Klimik Bülteni - Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yayın Organıdır
<
18
Temmuz
2023
>

ESKİ SAYILAR

BÜLTEN ÜYELİĞİ

Gıda Maddelerinin Anti-hepatit B Virusu Aktivitesi ve Potansiyel Etki Mekanizmaları

Hepatit B virusu (HBV), dünyanın birçok yerinde endemiktir ve kronik karaciğer hasarı ve hepatoselüler karsinomun önemli bir nedenidir. HBV terapötikleri hastalığın evresine göre değişmektedir. Son dönem karaciğer hastalığı olan hastalar için en iyi terapötik seçenek karaciğer transplantasyonu iken, kronik HBV infeksiyonu genellikle antiviraller (nükleoz(t)id analogları veya interferonlar) kullanılarak yönetilmektedir. Bununla birlikte, erişilebilirlik sorunları ve antivirallerin yüksek maliyeti nedeniyle çoğu HBV hastasının tedaviye erişimi yetersizdir.

Bu komplikasyonlar, araştırmacıları beslenme tedavisi gibi alternatif tedavi yaklaşımları gözden geçirmeye yöneltmiştir. Bu derlemede, HBV’ye karşı antiviral aktiviteye sahip olduğu bildirilen besinler ve bunların olası etki mekanizmaları özetlenmektedir. Son araştırmalar resveratrol, E vitamini, laktoferrin, selenyum, kurkumin, luteolin-7-O-glikozit, moringa özleri, klorojenik asit ve epigallocatechin-3-gallat’ın kronik HBV infeksiyonu olan hastalar için faydalı olabileceğini düşündürmektedir. Bu besinlerin çoğunun anti-HBV etkisi in vitro modellerde ve hayvan modellerinde analiz edilmiştir. Bu besinler için antioksidan ve anti inflamatuar yolların aktivasyonu, metabolik homeostazın düzenlenmesi, epigenetik kontrol, p53 geninin aktivasyonu, onkogenlerin inhibisyonu, virus girişinin inhibisyonu ve indüksiyonu gibi farklı antiviral ve hepatoprotektif mekanizmalar öne sürülmüştür.

Sonuç olarak, bilimsel kanıtlar viral antijenlerin HBV replikasyonu, transkripsiyonu ve ekspresyonunun besinlerden doğrudan etkilenebileceğini göstermektedir. Gelecekte, bu besinlerin hepatit B tanılı hastalar için uygun beslenme yönetimini geliştirdiği düşünülebilir.

Jose-Abrego A, Rivera-Iñiguez I, Torres-Reyes LA, Roman S. Anti-hepatitis B virus activity of food nutrients and potential mechanisms of action. Ann Hepatol. 2023; 28 (4): 100766.

Makale İçin Tıklayınız

Tekrarlayan Enterococcus faecalis Bakteriyemisinde Endokarditi Öngören Klinik Bulgular ve İzolatların Genomik Karakterizasyonu: Retrospektif Bir Kohort Çalışması

Tekrarlayan Enterococcus faecalis bakteriyemi (ÇEfsB) atakları, nüks veya teşhis edilmemiş bir infektif endokardite (İE) bağlı olabilir. Bu çalışmada, tekrarlayan infeksiyon ve İE riskine odaklanarak hastaların klinik durumlarının incelenmesi ve aynı hastalardaki farklı epizotlardan alınan E. faecalis izolatlarının aynı olup olmadığının araştırılması hedeflenmiş.

Retrospektif olarak incelenen 666 ÇEfsB atağında, 69 İE’li ve 43 nüks bulunmuş. İE’si olmayan ancak izleyen epizodu İE olarak teşhis edilen hastalar, takip eden epizodu olmayanlarla karşılaştırılmış. İE ile anlamlı korelasyon gösteren değişkenler; semptomların uzun sürmesi, tüm kan kültürlerinde üreme, infeksiyonun bilinmeyen kaynağı, kalp üfürümü ve İE’ye yatkınlık olarak saptanmış. İlk ataklar sırasında transözafageal ekokardiyografisi negatif bulunan 11 epizodun dördünde tekrarlanan özofageal ekokardiyografi ile İE tanısı konmuş. İki veya daha fazla ÇEfsB epizodu olan 31 hastanın 28’inde aynı sekans tipine sahip izolatlar bulunmuş.

Bu çalışma, tekrarlayan Enterococcus faecalis bakteriyemi atakları üzerine yapılan ve izolatların sekans tiplendirmesini yapan en büyük çalışma olarak dikkati çekmekte.  Çalışmanın temel gözlemi, İE olarak teşhis edilmeyen ÇEfsB’nin sıklıkla tekrarlayan ataklar sırasında İE olarak teşhis edilmesidir.

Tellapragada C, Östlund H, Giske C, Rasmussen M, Berge. A Recurrent bacteremia with Enterococcus faecalis, the clinical findings predicting endocarditis, and genomic characterization of the isolates: a retrospective cohort study. Eur J Clin Microbiol Infect Dis. 2023; 42 (8):1001-9.

Makale İçin Tıklayınız

Kanada’da Sifilisin Tanı ve Tedavisi İçin Hasta Başında Yapılan Sifilis ve HIV Testinin (PoSH çalışması) Duyarlılığı ve Özgüllüğü: Kesitsel Bir Çalışma

Bu çalışmada sifilis için tek bir vizitte yapılacak test ve tedavi uygulamasının kişilerin takip başvurularını azaltacağı düşünülerek hasta başında yapılan sifilis/HIV testinin performansının ve tedavi sonuçlarının değerlendirilmesi amaçlanmış. 

16 yaş ve üzerindeki katılımcıların parmak ucundan alınan kan örneğiyle, son derece hızlı (<5 dakika) iki cihaz (MedMira Multiplo Hızlı TP/HIV testi ve INSTI Multiplex HIV-1/HIV-2/Sifilis Antikor Testi) kullanılarak sifilis/HIV testi yapılmış. Hasta başında yapılan testin pozitif çıkması durumunda kişilere sifilis tedavisi verilerek, HIV infeksiyonu takibinin yapılması için teklifte bulunulmuş. Testler iki acil serviste, Kanada yerlilerinin bulunduğu bir toplulukta, bir bakımevinde ve bir cinsel temasla bulaşan infeksiyon kliniğinde gerçekleştirilmiş. Sonuçlar standart serolojik testlerle karşılaştırılarak testin duyarlılık ve özgüllüğü hesaplanmış.

Ağustos 2020-Şubat 2022 tarihleri arasında 1526 kişi test edilmiş. Hasta başında yapılan her iki test de HIV infeksiyonu tanılı katılımcıları doğru bir şekilde tanımlamış (duyarlılık, %100; %95 Cl, %86.2–100; özgüllük, %99.6; %95 CI, %99.1–99.8) ve 24 kişi HIV infeksiyonu için takibe alınmış. Her iki test de RPR ≥1:8 dilüsyonda en duyarlı saptanmış (Multiplo: duyarlılık, %98.3; %95 CI, %95.7–99.3; özgüllük, %99,5; %95 Cl, %98,8–99,8; INSTI Multiplex: duyarlılık, %97,9; %95 Cl, %95,1–99,1; özgüllük, %99,8; %95 Cl, %99,2–99,9 ). Test sonucu pozitif çıkan sifilis tanılı kişilerin %85’i aynı gün tedavi edilmiş.
Çalışmanın sonucunda, son derece hızlı (<5 dakika) ve hasta başında yapılan sifilis/HIV testinin, sifilis ve HIV tanısı için duyarlılık ve özgüllüğünün oldukça iyi olduğu bulunmuş. Bu testin sifilis için tek bir vizitte tedaviye ulaşım ve HIV infeksiyonu tanılı kişilerin takibe alınmasını kolaylaştırması konusundaki avantajı ortaya konmuş. 

Singh AE, Ives N, Gratrix J, et al. Sensitivity and specificity of two investigational Point of care tests for Syphilis and HIV (PoSH Study) for the diagnosis and treatment of infectious syphilis in Canada: a cross-sectional study. Clin Microbiol Infect. 2023; 29 (7): 940.e1-940.e7.

Makale İçin Tıklayınız

Cutibacterium acnes Endokarditi Olan Hastaların Klinik Özellikleri ve Tedavi Sonuçları

Cutibacterium acnes endokarditi olan hastaların ateşle veya anormal inflamatuar belirteçlerle başvurmadığı ileri sürülmekle birlikte henüz hiçbir çalışma bu söylemi doğrulamamıştır. Bu çalışmada C. acnes endokarditi olan hastaların klinik özellikleri ve tedavi yanıtı değerlendirilmiş.

Hollanda ve Fransa’daki yedi hastaneye 1 Ocak 2010-31 Aralık 2020 tarihleri arasında modifiye Duke kriterlerine göre kesin endokarditle başvuran 105 hasta incelenmiş. Klinik özellikler ve tedavi sonuçları kayıt altına alınmış. Vakalar kan kültürlerinde veya kapak ve protez kapak kültürlerinde C. acnes üreyen kişilermiş. Kalp pili veya ICD infeksiyonları hariç tutulmuş.
Çalışmaya dahil edilen 105 hastanın ortalama yaşı 61.1 imiş. Kişilerin 96’sı (%91.4) erkek ve 93’ü (%88.6) protez kapak endokarditiymiş. Yetmiş hastada (%66.7) hastaneye yatış öncesi ve hastane yatışında ateş tespit edilmemiş. Medyan CRP seviyesi 3.6 mg/dl (IQR, 1.2-7.5 mg/dl) ve medyan lökosit sayısı 10 × 103/µl (IQR, 8.2-12.2 × 103/µl) bulunmuş. Kan kültürü pozitifliğinin saptanmasına kadar geçen medyan süre yedi günmüş (IQR, 6-9 gün). Seksen sekiz hastaya cerrahi veya re-operasyon endikasyonu konmuş ve 80 hastaya uygulanmış. Endikasyonu konmuş cerrahi prosedürün uygulanmaması mortalite oranının yüksek olmasıyla ilişkilendirilmiş. Avrupa Kardiyoloji Derneği kılavuzuna göre 17 hasta konservatif olarak tedavi edilmiş ve bu hastaların beşinde (%29.4) endokardit nüksü görülmüş.

Bu vaka serisi, C. acnes endokarditinin ağırlıklı olarak kalp kapağı protezi olan erkek hastalarda görüldüğünü düşündürmektedir. C .acnes endokarditinin teşhisi, prezentasyonun atipik olması, çoğunlukla ateşin olmaması ve inflamatuar belirteçlerin normal olması sebebiyle zordur. Kan kültürünün pozitifleşme süresinin uzun olması tanı sürecini daha da geciktirmektedir. Endikasyonu konulan cerrahi işlemin yapılmaması mortalite oranının yüksek olmasıyla ilişkili görünmektedir. Vejetasyon boyutunun küçük olduğu prostetik kapak endokarditinde cerrahi eşiği düşük tutulmalıdır çünkü bu grup endokardit nüksüne eğilimli görünmektedir.

Heinen FJ, Arregle F, van den Brink FS, et al. Clinical characteristics and outcomes of patients with Cutibacterium acnes endocarditis. JAMA Netw Open. 2023; 6 (7): e2323112.

Makale İçin Tıklayınız

Meşrutiyet Mah. Rumeli Cad.
İpek Apt. No. 70 D. 7
(Rumeli Eczanesi üstü),
34363 Şişli, İstanbul
Tel. ve Faks: (0212) 219 54 82
E-posta: klimik@klimik.org.tr