Klimik Bülteni - Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yayın Organıdır
<
11
Temmuz
2023
>

ESKİ SAYILAR

BÜLTEN ÜYELİĞİ

KLİMİK Podcast: Hepatit B’deki Güncellemeler

Podcast yayınlarımızın ikincisiyle karşınızdayız! Bu haftaki yayınımızda konumuz Hepatit B infeksiyonu, konuğumuz ise bu alanda çok uzun süredir hasta takip eden ve pek çok yayını bulunan ve Dernek yönetim kurulu üyelerimizden hocamız Prof. Dr. Neşe Demirtürk. HBV infeksiyonuyla ilgili hem tüm dünyadaki gelişmeleri hem de ülkemizdeki güncel durumu ele aldığımız bu keyifli yayınımızı Spotify, Youtube, Apple Podcasts, Google Podcasts ve Amazon Music’de dinleyebilirsiniz.

Saygı ve sevgilerimizle,

Klimik Podcast Ekibi

8. Ulusal Erişkin Bağışıklaması Simpozyumu (UEBS VIII) (8-9 Eylül 2023, Ankara)

KLİMİK Derneği Erişkin Bağışıklaması Çalışma Grubu (EBÇG) tarafından bu sene sekizincisi düzenlenen simpozyum ile aşı uygulamalarının en güncel ve en gerekli bilgilerini paylaşmak hedeflenmektedir. Aşı uygulamalarının her yönü ile konuşulup tartışılacağı 8. Ulusal Erişkin Bağışıklaması Simpozyumu (UEBS VIII) 8-9 Eylül 2023 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirilecektir.

Erişkin bağışıklamasına ilgi duyan tüm meslektaşlarımızı, eski hastalıklar ve aşıların yanında ufuktaki aşıları ve son gelişmeleri paylaşmak için UEBS VIII’e bekliyoruz.

Saygılarımızla.

KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

Ayrıntılı Bilgi İçin Tıklayınız

HIV/AIDS Kongresi 2023 (7-10 Aralık 2023, Antalya)

HIV/AIDS Kongresi 7-10 Aralık 2023 tarihlerinde Antalya Xanadu Resort Hotel’de yapılacaktır. Bu kongreyi, katılımcıları arasında Derneğimizin de yer aldığı “Türkiye HIV/AIDS Platformu” gerçekleştirecektir.

Kongrede görüşmek dileğiyle selam ve saygılarımızı sunarız.

KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

Ayrıntılı Bilgi İçin Tıklayınız 

Çok İlaca Dirençli Pseudomonas aeruginosa‘nın Neden Olduğu İnfeksiyonların Tedavisinde Seftolozan-Tazobaktam ile Seftazidim-Avibaktam Karşılaştırılması: Çok Merkezli Bir Kohort Çalışması

Seftolozan-tazobaktam (C-T) ve seftazidim-avibaktam (CAZ-AVI), dirençli Pseudomonas aeruginosa‘ya karşı etkinliğini koruyan iki yeni antimikrobiyaldir. C-T ile CAZ-AVI’nin karşılaştırmalı etkinliği ve güvenilirliği bilinmemektedir. 

Bu çalışma Suudi Arabistan’daki altı üçüncü basamak merkezde, retrospektif, çok merkezli bir kohort çalışması olarak gerçekleştirilmiş. Çoklu ilaca dirençli (MDR) P. aeruginosa‘ya bağlı infeksiyonlar için C-T veya CAZ-AVI alan hastaların dahil edildiği çalışmanın ana sonlanım noktaları genel hastane içi mortalite, 30 günlük mortalite ve klinik iyileşme olarak belirlenmiş. Tedavinin ilgilenilen ana sonlanımlar üzerindeki bağımsız etkisini belirlemek için lojistik regresyon kullanılarak çok değişkenli analiz yapılmış. Çalışmaya her tedavi koluna 100 hasta olacak şekilde 200 hasta dahil edilmiş. Hastaların %56’sı yoğun bakım ünitesinde, %48’i mekanik ventilasyonda ve %37’si septik şoktaymış. Hastaların yaklaşık %19’unda bakteriyemi eşlik etmekteyken tüm hastaların %41’ine kombinasyon tedavisi uygulanmış. C-T ve CAZ-AVI grupları arasındaki farklılıklar ayarlandıktan sonra bile, genel hastane mortalitesinde (%44’e karşı %37; p=0.314; OR, 1.34; %95 GA, 0.76 ila 2.36), 30 günlük mortalitede (%27’ye karşı %23; p=0.514; OR, 1.24; %95 GA, 0.65 ila 2.35), klinik iyileşmede (%61’e karşı %66; p=0.463; OR, 0,81; %95 GA, 0.43 ila 1.49) veya akut böbrek hasarı gelişiminde (%23’e karşı %17; p=0.289; OR, 1.46; %95 GA, 0.69 ila 3.14) istatistiksel olarak anlamlılık saptanmamış. 

Çalışma sonucunda C-T ve CAZ-AVI, güvenlik ve etkinlik açısından anlamlı farklılık bulunmadığı ve MDR P. aeruginosa‘nın neden olduğu infeksiyonların tedavisi için potansiyel seçenekler olarak değerlendirilebileceği sonucuna ulaşılmış.

Almangour TA, Ghonem L, Alassiri D, et al. Ceftolozane-tazobactam versus ceftazidime-avibactam for the treatment of infections caused by multidrug-resistant Pseudomonas aeruginosa: a multicenter cohort study. Antimicrob Agents Chemother. 2023: e0040523.

Makale İçin Tıklayınız 

Uzun Etkili Cabotegravir ve Rilpivirine Maruz Kalan HIV ile Yaşayan Gebe Kadınlarda Gebelik Sonuçları ve İlaçların Farmakokinetiği: Klinik Çalışma

Cabotegravir + rilpivirine (CAB + RPV) maruz kalan HIV ile yaşayan gebe kadınlar hakkında sınırlı veri mevcuttur. Bu klinik çalışmada uzun etkili (LA) CAB + RPV’ye maruz kalan HIV ile yaşayan gebe kadınlardaki sonuçlar ve canlı doğumlardaki farmakokinetik arınma verileri sunulmuştur.

Çalışmaya, ViiV Healthcare tarafından desteklenen faz 2b/3/3b klinik çalışmalarından bir veya daha fazla CAB + RPV (oral/LA) dozuna maruz kalmış HIV ile yaşayan gebe kadınlar dahil edilmiştir. Çalışmada CAB+RPV tedavisi altında konsepsiyon gelişmesi durumunda CAB + RPV rejimi kesilmiş, alternatif bir antiretroviral rejim başlatılmış ve son enjeksiyondan sonraki 52 hafta boyunca üç ayda bir farmakokinetik numune alınmış. CAB + RPV’nin devamına veya alternatif antiretroviral rejime başlanmasına gebeler ve doktorlar tarafından karar verilmiş.

31 Mart 2021 itibariyle, CAB + RPV tedavisi altında konsepsiyon gelişenler ve tedavinin kesilmesinin ardından farmakokinetik arınma sırasında konsepsiyon gelişen dört gebelik dahil 25 gebelik (beşi oral, 20 LA) rapor edilmiş. Sekiz elektif abortus, altı spontan abortus (beşi ilk trimesterde), bir ektopik gebelik ve konjenital pitoz ile doğan bir bebek dahil toplam 10 canlı doğum (bir oral, dokuz LA) bildirilmiş. Canlı doğumlarda ve konsepsiyonda CAB + RPV LA’ya maruz kalan kadınların gebelik sırasındaki plazma CAB ve RPV arınma konsantrasyonları gebe olmayan kadınlarda gözlenen aralık içinde saptanmış.

Konsepsiyon sırasındaki CAB + RPV maruziyeti sonrası oluşan gebelik sonuçlarının değerlendirildiği bu ilk analizde, biri doğuştan anomalili olmak üzere 10 canlı doğum rapor edilmiş. Gebelik sırasındaki plazma CAB ve RPV arınma konsantrasyonları, gebe olmayan kadınlardaki aralık içindeymiş. ViiV Healthcare’in sponsorluğunda yürütülen klinik çalışmalarda gebelik sürveyansının devam etmekte olduğu ve özel gebelik çalışmalarının planlandığı bildirilmiş.

Patel P, Ford SL, Baker M, et al. Pregnancy outcomes and pharmacokinetics in pregnant women living with HIV exposed to long-acting cabotegravir and rilpivirine in clinical trials. HIV Med. 2023; 24 (5): 568-79.

Makale İçin Tıklayınız

İnsanda Kontrollü Olarak Gerçekleştirilen Plasmodium falciparum Sıtmasına Kabamikuinin Kemoprofilaktik Aktivitesi: Hollanda’da Yapılmış Randomize, Çift-Kör, Plasebo Kontrollü Bir Çalışma

Kabamikuin, Plasmodium falciparum translasyon elongasyon faktör-2 (EF-2) inhibisyonu yapan yeni bir antimalaryaldir. Bu çalışmada sağlıklı gönüllülere, P. falciparum sporozoitlerinin doğrudan venöz inokülasyonunu (DVİ) takiben verilen tek doz oral kabamikuin dozlarının kemoprofilaktik aktivitesi ve doz-maruz kalma-etkililik ilişkisi araştırılmış.

Çalışma Hollanda’nın Leiden şehrinde tek merkezli, faz 1b, randomize, çift kör, plasebo kontrollü, adaptif ve doz bulma çalışması olarak tasarlanmış. Daha önce sıtma geçirmemiş 18-45 yaş arası sağlıklı erişkinler beş gruba ayrılmış ve kabamikuin veya plasebo olacak şekilde (3:1) atanmış. Tek doz oral kabamikuin (200, 100, 80, 60 veya 30 mg) veya plasebo, DVİ’den 2 saat sonra (erken karaciğer evresi) veya 96 saat sonra (geç karaciğer evresi) olacak şekilde uygulanmış. Per-protokol analize dayalı birincil sonlanım noktaları, DVİ’den sonraki 28 gün içinde parazitemi geliştiren katılımcı sayısı, parazitemiye kadar geçen süre, parazitin kan evresindeki büyümenin belgelendiği katılımcı sayısı, sıtma semptomlarının gelişmesi ve maruz kalma-etkililik modellemesi olarak belirlenmiş. Kabamikuinin karaciğer evreleri üzerindeki etkisi, paraziteminin ortaya çıkmasıyla dolaylı olarak değerlendirilmiş. Çalışma kapsamında DVİ yapılan ve ilaç dozu uygulanan kişilerde ilacın güvenliği ve tolere edilebilirliği ikinci sonlanım olarak belirlenmiş. 

17 Şubat 2020-29 Nisan 2021 tarihleri arasında 39 sağlıklı katılımcı çalışmaya alınmış (erken karaciğer evresi: 30 mg (n=3), 60 mg (n=6), 80 mg (n=6), 100 mg (n=3), 200 mg (n=3), plasebo (n=6); geç karaciğer evresi: 60 mg (n=3), 100 mg (n=3), 200 mg (n=3), plasebo (n=3)). Doza bağımlı bir kemoprofilaktik etki gözlenmiş. Kabamikuin’in 60 mg verildiği 6 katılımcıdan 4’ü (%67), 80 mg verildiği 6 katılımcıdan 5’i (%83), 100 ve 200 mg verildiği 3 katılımcınınsa hepsi 28.güne kadar parazitemiden korunmuş. Plasebo ve 30 mg kabamikuin verilen tüm katılımcılarda parazitemi gelişmiş. Sıtmanın erken veya geç karaciğer evresinde, tek doz oral kabamikuin 100 mg veya daha yüksek bir dozda uygulandığında parazitemiye karşı %100 koruma sağlamış. Erken karaciğer evresinde olanlarda parazitemiye kadar geçen medyan süre, plasebo grubu için 10 gün iken, kabamikuinin 30, 60 ve 80 mg dozu için sırasıyla 15, 22 ve 24 güne uzamış. 

Parazitemisi olan plasebo grubundaki ve 30 mg kabamikuin grubundaki bir katılımcı dışındaki tüm katılımcılarda parazitin kan evresindeki büyüme gösterilmiş. Hem erken hem de geç karaciğer evresindeki grupta olan katılımcıların büyük bir kısmı herhangi bir sıtma semptomu göstermemiş. Semptomu olanların da şiddeti hafifmiş. Doz-maruz kalma-etkililik ilişkisi incelendiğinde ilacın medyan maksimum konsantrasyon süresi 1-6 saat olarak bulunmuş. Erken karaciğer evresindeki tüm kabamikuin doz gruplarında 6-12 saat arasında ikincil bir pik olduğu gözlenmiş. Kabamikuin, tüm doz grupları için güvenli ve tolere edilebilir bulunmuş. Erken karaciğer evresi grubundaki 27 katılımcının 26’sı (%96) ve geç karaciğer evresi grubundaki 12 katılımcının 10’u (%83.3) kabamikuin veya plaseboyla yapılan tedaviyle ortaya çıkan en az bir yan etki bildirmiş. Bu yan etkilerin çoğu hafif şiddetteymiş ve sekel bırakmadan iyileşmiş. Kabamikuinle ilişkili en sık bildirilen yan etki baş ağrısıymış. Yan etkilerin insidansı, şiddeti veya nedenselliği doza bağımlı bulunmamış. 

Bu çalışmanın sonuçları, kabamikuinin doza bağımlı kemoprofilaktik bir aktiviteye sahip olduğunu göstermiş ve daha önce yapılan çalışmalarla değerlendirildiğinde parazitin kan evrelerine karşı aktivitesinin kanıtlanmış olması ve 150 saatten daha uzun bir yarı ömrü de olması sebebiyle sıtmayı önlemek için tek doz aylık bir rejim olarak geliştirilebileceğini düşündürmüştür.

van der Plas JL, Kuiper VP, Bagchus WM, et al. Causal chemoprophylactic activity of cabamiquine against Plasmodium falciparum in a controlled human malaria infection: a randomised, double-blind, placebo-controlled study in the Netherlands. Lancet Infect Dis. 2023: S1473-3099(23)00212-8.

Makale İçin Tıklayınız 

Kolonizasyondan Kandidemiye Candida auris: Dört Yıllık Çalışma 

Candida auris (C. auris), hastaları ve yüzeyleri kolonize etme ve kritik hastalarda invazif infeksiyon salgınlarına neden olma kapasitesi nedeniyle çok ilaca dirençli, sağlık hizmetleriyle ilişkili endişe verici bir patojen haline gelmiştir. Eylül 2017- Eylül 2021 tarihleri arasında İspanya’daki Consorcio Hastanesine başvuran hastalar retrospektif olarak değerlendirilmiş. Daha önce kolonize olan hastalarda C. auris kandidemisi gelişimine yönelik risk faktörlerini belirlemek amacıyla retrospektif bir vaka kontrol çalışması tasarlanmış.

Bu çalışmada, daha önce kolonize hastalarda kandidemi gelişimi için risk faktörleri, kandidemi için terapötik önlemleri ve tüm C. auris izolatları arasında kandidemi ve kolonizasyon vakalarının sonuçları ve antifungal duyarlılıkları bildirilmiş.

Toplam 550 hastanın 210’unda (% 38.2) C. auris üremesi saptanmış ve bunlardan 86’sı kandidemiymiş. İzolatların tamamı flukonazole dirençli iken, 20 izolat ekinokandinlere (%2.8) ve dört izolat amfoterisin B’ye (%0.6) dirençliymiş. APACHE II, sindirim sistemi hastalığı ve kateter kolonizasyonunun kandidemi gelişimi için bağımsız risk faktörleri olduğu kanıtlanmış. Otuz günlük ölüm oranı C. auris kandidemi vakalarında %32.6 iken, kolonizasyon vakalarında %33.7 imiş.

Kandidemi, C. auris’in neden olduğu en sık ve şiddetli infeksiyonlardan biridir. Bu çalışmada tanımlanan risk faktörleri, yeterli C. auris kolonizasyonu sürveyansının kandidemi geliştirme riski yüksek olan hastaların saptanmasına yardımcı olacağını göstermiştir.

Mulet Bayona JV, Tormo Palop N, Salvador García C, Guna Serrano MDR, Gimeno Cardona C. Candida auris from colonisation to candidemia: A four-year study. Mycoses. 4 Temmuz 2023.

Makale İçin Tıklayınız

2023 Yılında Türkiye’de Meydana Gelen Deprem Sonrası Bulaşıcı Hastalıkların İzlenmesindeki Zorluklar

Ülkemizde Kahramanmaraş merkezli olarak Şubat 2023’de gerçekleşen deprem felaketi sonrasında yaşanan süreçte bulaşıcı hastalıklarla mücadele konusunda yerinde gözlemler, sağlık otoritesi verileri, bilimsel toplantılarda saptanan bilgiler ile oluşturulmuş bir görüş yazısı 04.07.2023 tarihli Lancet Infectious Disease dergisinde yer aldı.  Yazı, ülkemizde yaşanan deprem felaketi özelinde veriler ve öneriler dışında genel bir deprem sonrası yaklaşımı perspektifi de içeriyor.  Yazının önemli mesajlarından birisi şu cümlede bulunuyor: “Bulaşıcı hastalıklar için risk faktörlerini kontrol etmenin yanı sıra, müdahalelerin etkilerinin anlaşılmasını geliştirmek ve olası bulaşıcı hastalık salgınlarına hazırlanmak amacıyla bölgedeki bulaşıcı hastalıkların durumuna ve kontrolüne ilişkin verileri toplum, sağlık hizmeti sağlayıcıları ve ilgili uzman grupları ile paylaşmak bir öncelik olmalıdır.”.

Ergönül Ö, Keske Ş, Ksinzik A, et al. The challenges in the monitoring of infectious diseases after the earthquake in Türkiye in 2023. Lancet Infect Dis. 2023: S1473-3099(23)00362-6.

Makale İçin Tıklayınız

Meşrutiyet Mah. Rumeli Cad.
İpek Apt. No. 70 D. 7
(Rumeli Eczanesi üstü),
34363 Şişli, İstanbul
Tel. ve Faks: (0212) 219 54 82
E-posta: klimik@klimik.org.tr