Klimik Bülteni - Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yayın Organıdır
<
22
Ağustos
2023
>

ESKİ SAYILAR

BÜLTEN ÜYELİĞİ

KLİMİK Podcast: RSV Aşı Güncellemeleri

Podcast yayınlarımızın beşincisiyle karşınızdayız! Bugünkü konuğumuz Ankara Üniversitesi, Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi ve derneğimiz yönetim kurulu üyelerinden Prof. Dr. Alpay Azap. Hocamızla RSV aşı güncellemeleri üzerine bir sohbet gerçekleştirdik. Mayıs 2023’ten itibaren gündemde yer alan ve öneriler arasına da giren RSV aşılarının tipleri, kimlere önerildiği ve toplum sağlığı açısından önemine ilişkin anahtar bilgileri bu podcastte bulabilirsiniz. Keyifli dinlemeler dileriz.

Saygı ve sevgilerimizle,

KLİMİK Podcast Ekibi


Podcast Yayınımızı Dinlemek İçin Tıklayınız

XIII. Ulusal Viral Hepatit Simpozyumu (UVHS XIII) (29 Eylül-1 Ekim 2023, Kayseri)

29 Eylül-1 Ekim 2023 tarihleri arasında düzenlenecek olan XIII. Ulusal Viral Hepatit Simpozyumu (UVHS XIII)’nun teması bu yıl “Viral Hepatit Eliminasyonu Sürecinde Özel Hasta Grupları” olarak belirlenmiştir. Bilimsel Program, viral hepatitlerdeki güncel epidemiyolojik verilerden başlayarak, tanı ve tedavide yaşanan gelişmeleri, hemodiyaliz hastaları, immünosuprese hastalar, gebeler ve karaciğer nakil alıcıları gibi özel hasta gruplarının yönetimi ile gelecekte umutla beklenen yeni tedavileri içerecek şekilde hazırlanmıştır. Simpozyumda sözlü ve poster bildiriler de  yer alacak olup, özellikle genç meslektaşlarımızın bizlerle paylaşacakları bildirileriyle simpozyumun daha da zenginleşmesini ümit etmekteyiz.

Siz değerli meslektaşlarımızın katılım ve katkılarıyla başarıya ulaşacağına inandığımız XIII. Ulusal Viral Hepatit Simpozyumu (UVHS XIII)’nda beraber olmak umuduyla, sizleri Kayseri’ye davet ediyoruz.

Saygılarımızla.

Ayrıntılı Bilgi İçin Tıklayınız

HIV/AIDS ve Komorbiditeler: Ege Bölgesi Simpozyumu (13-14 Ekim 2023, İzmir)

HIV ile yaşayan bireylerin virolojik ve immünolojik açıdan izlemi yanında, komorbiditeler açısından da takip ve tedavisinin önemi giderek artmakta ve farklı branşlar ile işbirliğini zorunlu kılmaktadır.
Cumhuriyetimizin 100. Yılı’nı kutlamanın coşku ve kıvancını yaşarken, Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) HIV/AIDS Çalışma Grubu olarak 13-14 Ekim 2023 tarihlerinde İzmir’de yapılacak olan HIV/AIDS ve Komorbiditeler: Ege Bölgesi Simpozyumu’na katılımınız ve katkılarınız için sizleri davet ediyoruz.

Saygılarımızla.
Ayrıntılı Bilgi İçin Tıklayınız

Sepsis Tanılı Kritik Hastalarda Sürekli ve Aralıklı Meropenem Uygulaması: MERCY Randomize Klinik Çalışması

Meropenemin sürekli infüzyonla verilmesi, minimun inhibitör konsantrasyon (MIC) seviyelerinin üzerindeki ilaç konsantrasyon düzeylerinin daha fazla elde edilmesini sağlar.  Bu nedenle, sürekli infüzyonun aralıklı uygulamaya göre klinik sonuçları daha fazla iyileştirebileceği düşünülmektedir. Bu çalışmanın amacı, sepsisli kritik hastalarda meropenemi sürekli veya aralıklı infüzyonla uygulamanın mortalite ve çoklu ilaca dirençli bakteriyel infeksiyon gelişimi üzerine etkisinin karşılaştırılmasıdır.
Çift kör, randomize klinik çalışmaya 5 Haziran 2018 ile 9 Ağustos 2022 tarihleri arasında yoğun bakım ünitelerinde sepsis veya septik şok tanılarıyla meropenem tedavisi başlanan hastalar dahil edilmiş. Dört ülkeden 31 yoğun bakım ünitesinin dahil edildiği bu çalışmada eşit doz meropenem alan hastalar sürekli infüzyon alan grup (n=303) ve aralıklı infüzyon alan grup (n=304) olarak randomize edilmiş. Birincil sonlanım noktası tüm nedenlere bağlı 28 günlük mortalite ve/veya 28 günde ilaca dirençli/yaygın ilaca dirençli bakteriyel infeksiyon gelişimi; ikincil sonlanım noktası ise 28 günde antibiyotik kullanım süresi, yoğun bakımda kalış süresi ve 90 günlük mortalite olarak belirlenmiş.

Çalışmaya toplam 607 hasta (ortalama yaş 66±15, %33’ü kadın) dahil edilmiş. Hastaların %61 (n=369)’i septik şok tablosundaymış. Hastane başvurusundan randomizasyona kadar geçen ortanca süre dokuz gün (IQR, 3-17 gün) ve meropenem tedavisinin ortanca süresi 11 gün olarak belirlenmiş (IQR, 6-17 gün). Birincil sonuç, sürekli infüzyon alan grupta 142 hastada (%47), aralıklı uygulama grubunda ise 149 hastada (%49) meydana gelmiş (OR= 0.96, p = 0.60) ve fark saptanmamış. İkincil sonuçların hiçbirinde istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamış. Her iki grupta da ilaç ilişkili advers olay bildirilmemiş. Sürekli infüzyon alan grup ile aralıklı uygulama grubunda 90 günlük mortalite oranı %42 saptanmış.

Sepsisli kritik hastalarda sürekli meropenem uygulamasının, aralıklı uygulamaya kıyasla, 28 günlük mortalite ve ilaca dirençli veya yaygın ilaca dirençli bakteriyel infeksiyonların gelişimini azaltmadığı gösterilmiş.

Monti G, Bradic N, Marzaroli M, et al. Continuous vs ıntermittent meropenem administration in critically ıll patients with sepsis: the MERCY randomized clinical trial. JAMA. 2023; 330 (2): 141-51.

Makale için Tıklayınız 

ABD’de 2008-2020 Yılları Arasında Dolutegravir ile Nöral Tüp Defektleri ve Gebelik Sonuçları Arasındaki İlişki: Ulusal Kohort Çalışması

Botswana’da yapılan bir çalışmada, gebelik sırasında dolutegravir ile tedavi edilen HIV ile yaşayan annelerin bebeklerinde nöral tüp defektleri (NTD’ler) riskinin arttığı bildirilmiş. Bu çalışmada ABD’deki geniş sağlık hizmeti veritabanları kullanılarak dolutegravir ile NTD gelişimi ve gebelik kaybı arasındaki ilişkilerin incelenmesi amaçlanmış.
Bu kohort çalışmasında, 1 Ocak 2008 ile 31 Aralık 2020 tarihleri arasındaki Merative MarketScan ticari veritabanı (MarketScan verileri) ile Medicaid veritabanında kaydedilen sağlık hizmeti verileri analiz edilmiş. 15-49 yaş arası tüm kadınların gebelik durumları, HIV ko-infeksiyon durumu ve gebelik öncesi antiretroviral tedavi maruziyeti belirlenmiş. Perikonsepsiyonel antiretroviral tedavi maruziyet tipine göre NTD’lerin, ölü doğumların ve gebelik kaybının insidans oranları karşılaştırılmış. Sonuçların düzeltilmiş risk oranları, demografik ve klinik faktörlere göre ayarlanan Poisson modelleri kullanılarak hesaplanmış.

MarketScan verilerine göre 4 489 315 gebelikten 69’u HIV ile yaşayan ve gebelik öncesi dolutegravir maruziyeti olan kişilermiş. Medicaid verilerine göre ise 14 405 861 gebelikten 993’ü HIV ile yaşayan ve gebelik öncesi dolutegravir maruziyeti olan kişilermiş. HIV negatif kadınlarda NTD oranı MarketScan verilerinde 10 000 canlı doğumda 4.1 (%95 GA 3.9–4.3), Medicaid verilerinde 5.7 (%95 GA 5.6–5.8) idi. MarketScan verilerinde antiretroviral tedavi alan kişilerde bildirilen bir NTD vakası bulunmamış. Medicaid verilerinde ise dolutegravir alan kadınlar arasında bir diğer antiretroviral tedavileri alan kadınlar arasında üç NTD vakası tanımlanmış. Değişkenler için düzeltme yapıldıktan sonra, perikonsepsiyonel dolutegravir veya dolutegravir olmayan antiretroviral maruziyeti olan gruplar ile HIV negatif grup arasında NTD risk oranlarında anlamlı fark saptanmamış. Bununla birlikte, HIV negatif grupla karşılaştırıldığında, antiretroviral tedaviye maruz kalan kadınlarda gebelik kaybı riski daha yüksek bulunmuş. MarketScan verilerine göre dolutegravir maruziyeti için düzeltilmiş risk oranı 1.73 (%95 GA 1.20–2.49), diğer antiretrovirallerin maruziyeti için düzeltilmiş risk oranı 1.23 (%95 GA 1.10–1.37) olarak saptanmış. Medicaid verilerine göre ise bu oran dolutegravir için 1.41 (%95 GA 1.30–1.54), diğer antiretroviraller için 1.11 (%95 GA 1.07–1.15) olarak bulunmuş.

Bu çalışma ABD’deki perikonsepsiyonel veya hamileliğin erken döneminde dolutegravir maruziyeti olan kadınların incelendiği en büyük kohort analizidir. Sonuçlar, ABD’de dolutegravire maruz kalan bebeklerde NTD riskinde artış olmadığını göstermektedir. Ayrıca, MarketScan ve Medicaid gibi idari veritabanlarının, NTD’ler gibi nadir sonuçların korelasyonlarını incelemek ve antiretroviral tedavi alan kadınlarda olumsuz gebelik sonuçlarını izlemek için titiz bir metodoloji ile kullanılabileceğini göstermektedir.

Kourtis AP, Zhu W, Lampe MA, Huang YA, Hoover KW. Dolutegravir and pregnancy outcomes including neural tube defects in the USA during 2008-20: a national cohort study. Lancet HIV. 2023: S2352-3018(23)00108-X.

Makale için Tıklayınız

Fungal Endokarditler: Patofizyoloji, Epidemiyoloji, Klinik Bulgular, Tanı ve Hastalık Yönetimi

Fungal endokarditler, tüm infektif endokardit vakalarının %1 ila %3’ünü oluşturmaktadır. Mortalite ve morbiditesi yüksek (>%70) olan bu hastalığın klinik bakımında da zorluklar vardır. Fungal endokarditlerin yaklaşık %50’sinden fazlasında etken Candida spp.’dir. Sonrasında sırasıyla Aspergillus spp. ve Histoplasma spp. gelmektedir. Fungal endokardit için önemli risk faktörleri arasında protez kapak, geçirilmiş kalp ameliyatı ve intavenöz ilaç kullanımı yer almaktadır. Fungal endokarditin belirti ve semptomları spesifik değildir ve doğru tanı konulabilmesi için tanısal testlerin akılcı kullanımıyla birlikte yüksek derecede klinik şüphe gerekmektedir. Mikrobiyolojik tanıya ek olarak (örn. Candida türleri için kan kültürü veya Aspergillus türleri için galaktomannan testi ve PCR), görüntüleme yöntemleri de kullanılmalıdır. 18F-florodeoksiglukoz pozitron emisyon tomografisi/bilgisayarlı tomografi gibi radyonüklid görüntüleme yöntemleri giderek daha fazla kullanılmasına rağmen, ekokardiyografi; olası bir infektif endokarditin değerlendirilmesi için kritik rol oynamaya devam etmektedir. Tedavisinde ise medikal tedaviye ek olarak genellikle cerrahi girişim de uygulanmaktadır. Candida türlerine bağlı gelişen endokarditlerin tedavisinde uzun süreli ekinokandin tedavisi, Aspergillus türlerine bağlı gelişen endokarditlerin tedavisinde ise uzun süreli vorikonazol tedavisi kullanılmaktadır.

Thompson GR 3rd, Jenks JD, Baddley JW, et al. Fungal endocarditis: pathophysiology, epidemiology, clinical presentation, diagnosis, and management. Clin Microbiol Rev. 2023: e0001923.

Makale için Tıklayınız

Meşrutiyet Mah. Rumeli Cad.
İpek Apt. No. 70 D. 7
(Rumeli Eczanesi üstü),
34363 Şişli, İstanbul
Tel. ve Faks: (0212) 219 54 82
E-posta: klimik@klimik.org.tr