Klimik Bülteni - Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yayın Organıdır
<
21
Mayıs
2024
>

ESKİ SAYILAR

BÜLTEN ÜYELİĞİ

Yapay Zeka Teknolojileri ve Tıp Alanındaki Kullanımı

Bir KLİMİK podcast yayınıyla daha karşınızdayız. Bu haftaki konuğumuz Kocaeli Üniversitesi, Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalından Dr. Öğretim Üyesi Özlem Güler. Bu yayınımızda bir süredir hayatımıza giren ve gelecekte birçok alanda yer tutacak olan yapay zeka teknolojilerinden, bu teknolojilerin tıp alanındaki kullanımından ve bizlere kendi alanımızla ilgili ne gibi kolaylıklar sağlayabileceğinden konuştuk. Değerli konuğumuza yayınımıza katıldığı için çok teşekkür ediyor ve sizlere keyifli dinlemeler diliyoruz.

Podcast Yayınımızı Dinlemek İçin Tıklayınız

ESCMID Global 2024’ten: Akılda Kalanlar (182. Web Konferans, 21 Mayıs 2024)

21 Mayıs 2024 Salı günü, 20.00-21.30 saatleri arasında “ESCMID Global 2024’ten: Akılda Kalanlar” web konferansı yapılacaktır.

PROGRAM

Yönetenler
Prof. Dr. Serap ŞİMŞEK-YAVUZ
İstanbul Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Prof. Dr. Özlem AZAP
Başkent Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Konuşmacı 1
Dr. Öğr. Üyesi Aysun BENLİ
İstanbul Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Konuşmacı 2
Doç. Dr. Tuğba YANIK-YALÇIN
Başkent Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Selam ve saygılarımızla.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

Pediatri Sevisi Lavabolarıyla İlişkili Farklı Türlerle Oluşan Karbapenemaz Üreten Enterobacterales Salgını: IncM1 Plazmitleri Türler Arası Aktarım İçin Önemli Bir Araç

Tokyo’daki bir akademik tıp merkezinin pediatri servisinde karbapenemaz üreten farklı türdeki Enterobacterales’lerin (CPE) neden olduğu salgını tanımlayan bu çalışma American Journal of Infection Control dergisinde yayınlanmış. İndeks vaka Haziran 2016’da rektal sürüntüde Klebsiella variicola (CPE) tespit edilen bir yaşında bir erkek çocuğu, diğerleri ise Mart 2017’de ortaya çıkan ve yayılan Klebsiella quasipneumoniae (CPE) vakaları olarak saptanmış. Nisan 2017’de bir salgın yaşanmış. Kapsamlı çevresel ve hasta mikrobiyolojik örneklemesi yapılarak izolatların ilişkisi tüm genom dizilimiyle belirlenmiş.

Servisteki 19 hasta ve 9 lavaboda yapılan CPE sürveyans kültürleri pozitif bulunmuş. CPE hastalarının bulunmadığı hastane odalarındaki lavabolarda, salgın sırasında pozitif CPE pozitif örnek görülmemiş. blaIMP-11’i barındıran bir tanesi hariç, blaIMP-1’i barındıran  tam genom dizilimi kullanılarak analiz edilen tüm CPE suşları aynı blaIMP-1 taşıyan IncM1 plazmidlerini barındırıyormuş. Lavabo değiştirildikten sonra bile CPE tespit edilmiş. Lavabolara odaklanan infeksiyon kontrol önlemleri uygulanması ile CPE salgını yedi ay sonra sona ermiş.

Bu çalışma ile ortaya çıkan görüş yazarlar tarafından şu şekilde özetlenmiş: “Birden fazla bakteri türü, aynı kökenli IncM1 plazmitlerini taşıyan blaIMP-1 yoluyla CPE’ye dönüşebilir ve hastane koğuşundaki lavabolardan yayılabilir. Bir paket halinde uygulanan kapsamlı infeksiyon kontrol önlemleri çok önemli olabilir”.

Tsukada M, Miyazaki T, Aoki K, et al. The outbreak of multispecies carbapenemase-producing Enterobacterales associated with pediatric ward sinks: IncM1 plasmids act as vehicles for cross-species transmission. Am J Infect Control. 2024: S0196-6553(24)00101-9.

Makale İçin Tıklayınız

Piperasilin-Tazobaktam ve Sefepim Uygulanan Sepsisli Hastalarda Mortalite

Deneysel ve gözlemsel çalışmalar, bakteriyel sepsisin antianaerobik antibiyotiklerle (örneğin piperasilin-tazobaktam) ampirik tedavisinin, anaerob koruyucu antibiyotiklerle (örneğin sefepim) karşılaştırıldığında olumsuz sonuçlarla ilişkili olduğunu ileri sürmüştür. Bununla birlikte, piperasilin-tazobaktam ve sefepim için yakın zamanda yapılan pragmatik bir klinik araştırma, 14 günde kısa vadeli sonuçlarda hiçbir fark olmadığını göstermiştir. Çalışma, bu ajanların ampirik kullanımının sonuçlarını incelemek için gerçekleştirilmiş. Bu amaçla yapılan retrospektif kohort çalışmasında, piperasilin-tazobaktam kıtlığı yaşanan 12 Haziran 2015-18 Eylül 2016 arasındaki dönem de dahil olmak üzere, 1 Temmuz 2014’ten 31 Aralık 2018’e kadar Michigan Üniversitesi’ndeki hastane kabulleri incelenmiş. Piperasilin-tazobaktam ve sefepim ile yanında vankomisin ile tedavi edilen sepsis şüphesi olan yetişkin hastalar çalışmaya dahil edilmiş. Birincil sonuç 90 günlük ölüm oranı olarak belirlenirken, ikincil sonuçlar organ yetmezliği olmayan ventilatörsüz ve vazopressörsüz günleri içermekteymiş. Piperasilin-tazobaktam kıtlığı yaşanan 15 aylık dönem, antibiyotik seçiminde ölçülmeyen karışıklık için araçsal değişken olarak kullanılmış.

Çalışma kriterlerine uygun 7569 sepsisli hastanın (4174 erkek [%55]; ortanca yaş, 63 [IQR 52-73] yıl) 4523’ü vankomisin ve piperasilin-tazobaktam ile tedavi edilirken, 3046’sı vankomisin ve sefepim ile tedavi edilmiş. Tedavi grupları yaş, Charlson Komorbidite İndeksi skoru, Sıralı Organ Yetmezliği Değerlendirme skoru veya antibiyotik uygulamasına kadar geçen süre açısından anlamlı farklılık göstermemiş. Enstrümantal değişken analizinde piperasilin-tazobaktam, 90 günde %5.0 (%95 GA, %1.9-%8.1) mutlak mortalite artışı ve organ yetmezliği olmayan 2.1 (%95 GA, 1.4-2.7) daha az gün, ventilatörsüz 1.1 (%95 GA, 0.57-1.62) daha az gün ve vazopressörsüz 1.5 (%95 GA, 1.01-2.01) daha az gün ile ilişkilendirilmiş.

Sepsis şüphesi olan ve antianaerobik tedavi için net endikasyonu olmayan hastalar arasında piperasilin-tazobaktam uygulanması, sefepim ile karşılaştırıldığında daha yüksek mortalite ve artmış organ fonksiyon bozukluğu süresi ile ilişkilendirilmiş. Bu bulgular sepsiste ampirik antianaerobik antibiyotiklerin yaygın kullanımının zararlı olabileceğini düşündürmektedir.

Chanderraj R, Admon AJ, He Y, et al. Mortality of patients with sepsis administered piperacillin-tazobactam vs cefepime. JAMA Intern Med. 2024: e240581.

Makale İçin Tıklayınız

HIV-1 Bağışıklığının Geliştirilmesinde İlerleme

Science dergisinin 16 Mayıs 2024 tarihli sayısında HIV-1 aşı çalışmalarında pasif bağışıklıkta ilerleme sağlayacak dört yeni araştırmanın yorumunun bulunduğu bir “perspective” yazısı yayımlandı. Bu çalışmaların yorumu ve çalışmalara yönlendirmeyi sağlayan yazının özeti ektedir:

Başarılı bir HIV-1 aşısının dolaşımdaki HIV-1 türlerinin çoğuna karşı koyabilecek geniş çapta nötralize edici antikorları (bnAb’ler) tetiklemesi gerekecektir. Antikor Aracılı Önleme (AMP) çalışması, VRC01 bnAb’nin yeterli konsantrasyonda pasif olarak verildiğinde VRC01’e duyarlı çeşitli viruslara bağlı insan infeksiyonunu önleyebildiğini gösterdi. Peki aşı yoluyla bnAb’ler nasıl ortaya çıkarılabilir? Germ hattı hedefleme (GT) yaklaşımı önde gelen bir strateji olarak kabul edilir: İmmünojenler, bnAb üreten plazma hücreleri haline gelme konusunda içsel genetik kapasiteye sahip saf insan B hücrelerini spesifik olarak hedeflemek için tasarlanmıştır. Yani B hücresi reseptörleri (BCR’ler), olgun bnAb’lerin germline (gl) öncülerini temsil eder. Steichen ve ark. ile Xie ve ark. sırasıyla V3-N332 glikan bağımlı bnAb epitopuna yönelik bir GT stratejisindeki ilerlemeyi açıklamaktadır. Ayrıca Cottrell ve ark. ve Wang ve ark. VRC01’in bağlandığı CD4 reseptör bağlanma bölgesine (CD4bs) odaklanan bir GT yaklaşımına odaklanan çalışmalarıyla dikkat çekmektedir.

Sanders RW, Moore JP. Progress on priming HIV-1 immunity. Science. 2024; 384 (6697): 738-9.

Makale İçin Tıklayınız

Meşrutiyet Mah. Rumeli Cad.
İpek Apt. No. 70 D. 7
(Rumeli Eczanesi üstü),
34363 Şişli, İstanbul
Tel. ve Faks: (0212) 219 54 82
E-posta: klimik@klimik.org.tr