Klimik Bülteni - Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yayın Organıdır
<
20
Ağustos
2024
>

ESKİ SAYILAR

BÜLTEN ÜYELİĞİ

20 Ağustos 2023: Dünya Sivrisinek Günü

20 Ağustos 1897, Sir Ronald Ross (1857-1932)’un sivrisineklerin sıtmayı insandan insana bulaştırdığını gösterdiği tarihtir. Ross, Hintli bir hastanın kanını emdirdikten sonra Anopheles cinsinden dişi sivrisineğin sindirim sisteminde sıtma parazitlerini saptamış ve bu çalışmalarıyla 1902’de Nobel Ödülünü almıştır.

Bilinen en eski infeksiyon hastalıklarından birisi olan sıtmaya günümüzde de yılda 200 milyondan fazla insan yakalanmaktadır. Sıtmanın yanı sıra yine sivrisinekler, dünyanın çeşitli bölgelerinde karşılaşılan zika virusu hastalığı, çikungunya, dang, sarı ateş, Batı Nil ateşi, Rift Vadisi ateşi, Murray Vadisi ensefaliti, Japon ensefaliti,  Doğu at ensefaliti, Batı at ensefaliti, La Crosse ensefaliti, St. Louis ensefaliti, Barmah Ormanı virusu infeksiyonu ve Ross Irmağı virusu infeksiyonu gibi pek çok viral hastalığın ve lenfatik filaryaz ve dirofilaryaz gibi bazı paraziter hastalıkların vektörü olarak önemlerini korumaktadır.

Birçoğu birer zoonoz olan bu hastalıkların ortasında Dünya Sivrisinek Günü’nü sağlıklı bir dünya ve sivrisineklerden uzak günler dileyerek anmak isteriz.

Saygılarımızla.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

Batı Nil Ateşi Ülkemizde: Yine, Yeniden (Web Konferans, 20 Ağustos 2024)

20 Ağustos 2024 Salı günü, 21.00-22.30 saatleri arasında “Batı Nil Ateşi Ülkemizde: Yine, Yeniden” web konferansı yapılacaktır.

PROGRAM
Yöneten: Prof. Dr. Önder ERGÖNÜL
Koç Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Epidemiyoloji, Klinik ve Tedavi
Prof. Dr. Serap ŞİMŞEK-YAVUZ
İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi

Tanı
Öğr. Gör. Dr. Dilek MENEMENLİOĞLU
Hacettepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Salgın Sorgulama: Nasıl Yapmalı?
Uzm. Dr. Elif AGÜLOĞLU
Eyüpsultan Devlet Hastanesi

Sivrisinek Mücadelesi: İstanbul Tecrübesi
Öğr. Gör. Dr. Önder ERYİĞİT
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sağlık Dairesi Başkanlığı

Selam ve saygılarımızla.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

VIII. Ulusal Diyabetik Ayak İnfeksiyonları (UDAİS 2024) Simpozyumu (12-14 Eylül 2024, İstanbul)

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları (KLİMİK) Derneği Diyabetik Ayak İnfeksiyonları Çalışma Grubu (DAİÇG)’nun bu yıl düzenleyeceği VIII. Ulusal Diyabetik Ayak İnfeksiyonları (UDAİS 2024) Simpozyumu’nu 12-14 Eylül 2024 tarihleri arasında İstanbul’da yapacağımızı duyurmaktan büyük mutluluk duymaktayız.

UDAİS 2024’te yayımlanma aşaması henüz devam eden Uzlaşı Raporu 2024’ü sizlerle paylaşmayı umut ederken diyabetik ayak infeksiyonlarının çok yönlü olarak bilimsel bir ortamda değerlendirilmesini amaçladık. Aynı zamanda VIII. Ulusal Diyabetik Ayak İnfeksiyonları Simpozyumu düzenleme kurulunda cerrahi bölümlerden meslektaşlarımız da görev alarak tam bir ekip çalışmasına örnek oluşturmayı hedefledik. UDAİS 2024’te diyabetik ayak yarasına daha profesyonel yaklaşmak isteyen hemşirelere yönelik bir kurs da düzenleyeceğiz.

Ulusal ve uluslararası hekimler ve derneklerin desteği ile gerçekleştirilecek ve diyabetik yara infeksiyonu ile ilgilenenlerin bilgilerini güncelleyeceği veya ilgilenmek isteyenlerin teorik olarak bilgilenmenin yanı sıra pratik uygulamaları yakından izleyeceği bir ortam sağlayacak olan UDAİS 2024’e tüm sağlık çalışanlarını bekliyoruz.

Ayrıntılı Bilgi İçin Tıklayınız

I. Viral İnfeksiyonlar ve Bağışıklama Simpozyumu (19-21 Eylül 2024, İstanbul)

Viral infeksiyonlar, yarattıkları önemli sağlık sorunlarına ek olarak, bireylerin ve toplumların sağlığı üzerinde de ciddi etkilere sahiptir. Bu etkiler, sağlık politikalarının şekillenmesinden, sağlık sistemlerinin ve ekonomilerinin derinden etkilenmesine, hatta sosyal yaşamın büyük ölçüde kısıtlanmasına kadar uzanabilir. Bu nedenle, epidemiyoloji, tanı, tedavi ve önleme konularında yaşanan önemli bilimsel gelişmelerin ışığında, viral infeksiyonların tüm virus gruplarını kapsayacak şekilde ayrıntılı olarak ele alınması, camiamız için öncelik taşımaktadır. Bu bağlamda, Derneğimiz tarafından düzenlenen ve 19-21 Eylül 2024 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirilecek olan I. Viral İnfeksiyonlar ve Bağışıklama Simpozyumu’nun, ülkemizdeki bilim camiasına viral infeksiyonlar konusunda önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz.

Viral infeksiyonlarla ilgili tüm bilimsel gelişmelerin, konusunda uzman kişiler tarafından aktarılacağı, sorunların, deneyimlerin ve üretimlerin paylaşılacağı simpozyumumuzda, alanında deneyim sahibi meslektaşlarımızın yanı sıra genç uzman ve asistan arkadaşlarımızla da buluşmayı hedefliyor, destek ve katılımlarınızla zenginleşecek olan simpozyumumuza hepinizi davet ediyoruz.

Ayrıntılı Bilgi İçin Tıklayınız

Avrupa’da Kızamıkta Endişe Verici Artış

Bu makalede Avrupa’da kızamık vakalarındaki artışın sebepleri ve gelecekteki yönelimler alt başlıklar halinde incelenmiş.

Kızamığın Mevcut Epidemiyolojik Manzarası: Kızamık, yüksek bulaşma oranı ve ciddi komplikasyon riski taşımaktadır. Avrupa’da aşı kapsamındaki eksiklikler vakaların artmasına neden olmaktadır.
COVID-19’un Kızamık Üzerindeki Etkisi: Pandemi, aşılamada düşüşe yol açarak kızamık vakalarını artırmıştır.
Savaşlar ve Mültecilerin Etkisi: Savaşlar aşı hizmetlerine erişimi zorlaştırmaktadır.

Aşılamada Karşılaşılan Zorluklar: Aşıya karşı artan isteksizlik sosyal medya aracılığıyla yayılan yanlış bilgilerle tetiklenmektedir.

Eylem Çağrısı ve Gelecek Yönelimler: Kızamık vakalarının önlenmesi için kapsamlı aşı kampanyalarına ve doğru veri akışına ihtiyaç vardır. Aşı karşıtlığı en önemli tehditlerden biridir ve mutlaka toplumla doğru bir iletişim dili yakalanmalıdır.

Keske Ş, Özsürekci Y, Ergönül Ö. An alarming emergence of measles in europe: gaps and future directions. Balkan Med J. 16 Ağustos 2024.

Makale İçin Tıklayınız

Amerika İnfeksiyon Hastalıkları Derneği, Dirençli Gram-Negatif İnfeksiyonlarda Antimikrobiyal Tedavi Rehberi – 2024

Amerikan İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (IDSA), antimikrobiyal tedavilere dirençli infeksiyonların tedavisine yönelik güncel kılavuzlar sağlamaya kendini adamıştır. Bu rehber, genişlemiş spektrumlu β-laktamaz üreten Enterobacterales (ESBL-E), AmpC β-laktamaz üreten Enterobacterales (AmpC-E), karbapeneme dirençli Enterobacterales (CRE), tedavi edilmesi zor dirençli Pseudomonas aeruginosa (DTR P. aeruginosa), karbapeneme dirençli Acinetobacter baumannii (CRAB) ve Stenotrophomonas maltophilia tarafından gelişen infeksiyonlara odaklanmış.

Tercih edilen ve alternatif önerilen tedavi yaklaşımları, etken mikroorganizmanın tanımlandığı ve antibiyotik duyarlılık sonuçlarının bilindiği varsayılarak, ilgili gerekçeleriyle birlikte sunulmuş. Ampirik tedavi yaklaşımları, oral tedaviye geçiş, tedavi süresi ve diğer yönetimle ilgili hususlar kısaca tartışılmış. Önerilen yaklaşımlar hem yetişkin hem de pediatrik popülasyonlar için geçerli olup, önerilen antibiyotik dozları yalnızca yetişkinler için verilmiş. Rehber yeni veriler ışığında güncellenmektedir. Son olarak 7 Ağustos 2024 tarihinde güncellenmiş.

Tamma PD, Heil EL, Justo JA, Mathers AJ, Satlin MJ, Bonomo RA. Infectious Diseases Society of America 2024 guidance on the treatment of antimicrobial-resistant Gram-negative infections. Clin Infect Dis. 2024: ciae403.

Rehber İçin Tıklayınız

ABD Gazi İşleri Sağlık Sisteminde İnfeksiyon İnsidansı ve Antimikrobiyal Direnç Eğilimleri: Ülke Çapında Retrospektif Kohort Çalışması (2007-22)

Antimikrobiyal direnç halk sağlığı için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Birden fazla patojen için infeksiyon insidansını ve antimikrobiyal direncin uzun vadeli eğilimlerini ülke çapında ölçen kapsamlı çalışmaların sayısı azdır. Bu çalışma, son 15 yılda ABD genelinde dokuz patojen nedeniyle hastaneye yatan hastalarda infeksiyon insidansını ve antimikrobiyal direnç eğilimlerini analiz etmeyi amaçlamış.

ABD çapında gerçekleştirilen bu retrospektif kohort çalışmasında, 1 Şubat 2007-31 Mart 2022 tarihleri arasında ABD genelinde akut bakım servisleri bulunan 138 Gazi İşleri (VA) Tıp Merkezine kabul edilen hastaların elektronik sağlık kayıtlarından elde edilen klinik mikrobiyoloji verileri analiz edilmiş. Yatan hasta antibiyotik kullanımı 1000 hasta günü başına tedavi günü (DOT) olarak ve antimikrobiyal direnci ise direnç oranı (dirençli olarak tanımlanan vaka izolatlarının oranı) ve fenotipik insidans (dirençli, duyarlı veya eksik olarak sınıflandırılan 1000 kabul başına infeksiyon insidansı) ile ölçülmüş. COVID-19 pandemisinden önceki ve COVID-19 pandemisi sırasındaki eğilimleri analiz etmek için genelleştirilmiş tahmin denklemi modelleri kullanılmış ve ortalama yıllık yüzde değişiklikleri (AAPC) raporlanmış.

ABD’deki 50 eyaletteki 138 VA Tıp Merkezinden 507 760 hastadan 991 527 adet 30 günlük vaka izolatı toplanmış. 1 Şubat 2007-31 Aralık 2019 tarihleri arasında birçok patojen ve patojen-ilaç kombinasyonu için infeksiyon insidansı ve antimikrobiyal direnç azalmış. Staphylococcus aureus’ta metisilin direnci oranı bu 13 yıl içinde %57.7’den (20 584 vaka izolatının 11 876’sı) %44.6’ya (13 257’nin 5916’sı) düşmüş (AAPC -1.8%; 95% CI -2.4 ila -1.2; p<0-0001) ve vankomisine dirençli Enterococcus faecium infeksiyonları %77.8’den (3285’te 2555) %65.1’e (1371’de 893; AAPC -1.2%; 95% CI -2.5 ila 0.0; p=0.052) düşmüş. Çoğu patojen için florokinolon direnci hem oran hem de insidans olarak azalmış. Bu eğilimler, florokinolon kullanımında 1000 hasta günü başına 125 DOT’tan 1000 hasta günü başına 20 DOT’a kadar önemli azalmalarla ilişkiliymiş. Üçüncü nesil sefalosporin direnci Escherichia coli infeksiyonlarında 2007’de %6.7’den (14 042’de 942) 2019’da %15.3’e (14 053’te 2153) (AAPC %8.5; %95 CI 6.2 ila 10.7; p<0.0001) dik bir artış göstermiş. Enterobacter cloacae infeksiyonlarında karbapenem direnci oranı 2007’de %1.1’den (2852’de 30) 2019’da %7.3’e (2919’da 212) yükselmiş (AAPC %19.8; %95 GA 13.7 ila 26.2; p<0.0001), ancak Klebsiella pneumoniae ve E coli için düşük kalmış. COVID-19 pandemisi sırasında 1 Ocak 2020-31 Mart 2022 tarihleri arasında, hastane kaynaklı infeksiyonlar için çeşitli patojen-ilaç kombinasyonları hem insidans hem de direnç açısından artış göstermiş. Bazı patojen-ilaç kombinasyonları için dirençli ve duyarlı infeksiyonların insidansındaki eğilimler farklıyken diğer kombinasyonlar için bu eğilimler aynı yönde olmuş.

S. aureus’ta metisilin direncinde, vankomisine dirençli E. faecium’da ve birden fazla patojende florokinolon direncinde görülen önemli düşüşler, kontrol çabalarının direnç üzerinde etkili olduğunu göstermektedir. Genişlemiş spektrumlu β-laktamaz üreten Enterobacterales’deki artış ve hastane ilişkili infeksiyonlardaki son artış, sürekli gözetim ve müdahalelere olan ihtiyacı vurgulamaktadır. Çalışma, fenotipik insidans analizinin direnç oranı ile birleştirilmesinin antimikrobiyal direnç verilerinin yorumlanmasını nasıl geliştirebileceğini vurgulamaktadır.

Pham TM, Zhang Y, Nevers M, et al. Trends in infection incidence and antimicrobial resistance in the US Veterans Affairs Healthcare System: a nationwide retrospective cohort study (2007-22). Lancet Infect Dis. 2024: S1473-3099(24)00416-X.

Makale İçin Tıklayınız

Gebelik Öncesi Aşılanan 186 990 Kadının COVID-19 Aşılaması ve Doğum Sonuçları: İngiltere Çapında Bir Kohort Çalışması

Dünya Sağlık Örgütü gebelikte COVID-19 aşısının etkili ve güvenilir olduğunu belirtmektedir. Ancak, çocuk doğurma potansiyeli olan kadınların gelecekteki gebelikleriyle ilişkili aşı tercihleri konusunda sağlam kanıt eksikliği devam etmektedir. Bu çalışmada gebelikten önce COVID-19 aşısı olmakla doğum sonuçları arasındaki ilişki araştırılmış.

25 Mayıs 2021-28 Ekim 2022 tarihleri arasında en az 24 hafta gebelik süresine ulaşan tüm gebelikler için İngiltere genelindeki elektronik sağlık kayıtları analiz edilmiş. Gebelik öncesi COVID-19 aşısı olma durumuna göre doğum ve gebelik sonuçları için insidans oranları ve tehlike oranları tahmin edilmiş. Çalışmaya 186 990 gebe dahil edilmiş. Gebelikten önceki 12 ay içinde COVID-19 aşısı olan kişilerde aşırı erken doğum oranları (düzeltilmiş risk oranı: 0.74, %95 güven aralığı: 0.63-0.88) ve gebelik yaşına göre küçük bebek doğurma oranları (düzeltilmiş risk oranı: 0.94, %95 güven aralığı: 0.88-1.00) gebeliğe aşısız başlayan kişilere göre daha düşük bulunmuş. mRNA aşısı olanlarda ise ölü doğum riski daha düşükmüş (düzeltilmiş risk oranı:0.72, %95 güven aralığı: 0.52-1.00). Gebelik sırasında venöz tromboembolizm insidansı viral vektör aşısı olan kadınlarda daha yüksek bulunmuş (düzeltilmiş risk oranı: 1.54, %95 güven aralığı: 1.10-2.16), ancak mRNA aşısı alan kadınlarda yüksek değilmiş (düzeltilmiş risk oranı: 1.02, %95 güven aralığı: 0.70-1.50). Sonuçlar genellikle farklı doz rejimleri ve duyarlılık analizleri için tutarlı bulunmuş.

Bu çalışmayla ilk COVID-19 aşısından sonraki 12 ay içinde başlayan gebeliklerin aşılanmamış kadınlara kıyasla genel popülasyonun belirli alt gruplarında veya genel popülasyonda daha az olumsuz doğum sonucu yaşadığına dair kanıtlar bulunmuş. Güvenlik sorunlarını en aza indirmek için mRNA aşısının viral vektör aşısına tercih edilmesi gerektiği, ancak ikincisi tek seçenek olduğunda aşılanmamış bir gebeliğe başlamaktansa viral vektör aşısının tercih edilmesi gerektiği belirtilmiş. Viral vektör aşısının venöz tromboembolizm riski, gebelikte SARS-CoV-2 infeksiyonuna veya gebe olmayan popülasyonda hormon replasman tedavisi ve oral kontraseptifler gibi yaygın olarak kullanılan ilaçlara atfedilen riske kıyasla önemli ölçüde daha düşük bulunmuş.

Suseeladevi AK, Denholm R, Retford M, et al. COVID-19 vaccination and birth outcomes of 186,990 women vaccinated before pregnancy: an England-wide cohort study. Lancet Reg Health Eur. 13 Ağustos 2024.

Makale İçin Tıklayınız

Meşrutiyet Mah. Rumeli Cad.
İpek Apt. No. 70 D. 7
(Rumeli Eczanesi üstü),
34363 Şişli, İstanbul
Tel. ve Faks: (0212) 219 54 82
E-posta: klimik@klimik.org.tr