Klimik Bülteni - Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yayın Organıdır
<
29
Ağustos
2023
>

ESKİ SAYILAR

BÜLTEN ÜYELİĞİ

30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlu Olsun!

Cumhuriyet’in kuruluşu yolunda 30 Ağustos 1922’de Türk Ordusu tarafından emperyalizme vurulan tokadın ve kazanılan zaferin anlamı çok büyüktür.

30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun!

KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu
Yönetim Kurulu Açıklaması İçin Tıklayınız

İnfektif Endokardit: 2023’te Neler Değişti? Simpozyumu (14 Ekim 2023, Ankara)

Simpozyumun amacı bir infeksiyon hastalığı olarak mortalitesi çok yüksek olan infektif endokarditle ilgili güncel bilgilerin gözden geçirilmesi, ülkemiz ve dünyadaki endokarditin değişen epidemiyolojisi, tanı, tedavi ve görüntüleme yöntemlerindeki yeni gelişmelerle ilgili yaklaşımların ve zor olguların yönetiminin sizlerle paylaşılmasıdır. İnfektif endokarditte mortalitenin ve morbiditelerin azaltılabilmesi için, hastaların takip ve tedavisi için ortak bir yaklaşım oluşturmuş ve infeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji uzmanı, nefrolog, kardiyolog, kalp damar cerrahı, diş hekimi, radyolog ve nükleer tıp uzmanlarından oluşan bir ekip tarafından yapılmalıdır. Bu nedenle simpozyumumuza, infektif endokarditli hastaların tanı ve tedavisinde rol alan diğer branşların da katılımına büyük önem vermekteyiz. Aralık 2021’de yaptığımız simpozyumumuz sonrası Türk Nefroloji Derneği ile KLİMİK Derneği olarak bir ortak sonuç bildirgesi yayımladık. Gelecekte diğer branşlarla da benzer iş birliğimiz devam edecektir.

Simpozyumun, ülkemizdeki infektif endokarditli hastalara bakım veren tüm hekimlerin bilgi ve uygulama birikimine katkı sunacağını, infektif endokardit ekiplerinin gerekliliğini ortaya koyacağını umuyoruz. 14 Ekim 2023 tarihinde Ankara’da  yüz yüze yapacağımız simpozyumumuzda sizlerle birlikte olmayı ümit ediyoruz.

İlgi duyan tüm meslektaşlarımızı simpozyumumuza bekliyoruz.

KLİMİK Derneği İEÇG Yürütme Kurulu
Ayrıntılı Bilgi İçin Tıklayınız

Farklı Klinik Örneklerden Stenotrophomonas maltophilia Saptanan Hastalarda Prognoz

Farklı örneklerden Stenotrophomonas maltophilia (SMA) izolasyonu yapılan hastalarda prognozunu analiz etmek amacıyla Anhui Tıp Üniversitesi Hastanelerinde Ocak 2020’den Ekim 2022’ye kadar SMA saptanan 651 hasta arasında retrospektif bir çalışma yapılmış.

Örneklere göre kategoriye ayrılan hastalarda mortalite risk faktörlerini belirlemek için tek değişkenli ve çok değişkenli analizler kullanılmış. Balgam (348, %53), bronkoalveolar lavaj (52, 8%), abdominal dren sıvısı (76, 12%), yara örneği (66, 10%), kan (62, 10%), idrar (41, 6%) ve beyin-omurilik sıvısı (6, 1%) izolatları değerlendirmeye alınmış.  Bronkoalveolar lavaj kültür grubu, kan kültürü grubu ve abdominal dren sıvısı kültürü grubundaki hastaların mortalitesi diğer gruplara göre (sırasıyla %40.38, %32.26 ve %26.32) daha yüksek bulunmuş. Çok değişkenli analiz, sürekli renal replasman tedavisinin SMA kan dolaşımı infeksiyonu olan hastalarda mortalite için bağımsız bir risk faktörü olduğunu (p=0.020, OR=6.86) ve S. maltophilia izolatları için pozitif olduktan sonra etkili antimikrobiyal tedavinin mortaliteyi belirgin olarak azalttığı (p=0.002, OR= 0.10) saptanmış. Yaş ≥65 (p=0.043, OR=4.96), böbrek hastalığı (p=0.045, OR=4.62) ve antifungal ajan maruziyeti (p=0.036, OR=5.13) karın içi infeksiyon olgularında mortalite için bağımsız risk faktörleri olarak bulunmuş. Antifungal ajan maruziyeti (p=0.024, OR=0.51) ve glikopeptid maruziyeti (p=0.045, OR=0.53), balgam kültürü grubundaki hastalarda mortalite için bağımsız risk faktörleriymiş.

Sonuç olarak SMA’nın neden olduğu pulmoner infeksiyonlar, kan dolaşımı infeksiyonları ve abdominal infeksiyonlar yüksek mortaliteye sahip olduğu ve zamanında standardize edilmiş tedavinin mortaliteyi azaltabileceği vurgulanmış.

Ma R, Chen Q, Huang Y, et al. The Prognosis of Patients Tested Positive for Stenotrophomonas maltophilia from Different Sources. Infect Drug Resist. 2023; 16:4779-4787.

Makale İçin Tıklayınız

Bir Olguda Dört Antifungale Dirençli Candida auris’in Ortaya Çıkış Hikayesi

Candida auris, tüm dünyada yüksek ölüm oranı ve kalıcı bulaşmaları nedeniyle acil antimikrobiyal direnç tehdidi olarak gündemdedir. Bu çalışmada çoklu organ nakli yapılan bir hastadan alınan C. auris izolatlarının genom ve ilaç direnci analizleri gerçekleştirilmiş.

Toplam 72 gün boyunca toplanan 19 izolatın tam genom karşılaştırmaları, tüm izolatların C. auris Güney Asya Sınıf I’in ayrı bir alt kümesi olduğunu, yerel dolaşan izolatla ilişkili olduğunu ve yeni bir izolatın saptanmadığını göstermiş. Baştan beri saptanan azol direnci ERG11(K143R) ve CDR1(V704L) mutasyonlarından kaynaklanmaktayken, sonra gelişen ekinokandin direnci önce FKS1(S639Y) mutasyonu, ardından özgün bir FKS1(F635C) mutasyonu ile ortaya çıkmış. Flusitosine dirençli izolatlar, FCY1, FUR1 ve ADE17’de mutasyonlara sahipmiş. ERG11 mutasyonlarının yanı sıra, dört amfoterisin B-dirençli izolatta belirgin bir mutasyon saptanmamış. Tüm ilaca dirençli C. auris izolatları, checkerboard, Etest ve time-kill yöntemleriyle test edilen antifungal kombinasyonlara duyarlı bulunmamış.

C. auris’te dört ana antifungal sınıfına karşı pan-ilaç direncinin ortaya çıkışı endişe verici bulunmuş. Dirençli C. auris için yüksek risk taşıyan hastalarda, yeni terapötik stratejiler ve hedeflenmiş nakil öncesi ve sonrası gözetim gerekebileceği vurgulanmış.

Jacobs SE, Jacobs JL, Dennis EK, et al. Candida auris Pan-Drug-Resistant to Four Classes of Antifungal Agents. Antimicrob Agents Chemother. 2022; 66 (7): e0005322.

Makale İçin Tıklayınız

Bültenin Notu: Aslında ülkemiz gibi C. auris ile deneyimi daha az olan ülkelerde, kaynak kontrolü sorunlu C. auris izolatlarının tedavisi ve takibinin önemi ve bu etkenle yaşanabilecek sorunlar konusunda uyarıcı bir çalışma olarak da önemli olabilir.

İleri Derece Böbrek Yetmezliği Olan COVID-19 Hastalarında Nirmatrelvir-Ritonavir Tedavisinin Güvenliği, Klinik ve Virolojik Sonuçları

Nirmatrelvir-Ritonavir, kronik böbrek yetmezliği ve GFR<30 mL/dk olan hastalarda önerilmemekte. Bu prospektif tek kol çalışmaya 1 Kasım 2022-31 Ocak 2023 arasında COVID-19’lu GFR<60 mL/dk olan, oksijen ihtiyacı olmayan 86 hasta dahil edilmiş. Nirmatrelvir-Ritonavir tedavisinin ileri derece böbrek yetmezliği olan hastalarda güvenlik ve klinik sonuçları araştırılmış.

Bu çalışmada, viral yeniden artış oranı %4.7, ciddi advers olay oranı %5.9 olarak saptanmış ve diğer çalışmalar ile benzer bulunmuş.

Sonuç olarak tedaviyi alan hastalarda viral yükün baskılandığı, ilacın yüksek güvenlik profiline sahip olduğu, semptom ve viral yeniden artış oranlarının düşük olduğu saptanmış. Yine akut hastalık sonrası aylarca devam eden halsizlik, nefes darlığı, çarpıntı vb. semptomları içeren Post-COVID (PCC) durumunun da özellikle rezidüel viral “spike” antijenlerine bağlı olduğu belirtilen çalışmada, Nirmatrelvir-Ritonavir’in PCC tedavisinde de kullanılabileceği ve bununla ilgili devam eden çalışmalar olduğu vurgulanmış.

Chan GCK, Lui GCY, Wong CNS, et al. Safety Profile and Clinical and Virological Outcomes of Nirmatrelvir-Ritonavir Treatment in Patients With Advanced Chronic Kidney Disease and Coronavirus Disease 2019 (COVID-19). Clin Infect Dis. 2023: ciad371.

Makale İçin Tıklayınız

Zor Bir Soruya Yanıt Arayışı: Protez Eklem İnfeksiyonunda Debridman, Antibiyotik Tedavisi ile İmplantın Yerinde Tutulması (DAIR) Uygulamasında Baskılayıcı Antibiyotik Tedavisi (SAT)

Protez Eklem İnfeksiyonunun (PJI) optimal tedavisi belirsizliğini korumaktadır. Debridman ve implant retansiyonu (DAIR) uygulanan hastalara uzun süreli antimikrobiyal tedavi uygulanır. Baskılayıcı antibiyotik tedavisi (SAT) genelde yüksek nüks riski taşımaktadır.
Bu incelemede, DAIR sonrası tedavinin başarısız olmasını önlemede SAT’ın rolüyle ilgili literatür gözden geçirilerek üç temel soru yanıtlanmaya çalışılmış: 1) DAIR sonrası tedavinin başarısız olması açısından en yüksek risk altındaki hastaları hangi faktörler belirler?  2) SAT, DAIR sonrası tedavinin başarısız olması oranını azaltır mı?  3) SAT alan hastalarda tedavinin başarısız olması ve kesilmesini gerektiren yan etki oranları nelerdir?

Yazarlar bu sorulara mevcut sınırlı literatüre dayanarak, PJI için DAIR sonrasında SAT kullanımına rehberlik edecek risk-fayda sınıflandırma kriterlerini önererek bir öneri getirmeye çalışmışlar.

Cortes-Penfield N, Krsak M, Damioli L, et al. How we approach suppressive antibiotic therapy (SAT) following debridement, antibiotics, and implant retention for prosthetic joint infection. Clin Infect Dis. 2023: ciad484.

Makale İçin Tıklayınız

Meşrutiyet Mah. Rumeli Cad.
İpek Apt. No. 70 D. 7
(Rumeli Eczanesi üstü),
34363 Şişli, İstanbul
Tel. ve Faks: (0212) 219 54 82
E-posta: klimik@klimik.org.tr