Klimik Bülteni - Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yayın Organıdır
<
26
Kasım
2024
>

ESKİ SAYILAR

BÜLTEN ÜYELİĞİ

II. En Zor Olgum: Ne Öğrendim? Toplantısı (26 Kasım 2024, İstanbul)

Derneğimizin 2024-2025 dönemi bilimsel toplantıları İstanbul’daki “II. En Zor Olgum: Ne Öğrendim?” toplantısıyla devam ediyor. 26 Kasım 2024 Salı günü, 18.30-20.30 saatleri arasında Aynalı Geçit, Meşrutiyet Caddesi, Avrupa Pasajı Kat 2, Beyoğlu adresinde yapılacak toplantıya tüm üyelerimizi bekliyoruz.

Saygılarımızla.

KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

Toplantı Programı İçin Tıklayınız

I. KLİMİK Ankara Günleri Toplantısı (27 Kasım 2024, Ankara)

Derneğimizin 2024-2025 dönemi bilimsel toplantıları, dönemin Ankara’daki ilk aylık bilimsel toplantısı “I. KLİMİK Ankara Günleri” toplantısıyla devam ediyor. 27 Kasım 2024 Çarşamba günü, 17.00-19.00 saatleri arasında İbni Sina Hastanesi, Hasan Ali Yücel Toplantı Salonu’nda yapılacak olan toplantıya tüm üyelerimizi bekliyoruz.

Saygılarımızla.

Klimik Derneği Yönetim Kurulu

Toplantı Programı İçin Tıklayınız

Hepatit B, D ve E’ye Kısa Bir Bakış Toplantısı (29 Kasım 2024, Bursa)

Derneğimizin 2024-2025 dönemi bilimsel toplantıları Bursa’daki “Hepatit B, D ve E’ye Kısa Bir Bakış” ile devam ediyor. 29 Kasım 2024 Cuma günü, 18.30-20.30 saatleri arasında Euro Park Oteli, Uludağ Üniversitesi Görükle Kampüsü, Bursa’da yapılacak toplantıya tüm üyelerimizi bekliyoruz.

Saygılarımızla.

KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

Toplantı Programı İçin Tıklayınız

1 Aralık 2024: Dünya AIDS Günü

HIV/AIDS ilk tanımlandığı 1980’li yıllardan günümüze, din, dil, ırk, cinsiyet ve ülke ayrımı yapmadan hızla yayılmakta ve ülke ekonomilerine büyük yük getirmektedir. Henüz etkili aşısı olmayan HIV/AIDS ile en etkili mücadele yolu, bu virusun bulaşma yollarını bilerek etkin bir biçimde korunmaktır. 2023 yılında dünya çapında yaklaşık 630 bin kişi HIV/AIDS ile ilişkili nedenlerle yaşamını yitirdiği, 1.3 milyon kişinin ise HIV’e yakalandığı tahmin edilmektedir. Ayrıca, 2023 yılında HIV ile yaşayan yaklaşık 39.9 milyon insan olduğu tahmin edilmektedir.

Hastalığın tanınması ve erken tanı konulması, erken tedavi başlanması ve etkili koruyucu önlemlerin alınması için 1 Aralık Dünya AIDS Günü’nün uyarıcı işlevi olmasını dileriz.

Klimik Derneği Yönetim Kurulu

Yönetim Kurulu Açıklaması İçin Tıklayınız

Ekinokandin ve Klindamisin Kombinasyonunun Pneumocystis jirovecii Pnömonisindeki Kullanımı: 14 Hastalı Bir Olgu Serisi

Pneumocystis jirovecii pnömonisi (PcP) tedavisi özellikle bağışıklığı baskılanmış hastalarda ciddi bir zorluk teşkil etmektedir. Standard tedavi olan ko-trimoksazol, yüksek etkinliğine rağmen ciddi yan etkiler (nefrotoksisite, elektrolit dengesizlikleri, kemik iliği süpresyonu vb. ) nedeniyle bazı hastalarda kullanılamamaktadır. Alternatif tedavi seçenekleri oldukça sınırlıdır ve mevcut alternatifler de genellikle tolerans sorunları veya sınırlı etkinlik ile kısıtlanmaktadır. Bu durum ko-trimoksazole uygun olmayan hastalar için yeni ve güvenli tedavi yaklaşımlarına olan ihtiyacı artırmaktadır.

Bu çalışmada ko-trimoksazol tedavisini tolere edemeyen 14 PcP hastasında ekinokandin (ör. kaspofungin) ve klindamisin kombinasyonunun etkinliği ve güvenliği değerlendirilmiş. Çalışmaya immünsüprese ancak HIV-negatif olan hastalar dahil edilmiş. Hastaların %57’sinde (8 hasta) klinik iyileşme sağlanmış, beş hasta altta yatan hastalıklarına bağlı olarak hayatını kaybetmiş ve yalnızca bir ölüm doğrudan PcP ile ilişkilendirilmiş. Ortalama tedavi süresi 14 gün olarak belirlenmiş ve tedavi sırasında ciddi bir yan etki bildirilmemiş.

Bu sonuçlar, ko-trimoksazol kullanamayan hastalar için ekinokandin ve klindamisin kombinasyonunun güvenli ve etkili bir alternatif tedavi olabileceğini göstermektedir. Ancak, bulguların doğrulanması için daha geniş hasta grupları üzerinde yapılacak randomize kontrollü çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.

Bilbao I, Pineda Abel de la Cruz I, de Asís Carmona-Torre F, Rodríguez-Mateos M, Yuste Ara JR, Del Pozo JL. Use of echinocandins combined with clindamycin in Pneumocystis pneumonia: a case series of 14 patients. J Antimicrob Chemother. 2024: dkae379.

Makale İçin Tıklayınız

Antimikrobiyal Direnç Mekanizmalarının Tespitinde GPT-4 Tabanlı Yapay Zeka Uygulamaları Yeni Uzman Sistem mi?

Avrupa Antimikrobiyal Duyarlılık Testi Komitesi (EUCAST), Gram-negatif bakterilerde beta-laktamaz tespiti için iki aşamalı bir süreç önermektedir. Bu süreçte potansiyel genişlemiş spektrumlu beta-laktamaz (ESBL), plazmid aracılı AmpC beta-laktamaz veya karbapenemaz üretimi tarandıktan sonra doğrulanmaktadır. Antimikrobiyal direnç giderek büyüyen bir sorun haline gelmesiyle, tanısal doğruluk ve verimliliği artırabilecek yenilikçi çözümlere duyulan ihtiyaç artmaktadır.

Bu çalışma, disk difüzyon testlerinden elde edilen verilerin potansiyel beta-laktamaz varlığını işaret etmesi amacıyla Generative Pre-trained Transformer (GPT)-4 ve GPT-agent’ın ön sınıflandırma performansını doğrulamayı hedeflemiş. Beta-laktam antibiyotiklere karşı fenotipik dirençlerine ve ek test sonuçlarına göre 225 Gram-negatif izolatı, şu direnç mekanizmalarından bir veya birkaçına atanmış: “yok,” “ESBL,” “AmpC” veya “karbapenemaz.” Daha sonra EUCAST kılavuzları ve kırılma noktası tablosu (v13.1) kullanılarak GPT-agent özelleştirilmiş. EUCAST-GPT-uzmanı, mikrobiyologlar ve özelleştirilmemiş GPT-4 ile rutin tanı yöntemleri karşılaştırılmış.

Üç mikrobiyolog, fenotipik kategorilerde 814/862 (%94.4) oranında uyum göstermiş ve akıl yürütme için medyan sekiz kelime [çeyrekler arası aralık (IQR) 4–11] kullanmış. ESBL, AmpC ve karbapenemaz için medyan duyarlılık/özgüllük sırasıyla %98/%99.1, %96.8/%97.1 ve %95.5/%98.5 olarak hesaplanmış.

EUCAST-GPT-uzmanına verilen üç farklı komut, kategorilerin 706/862 (%81.9)’sinde uyum göstermiş ancak akıl yürütme için medyan 158 kelime (IQR 140–174) kullanılmış. ESBL, AmpC ve karbapenemaz tahmini için duyarlılık/özgüllük oranları sırasıyla %95.4/%69.23, %96.9/%86.3 ve %100/%98.8 olarak belirlenmiş.

Özelleştirilmemiş GPT-4 ise kategorilerin 169/862 (%19.6)’sini yorumlayabilmiş ve bu yorumların 137/169 (%81.1)’u rutin tanı ile uyumlu bulunmuş. Özelleştirilmemiş GPT-4, akıl yürütme için medyan 85 kelime (IQR 72–105) kullanmış.

Sonuç ta mikrobiyologlar GPT- yapay zeka uygulamalarına kıyasla daha yüksek uyum, daha kısa argümantasyon süreleri göstermiş ve daha yüksek özgüllük oranına sahip bulunmuş.

Giske CG, Bressan M, Fiechter F, et al. GPT-4-based AI agents-the new expert system for detection of antimicrobial resistance mechanisms? J Clin Microbiol. 2024; 62 (11): e0068924.

Makale İçin Tıklayınız

Kan Kültürlerindeki Candida parapsilosis İzolatlarında Artan Flukonazol , Ekinokandin ve Çoklu İlaç Direnci: Türkiye’den Çok Merkezli Prospektif Bir Çalışma

Flukonazole dirençli (FLCR) Candida parapsilosis izolatları ile ekinokandin ve çoklu ilaca dirençli (ECR ve MDR) C. parapsilosis izolatlarının neden olduğu salgınlar global düzeyde tehdit oluşturmaktadır. Uluslararası ve ulusal düzeylerde antifungal yönetimi ve infeksiyon kontrol stratejileri geliştirmek için genetik kompozisyonu ve antifungal direnç oranlarını belirlemeyi amaçlayan büyük ölçekli epidemiyolojik çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Türkiye FLCR C. parapsilosis izolatlarının neden olduğu salgınlardan ciddi şekilde etkilenmesine rağmen, ulusal düzeyde böyle bir çalışma bulunmamaktaydı. Bu çalışma antifungal direnç oranlarını, altta yatan mekanizmaları ve genetik kompozisyonunu belirlemek amacıyla Türkiye’deki beş büyük klinik merkez tarafından prospektif olarak yürütülmüş.

Toplamda 265 hastadan 341 izolat çalışmaya dahil edilmiş. Antifungal duyarlılık testine ek olarak ERG11 ve FKS1 sekanslama yapılmış. İzolatlar olası hastane içi bulaşmayı araştırmak için kısa tandem tekrar (STR) genotipleme ile genotiplendirilmiş.

Tüm izolatlar içinde FLCR oranı %26.7 (91/341) imiş ve bunların %75.8 (69/91)’inde ERG11 ve Y132F mutasyonu bulunmuş. FLCR izolatlarıyla infekte olan hastalarda mortalite oranı duyarlı olanlara kıyasla daha yüksek bulunmuş (FLCR izolatlarında %49 iken duyarlı olanlarda %42). ECR oranı %2.1 (7/341) imiş ve izolatlar FKS1 *F652L/R658G/W1370R* mutasyonlarını taşıyormuş. Endişe verici bir şekilde dört ECR izolatı MDR imiş. FLCR izolatarında hastaneler arası bulaşmaya dair kanıt yokmuş.

Genel olarak, ulusal düzeyde FLCR C. parapsilosis‘in yaygınlığının artması ve ECR ve MDR izolatlarının ortaya çıkması Türkiye’de ciddi klinik zorluklara yol açmaktadır. Bu nedenle antifungal direnç eğilimini belirlemek, ilaca dirençli C. parapsilosis‘in yayılmasını etkili bir şekilde engellemek, antifungal yönetimini ve infeksiyon kontrol stratejilerini belirlemek için büyük ölçekli epidemiyolojik çalışmalar yürütmek kritik öneme sahiptir.

Ünal N, Spruijtenburg B, Arastehfar A, et al. Multicentre study of Candida parapsilosis blood isolates in Türkiye highlights an increasing rate of fluconazole resistance and emergence of echinocandin and multidrug resistance. Mycoses. 2024; 67 (11): e70000.

Makale İçin Tıklayınız

Ergenlerde ve Genç Yetişkinlerde Cinsel Yolla Bulaşan İnfeksiyonlar: Halk Sağlığının Bir Kesiti

Cinsel yolla bulaşan infeksiyonlar (CYBİ) büyüklük, yaşam döngüsü, klinik bulgu ve mevcut tedavilere duyarlılık açısından büyük farklılıklar gösteren çok sayıda mikroorganizmadan kaynaklanabilir. CYBİ’lerin bulaşması korunmasız (veya kondomsuz) cinsel temas sırasında ve herhangi bir durumda vücut sıvılarının değişimi yoluyla meydana gelebilir. Cinsel yolla bulaşan hastalıkların yaygınlığı, bu bulaşıcı hastalıklar için hastaların bulaşıcılığını hızla ortadan kaldıran tanı ve tedavi iyileştirmelerine rağmen dünyada yüksek kalmaya devam etmektedir. Bu çalışma, İtalya’nın Macerata Eyaleti’ndeki ergenlerde ve genç yetişkinlerde CYBİ patojenlerinin yaygınlığını belirlemek amacıyla yapılmış. Verileri yaşa ve cinsiyete göre analiz edilmiş ve sonuçlar uluslararası çalışmalarla karşılaştırılmıştır.

2021-2022 dönemi için bir İl Sağlık Otoritesinin tüm veri tabanından CYBİ test sonuçları analiz edilmiş. Bu yıllar arasında veriler 0-12, 13-18, 19-25 ve 26-35 yaş gruplarına ayrılmış. Sonuçlar vajinal ve servikal sürüntülerden (kadınlar için); üretra, rektal ve faringeal sürüntülerden (erkekler ve kadınlar için) ve seminal sıvıdan (erkekler için) alınmış. Şu infeksiyon etkenleri saptanmış: HPV, Chlamydia trachomatis, Mycoplasma genitalium, Ureaplasma spp., Gardnerella, Trichomonas vaginalis, Neisseria gonorrhoeae ve Treponema pallidum. Sonuçlar HIV, hepatit C, hepatit B ve Treponema pallidum (TPHA, VDRL) için yapılan kan testleriyle de değerlendirilmiş. Ayrıca Klamidya, Neisseria gonorrhoeae, Trikomonas ve Treponema pallidum için idrar testlerinin sonuçları da incelenmiş.

Pandemi sırasında (2021) başvuruların daha az olduğu, her iki dönemde kadınların daha çok oranda merkezlere başvurduğu bulunmuş. Sonuçlar değerlendirildiğinde 13-35 yaş arası kadın ve erkekler dikkate alındığında HBV’nin tahmini prevalansı %20, HCV %21, klamidya %6, Gardnerella %2, HPV %1, Mycoplasma/Ureaplasma %21, Neisseria %3, Treponema %6 ve HIV %20 olarak bulunmuş. (Bu sonuçların örnek vermek için gelen kişilerden alınan verilerden oluşturulduğuna dikkat edilmeli!)

Diğer ülkelere ait literatürde ergenlerde ve genç yetişkinlerde cinsellikle ilgili sorunları ele almak için kapsamlı, kültürel ve gelişimsel olarak hassas bakıma ihtiyaç olduğu bildirilmektedir; bu ihtiyacın İtalya için de geçerli olduğu sonucuna varılmış. Bu verilerin, Marche Bölgesi’nde kanıta dayalı CYBİ kontrol programlarının benimsenmesinde büyük önem taşıyacağı düşünülmüş. Bu çalışmayla ergenlerin yararlı bilgiler almak için cinsel sağlık hizmetlerine erişimini teşvik etmek, daha genç yaş gruplarında önleyici tedbirleri güçlendirmek ve cinsel eğitim programları tasarlamak amacıyla halk sağlığı yetkilileri ve profesyonelleri için bir dönüm noktası olabileceği vurgulanmış.

Cannovo N, Bianchini E, Gironacci L, et al. Sexually transmitted infections in adolescents and young adults: a cross section of public health. Int J Environ Res Public Health. 2024; 21 (4): 501.

Makale İçin Tıklayınız

Kan Dolaşımı İnfeksiyonu Olan Hastalarda 7’ye Karşı 14 Gün Antibiyotik Tedavisi

Kan dolaşımı infeksiyonları önemli düzeyde morbidite ve mortaliteyle ilişkilidir. Erken, uygun antibiyotik tedavisi önemlidir; ancak tedavi süresi belirsizdir. Bu konuda yürütülen çok merkezli, eşdeğerlik (non-inferiority) çalışmasında kan dolaşımı infeksiyonu olan hastanede yatan hastalar [yoğun bakım ünitesindeki (YBÜ) hastalar dahil] 7 gün veya 14 gün boyunca antibiyotik tedavisi almak üzere rastgele atanmış. Antibiyotik seçimi, dozajı ve rotası tedavi ekibinin takdirindeymiş. Bağışıklık sistemi baskılanmış hastalar, uzun süreli tedavi gerektiren odaklar, olası kontaminant içeren tek kültürler veya Staphylococcus aureus üremesi olan hastalar hariç tutulmuş. Birincil sonuç kan dolaşımı infeksiyonu tanısından sonraki 90 gün içinde herhangi bir nedenden ölüm imiş ve %4’lük eşdeğerlik marjı belirlenmiş.

Yedi ülkedeki 74 hastanede 3608 hastaya randomizasyon uygulanmış ve analize dahil edilmiş; 1814 hastaya 7 günlük antibiyotik tedavisi verilirken 1794 hastaya 14 günlük antibiyotik tedavisi verilmiş. Randomizasyonda hastaların %55’i yoğun bakımda, %45’i servislerde yatmaktaymış. İnfeksiyonlar toplumdan (%75.4), hastane koğuşlarından (%13.4) ve yoğun bakım ünitelerinden (%11.2) kaynaklanmaktaymış. Bakteriyemi en sık idrar yolu (%42.2), karın (%18.8), akciğer (%13.0), vasküler kateterler (%6.3) ve deri veya yumuşak dokudan (%5.2) kaynaklanmaktaymış. Yedi gün boyunca antibiyotik alan 261 hasta (%14.5) ve 14 gün boyunca antibiyotik alan 286 hasta (%16.1) 90. Günde ölmüş [fark, -1.6 yüzde puanı (%95.7 GA, -4.0 ila 0.8)]. Bu da daha kısa süreli tedavi süresindeki grubun sonuçlarının “non-inferior” olmadığını göstermiş. Yedi günlük gruptaki hastaların %23.1’i, 14 günlük gruptaki hastaların ise %10.7’si belirlenen süreden daha uzun süre tedavi edilmiş. Protokol bazında yapılan bir analiz de aynı sonucu göstermiş [fark, yüzde -2.0 puan (%95 GA, -4.5 ila 0.6)]. Bu bulgular genel olarak ikincil klinik sonuçlarda ve hasta, patojen ve sendrom özelliklerine göre tanımlanan önceden belirlenmiş alt gruplarda tutarlıymış.

Sonuç olarak bulgular kan dolaşımı infeksiyonu nedeniyle hastaneye yatırılan hastalarda 7 günlük antibiyotik tedavisinin 14 günlük tedaviden daha az etkili olmadığını göstermiş.

BALANCE Investigators, for the Canadian Critical Care Trials Group, the Association of Medical Microbiology and Infectious Disease Canada Clinical Research Network, the Australian and New Zealand Intensive Care Society Clinical Trials Group, and the Australasian Society for Infectious Diseases Clinical Research Network; Daneman N, Rishu A, et al. Antibiotic Treatment for 7 versus 14 Days in Patients with Bloodstream Infections. N Engl J Med. 20 Kasım 2024.

Makale İçin Tıklayınız

Meşrutiyet Mah. Rumeli Cad.
İpek Apt. No. 70 D. 7
(Rumeli Eczanesi üstü),
34363 Şişli, İstanbul
Tel. ve Faks: (0212) 219 54 82
E-posta: klimik@klimik.org.tr