Klimik Bülteni - Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yayın Organıdır
<
10
Eylül
2024
>

ESKİ SAYILAR

BÜLTEN ÜYELİĞİ

KLİMİK Aşı Platformu Tanıtımı

Bu yayınımıza sizlere derneğimizin çalışma gruplarından Erişkin Bağışıklaması Çalışma Grubu (EBÇG) tarafından hazırlanmış ve dinamik bir şekilde yaklaşık iki yıldır aktif olan ‘KLİMİK Aşı Platformu’ hakkında bilgi aktarıyoruz. Erişkin bağışıklaması ve aşılar hakkında pek çok konuda kapsamlı bilgi içeren bu platforma ⁠https://asi.klimik.org.tr⁠ sitesinden ulaşabilirsiniz. Platform hakkındaki bilgilendirmeyi EBÇG üyelerinden Dr. İrem Akdemir’den dinlediğimiz bu yayın için kendisine teşekkür ediyor ve keyifli dinlemeler diliyoruz.

Podcast Yayınımızı Dinlemek İçin Tıklayınız

5 Soru 5 Yanıt: M Çiçeği

Eylül 2024’ün 5 Soru 5 Yanıt’ı yayımlandı. Soruları yanıtlamak için KLİMİK Derneği web sitesi üzerinden veya KLİMİK Uygulamalar üzerinden şifrenizle giriş yapabilirsiniz.

5 Soru 5 Yanıt İçin Tıklayınız

VIII. Ulusal Diyabetik Ayak İnfeksiyonları (UDAİS 2024) Simpozyumu (12-14 Eylül 2024, İstanbul)

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları (KLİMİK) Derneği Diyabetik Ayak İnfeksiyonları Çalışma Grubu (DAİÇG)’nun bu yıl düzenleyeceği VIII. Ulusal Diyabetik Ayak İnfeksiyonları (UDAİS 2024) Simpozyumu’nu 12-14 Eylül 2024 tarihleri arasında İstanbul’da yapacağımızı duyurmaktan büyük mutluluk duymaktayız.

UDAİS 2024’te yayımlanma aşaması henüz devam eden Uzlaşı Raporu 2024’ü sizlerle paylaşmayı umut ederken diyabetik ayak infeksiyonlarının çok yönlü olarak bilimsel bir ortamda değerlendirilmesini amaçladık. Aynı zamanda VIII. Ulusal Diyabetik Ayak İnfeksiyonları Simpozyumu düzenleme kurulunda cerrahi bölümlerden meslektaşlarımız da görev alarak tam bir ekip çalışmasına örnek oluşturmayı hedefledik. UDAİS 2024’te diyabetik ayak yarasına daha profesyonel yaklaşmak isteyen hemşirelere yönelik bir kurs da düzenleyeceğiz.

Ulusal ve uluslararası hekimler ve derneklerin desteği ile gerçekleştirilecek ve diyabetik yara infeksiyonu ile ilgilenenlerin bilgilerini güncelleyeceği veya ilgilenmek isteyenlerin teorik olarak bilgilenmenin yanı sıra pratik uygulamaları yakından izleyeceği bir ortam sağlayacak olan UDAİS 2024’e tüm sağlık çalışanlarını bekliyoruz.

Ayrıntılı Bilgi İçin Tıklayınız

I. Viral İnfeksiyonlar ve Bağışıklama Simpozyumu (19-21 Eylül 2024, İstanbul)

Viral infeksiyonlar, yarattıkları önemli sağlık sorunlarına ek olarak, bireylerin ve toplumların sağlığı üzerinde de ciddi etkilere sahiptir. Bu etkiler, sağlık politikalarının şekillenmesinden, sağlık sistemlerinin ve ekonomilerinin derinden etkilenmesine, hatta sosyal yaşamın büyük ölçüde kısıtlanmasına kadar uzanabilir. Bu nedenle, epidemiyoloji, tanı, tedavi ve önleme konularında yaşanan önemli bilimsel gelişmelerin ışığında, viral infeksiyonların tüm virus gruplarını kapsayacak şekilde ayrıntılı olarak ele alınması, camiamız için öncelik taşımaktadır. Bu bağlamda, Derneğimiz tarafından düzenlenen ve 19-21 Eylül 2024 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirilecek olan I. Viral İnfeksiyonlar ve Bağışıklama Simpozyumu’nun, ülkemizdeki bilim camiasına viral infeksiyonlar konusunda önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz.

Viral infeksiyonlarla ilgili tüm bilimsel gelişmelerin, konusunda uzman kişiler tarafından aktarılacağı, sorunların, deneyimlerin ve üretimlerin paylaşılacağı simpozyumumuzda, alanında deneyim sahibi meslektaşlarımızın yanı sıra genç uzman ve asistan arkadaşlarımızla da buluşmayı hedefliyor, destek ve katılımlarınızla zenginleşecek olan simpozyumumuza hepinizi davet ediyoruz.

Ayrıntılı Bilgi İçin Tıklayınız

ADÇG-MİÇG Simpozyum 2024: Olgularla Dirençli Bakteri ve Mantar İnfeksiyonlarının Yönetimi (27-28 Eylül 2024, Diyarbakır)

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği, Antibiyotik Direnci Çalışma Grubu (ADÇG) ve Mantar İnfeksiyonları Çalışma Grubu (MİÇG) tarafından, Diyarbakır’da, 27-28 Eylül 2024 tarihleri arasında “Olgularla Dirençli Bakteri ve Mantar İnfeksiyonlarının Yönetimi” başlıklı (hibrit) simpozyum yapacağımızı duyurmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.

Siz değerli meslektaşlarımızın katılım ve katkılarıyla verimli bir toplantı olacağına inandığımız simpozyumumuzda beraber olmak umuduyla, sizleri 27-28 Eylül 2024 tarihleri arasında Diyarbakır’a davet ediyoruz.

Ayrıntılı Bilgi İçin Tıklayınız

Mycoplasma pneumoniae Pnömonisi Nedeniyle Hastaneye Yatırılan Hipoksemik Yetişkinlerde İlave Kortikosteroid Tedavisinin Sonuçları: Retrospektif Bir Kohort Çalışması

Kortikosteroidlerin çocuklarda ciddi Mycoplasma pneumoniae pnömonisi için faydalı olduğu, ancak yetişkinlerdeki verilerin sınırlı olduğundan hareketle bu çalışmada M. pneumoniae pnömonisi olan hipoksemik yetişkinlerde ek kortikosteroidlerin etkilerinin araştırılması amaçlanmış.

2013-2017 yılları arasında doğrulanmış M. pneumoniae pnömonisi ve hipoksemi (SpO2<%93 veya oksijen tedavisi) olan yetişkinler bir kohorta dahil edilmiş. Tedavi en az bir glukokortikoid dozunun alınması olarak tanımlanmış. Birincil sonuç, hipokseminin gerileme süresi olup, çok değişkenli Cox regresyonu ile analiz edilmiş. İkincil sonuçlar arasında ateş süresi, hastanede kalış süresi ve komplikasyonlar yer almış.

Hipoksemi sırasında hastaların %31 (122/388)’ine kortikosteroid verilirken ortanca yaş 44 (IQR 34-57) yıl olarak belirlenmiş. Kortikosteroid tedavisine başlama süresi, hastaneye yatıştan itibaren ortanca 1.9 (IQR 0.6-3.6) gün olarak kaydedilmiş. Ortanca kümülatif doz, 15 (IQR 10-19) mg betametazon eşdeğerinde olmuş. Tedavi süresi ortanca 5 (IQR 3-6) gün sürmüş. Kortikosteroid ile tedavi edilen hastaların daha şiddetli solunum yolu hastalığı olduğu, semptom sürelerinin daha uzun olduğu ve florokinolonlarla daha sık tedavi edildikleri saptanmış
Hipokseminin gerileme süresi [HR 0.92 (95% GA 0.72–1.19), p=0.53] ve hastanede kalış süresi [HR 0.91 (95% CI 0.71–1.16), p = 0.44] kortikosteroid ile tedavi edilenler ve kontrol grubu arasında anlamlı bir fark göstermemiş. Kortikosteroid tedavisi daha kısa ateş süresi ile ilişkilendirilmiş [HR 1.44 (95% GA 1.00–2.06), p=0.046]. Komplikasyonlar tedavi grupları arasında anlamlı olarak farklılık göstermemiş.

Sonuç olarak ilave kortikosteroidlerin M. pneumoniae pnömonisi olan yetişkinlerde hipokseminin gerileme süresini azaltmadığı, ancak ateş süresinin daha kısa olduğu ve komplikasyonlarda bir artış olmadığı gözlenmiş.

Hagman K, Nilsson AC, Hedenstierna M, Ursing J. Outcomes of adjunctive corticosteroid treatment on hypoxemic adults hospitalised for Mycoplasma pneumoniae pneumonia: a retrospective cohort study. Clin Infect Dis. 2024: ciae451.

Makale İçin Tıklayınız

Ciddi Gram-Negatif İnfeksiyonları Olan Yetişkin Hastalarda IV Fosfomisin ile Kombinasyon Tedavisi: Literatürün Gözden Geçirilmesi

Dirençli Gram-negatif bakterilere bağlı ciddi infeksiyonların tedavisi gün geçtikçe hepimiz için ciddi sorun oluşturmaya devam etmektedir. Araştırmacılar bu makale ile dirençli Gram-negatif bakterilerin neden olduğu ciddi infeksiyonların tedavisinde artan terapötik kullanıma sahip bir yaklaşım olarak tanımladıkları IV fosfomisin ile kombine tedaviye ilişkin preklinik farmakokinetik/farmakodinamik (PK/PD) infeksiyon modelini ve klinik verileri gözden geçirmeyi amaçlamışlar.

Yüksek dirençli Enterobacterales ve nonfermentatif bakterilerle ilgili dinamik in vitro ve hayvan infeksiyon modeli çalışmalarından elde edilen veriler olumlu olup, IV fosfomisinin bir β-laktam, polimiksin veya aminoglikozid ile kombine edilmesinin diğer aminoglikozid veya polimiksin içeren rejimlerle rekabet eden veya onları aşan sinerjistik bir etki yarattığını göstermiş. Bugüne kadar yapılan klinik çalışmalar öncelikle Klebsiella pneumoniae, Pseudomonas aeruginosa veya Acinetobacter baumannii’ye bağlı pnömoni ve/veya bakteremi olan hastaları içermektedir. Genel olarak, fosfomisin kombinasyon rejimleri ile gözlenen başarı oranları bu hastaların tedavisinde yaygın olarak kullanılan diğer kombinasyon rejimleriyle bildirilenlerle tutarlı bulunmuş. Doğrudan tedavi karşılaştırmalarının yapılabildiği çalışmalarda fosfomisin kombinasyon tedavisi alan hastaların diğer tedavi ve kombinasyonlarla karşılaştırıldığında benzer veya daha iyi sonuçlar elde ettiği görülmüş. Bu etki özellikle (1) PBP-3’ü hedefleyen ve (2) β-laktamazların varlığında olağanüstü stabiliteye sahip bir β-laktam ile kombine edildiğinde belirginmiş.

Toplu olarak veriler IV fosfomisin ile kombine tedavinin, faydaların riskleri aştığı durumlarda antibiyotiklere dirençli Gram-negatif infeksiyonları olan hastalar için aminoglikozid veya polimiksin kombinasyonlarına potansiyel bir alternatif olarak düşünülmesi gerektiğini göstermektedir.

Butler DA, Patel N, O’Donnell JN, Lodise TP. Combination therapy with IV fosfomycin for adult patients with serious Gram-negative infections: a review of the literature. J Antimicrob Chemother. 2024: dkae253.

Makale İçin Tıklayınız

Rifampisine Dirençli Tüberküloz için Yeni ve Standard Kısa Rejimlerde Hepatotoksisitenin Değerlendirilmesi: TB-TRUST ve TB-TRUST-plus Çalışmalarından Elde Edilen Bilgiler

Rifampisine dirençli tüberküloz (RR-TB) tedavisini kısaltma çabaları daha kısa rejimlerde hepatotoksisite endişelerini beraberinde getirmiştir. Bu çalışmada DSÖ tarafından önerilen standard kısa rejimle karşılaştırıldığında iki yeni rejimde hepatotoksisite değerlendirilmiş.

TB-TRUST ve TB-TRUST-plus denemelerine katılanlar DSÖ kısa rejimi, levofloksasin bazlı rejim veya bedaquiline bazlı rejim olmak üzere gruplara ayrılmış. Karaciğer fonksiyonu ilk ayda iki haftada bir, ardından tedavi bitene kadar aylık olarak test edilmiş. Uygunluk en az bir ilaç dozu almayı ve en az iki karaciğer fonksiyon testi yapılmasını gerektirecek şekilde ayarlanmış.

Dörtyüz yirmi dokuz (429) hastadan hepatotoksisite, en yaygın olarak DSÖ kısa rejim grubunda görülürken (%26.7, 169 hasta), bu oran levofloksasin grubunda %4.7 (172 hasta) ve bedaquiline grubunda %5.7 (88 hasta) bulunmuş. Ortanca en yüksek ALT seviyeleri DSÖ grubunda üst normal limitin 1.67 katı, levofloksasin grubunda 0.82 katı ve bedaquiline grubunda 0.88 katı olarak belirlenmiş. İlaç kaynaklı karaciğer hasarı insidansı DSÖ grubunda (%18.3), levofloksasin (%3.5) ve bedaquiline (%4.6) gruplarına göre anlamlı derecede daha yüksek saptanmış. ALT seviyelerinin anlamlı yükselme süresi yaklaşık 2.8 ay olarak belirlenmiş ve gruplar arasında fark gözlenmemiş. Sonuç olarak iki yeni rejim, DSÖ kısa rejime kıyasla daha düşük hepatotoksisite göstermiş.

Song L, Zhang Y, Sun F, et al. Assessing hepatotoxicity in novel and standard short regimens for rifampicin-resistant tuberculosis: insights from the TB-TRUST and TB-TRUST-plus trials. Int J Infect Dis. 2024: 107230.

Makale İçin Tıklayınız

Tenofovir Bazlı Antiretroviral Tedavi Alan HIV’li Gebe Kadınlarda Lipid ve Glukoz Profilleri

Tenofovir alafenamid (TAF) bazlı antiretroviral tedavi (ART) rejimlerinin tenofovir disoproksil fumarat (TDF) bazlı ART’ye kıyasla lipid ve glukoz profillerinde olumsuz değişikliklerle ilişkilendirildiği, ancak hamilelikteki verilerin sınırlı olduğundan hareketle araştırmacılar TAF- ve TDF-bazlı ART başlanan HIV pozitif hamile kadınlarda metabolik belirteçlerin değerlendirilmesini amaçlamış. Araştırmacılar IMPAACT 2010/VESTED çalışmasındaki verileri analiz etmişler. Bu çalışma, TAF/Emtrisitabin/Dolutegravir (TAF/FTC+DTG; n=217) veya TDF/FTC+DTG (n=215) başlamak üzere rastgele seçilen hamile kadınlarda daha iyi gebelik sonuçları göstermiş.

Kayıttan sekiz hafta sonra toplanan örneklerden glukoz, total kolesterol, düşük yoğunluklu lipoprotein kolesterolü (LDL-C), yüksek yoğunluklu lipoprotein kolesterolü (HDL-C), lipoprotein (a) ve trigliseritlerin açlık gerektirmeyen plazma konsantrasyonları ölçülmüş. Linear regresyon modelleri kullanarak kollar arasındaki ortalama farklar tahmin edilmiş.

Zimbabve ve Uganda’daki DTG kollarına 219 katılımcı dahil edilmiş: TAF/FTC+DTG kolunda 109, TDF/FTC+DTG kolunda 110 kişi varmış. Çalışma başlangıcında, ortalama gebelik yaşı 22.6 hafta, ortanca HIV-1 RNA 711 kopya/mL ve ortalama yaş 25.8 yıl imiş. Sekiz hafta içinde, TAF/FTC+DTG grubuna rastgele atanan kadınlarda ortalama total kolesterol, TDF/FTC+DTG grubuna göre 12 mg/dL daha yüksek saptanmış (95% GA 3.8, 21.1). TAF/FTC+DTG grubundaki hamile kadınların, TDF/FTC+DTG grubuna kıyasla daha yüksek ortalama LDL-C (7.1 mg/dL, 95% GA 0.2, 14.0), trigliseritler (12.3 mg/dL, 95% GA 1.8, 22.7), lipoprotein (a) (7.3 mg/dL, 95% GA 1.1, 13.6) ve daha düşük ortalama HDL-C (2.8 mg/dL, 95% GA 0.1, 5.6) seviyelerine sahip oldukları saptanmış.

Sonuç olarak TAF/FTC+DTG başlamak üzere rastgele seçilen hamile kadınların ART başlangıcından itibaren sekiz hafta içinde TDF/FTC+DTG grubuna göre daha yüksek lipid seviyelerine sahip olduğu belirlenmiş. Bununla birlikte lipid seviyelerinin normal referans aralıkları içerisinde olduğu da vurgulanmış.

Eke AC, Brummel SS, Aliyu MH, et al. Lipid and glucose profiles in pregnant women with HIV on tenofovir-based antiretroviral therapy. Clin Infect Dis. 2024: ciae441.

Makale İçin Tıklayınız

Meşrutiyet Mah. Rumeli Cad.
İpek Apt. No. 70 D. 7
(Rumeli Eczanesi üstü),
34363 Şişli, İstanbul
Tel. ve Faks: (0212) 219 54 82
E-posta: klimik@klimik.org.tr