Klimik Bülteni - Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yayın Organıdır
<
14
Mayıs
2024
>

ESKİ SAYILAR

BÜLTEN ÜYELİĞİ

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı Kutlu Olsun!

19 Mayıs 1919, İstiklal Savaşı’nın “Ya İstiklal Ya Ölüm” parolasıyla başladığı gündür. Bağımsızlığımız ve Cumhuriyetimiz 19 Mayıs’ta başlatılan mücadelenin eseridir. Büyük Önder Atatürk ve kahraman silah arkadaşları tarafından verilen mücadele sonucunda büyük fedakârlıklarla kurulan Türkiye Cumhuriyeti gençlerimize emanettir. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nın 105. yılında tüm kahramanlarımızı minnetle ve şükranla anıyoruz. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun!

KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

Kritik Hastalarda Karbapeneme Dirençli Klebsiella pneumoniae Kaynaklı İnfeksiyonların Tedavisinde Seftazidim/Avibaktam ve Fosfomisin Artı Meropenem Bazlı Rejimlerin Karşılaştırmalı Değerlendirilmesi

Ülkemizde yapılan bu çalışma kritik hastalarda, karbapeneme dirençli Klebsiella pneumoniae (CRKP) kaynaklı kan dolaşımı infeksiyonları (KDİ) veya ventilatörle ilişkili pnömoniyi (VİP) tedavi etmek için seftazidim/avibaktam (CAZ/AVI) kullanan tedavi rejimleri ile fosfomisin artı meropenem (FOS/MER) kombinasyonunun etkinliklerini karşılaştırmak amacıyla gerçekleştirilmiş.

4 Ocak 2019-16 Temmuz 2023 tarihleri arasında, üçüncü basamak bir hastanenin yoğun bakım ünitesinde kültürle doğrulanmış CRKP etken olan KDİ veya VİP tanısı alan yetişkin (≥18 yaş) hastalar geriye dönük olarak incelenmiş. Toplam 71 hasta iki gruba ayrılarak değerlendirilmiş. CAZ/AVI bazlı grupta 30 hasta ve FOS/MER bazlı grupta 41 hasta bulunmaktaymış. CAZ/AVI bazlı ve FOS/MER bazlı terapötik rejimlerle tedavi edilen hastalar arasında, yoğun bakım ünitesinde toplam kalış süresi ve 14 ve 30 günlük ölüm oranları açısından önemli bir farklılık bulunmamış.

Çalışmanın CRKP ile ilişkili infeksiyonları olan hastalarda tedavi sonuçlarının ve ilişkili risk faktörlerinin kapsamlı bir şekilde anlaşılmasını ilk kez sağlayan bir araştırma olduğu vurgulanmış.

Önal U, Tüzemen Ü, Küçükdemirci Kaya P, et al. A comparative study of ceftazidime/avibactam-based and fosfomycin plus meropenem-based regimens for managing infections caused by carbapenem-resistant Klebsiella pneumoniae in critically ill patients. J Chemother. 2024: 1-9.

Makale İçin Tıklayınız

Yaşlı Erişkinlerde İdrar Yolu İnfeksiyonları: Geniş Spektrumlu Beta-laktamaz Üretimiyle İlişkili Faktörler

Türkiye’de üçüncü basamak bir üniversite hastanesinde yapılan bu prospektif gözlemsel çalışmaya Escherichia coli veya Klebsiella pneumoniae‘ya bağlı toplum kökenli veya hastane kaynaklı üst idrar yolu infeksiyonu (İYİ) olan 65 yaş üstü ve hastaneye yatırılan toplam 97 hasta dahil edilmiş. İYİ tanısı alan hastaların yaşları, cinsiyetleri, eşlik eden hastalıkları, predispozan ve immünsupresif durumları, semptom ve fizik muayene bulguları, laboratuvar testleri, kültür sonuçları, antimikrobiyal tedaviler ve tedaviye yanıtları, daha önce tekrarlayan idrar yolu infeksiyonu öyküleri, klinik bulguları (ateş, yaşamsal belirtiler ve akut faz parametreleri) ve İYİ’nin klinik şiddetine (bakteriyemi, akut böbrek yetmezliği ve septik şok) bakılmış. Sonuç değişkenleri uygunsuz ampirik antibiyotik tedavisi, idrar yolu infeksiyonunun tekrarlaması ve hastane içi mortalite olarak belirlenmiş. Olgular nüks/yeniden infeksiyon açısından üç ay süreyle takip edilmiş.

E.coli veya K.pneumoniae‘ya bağlı İYİ’ler arasında GSBL prevalansı %69.1 (n= 67) bulunmuş. İYİ tanısı anında CRP değerleri GSBL üreten grupta anlamlı olarak yüksek bulunmuş (p=0.004). Çok değişkenli analizde GSBL üreten E.coli ve K.pneumoniae’ya bağlı yaşlı yetişkinlerde İYİ ile ilişkili majör faktörlerin erkek cinsiyet (OR: 2.72, CI: 1.02–7.25), daha önce tekrarlayan idrar yolu infeksiyonu (OR: 3.14, CI: 1.21–8.14) ve ikincil bakteriyemi gelişimi (OR: 4.95, CI: 1.03–23.89) olduğu görülmüş.

Bu çalışmada tekrarlayan idrar yolu infeksiyonu öyküsü olan yaşlı erkeklerdeki şiddetli idrar yolu infeksiyonunun GSBL prevalansının yüksek olduğu tabloda klinisyen için GSBL üretimi konusunda bir uyarı olabileceği ve bu hastalarda ampirik tedavide karbapenemlere öncelik verilebileceği sonucuna varılmış.

Alkan S, Balkan II, Surme S, et al. Urinary tract infections in older adults: associated factors for extended-spectrum beta-lactamase production. Front Microbiol. 2024; 15:1384392.

Makale İçin Tıklayınız

Adalimumab, Etanersept ve Tosilizumab Tedavisi Alan Hastalarda Tüberküloz İnfeksiyonu Riski: Suudi Arabistan Deneyimi

Çalışma Suudi Arabistan’da üçüncü basamak bir bakım merkezinde çeşitli klinik endikasyonlar için Adalimumab, Etanersept ve Tocilizumab alan tüm hastaların iki yılı aşkın takibini kapsayan retrospektif bir kohort çalışması olarak planlanmış.

2015-2019 döneminde toplam 410 hastaya Adalimumab, 271 hastaya Etanersept ve 58 hastaya Tosilizumab verilmiş. Tüm gruplarda en yaygın tedavi endikasyonu romatoid artrit, Adalimumab grubunda inflamatuar barsak hastalığı, Etanersept grubunda psoriatik artrit ve Tosilizumab grubunda jüvenil idiyopatik artrit olarak belirlenmiş. Adalimumab alan hastalar için 36 ± 8.9 ay, Etanersept alan hastalar için 21.5 ± 8.4 ay ve Tosilizumab alan hastalar için 21 ± 2.5 ay olan ortalama takip periyodundan sonra hiçbir grupta TB infeksiyonu vakası saptanmamış. Adalimumab grubunda test edilen 353 hastanın 26’sında (%7.4) İnterferon Gama Salım Testi (IGST) pozitif saptanırken, bir hastada pozitiflik ilaç başlandıktan sonraki takiplerde saptanmış; hasta asemptomatikmiş.  Etanersept alan 222 hastanın 29’unda (%13.1) IGST pozitif görülmüş; bunlardan ikisinde Etanersept tedavisine başladıktan sonraki takiplerde  pozitiflik saptanmış; hastalar asemptomatikmiş. Tosilizumab alan 50 hastadan yalnızca 6’sında (%12) IGST pozitifliği görülmüş ve hepsi Tosilizumab’a başlamadan önceymiş. Genel IGST pozitiflik oranı %9.7 saptanmış olup üç hasta takiplerde pozitifleşmiş. İGST testi pozitif saptanan hastalardan Adalimumab alanların hepsine, Etanersept alanların 13’üne (%44), Tosilizumab alanların 4’üne (%66) izoniazid başlanmış. IGST pozitifliği oranı ile hasta yaşı arasında anlamlı ilişki görülürken IGST pozitifliğinin belirgin olarak arttığı yaş 53.20 yıl olarak belirlenmiş.

Sonuç olarak çalışmada Etanersept, Adalimumab ve Tosilizumab alan hastalarda tüberküloz infeksiyonu riskinde artış görülmemiş. Adalimumab ile tedavi edilen hastaların yalnızca %0.3’ünde ve Etanersept ile tedavi edilen hastaların %0.9’unda tedavi sırasında pozitif IGST gelişmiş.

Boqaeid A, Layqah L, Alonazy A, et al. The risk of tuberculosis infection in Saudi patients receiving adalimumab, etanercept, and tocilizumab therapy. J Infect Public Health. 2024; 17 (6): 1134-41.

Makale İçin Tıklayınız

Corynebacterium diphtheriae ve Corynebacterium ulcerans: EUCAST Duyarlılık Yöntemlerinin Geliştirilmesi

Difteri etkenlerine yönelik fikir birliğine varılmış bir antimikrobiyal duyarlılık testi (ADT) yöntemi ve yorumu bulunmamaktadır. Düşük ve orta gelirli ülkelerde (çoğunlukla C. diphtheriae‘ye bağlı) ve batı ülkelerinde (çoğunlukla C. ulcerans‘ın neden olduğu) difteri vakalarının yeniden ortaya çıkması ile kesin kanıtlara dayalı sınır değerlerin belirlenmesi önem taşımaktadır. Bu çalışma Broth mikrodilüsyon ve disk difüzyon yöntemlerini değerlendirmenin yanısıra sınır değerlerin belirlenebileceği minimum inhibitör konstantasyon (MİK) değerlerini belirlemeyi ve inhibisyon zon çaplarından oluşan bir veri seti oluşturmayı amaçlamış.

Türlere (Corynebacterium diphtheriae ve Corynebacterium ulcerans ) ve ulusal sürveyans programlarına (Fransa ve Almanya) göre eşit olarak dağıtılan 400 yeni klinik izolat (toksijenik ve non-toksijenik) dahil edilmiş. Güç üreyen organizmalar için EUCAST metodolojisi kullanılarak sıvı besiyeri mikrodilüsyonu ve disk difüzyonu kullanılmış. MIK ve zon çapı değerlerinin dağılımları yöntemler ve ülkeler arasında büyük oranda uyumlu bulunmuş. İzolatların duyarlı (S) veya artan maruziyette duyarlı (I) olarak sınıflandırılmasına izin veren sınır değerleri WHO tarafından tedavide önerilen iki birinci basamak ajan olan benzilpenisilin ve eritromisin dahil 12 ajan için belirlenmiş. Verilerde sınır değerler, benzilpenisilin ve amoksisilin için dirençli (R)> 1 mg/L, benzilpenisilin için S ≤ 0,001 mg/L, amoksisilin için S ≤ 1 mg/L olarak sınıflandırmış. Eritromisin sınır değerleri S ≤ 0.06 mg/L ve R > 0.06 mg/L olarak belirlenmiş. C. diphtheriae ve C. ulcerans karşılaştırıldığında, MİK değerleri klindamisin harici benzer dağılımlar göstermiş. C. ulcerans için klindamisin sınır değeri önerilmemiş olup çoğu izolatın klindamisine dirençli olmasını sağlayan mekanizmanın aydınlatılması için daha fazla çalışma gerektiğine vurgu yapılmış.

Sonuç olarak bu çalışma ile C. diphtheriae ve C. ulcerans için geniş bir antimikrobiyal duyarlılık veri seti sağlanmış.

Berger A, Badell E, Åhman J, et al. Corynebacterium diphtheriae and Corynebacterium ulcerans: development of EUCAST methods and generation of data on which to determine breakpoints. J Antimicrob Chemother. 2024; 79 (5): 968-76.

Makale İçin Tıklayınız

Hematolojik Malignitesi Olan Yetişkin Hastalarda Pneumocystis jirovecii Pnömonisi Profilaksisi İçin İntravenöz Pentamidin: Retrospektif Bir Çalışma

Hematopoetik kök hücre nakli yapılan veya hematolojik malignitesi olan hastalar için seçilmiş yoğun kemoterapilerin kullanımında Pneumocystis jirovecii pnömonisine (PCP) yönelik profilaksi önerilmektedir. Trimetoprim-sülfametoksazol (TMP-SMX) önerilen birinci basamak ajandır ancak her hastada kullanılamamaktadır. İnhale pentamidin, önerilen ikinci basamak ajandır ancak solunum yolu virusu salgınları, özellikle de COVID-19 salgını sırasında potansiyel kontaminasyon riskleri nedeniyle aerosol haline getirilmiş ilaçlar daha az tercih edilmiştir. Bu durumda potansiyel alternatif ajan olarak intravenöz (IV) pentamidin karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada COVID-19 pandemisi sırasında yetişkin allojenik hematopoietik kök hücre nakli alıcılarında ve hematolojik malignitesi olan hastalarda PCP profilaksisi için IV pentamidin kullanımının etkinliği ve tolere edilebilirliği değerlendirilmiş.

Toplam 202 hasta ortalama üç doz (1-29) olmak üzere 239 kür aylık IV pentamidin almış. IV pentamidin alan hastaların en büyük grubu (%49.5) hematopoietik kök hücre nakli öyküsü olan hastalarmış. TMP-SMX profilaksisi kullanmamanın en sık nedeni sitopeni (%34.7) imiş. Hastaların hiçbirinde infüzyon reaksiyonu gelişmemiş ve yan etki görülmemiş. Literatürde IV pentamidin ile görülen yan etkilerin bu çalışmada görülmemesinin nedeninin aylık olarak uygulanan dozların, tedavi için kullanılan günlük dozlara göre daha iyi bir yan etki profiline sahip olması olabileceği belirtilmiş. IV pentamidin tedavisi sırasında PCP infeksiyonunda ilerleme kaydeden hiçbir hasta gözlenmemiş. Sonuç olarak bu çalışmada hematopoetik kök hücre nakli yapılan veya hematolojik malignitesi olan hastalarda PCP profilaksisi için aylık IV olarak uygulanan pentamidin güvenli ve etkili görülmüş.

Liew YX, Ho AYL, Wong GC, Chung SJ, Tan TT, Tan BH. A retrospective study of intravenous pentamidine for Pneumocystis jirovecii pneumonia prophylaxis in adult patients with hematologic malignancies-its utility during respiratory virus pandemics. Int J Infect Dis. 2024; 143: 107059.

Makale İçin Tıklayınız

Meşrutiyet Mah. Rumeli Cad.
İpek Apt. No. 70 D. 7
(Rumeli Eczanesi üstü),
34363 Şişli, İstanbul
Tel. ve Faks: (0212) 219 54 82
E-posta: klimik@klimik.org.tr