Klimik Bülteni - Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yayın Organıdır
<
30
Ocak
2024
>

ESKİ SAYILAR

BÜLTEN ÜYELİĞİ

Büyüyerek Devam Eden Tehlike! Her yönüyle Hepatit Delta Virusu

Herkese merhabalar! Yeni bir KLİMİK podcast yayını ile karşınızdayız. Bugünkü konuğumuz Dicle Üniversitesi, Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Kemal Çelen. KLİMİK Hepatit Akdemisi 2024’te görüşme şansı bulduğumuz Çelen’e kendisinin de çok uzun süredir çalışmakta olduğu alanlardan biri olan hepatit delta virusu infeksiyonlarına yönelik sorular sorduk. Bilgi ve deneyimlerini bizimle paylaşan hocamıza çok teşekkür eder ve sizlere keyifli dinlemeler dileriz.

Saygı ve sevgilerimizle.

KLİMİK Podcast Ekibi

Podcast Yayınımızı Dinlemek İçin Tıklayınız

Dirençli Mantar İnfeksiyonlarının Tedavisinde Kritik Kararlar Toplantısı (30 Ocak 2024, İstanbul)

Derneğimizin 2023-2024 dönemi bilimsel toplantıları İstanbul’daki “Dirençli Mantar İnfeksiyonlarının Tedavisinde Kritik Kararlar” toplantısıyla devam ediyor. 30 Ocak 2024 Salı günü, 18.00-20.00 saatleri arasında Aynalı Geçit, Meşrutiyet Caddesi, Avrupa Pasajı Kat 2, Beyoğlu adresinde yapılacak olan toplantıya tüm üyelerimizi bekliyoruz.

Saygılarımızla.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

Toplantı Programı İçin Tıklayınız

İndüklenebilir Kromozomal AmpC-tipi β-laktamaza Sahip Enterobakterilerde Kan Kültürlerinde Hızlı Antibiyotik Duyarlılık Testi (RAST)

Kan dolaşımı infeksiyonlarının erken ve yeterli tedavisi hasta morbidite ve mortalitesini azaltmaktadır. Semptomların başlangıcından sonraki ilk saatlerde doğru antimikrobiyal tedavinin uygulanması hayatta kalma oranını artırmaktadır. Antibiyotik duyarlılığına ilişkin güvenilir ve erken bilgi, tedavinin erken ayarlanmasına olanak sağlamaktadır. Antibiyotik duyarlılığının belirlenmesi için laboratuvarlarda yapılan testler 16-20 saatte sonuçlanmaktadır. Bu nedenle özellikle ağır infeksiyonlarda hızlı antibiyotik duyarlılık testinin (RAST) uygulanması gerekli olup, sonuç alma süresini kısaltmaya olanak sağlayacaktır. Bu çalışmada indüklenebilir kromozomal AmpC üreten enterobakterilerde RAST için bir ön yöntem geliştirmesi amaçlanmış.

Gerçek koşulları simüle etmek için BACTEC™ Plus Aerobic/F kan kültürü şişeleri (Becton, Dickinson and Company, Sparks MD, ABD), 5 ml insan kanı ve 100–200 CFU/ml’lik 1 ml solüsyona inokule edilmiş (önceden her bakteri izolatının 0.5 McFarland süspansiyonunun 1/1.000.000 oranında seyreltilmesiyle hazırlanmış). Şişeler, otomatik BACTEC FX sisteminde (Becton, Dickinson and Company) inkübe edilmişler. RAST, indüklenebilir kromozomal Amp C’ye sahip 49 enterobakterinin ekildiği kan kültürlerinde sonuçlar inkübasyonun 4, 6 ve 8. saatlerinde okunmuş ve ticari sıvı mikrodilüsyon referans yöntem olarak kabul edilmiş. Toplam 10 antibiyotiğin diskleri değerlendirilmiş. Dört saatte okunabilir testlerin oranı %85 iken tüm RAST sonuçları 6 ve 8 saatte okunabilmiş. Çoğu antibiyotik için, geçici sınır değerleri belirlendikten ve teknik belirsizlik alanı tanımlandıktan sonra 4, 6 ve 8. saatlerde S veya R sonucu uyumu %80’den yüksek olarak bulunmuş.

Bu ön yöntem pratik kullanıma uygun gibi görünse de sınır değerlerin ayarlanması ve türlere göre farklılaştırılması için genişletilmesi gerektiği vurgulanmış.

Carrasco B, Zaragoza G, Arana DM, Hernández-Hermida Y, Alós JI. Rapid antibiotic susceptibility testing (RAST) of blood cultures in enterobacteria with inducible chromosomal AmpC-type β-lactamase. Enferm Infecc Microbiol Clin. 18 Ocak 2024.

Makale İçin Tıklayınız

Erişkinlerde Erken Sifilis Tedavisi İçin Benzatin Penisilin G ile Oral Linezolidin Karşılaştırılması (Trep-AB çalışması): Prospektif, Açık Etiketli, Randomize Kontrollü, Eş Değerlik Çalışması

Cinsel yolla bulaşan bir infeksiyon (CYBİ) olan sifilisin sıklığı giderek artmaktadır. Randomize kontrollü çalışmaların az olması, penisilin alerjisi olan gebe kadınlarda penisilin dışı alternatif tedavi seçeneklerinin bulunmaması (desensitizasyon yöntemi dışında), nörosifilis ve konjenital sifilisin uzun süreli parenteral uygulama gerektirmesi ve makrolid direnci nedeniyle infeksiyonun yönetimi zordur. Linezolid, in vitro ve hayvan modellerinde Treponema pallidum’a karşı etkili bulunmuştur. Bu çalışmada erişkinlerde erken sifilis tedavisinde linezolidin etkinliği standart benzatin penisilin G (BPG) ile karşılaştırılmış.
İspanya’da devlet hastanesine bağlı CYBİ biriminde serolojik veya moleküler yöntemlerle erken sifilis (primer, sekonder veya erken latent) tanısı konulan kişiler çalışmaya alınmış. Bu kişiler oral linezolid (5 gün boyunca günde bir kez 600 mg) veya intramüsküler BPG (tek doz 2.4 milyon ünite) olmak üzere rastgele bir şekilde 1:1 oranında randomize edilerek belirti, semptom (6. haftaya kadar haftada bir kez, 12. hafta, 24. hafta ve 48. haftada) ve non-treponemal antikor titreleri (12. hafta, 24. hafta ve 48. hafta) açısından değerlendirilmiş. Birincil sonlanım noktası, klinik yanıt, serolojik yanıt ve nüksün olmamasını içeren bileşik bir sonlanım noktası olarak belirlenmiş.

Çalışmaya linezolid grubunda 29 hasta, BPG grubunda 30 hasta olacak şekilde toplam 59 hasta katılmış. Toplam 48 haftalık takip sonrasında, linezolid grubundaki 27 katılımcının 19’u (%70) (%95 GA, 49.8-86.2) ve BPG grubundaki 28 katılımcının 28’i (%100) (%95 GA, -50.5-8.8) tedaviye yanıt vermiş ve linezolid eş değerlik kriterini karşılamamış. İlaçla ilişkili advers olayların (hafif veya orta) sayısı her iki tedavi grubunda da benzer bulunmuş (iki grup için de %17). Takip sırasında hiçbir ciddi advers olay bildirilmemiş.

Sonuç olarak 5 gün boyunca günlük 600 mg linezolidin etkinliği BPG ile karşılaştırıldığında eş değerlik kriterlerini karşılamamıştır. Bu tedavi rejimi erken sifilis hastalarını tedavi etmek için kullanılmamalıdır.

Ubals M, Nadal-Baron P, Arando M, et al. Oral linezolid compared with benzathine penicillin G for treatment of early syphilis in adults (Trep-AB Study) in Spain: a prospective, open-label, non-inferiority, randomised controlled trial. Lancet Infect Dis. 2024: S1473-3099(23)00683-7.

Makale İçin Tıklayınız

Hamster Modelinde Leptospirozun İskelet Kası Dokusuna Doğrudan Yayılımı ile Oluşan Miyozit

Miyalji, insanlarda leptospiroz infeksiyonunun yaygın bir belirtisidir. Otopsiler, kas dokusunda miyofiberlerde dejenerasyon ve nekrozun yanısıra esas olarak makrofajlar ve lenfositlerden oluşan inflamatuar hücrelerin infiltrasyonunu göstermektedir.  Leptospirozun doğrudan kasları etkileyip etkilemediği ve sızan inflamatuar hücrelerin kas lifi tahribatına nasıl dahil olduğu belirsizliğini korumaktadır. Bu çalışmada hamster modelinde kas dokusundaki histopatolojik değişiklikler ile leptospiral lokalizasyon arasındaki ilişki değerlendirilmiş.

Makrofajların iskelet kası hasarındaki etkisi de lipozomal klodronat uygulamasıyla makrofajların seçici olarak tükenmesi kullanılarak araştırılmış. Leptospira interrogans serovar Manilae suşu UP-MMC-SM ile deri altından infekte edilen hamsterlerde, infeksiyondan 6 gün sonra başlayarak aşılanan alana bitişik uyluklarda miyozit görülmüş. Miyozit pürülan değilmiş ve kas liflerinde sporadik dejenerasyon ve nekroz saptanmış. Miyofiberlerin dejenerasyonuna makrofajların toplanması eşlik etmiş. İmmünofloresan boyama, hasarlı kas liflerini çevreleyen leptospiraları ortaya çıkarmış. Formalinle öldürülmüş Leptospira’nın deri altı enjeksiyonu veya canlı Leptospira’nın intraperitoneal enjeksiyonu, hamster uyluklarında miyozite neden olmamış. İnfekte hamsterlerde lipozomal klodronat tedavisi, bakteriyel klirensi etkilemeden kas dokusundaki makrofaj infiltrasyonunu azaltmış. Lipozomal klodronat ile tedavi edilen infekte hamsterlerde kas nekrozu gözlenmeye devam etmiş ve yalnızca lipozomlarla tedavi edilen hayvanlarla karşılaştırıldığında serum kreatin kinaz düzeylerinde önemli bir değişiklik olmamış.

Bulgular, bir inokülasyon bölgesinden kas dokusuna leptospiral invazyonun kas liflerinin tahribatına yol açtığını ve pürülan olmayan miyozite neden olduğunu, sızan makrofajların ise daha az kas tahribatına yol açtığını göstermektedir.

Miyahara S, Mori H, Fukuda K, Ogawa M, Saito M. Non-purulent myositis caused by direct invasion of skeletal muscle tissue by Leptospira in a hamster model. Infect Immun. 2024: e0042023.

Makale İçin Tıklayınız

İki Valanlı İnsan Papilloma Virus Aşısını Takiben İnvazif Servikal Kanser İnsidansı: Aşılama Yaşı, Doz ve Yoksulluğun Etkisini Araştıran Popülasyona Dayalı Gözlemsel Bir Çalışma

Yüksek riskli insan papilloma virusu (HPV) serviks kanserine neden olmaktadır. Preinvazif ve invazif hastalık insidansını önemli ölçüde azaltan aşılar geliştirilmiştir. İskoçya popülasyonuna dayalı bu gözlemsel çalışmada, iki valanlı HPV aşısının uygulanmasını takiben aşılama yaşı, doz sayısı ve yoksunluğun invazif hastalık insidansı üzerindeki etkisininin değerlendirilmesi amaçlanmış.

1 Ocak 1988 ile 5 Haziran 1996 arasında doğan kadınlar için veriler, Temmuz 2020’de İskoç serviks kanseri tarama sisteminden alınmış ve kanser kaydı, bağışıklama ve yoksulluk verileriyle karşılaştırılmış. 100 000 kişi-yıl başına invazif serviks kanseri insidansı ve aşı etkinliği aşılama durumu, aşılama yaşı ve yoksulluk ile ilişkili bulunmuş. Doz sayısına bakılmaksızın 12 veya 13 yaşında aşılanmış kadınlarda hiçbir invazif kanser vakası kaydedilmemiş. 14 ila 22 yaşlarında aşılanan ve 3 doz iki valanlı aşı verilen kadınlar, tüm aşılanmamış kadınlara kıyasla insidansta önemli bir azalma göstermiş [3.2/100 000 (%95 güven aralığı (CI) = 2.1 ila 4.6)’e karşılık 8.4 [%95 CI = 7.2 ila 9.6)]. Düzeltilmemiş insidans, en yoksul kadınlarda (İskoç Çoklu Yoksulluk Endeksi 1) en az yoksul (İskoç Çoklu Yoksulluk Endeksi 5) kadınlara göre önemli ölçüde daha yüksek bulunmuş [10.1/100 000 (%95 GA = 7.8 ila 12.8)’e karşılık 3.9 (%95 CI = 2.6 ila 5.7)]. En yoksul bölgelerden gelen kadınlarda, 3 doz aşıyı takiben insidansta önemli bir azalma görülmüş [13.1/100 000 (%95 GA = 9.95 ila 16.9)’e karşılık 2.29 [%95 GA = 0.62 ila 5.86)].

Bulgular, iki valanlı HPV aşısının invazif serviks kanseri gelişimini önlediğini ve 1 veya 2 dozun 1 ay arayla 12-13 yaşlarında verildiğinde fayda sağladığını doğrulamış. Daha büyük yaşlarda istatistiksel olarak anlamlı aşı etkinliği için 3 doz gerekliymiş. Daha yoksul bölgelerden gelen kadınlar, daha az yoksul bölgelerden gelenlere göre aşılamadan daha çok fayda görüyormuş.

Palmer TJ, Kavanagh K, Cuschieri K, et al. Invasive cervical cancer incidence following bivalent human papillomavirus vaccination: a population-based observational study of age at immunization, dose, and deprivation. J Natl Cancer Inst. 2024: djad263.

Makale İçin Tıklayınız

Meşrutiyet Mah. Rumeli Cad.
İpek Apt. No. 70 D. 7
(Rumeli Eczanesi üstü),
34363 Şişli, İstanbul
Tel. ve Faks: (0212) 219 54 82
E-posta: klimik@klimik.org.tr