Klimik Bülteni - Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yayın Organıdır
<
16
Temmuz
2024
>

ESKİ SAYILAR

BÜLTEN ÜYELİĞİ

Antifungallerin Farmakokinetik ve Farmakodinamik Etkileri

Bugünkü konuğumuz İstinye Üniversitesi, Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Öğretim üyelerinden Doç. Dr. Zehra Çağla Karakoç. Aynı zamanda derneğimizin Mantar İnfeksiyonları Çalışma Grubu başkanlığını da yürüten Çağla hocamızla bugünkü yayınımızda antifungallerin farmakokinetik ve farmakodinamik etkilerini konuştuk. İnvazif fungal infeksiyonların tedavisinde kullandığımız antifungal ajanlar ile ilgili ayrıntılı olduğu kadar pratik bilgileri de bulacağınız bu yayınımız GILEAD ilaç firması sponsorluğunda gerçekleşmektedir. Yayına destekleri için GILEAD’a teşekkür eder keyifli dinlemeler dileriz.

Podcast Yayınımızı Dinlemek İçin Tıklayınız

Cinsel Yolla Bulaşan İnfeksiyon Kliniği Poliklinik Hastalarındaki Penisilin Alerjisinin Tespitinde, Kolay Uygulanabilir Bir Algoritmanın Tanımlanması İçin Tasarlanmış, Çok Merkezli Randomize Kontrollü Bir Çalışma

Cinsel yolla bulaşan infeksiyon (CYBİ) kliniklerindeki hastaların yaklaşık %15’inin penisilin alerjisi olduğunu bildirmesi sebebiyle sifilis ve gonorenin tedavisi zorlaşır. Fakat bu kişiler değerlendirildiğinde>%90’ının penisilin alerjisi olmadığı tespit edilir. Bu randomize kontrollü çalışma, penisilin alerjisi olduğunu bildiren hastaların CYBİ kliniklerinde güvenli bir şekilde tedavi edilmesini sağlayacak bir algoritma tanımlanmasını hedeflemektedir. Bu algoritma gereği penisilin alerjisi olduğunu bildiren kişilerin, alerji riskini sınıflandırmak için uzmanlar tarafından geliştirilen bir anketi cevaplamaları istenmiş ve riski düşük kişilere penisilin deri testi ve sonrasında 250 mg amoksisilin uygulaması veya kademeli doz artış (amoksisilin öncelikle 25 mg, sonrasında 250 mg olacak şekilde) testi uygulandıktan sonra verdikleri reaksiyonlar incelenmiştir. Çalışmaya katılan 284 kişinin %25.3 (n=72)’inin alerji riski yüksek olarak değerlendirildiği için hariç tutulmuştur. Geriye kalan 206 kişinin %49.5’i penisilin deri testine reaksiyon göstermemiş ve yalnızca 3’ü 250 mg amoksisilin uygulamasıyla hafif reaksiyonlar yaşamıştır. Kademeli doz artış testinin yapıldığı 104 kişinin %50.5’inde de uygulama sonrası herhangi bir reaksiyon gelişmemiştir. Toplamda, düşük riskli kişilerin %94.7’si herhangi bir reaksiyon göstermezken %5.3’ü yalnızca hafif semptomlar göstermiştir. Bu sonuçlar uygulanması oldukça kolay olan bir risk değerlendirme anketinin, CYBİ kliniklerinde penisilin alerjisi değerlendirmesi için kullanılabileceğini göstermektedir. Bu yaklaşım, penisilin alerjisi olduğunu bildiren kişilerin %67’sinin gonore veya sifilis için birinci basamak tedavileri güvenle almasını sağlayabilir.

Lillis RA, et al. Randomized Multicenter Trial for the Validation of an Easy-to-Administer Algorithm to Define Penicillin Allergy Status in Sexually Transmitted Infection Clinic Outpatients. Clin Infect Dis. 2024;78(5):1131-39.

Makale İçin Tıklayınız

Vietnam’ın Canlı Kuş Pazarlarında Yüksek Oranda Görülen Patojenitesi Yüksek Avian Influenza A Virusu

Son yıllarda Vietnam, kümes hayvanlarında birçok grip salgını yaşamıştır. Bu çalışmada 10 Ocak 2019 – 26 Nisan 2021 tarihleri arasında Kuzey Vietnam’daki canlı kuş pazarlarında ve domuz çiftliklerinde “One Health” grip izleme yaklaşımı kullanılmış. COVID-19 pandemisi dolasıyla yapılan kısıtlamaların olmadığı her ay, saha ekipleri tarafından beş farklı bölgede dört canlı kuş pazarında ve beş domuz çiftliğinden kümes hayvanları ve domuzlardan oral sekresyon örnekleri, hayvan tesislerinden biyoaerosol ve dışkı örnekleri ve orada çalışan kişilerin nasal sürüntü örnekleri toplanmış. Örnekler başlangıçta moleküler testlerle taranmış ve ardından embriyonlu yumurtlarda (kümes hayvanı örnekleri) veya MDCK((Madin Darby Canine Kidney) hücrelerinde (insan veya domuz örnekleri) kültürü yapılmış.

Toplanan 3,493 örneğin birçoğunda ya moleküler ya da kültür kanıtı ile influenza A virüsü tespit edilmiş. 837 kümes hayvanı orofaringeal örneklerinin 314’ünde (%37,5), 574 biyoaerosol örneğinin 144’ünde (%25,1), 1,257 kümes hayvanı dışkı örneğinin 438’inde (%34,9) ve 828 insan nasal sürüntü örneğinin 16’sında (%1,9) influenza A virüsü saptanmış. Kümes hayvanı örneklerinin kültürleri sonucu 454 influenza A izolatı elde edilmiş ve bunların 83’ü H5 olup 70’i (%84,3) yüksek düzeyde patojenik bulunmuş. Ek olarak, pozitif bir insan örneğinde H9N2 avian-benzeri PB1 geni tespit edilmiş. Buna karşılık, domuz çiftliklerinde influenza A prevalansı çok daha düşükmüş ve incelenen 1,700 toplam domuz çiftliği örneğinin sadece 6’sında (%0,4) moleküler olarak influenza A virüsü kanıtı bulunmuş.

Bu çalışma, Vietnam’daki kuş pazarlarında, çoğu yüksek patojenite gösteren H5N6 suşları da dahil olmak üzere, yüksek prevalansta Avian Influenza A virüslerinin bulunmaya devam ettiğini ve bu durumun kümes hayvanları ve insanlar için tehdit oluşturmaya devam edeceğini göstermektedir.

Duy Tung Dao, et al. High prevalence of highly pathogenic avian ınfluenza a virus in Vietnam’s live bird markets, Open Forum Infectious Diseases, 2024

Makale İçin Tıklayınız

Aynı Gün İçinde Tanımlama ve Antibiyotik Duyarlılık Testi Sonuçlarının Bildirilmesinin Kan Dolaşımı Enfeksiyonlarının Tedavisine Etkisi

Antibiyotiğe dirençli organizmaların artışı, hasta yönetimi için hızlı tanımlama (ID) ve antibiyotik duyarlılık testi (AST) yöntemlerinin uygulanmasını gerekli kılmaktadır. Bu çalışmada hızlı tanımlama ve AST raporlamasının klinisyenlerin tedavi kararlarını nasıl etkilediğini değerlendirmek amaçlanmıştır. Bakteriler, serum ayırıcı tüpler ve MALDI-TOF MS kullanılarak doğrudan pozitif kan kültürlerinden (BC) tanımlanmış. AST için EUCAST hızlı antibiyotik duyarlılık testi (RAST) yöntemi uygulanmış. Hızlı tanımlama ve AST raporlarının klinisyen tedavi kararları üzerindeki etkisi klinik dokümantasyon aracılığıyla değerlendirilmiş. Antimikrobiyal tedavi ve müdahalelerin uygunluğu kurumsal antimikrobiyal reçeteleme kılavuzlarına, AST sonuçlarına ve klinik verilere göre değerlendirilmiş. Toplam 86 hastaya ait toplam 128 kan kültürü şişesi işleme tabi tutulmuş. Hızlı tanımlama yöntemi 76 hastaya ait 105 (%82,1) şişede başarılı olmuş. Hızlı tanımlama sonuçları aynı gün Enfeksiyon Hastalıkları Ekibi tarafından 76 hastanın 55’i (%72,4) için incelenmiş. Değerlendirme sonucunda 28 (%36,8) hasta için yeni tedaviler veya müdahaleler önerilmiş. 24 hasta için RAST sonuçları mevcutmuş. Yedi hastanın duyarlılık profili aynı gün Enfeksiyon Hastalıkları Ekibi tarafından değerlendirilmiş. RAST sonuçlarına göre dört vakada antimikrobiyal tedavi genişletilirken iki vakada spektrum daraltılmış.

Bu çalışmada yaşanan sorunlar  şu şekilde belirtilmiş: “Tüm hızlı sonuçlar değerlendirilmiş olsaydı, ID ve RAST sonuçlarına göre sırasıyla sekiz (%10,5) ve on bir (%14,5) hasta için daha ayarlamalar yapılabilirdi. Hızlı ID ve AST’nin uygulanması hasta yönetimine katkıda bulunabilir. Hızlı raporlama yapılmış olmasına rağmen, bazı sonuçlar aynı gün klinisyen tarafından değerlendirilmemiştir, bu da klinisyen ile laboratuvar arasındaki iletişimin güçlendirilmesi gerektiğini göstermektedir.”

Mervenur Demir, Gülçin Telli-Dizman, Gülşen Hazırolan, Ömrüm Uzun, Gökhan Metan. The Impact of Reporting the Same-Day Identification and Antibiotic Susceptibility Test Results on the Treatment of Bloodstream Infections. Infect Dis Clin Microbiol 2024;6(2):123-32

Makale İçin Tıklayınız

Karbapenem Dirençli Acinetobacter baumannii‘nin(KDAB) Neden Olduğu Ciddi İnfeksiyonların Tedavisinde İntravenöz Fosfomisin: Çok Merkezli Klinik Deneyim

Karbapenem dirençli Acinetobacter baumannii (CRAB) kaynaklı ciddi infeksiyonlar son birkaç yılda giderek daha fazla rapor edilmektedir. Birçok in-vivo ve in-vitro çalışma, intravenöz fosfomisinin CRAB enfeksiyonlarının tedavisinde olası bir rolü olduğunu ileri sürmüştür. Bu çok merkezli, retrospektif çalışma, Aralık 2017 ile Aralık 2022 arasında İtalya’daki dört hastaneye ardışık olarak yatırılan ve CRAB’ın neden olduğu ciddi enfeksiyonlar için intravenöz fosfomisin ile tedavi edilen hastaları içeriyormuş. Çalışmanın birincil amacı, çalışma popülasyonunda 30 günlük mortalite ile ilişkili risk faktörlerini değerlendirmekmiş ve modele bir eğilim puanı eşleştirilmiş analiz eklenmiş.

Bu çalışmaya, intravenöz fosfomisin içeren bir rejimle tedavi edilen CRAB kaynaklı ciddi infeksiyonlu 102 hasta dahil edilmiş. Hastaların %59’unda ventilatör ilişkili pnömoni (VAP), %22’sinde primer bakteriyemi ve %16’sında santral venöz kateterle ilişkili infeksiyon tanısı konulmuş. Tüm hastalar, esas olarak sefiderokol ( n = 54), kolistin ( n = 48) veya ampisilin/sulbaktam ( n = 18) ile kombinasyon halinde intravenöz fosfomisin içeren bir rejimle tedavi edilmiş. Kırk sekiz (%47) hasta 30 gün içinde ölmüş. Elli sekiz (%57) hasta klinik tedavi başarısızlığı yaşamış. Cox regresyon analizi; diyabet, primer bakteriyemi ve kolistin içeren bir rejimin 30 günlük mortalite ile bağımsız olarak ilişkili olduğunu, buna karşın infeksiyonun yeterli kaynak kontrolü, erken 24 saatlik aktif in vitro etkin tedavi ve sefiderokol içeren bir rejimin sağkalım ile ilişkili olduğunu göstermiş. Kolistin bazlı bir rejim, A. baumannii kolonizasyonu ve primer bakteriyemi klinik başarısızlık ile bağımsız olarak ilişkiliymiş. CRAB’ın neden olduğu ciddi infeksiyonların tedavisinde fosfomisini kombinasyon halinde içeren farklı antibiyotik rejimleri kullanılabilir.

Russo, Alessandro, et al. “Intravenous fosfomycin for treatment of severe infections caused by carbapenem-resistant Acinetobacter baumannii: a multicenter clinical experience.” International Journal of Antimicrobial Agents (2024): 107190.

Makale İçin Tıklayınız

Meşrutiyet Mah. Rumeli Cad.
İpek Apt. No. 70 D. 7
(Rumeli Eczanesi üstü),
34363 Şişli, İstanbul
Tel. ve Faks: (0212) 219 54 82
E-posta: klimik@klimik.org.tr