), atriyal fibrilasyon (%13) ve miyokard enfarktüsü (%9) olmuş. Bu olayların %44’ü, daha önce bu hastalıklarla ilgili öyküsü olmayan bireylerde meydana gelmiş. Ancak 65 yaş üstü, hipertansiyon, kalp yetmezliği, atriyal fibrilasyon, koroner arter hastalığı ve üçten fazla kardiyak risk faktörüne sahip olmak, KVO gelişimi açısından anlamlı risk faktörleri olarak saptanmış. Kardiyak komplikasyonlar yüksek riskli dönemde artmış mortaliteyle ilişkilendirilmiş. KVO insidans oranı, hastaneye yatış öncesiyle kıyaslandığında yüksek riskli dönemde 18.5, geç riskli dönemde ise 1.6 olarak tespit edilmiş.
Bu çalışma, RSV infeksiyonu nedeniyle hastaneye yatırılan bireylerde özellikle de kardiyovasküler komorbiditeleri olanlarda altta yatan hastalıkların alevlenmesi ve yeni KVO gelişim riskinin arttığını göstermiş. Ayrıca bu riskin taburculuktan sonraki altı aya kadar devam ettiği de vurgulanmış. Sonuç olarak, klinisyenlerin mortalite ve KVO riski yüksek olan hastalarda RSV aşılaması konusunda farkındalık sahibi olmaları gerektiği belirtilmiş.
Sudnik P, Walsh EE, Branche AR, Islam M, Falsey AR. Comprehensive analysis of cardiovascular events and risk factors in patients hospitalized with RSV. Clin Infect Dis. 2025: ciaf310.