Almanya, Fransa, Hollanda ve İspanya’daki 31 üçüncü basamak hastanede gerçekleştirilen uluslararası, açık etiketli, randomize, kontrollü, eşdeğerlik çalışmasında S. aureus kan dolaşımı infeksiyonuna bağlı komplikasyon riski düşük olan hastalarda oral tedaviye erken geçişin etkinliği ve güvenliği değerlendirilmiş.
Çalışmaya 18 yaş üzeri komplike kan dolaşımı infeksiyonu olmayan hastalar dahil edilmiş (pnömoni, ampiyem, osteomyelit, endokardit, yabancı cisim infeksiyonu, septik şok, IV antibiyoterapiye rağmen 72 saatten fazla bakteriyemisi devam eden hastalar, son üç ay içerisinde kan dolaşımı infeksiyonu nedeniyle tedavi almış olanlar, yapay kalp kapağı olanlar ve immünosupresif hastalar dışlanmış). Toplam 213 hastada 108 hasta oral tedaviye geçiş grubunda, 105 hasta IV tedavi grubuna randomize edilmiş. 5-7 günlük IV antibiyoterapi sonrasında klinisyenin seçimi ve antibiyotik duyarlılık sonuçlarına göre hastalara oral trimetoprim-sulfometoksazol (TMP-SMX), klindamisin veya linezolid ile tedaviler toplamda 14 güne tamamlanmış.
Hastalar 90 gün boyunca izlenmiş. Birincil sonlanım noktası olarak relaps, hemotojen yayılım kaynaklı derin yerleşimli S. aureus infeksiyonu ve mortalite; ikincil sonlanım noktası olarak hastane yatış süresi, IV tedaviye bağlı ciddi yan etki ve C. difficile infeksiyonu gelişmesi olarak belirlenmiş.
S. aureus kan dolaşımı infeksiyonuyla ilişkili komplikasyon oranı oral geçiş grubundaki 108 katılımcının 14’ünde (%13) ve IV standard tedavi grubundaki 105 katılımcının 13’ünde (%12) meydana gelmiş (%95 GA –7.8 ila 9.1; p=0.013). İlk pozitif kan kültüründen sonra hastanede kalış süresi, oral geçiş grubunda IV gruba göre daha kısa saptanmış (%95 GA –4 ila 0; p=0.043). Oral olarak tedavi edilen katılımcılarda IV tedavinin komplikasyonları sayısal olarak daha az iken C. difficile infeksiyonu görülme sıklığı her iki grupta da benzer bulunmuş. Sağkalım, oral geçiş grubunda IV gruba göre sayısal olarak daha düşükmüş ancak bu ikincil son noktalar arasındaki farklar istatiksel olarak anlamlı bulunmamış.
Alt grup değerlendirmelerinde MRSA bakteriyemisi ile takip edilen 16 hastanın hastane yatış süresi diğer hastalara göre fazlayken, sağkalım daha düşük bulunmuş (p=0.016). Oral tedaviye geçilen grupta, IV tedavi grubuyla kıyaslandığında, birincil sonlanım açısından benzer sonuçlar saptanmış. Beklendiği gibi oral tedavi grubu IV ilaç alan katılımcılara göre hastaneden daha erken taburcu olmuşlar ve istatiksel olarak anlamlı olmasa da komplikasyon oranlarının daha düşük olduğu saptanmış. Oral tedaviye geçilmesiyle IV olarak uygulanan ve potansiyel olarak komplikasyona neden olabilecek ilaçların sayısı azaldığı için bu sonuç yazarlar tarafından şanstan ziyade gerçek bir tedavi etkisi olarak yorumlanmış. Yine yan etki oranı oral tedavi grubunda IV gruba göre daha fazla saptanmış.
Özetle bu çalışma düşük riskli S. aureus kan dolaşımı infeksiyonu olan hastalarda erken oral tedaviye geçişin standard IV antimikrobiyal tedaviden daha aşağı olmadığını ve düşük riskli S. aureus kan dolaşımı infeksiyonu olan hastalarda sıkı bir klinik değerlendirme yapılması ve komplikasyonlar açısından yakın izleme yapılması koşuluyla oral antimikrobiyal tedaviye erken geçişi desteklemektedir.
Kaasch AJ, López-Cortés LE, Rodríguez-Baño J, et al. Efficacy and safety of an early oral switch in low-risk Staphylococcus aureus bloodstream infection (SABATO): an international, open-label, parallel-group, randomised, controlled, non-inferiority trial. Lancet Infect Dis. 2024: S1473-3099(23)00756-9.
Makale İçin Tıklayınız