Klimik Bülteni - Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yayın Organıdır
<
5
Kasım
2024
>

ESKİ SAYILAR

BÜLTEN ÜYELİĞİ

HIV/AIDS ve “Stigma”

Yeni bir Klimik podcast yayınıyla karşınızdayız. Bu haftaki konuğumuz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Mehmet Serhat Birengel. İlgi alanları içinde HIV/AIDS hastalarının yönetimi ön planda yer alan Dr. Birengel ile HIV/AIDS’in tanımlandığı ilk günden bu yana ciddi bir sorun olan “stigma” (damgalanma) konusunu ele aldık. Çözüm önerileri de dahil olmak üzere oldukça geniş bakış açısıyla ele aldığımız bu önemli konuya katkıları için hocamıza çok teşekkür ediyor ve iyi dinlemeler diliyoruz.

Podcast Yayınımızı Dinlemek İçin Tıklayınız

5 Soru 5 Yanıt: Bağışıklama

Kasım 2024’ün 5 Soru 5 Yanıt’ı yayımlandı. Soruları yanıtlamak için KLİMİK Derneği web sitesi veya KLİMİK Uygulamalar üzerinden şifrenizle giriş yapabilirsiniz.

5 Soru 5 Yanıt İçin Tıklayınız

HIV Tedavisinde Güncel Gelişmeler ve Direnç (Web Konferans, 5 Kasım 2024)

5 Kasım 2024, Salı günü, 20.00-21.30 saatleri arasında “HIV Tedavisinde Güncel Gelişmeler ve Direnç” web konferansı yapılacaktır.

PROGRAM

Yönetenler:
Prof. Dr. Volkan KORTEN
Marmara Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Doç. Dr. Asuman İNAN
SBÜ, İstanbul Haydarpaşa Numune Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi

HIV Tedavisinde Güncel Gelişmeler (Tedavi Rehberleri, Kadınlar, Yaşlılar, Hızlı Tedavi)
Prof. Dr. Dilara İNAN
Akdeniz Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Günlük Pratiğimizde Direnç ve Önleme Stratejileri
Prof. Dr. Uluhan SİLİ
Marmara Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Selam ve Saygılarımızla.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

Kayseri İli Hepatit C Eliminasyon Programı: Bölgemizde Neler Yapılabilir? Toplantısı (7 Kasım 2024, Kayseri)

KLİMİK Derneği Viral Hepatit Çalışma Grubu (VHÇG) tarafından düzenlenen “Kayseri İli Hepatit C Eliminasyon Programı: Bölgemizde Neler Yapılabilir?” toplantısı 7 Kasım 2024’te Radisson Blu Hotel, Kayseri’de yapılıyor.

Tüm üyelerimizi davet ederiz.

Selam ve saygılarımızla.

Program İçin Tıklayınız

10 Kasım 2024: Saygıyla Anıyoruz

Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü ölümünün 86’ıncı yılında saygıyla anıyoruz.

KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

Gram-Negatif Sepsis ile Takip Edilen Hospitalize Hastalarda Beta-Laktam De-Eskalasyonu ile Yeni Gram-Negatif Direncin Önlenmesi: Retrospektif Kohort Çalışması

Antimikrobiyal direnç, sağlık sistemleri için küresel bir tehdit oluşturmaktadır. Antibiyotik de-eskalasyonu (ADE)’nun antibiyotik direnci gelişme riskini azaltıp azaltmadığına yönelik çalışmalar kısıtlıdır.

Bu tek merkezli retrospektif kohort çalışmasında 2010 ve 2017 yılları arasında Gram-negatif sepsis tanısı ile en az ardışık üç gün beta-laktam (BL) tedavisi alan hastalar incelenmiş. Tedavinin ilk iki günü, spektrum skoru ≥7 olan geniş spektrumlu BL tedavisi alan 7742 hasta çalışmaya dahil edilmiş. Hastalar de-eskalasyon yapılan, tedavi değişikliği yapılmayan ve eskalasyon yapılanlar olmak üzere üç ayrı gruba ayrılmış. 

Toplam 644 (8.3%) hasta da 60 gün içinde yeni bir Gram-negatif direnci gelişmiş. Direnç için geçen ortalama süre 23.7 gün olup, insidans 1000 hasta günü başına 1.85 olarak saptanmış (95% güven aralığı [GA]: 1.71-2.00). De-eskalasyon yapılan grupta yeni Gram-negatif direnç gelişimi, tedavi değişikliği yapılmayan gruba göre istatistiksel olarak daha azmış [tehlike oranı (HR) 0.59 (95% CI: .48–.73)]. Sonuç olarak Gram-negatif sepsis nedeniyle takip edilen hastalarda BL de-eskalasyonu, tedavi değişikliği yapmamayla karşılaştırıldığında, yeni direnç geliştirme riskinin azalmasıyla ilişkilendirilmiş.

Bu çalışma, antimikrobiyal direncin önlenmesinde ADE’nin faydasını gösteren bugüne kadarki en geniş hasta populasyonuna sahip çalışmadır. Klinisyenler, direnç oluşumunu engellemek için geniş spektrumlu BL tedavisi de-eskalasyonu ve maruziyeti en kısa etkili süreyle sınırlama çabası içinde olmalıdırlar.

Teshome BF, Park T, Arackal J, Hampton N, Kollef MH, Micek ST. Preventing new Gram-negative resistance through beta-lactam de-escalation in hospitalized patients with sepsis: a retrospective cohort study. Clin Infect Dis. 2024; 79 (4): 826-33. 

Makale için Tıklayınız

Amoksisilin MIC Değerine Göre Enterococcus faecalis İnfektif Endokarditinin Sonuçları: Çok Merkezli Bir Çalışma

Enterococcus faecalis infektif endokardit insidansı zamanla artış göstermektedir. Amoksisilinin minimum inhibitör konsantrasyonunun (MIC) tedavi sonuçlarına etkisine dair veriler sınırlıdır. Bu çalışma E. faecalis infektif endokarditinin epidemiyolojisini tanımlamayı ve amoksisilin MIC değerinin mortaliteyi etkileyip etkilemediğini değerlendirmeyi amaçlamış.

Çalışmada, 2013-2020 yılları arasında 11 Fransız hastanesinde kesin E. faecalis infektif endokardit tanısı almış tüm ardışık hastalar retrospektif olarak incelenmiş. Veriler, yerel tanı ilişkili grup (DRG) veri tabanından elde edilerek mikrobiyolojik sonuçlarla eşleştirilmiş. Amoksisilin MIC değeri E-test şeridi kullanılarak belirlenmiş. Birincil sonlanım noktaları, endokardit ilişkili mortalite ve amoksisilin MIC değerleri de dahil olmak üzere endokardit ilişkili mortalite risk faktörleri olarak belirlenmiş.

Toplam 403 kesin E. faecalis infektif endokardit vakası çalışmaya dahil edilmiş. Hastaların çoğunluğu erkek (%76.4) olup yaş ortancası 74 (67-82) imiş. Embolik komplikasyonlar 170 (%42.1) hastada meydana gelmiş. Kardiyak cerrahi 158 (%61.5) hastada gerçekleştirilmiş. Endokardit ile ilişkili mortalite oranı %28.3 olarak saptanmış ve mortalite ile hastaneye yatış başlangıcı arasındaki ortanca süre 24 (9-41) günmüş. 246 (%61) hastada amoksisilin MIC değeri mevcutmuş ve ortanca MIC değeri 0.5 mg/L (0.4-0.7) imiş. Amoksisilin MIC değeri hastane içi mortalite ile ilişkili bulunmamış. Çok değişkenli modele dahil edilen hiçbir değişken mortalite için risk faktörü olarak tanımlanmamış ve 4 hafta ile 6 haftalık tedavi süreleri arasında mortalite açısından bir korelasyon gözlenmemiş.

Sonuç olarak amoksisilin MIC değerinin yüksek olması, E. faecalis infektif endokardit vakalarında endokardit kaynaklı mortalite için bir risk faktörü olarak görülmemiş Ancak, amoksisilin MIC değerinin hastalığın nüks etmesi üzerindeki etkisini değerlendirmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğu belirtilmiş.

Do Rego H, Kherabi Y, Corvec S, et al. Outcomes of Enterococcus faecalis infective endocarditis according to MIC of amoxicillin: a multicentric study. JAC Antimicrob Resist. 2024; 6 (6): dlae167.

Makale İçin Tıklayınız

Kritik Hastalarda Cilt Disbiyozu ve Cilt Bölgesine Özgü Mikrobiyom Spesifitesinin Kaybı

Kritik hastalarda bağırsak mikrobiyotasındaki dengesizlik, yoğun bakım sürecinde komplikasyonlarla ilişkilendirilmiştir, ancak bu bozulmanın cilt gibi diğer vücut bölgelerini ne derece etkilediği tam olarak bilinmemektedir. Bu çalışma, yoğun bakım hastalarının cilt mikrobiyotasındaki bozulmanın infeksiyon riskini azaltmaya yönelik yeni stratejilerin geliştirilmesine yardımcı olabileceğini ortaya koymaktadır.

Bu çalışmada, yoğun bakım ünitesine kabul edilen 26 hasta ile sağlıklı kontrol grubu olarak seçilen 27 gönüllünün cilt mikrobiyotası beş farklı bölgeden (koltuk altı, gluteal bölge, avuç içi, burun delikleri ve dış kulak yolu) alınan toplam 265 örnek üzerinden analiz edilmiş. 16s rRNA dizileme yöntemi ile yapılan bu analizler, normalde belirli cilt bölgelerinde bulunan mikroorganizmaların özgüllüğünü kaybettiğini ve bağırsak kaynaklı bakterilerin tüm cilt bölgelerinde baskın hale geldiğini ortaya koymuş. Özellikle Escherichia-Shigella ve Enterococcus gibi bağırsak bakterilerinin tüm cilt bölgelerinde yaygın olarak bulunduğu gözlemlenmiş. Çalışmada, sağlıklı bireylerde cilt mikrobiyotasının her cilt bölgesine özgü ayrı bakterilere sahip olduğu gösterilmiş. Ancak yoğun bakım ünitesi hastalarında bu özgüllük kaybolmuş, farklı cilt bölgelerindeki mikrobiyal topluluklar birbirine benzer hale gelmiş. Bu, yoğun bakım ünitesindeki hastalarda cilt mikrobiyotasının “bölgesel özgüllüğünü” yitirdiğine işaret etmektedir. Örneğin, sağlıklı bireylerde Corynebacterium bakterileri koltuk altı ve burun deliklerinde yoğun bulunurken, Staphylococcus türleri tüm bölgelerde baskın olarak yer almaktadır. Ancak yoğun bakım ünitesinde tedavi gören hastalarda bu dağılımın değiştiği ve bağırsak bakterilerinin bu bölgelerde baskın hale geldiği tespit edilmiş.

Sonuç olarak bu çalışma cilt disbiyozisinin yoğun bakım sonuçlarına etkisi üzerine daha fazla araştırma yapılması için yeni bir alan açarken, yoğun bakım ortamında cilt mikrobiyotasını izleme ve düzenlemeye yönelik müdahaleci çalışmalar ve yeni stratejiler geliştirilmesi gerekliliğine de dikkat çekmektedir.

Klassert TE, Zubiria-Barrera C, Denkel L, et al. Skin dysbiosis and loss of microbiome site specificity in critically ill patients. Microbiol Spectr. 2024; 12: e0307823.

Makale İçin Tıklayınız

Afrika’da HIV Tedavisinde İkili Rejimler

HIV tedavisi için ikili rejimler giderek daha fazla kullanılmaktadır. Dolutegravir artı lamivudin oral rejimi birçok ulusal kılavuzda tercih edilen bir seçenek olarak önerilmektedir. Ancak şu anda WHO HIV tedavi kılavuzlarına dahil edilmemiştir ve Afrika’da yaygın olarak kullanılmamaktadır. Uzun etkili enjekte edilebilir kabotegravir ve rilpivirin ABD, Avrupa ve Avustralya’da kullanıma sunulmaktadır; ancak Sahra Altı Afrika’da kullanımı şu anda klinik denemelerle sınırlıdır. HIV ile yaşayan insanlar arasında artan yaşam beklentisi, bulaşıcı olmayan hastalıkların artan yaygınlığı ve bunun sonucunda ortaya çıkan polifarmasi göz önüne alındığında, özellikle Afrikalı kadınlar, ergenler ve yaşlı yetişkinlerde ikili rejimlerin kullanımının potansiyel avantajları vardır.

Bu bakış açısı, mevcut kanıtları gözden geçirmekte ve Afrika’da halk sağlığı yaklaşımını kullanan ortamlarda ikili rejimlerin kullanımına ilişkin riskleri, faydaları ve temel bilgi boşluklarını vurgulamaktadır. Kronik hepatit B dışlandıktan sonra, dolutegravir ve lamivudin ikili rejiminin, halk sağlığı yaklaşımını kullanan ortamlarda virolojik olarak baskılanmış bireyler için bir geçiş seçeneği olarak güvenli bir şekilde kullanılabileceği önerilmektedir. İkili rejime geçirilen HIV’li bireyler, tam bir hepatit B aşısı kürünü almalıdır. Test ve tedavi yaklaşımında dolutegravir artı lamivudin kombinasyonunu ve Sahra Altı Afrika’daki halk sağlığı sisteminde uzun etkili kabotegravir ve rilpivirini desteklemek için daha fazla etkinlik verisine ihtiyaç vardır.

Mambule I, Norcross C, Achieng Ombajo L, et al. Two-drug regimens for the treatment of HIV in Africa. Lancet HIV. 2024; 11 (6): e419-e426.
 
Makale İçin Tıklayınız

ESCMID Bülteni’nden Haberler

ESCMID AMR Eylem Alt Komitesi, Dünya Antibiyotik Farkındalık Haftası için 4 bölümlük bir webinar serisi düzenledi. Webinar tarihleri ve başlıkları aşağıdaki gibidir:

28. Ekim 2024 > Part 1: Epidemiology and Burden of Antimicrobial Resistance

06 Kasım 2024 > Part 2: Diagnostic Approaches and AMR Surveillance

13 Kasım 2024 > Part 3: Antibiotics Development / AWARE

20 Kasım 2024 > Part 4: Global Strategy

İlk Webinar Kayıt Videosu İçin Tıklayınız

CMI Communications mantar infeksiyonları ve antifungal terapi alanında editör arıyor. Son başvuru tarihi 15 Ocak 2025’tir. 

Başvuru için Tıklayınız

Meşrutiyet Mah. Rumeli Cad.
İpek Apt. No. 70 D. 7
(Rumeli Eczanesi üstü),
34363 Şişli, İstanbul
Tel. ve Faks: (0212) 219 54 82
E-posta: klimik@klimik.org.tr