Sizlerin katılımları ve destekleri ile zenginleşeceğine yürekten inandığımız XXIV. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları (KLİMİK 2024) Kongresi’nde siz değerli üyelerimizle buluşmayı heyecanla bekliyoruz.
Selam ve saygılarımızla.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu
Mart 2024’ün 5 soru 5 yanıtı yayımlandı. Soruları yanıtlamak için KLİMİK Derneği web sitesi üzerinden veya KLİMİK Uygulamalar üzerinden şifrenizle giriş yapabilirsiniz.
Şiddet, tecavüz, cinayet, toplumsal baskı, cinsiyetçi bakış, taciz, sömürü, iş yerinde ayrımcılık, ücrette eşitsizlik…
Cinsiyet eşitliği sadece kadınları ilgilendiren bir sorun değildir; toplumun gelişmişliğinin ve yaşam kalitesinin göstergesidir.
Evde, sokakta, atölyede, fabrikada, kampüste, ofiste, tarlada gerçek demokrasi ve eşitlik içinde yaşadığımız bir dünya özlemiyle 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Kutlu Olsun!
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu
Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) dünya geneli 390 milyon insanı etkilemektedir. Tedavide kullanılan steroidlerin şu ana kadar pnömoni, osteoporoz gibi birçok yan etkisi bildirilmiştir. Bu çalışmada KOAH tanılı ayaktan takip edilen geniş bir hasta popülasyonunda inhalasyon yoluyla kortikosteroidlerin kümülatif artan dozda kullanımı ile pnömoni nedenli hastane yatışları arasındaki ilişkiyi araştırmak ve inhalasyon yoluyla kortikosteroid (ICS) dozu ile pnömoni yatışları arasında doz-cevap ilişkisi olup olmadığını araştırmak amaçlanmış.
Çalışma, Danimarka’da Ocak 2010 ile Ekim 2017 tarihleri arasında ulusal çapta yürütülen bir retrospektif kohort çalışması olarak tasarlanmış. Değerlendirmede Danimarka KOAH kayıtları (hastaların spirometreleri, BMI vs.), Danimarka ulusal hasta kayıtları (hastane başvuruları, yatış süreleri vs.), Danimarka ulusal reçete kayıtları kullanılmış. KOAH sistemine kayıtlı hastalar, son beş yıl içinde immun yetmezlik tanısı almayan (kanser hastaları vs.) ve bu tarihler arasında hastane başvurusu olan hastalar çalışmaya dahil edilmiş. KOAH sistemine kayıtlı olup bu yedi yıl içinde hastane başvurusu olmayan hastalar bilgi eksiklikleri nedeniyle dahil edilmemiş. Dahil edilen hastaların son bir yılki reçeteleri ve kayıtları incelenmiş, inhalasyon yoluyla kortikosteroid kullanımı detayları not edilmiş. Hastaların kohorta kayıt edildikten sonraki 365 gün içinde pnömoni yatışı açısından kayıtlarına bakılmış. Primer sonlanım, pnömoni nedeni ile hastane yatışı (primer ya da sekonder tanı) olarak belirlenmiş. ICS kullanımı ile ilişkili olan pnömoni yatış riskini belirlemek için Cox proportional hazard regresyon analizi yapılmış. Çok değişkenli analize bilinen risk faktörleri (yaş, sigara vs) dahil edilmiş.
Çalışmaya 52 100 hasta dahil edilmiş. Hastalar hiç ICS almayan, düşük doz alan, orta doz alan ve yüksek doz alan olarak dört gruba ayrılmış. Dahil edilen hastaların %11.3’ünün kohorta dahil edikten sonraki 365 gün içinde pnömoni açısından hastane yatışı olmuş. Pnömoni nedeniyle hastane yatışı hiç ICS kullanmayan grupta %7, düşük dozda %9, orta dozda %13 ve yüksek dozda %17 olarak saptanmış. Regresyon analizinde pnömoni yatışı açısından ICS dozu arttıkça risk yüksek bulunmuş.
Sonuçta ICS tedavisi pnömoni nedeniyle hastane yatışında artış ile ilişkili bulunmuş. Hekimlerin KOAH hastalarına inhalasyon yoluyla kortikosteroid yazarken dikkatli olmaları gerektiği ve pnömoni şüpheli hastaların anamnezinde kullandığı inhalasyon yoluyla tedavilerin detaylı sorgulanması gerektiği belirtilmiş.
Rønn C, Sivapalan P, Eklöf J, et al. Hospitalization for chronic obstructive pulmonary disease and pneumonia: association with the dose of inhaled corticosteroids. A nation-wide cohort study of 52 100 outpatients. Clin Microbiol Infect. 2023; 29 (4): 523-9.
Kompleks apandisit ameliyatı sonrası antibiyotiklerin uygun kullanım süresi belirsizdir. Küresel antimikrobiyal direnç tehdidin artması, antibiyotik kullanımının yan etkileri, hastanede kalış süresini ve maliyetleri azaltabilecek şekilde kısıtlanmasını gerektirmektedir.
Hollanda’daki 15 hastanede gerçekleştirilen pragmatik, açık etiketli, eşdeğerlik çalışmasında, kompleks apandisiti olan hastalar (≥8 yaş) apandektomi sonrası iki gün veya beş gün intravenöz antibiyotik almak üzere rastgele (1:1) belirlenmiş. Randomizasyon merkezlere göre tabakalandırılmış ve tedavi eden doktorlar ve hastalar tedavi dağılımı konusunda maskelenmemiş. Birincil sonlanım noktası, 90 gün içinde gelişen infeksiyöz komplikasyonlar ve mortaliteden oluşan bileşik sonlanım noktası olarak belirlenmiş. Ana sonlanım %7.5’ lik eşdeğerlik sınırı ile primer sonlanımda saptanan (yaşa ve apandisit ağırlığına göre düzeltilmiş bir şekilde hesaplanmış) mutlak risk farkı (%95 CI) olarak tanımlanmış. Sonuç değerlendirmesi elektronik hasta kayıtlarına ve apandektomiden 90 gün sonra telefon görüşmesine göre yapılmış. Etkinlik tedavi amacına yönelik olarak ve protokol uyarınca analiz edilmiş.
12 Nisan 2017 ile 3 Haziran 2021 tarihleri arasında 13 267 hasta taranmış ve her gruba 533 olmak üzere 1066 hasta rastgele belirlenmiş. İki günlük tedavi grubunun tedavi amacına yönelik analizinde 31 kişi, beş günlük tedavi grubunda da onam gibi bazı nedenlerle 30 kişi çalışma dışı bırakılmış. Telefonla takip 1005 hastanın 664 (%66)’ünde tamamlanmış. Birincil sonlanım noktası iki günlük grupta analiz edilen 502 hastanın 51 (%10)’inde ve beş günlük grupta analiz edilen 503 hastanın 41 (%8)’inde ortaya çıkmış (düzeltilmiş mutlak risk farkı %2.0 %95 CI: 1.6-5.6). Komplikasyon ve yeniden müdahale oranları çalışma grupları arasında benzer bulunmuş. İki günlük grupta [502 hastanın 45 (%9)’inde] beş günlük gruba göre [503 hastanın 112 (%22)’sinde] daha az hastada antibiyotiklerin yan etkileri görülmüş [odds ratio (OR) 0.344, 95% CI 0.237 ila 0.498]. Hastaneye yeniden başvuru iki günlük grupta [502 hastanın 58 (%12)’i] beş günlük gruba [503 hastanın 29 (%6)’u; OR 2.135, 1.342 ila 3.396] kıyasla daha sık görülmüş. Tedaviye bağlı ölüm iki grupta da görülmemiş.
Kompleks apandisit için ameliyat sonrası iki gün intravenöz antibiyotik kullanımının, %7.5’lik bir eşdeğerlik sınırına dayalı olarak, 90 gün içinde infeksiyöz komplikasyonlar ve mortalite açısından beş güne kıyasla daha kötü olmadığı sonucuna varılmış. Bu bulguların iyi kaynaklara sahip bir sağlık hizmeti ortamında gerçekleştirilen laparoskopik apandektomi için geçerli olduğu ve bu stratejinin benimsenmesinin antibiyotiklerin olumsuz etkilerini ve hastanede kalış süresini azaltacağı belirtilmiş.
de Wijkerslooth EML, Boerma EG, van Rossem CC, et al. 2 days versus 5 days of postoperative antibiotics for complex appendicitis: a pragmatic, open-label, multicentre, non-inferiority randomised trial. Lancet. 2023; 401 (10374): 366-76.
Bu çalışmada infeksiyon hastalıklarının tanısal doğruluk çalışmalarında sonuçların aşırı olumlu yorumlanmasının yaygınlığını değerlendirmek ve iyileştirme önerilerini belirlemek amaçlanmış.
Ocak ve Mart 2019 tarihleri arasında yayımlanan infeksiyon hastalıklarında tanısal doğruluk çalışmalarını belirlemek için PubMed’te arama yapılmış. Her makale, çalışma özelliklerinin yanında gerçek ve potansiyel aşırı yorumlama biçimlerini belirlemek için iki yazar tarafından bağımsız olarak değerlendirilmiş. ‘Gerçek aşırı yorumlama’, çalışma amaçlarına dayanmayan sonuçlar veya çalışma bulgularının gerekçelendirdiğinden daha olumlu sonuçlar olarak tanımlanmıştır. Çalışma bulgularının aşırı yorumlanmasına neden olabilecek başka uygulamalar da vardır ve bunlar ‘potansiyel aşırı yorumlama’ olarak tanımlanmış.
Nihai analize 120 çalışma dahil edilmiş. Dahil edilen çalışmaların 101 (%84)’inin ana metninde olumlu veya umut verici tavsiyelerde bulunulmuş. Gerçek aşırı yorumlama kanıtı 30 (%25) makalede bulunmuş; 22 (%18)’si çalışma amaçlarıyla uyuşmayan bir sonuç bildirmiş ve 56 (%47)’sı özette ana metinden daha olumlu bir sonuca ulaşmış. Analiz edilen tüm çalışmalarda en az bir potansiyel aşırı yorumlama biçimi görülmüş olup, bunlar en yaygın olarak örneklem büyüklüğü hesaplamasının eksikliği (n=109, %91) ve sıfır hipotezinin bildirilmemesidir (n=115, %96).
Dahil edilen çalışmaların üçte birinde sonuçların aşırı yorumlandığına dair kanıtlar bulunmuş. Tanısal doğruluk çalışmalarında sonuçların aşırı olumlu yorumlanmasını önlemek için önerilen müdahalelere uyulması gerektiği belirtilmiş.
Bramer S, Cheung HY, Do W, Leeflang MMG. Over-interpretation of findings in diagnostic accuracy studies of infectious diseases. Clin Microbiol Infect. 2023; 29 (8): 1045-55.
Çalışma, merkezi sinir sistemi (MSS) infeksiyonu olan kritik hastalarda seftazidim/avibaktamın farmakokinetiğini/farmakodinamiklerini (PK/PD) tanımlamak amacıyla gerçekleştirilmiş.
Seftazidim/avibaktam ile tedavi edilen MSS infeksiyonu olan kritik hastalarda ve serum ve/veya BOS’ta seftazidim/avibaktamın kararlı durum konsantrasyonu (Css) üzerinde Ağustos 2020 ile Mayıs 2023 tarihleri arasında prospektif bir çalışma gerçekleştirilmiş. Çalışmada, PK/PD hedefine ulaşılıp ulaşılmadığı, mikrobiyal eradikasyon ve seftazidim/avibaktamın klinik etkinliği değerlendirilmiş.
Değerlendirmeye yedi hasta dahil edilmiş. Plazmadaki seftazidim/avibaktam hedefine ulaşma düzeyinin üç hastada optimal, bir hastada optimale yakın ve üç hastada suboptimal olduğu bulunmuş. BOS ilaç konsantrasyonları ölçülen üç hastada CSF’de seftazidim/avibaktam hedefine optimal olarak %100 (3/3) ulaşılmış. AUC CSF/serum değerlerinin seftazidim için 0.59, 0.44 ve 0.35 ve avibaktam için 0.57, 0.53 ve 0.51 olduğu bulunmuş. Yedi hastanın tümü (7/7) etkili bir şekilde tedavi edilmiş; %71.4’ünde (5/7) mikrobiyolojik eradikasyon sağlanmış. Hastaların %85.7 (6/7)’si hayatta kalırken 14.3 (1/7)’ü tedavi sonrası dönemde kaybedilmiştir.
Sınırlı klinik veriler, seftazidim/avibaktamın karbapeneme dirençli Gram-negatif basillerin (MDR-GNB) neden olduğu MSS infeksiyonlarının tedavisinde etkili olduğunu, BOS ideal ilaç konsantrasyonunu sağlayabildiğini ve iyi kan-beyin bariyeri penetrasyonuna sahip olduğunu göstermiş.
Xu Y, Luo X, Yuan B, et al. The pharmacokinetics/pharmacodynamics of ceftazidime/avibactam for central nervous system infections caused by carbapenem-resistant Gram-negatives: a prospective study. J Antimicrob Chemother. 2024: dkae035.
