Klimik Bülteni - Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yayın Organıdır
<
19
Kasım
2024
>

ESKİ SAYILAR

BÜLTEN ÜYELİĞİ

Sessiz Pandemi: Antibiyotik Direnci

Yeni bir Klimik Podcast yayını ile birlikteyiz. 18-24 Kasım tarihleri Dünya Sağlık Örgütü’nce “Antimikrobiyal Direnç Farkındalık Haftası” ilan edilmiştir. Antibiyotik direncine, olumsuz etkilerine ve alınabilecek önlemlere ilişkin konuşmak üzere bu haftaki konuğumuz Selçuk Üniversitesi, Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Klimik Derneği Antibiyotik Direnci Çalışma Grubu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Nazlım Aktuğ Demir. Dikkat çekici sohbetimiz için konuğumuza teşekkür ediyor, hepinize antibiyotiksiz günler diliyoruz.


Candida auris’in Önlenemeyen Yükselişi: Olgular ve Deneyimler Eşliğinde Bir Değerlendirme (186. Web Konferans, 21 Kasım 2024)

21 Kasım 2024 Perşembe günü 20.00-21.00 saatleri arasında “Candida auris’in Önlenemeyen Yükselişi: Olgular ve Deneyimler Eşliğinde Bir Değerlendirme” web konferansı yapılacaktır.

PROGRAM
Konuşmacı: Prof. Dr. Gökhan AYGÜN
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

Selam ve saygılarımızla.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

Dirençli Gram-Negatif Bakteri İnfeksiyonlarını Tartışıyoruz Toplantısı (22 Kasım 2024, İzmir)

Derneğimizin 2024-2025 dönemi bilimsel toplantıları “Dirençli Gram-Negatif Bakteri İnfeksiyonlarını Tartışıyoruz” toplantısıyla devam ediyor. 22 Kasım 2024, Cuma günü 13.00-17.00 saatleri arasında İzmir Katip Çelebi Üniversitesi, Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ameliyathane Binası, 5. Kat Toplantı Salonu’nda yapılacak toplantıya tüm üyelerimizi bekliyoruz.

Saygılarımızla.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

Toplantı Programı İçin Tıklayınız

Amerikan Mikrobiyoloji Derneği, Kan Kültürü Kontaminasyon Oranlarını Azaltmaya Yönelik Kanıta Dayalı Laboratuvar Tıbbı Uygulama Kılavuzları: Sistematik Bir İnceleme ve Meta-Analiz.

Clinical Microbiology Reviews Kasım 2024 sayısında kan kültürü kontaminasyonunu ve önlemek için yapılabilecekleri inceleyen bir meta-analiz yayımladı. Kanıta dayalı uygulamalarla %40-60 oranında azalma sağlanabileceğini belirten araştırmacılar sorunu şöyle özetlemişler:

“Kan kültürleri (HK), kan dolaşımı infeksiyonlarını tespit etmek için kullanılan kritik testlerden biridir. HK sonuçları %100 spesifik değildir. Gerçek infeksiyondan ziyade mikrobiyal kontaminasyonun tespit edilmesi nedeniyle HK sonuçlarının yorumlanması genellikle karmaşıktır. Kan kültürü kontaminasyonu (BCC)’na bağlı yanlış pozitif sonuçlar, tüm BC sonuçlarının %1’inden >%10’una kadar değişir. Yanlış pozitif HK sonuçları hastaların gereksiz antimikrobiyal tedavi almasına, sağlık bakım maliyetlerinin artmasına ve infeksiyonun veya diğer bulaşıcı olmayan hastalıkların gerçek nedeninin tespitinde gecikmeye neden olabilir. Klinik ve Laboratuar Standartları Enstitüsü, Amerikan Patologlar Koleji ve diğer uzmanların görüşlerine ve anketlere dayanan önceki kılavuzlara göre ≤%3 oranında HK kontaminasyonu kabul edilebilirdir. Ancak bu önerileri destekleyen veriler tartışmalıdır. Mevcut kılavuzun amacı, cihazlar, uygulamalar ve sağlayıcılar tarafından laboratuvarla iş birliği içinde verilen eğitim/öğretim dahil olmak üzere BCC oranlarını azaltmaya yönelik yararlı müdahale stratejilerini belirlemektir.”

Sautter RL, Parrott JS, Nachamkin I, et al. American Society for Microbiology evidence-based laboratory medicine practice guidelines to reduce blood culture contamination rates: a systematic review and meta-analysis. Clin Microbiol Rev. 2024: e0008724.

Makale İçin Tıklayınız

Tüberküloz Menenjitte Hiponatreminin Klinik Önemi: Endonezya’da İleriye Dönük Bir Kohort

Tüberküloz menenjit (TBM) sıklıkla hiponatremi ile ortaya çıkar. Ancak bunun hastalık şiddeti ve hasta sonuçları ile ilişkisi tam olarak anlaşılmamıştır. Endonezya’da yetişkin TBM hastalarında yapılan prospektif bir kohort çalışmasında orta (120-130 mEq/L) veya şiddetli (<120 mEq/L) olarak tanımlanan hiponatreminin prevalansı ve prognostik önemi araştırılmış. Tüm hastalara antitüberküloz tedavi ve kortikosteroid tedavisi uygulanmış ve hastalar 365 gün boyunca hastanede yatış sırasında ve sonrasında mortalite açısından takip edilmiş.

İzlenen 864 yetişkin TBM hastasının (ortalama yaş 30, %60.5’i erkek, %14.9’u HIV ile infekte) 750’sinde (%86.8) hiponatremi ve bunların %26’sında şiddetli hiponatremi (<120 mEq/L) saptanmış. Şiddetli hiponatremi; erkek cinsiyet, genç yaş, daha düşük Glasgow Koma Skalası (GCS), eşlik eden pulmoner tüberküloz kültürüyle doğrulanmış TBM, yüksek beyin omurilik sıvısı (BOS) nötrofil sayısı ve proteini, düşük CSF/kan şekeri oranı, anemi, kan lökositozu, nötrofili ve lenfopeni ile ilişkili bulunmuş (p <0.05). Bir yıllık mortalite %46.5 saptanmış ve ileri yaş, HIV infeksiyonu, başvuru anında düşük GCS, nörolojik ağırlık belirteçleri, ateş ve trombositoz ile ilişkili bulunmuş. Şiddetli hiponatremi, HIV negatif hastalarda tek değişkenli analizde artan mortalite ile ilişkiliyken, ancak çok değişkenli analizde ve HIV pozitif hastalarda bu durum söz konusu değilmiş.

Sonuçta hiponatreminin TBM’li hastalarda yaygın olduğu ve klinik şiddet, BOS ve kan inflamasyonu ve ölümle ilişkili olduğu belirtilmiş. Ancak çalışmanın bulguları, hiponatreminin mortalitenin artmasına bağımsız olarak katkıda bulunmadığını ve hiponatreminin agresif şekilde düzeltilmesinin prognozu iyileştirmesinin pek mümkün olmadığını göstermiş.

Dian S, Ardiansyah E, Chaidir L, et al. Clinical significance of hyponatremia in tuberculous meningitis: a prospective cohort in Indonesia. Open Forum Infect Dis. 2024: ofae673.

Makale İçin Tıklayınız

Güncel Bir Konuda İlginç ve Kapsamlı Bir Derleme: İklim Değişikliğiyle Birlikte Sivrisinek Kaynaklı Hastalıkların Kontrolünde Yenilikçi Stratejiler ve Zorluklar

Sivrisinek kaynaklı hastalıkların bulaşma dinamikleri, halk sağlığı açısından iklim değişikliğinin dünya çapında yoğunlaştırdığı çarpıcı zorluklara yol açıyor. Bu kapsamlı makalede iklim değişikliği ile sıtma, dang humması, Zika, chikungunya ve sarı humma gibi sivrisinek kaynaklı hastalıkların epidemiyolojisiyle bağlantılı çok boyutlu stratejiler ve zorluklar incelenmiş. Sivrisineklerin biyolojisinin, patojenik dinamiklerinin ve vektör dağılımının sürekli artan sıcaklıklardan, değişen yağış düzenlerinden ve aşırı iklim koşullarından nasıl etkilendiğinin yanı sıra Afrika’da sıtma, Güneydoğu Asya’da dang humması ve Kuzey Amerika ile Avrupa’da Aedes salgını olasılığının yüksek olduğu vurgulanmış. Moleküler teknikler, Coğrafi Bilgi Sistemleri (GIS) ve uzaktan algılama dahil olmak üzere modern tahmin araçlarındaki ve sürveyans alanındaki gelişmelerin salgınları tahmin etme kapasitemizi artırdığı; entegre veri yönetimi tekniklerinin ve iklim koşullarına dayalı modellerin halk sağlığı planlamasına ilişkin değerli bir anlayış sağladığı belirtilmiş. Bu incelemenin amacı, değişen iklime bağlı olarak sivrisinek kaynaklı hastalıkların kontrolünde mevcut manzara ve yaklaşmakta olan yönler hakkında son verilere ve uzman görüşlerine dayanarak kapsamlı bir anlayış sağlamak olarak belirtilmiş. Halk sağlığını güvence altına almak için değişen iklim koşullarında ortaya çıkan zorluklar ve yenilikçi vektör kontrol stratejileri belirlenmiş.

Zhang Y, Wang M, Huang M, Zhao J. Innovative strategies and challenges mosquito-borne disease control amidst climate change. Front Microbiol. 2024; 15: 1488106.

Makale İçin Tıklayınız

Meşrutiyet Mah. Rumeli Cad.
İpek Apt. No. 70 D. 7
(Rumeli Eczanesi üstü),
34363 Şişli, İstanbul
Tel. ve Faks: (0212) 219 54 82
E-posta: klimik@klimik.org.tr