Klimik Bülteni - Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yayın Organıdır
<
30
Mayıs
2023
>

ESKİ SAYILAR

BÜLTEN ÜYELİĞİ

Erişkin Aşılamadaki Fırsatlar (158. Web Konferans, 30 Mayıs 2023)

30 Mayıs 2023 Salı günü, 12.15-13.00 saatleri arasında “Erişkin Aşılamadaki Fırsatlar” konulu web konferans yapılacaktır.

PROGRAM

Yöneten: Prof. Dr. Alpay AZAP
Ankara Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Aşılamadaki Yeni Bilgi Kaynakları: KLİMİK Aşı Portalı
Prof. Dr. Alpay AZAP
Ankara Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Pratik Uygulamada Erişkinleri Aşılama Fırsatları
Prof. Dr. Dilek TOPRAK
Atlas Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Aile Hekimliği Anabilim Dalı

Selam ve saygılarımızla.

KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

İnvazif Fungal İnfeksiyonlar: Tanı ve Tedavisi Toplantısı (30 Mayıs 2023, İstanbul)

Derneğimizin 2022-2023 dönemi bilimsel toplantıları İstanbul‘daki “İnvazif Fungal İnfeksiyonlar: Tanı ve Tedavisi” toplantısıyla devam ediyor. 30 Mayıs 2023 Salı günü, 18.00-20.00 saatleri arasında Aynalı Geçit, Meşrutiyet Caddesi, Avrupa Pasajı Kat 2, Beyoğlu adresinde yapılacak olan toplantıya tüm üyelerimizi bekliyoruz.

Selam ve saygılarımızla.

KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

Toplantı Programı İçin Tıklayınız

Santral Sinir Sistemi İnfeksiyonları Toplantısı (31 Mayıs 2023, Ankara)

Derneğimizin 2022-2023 dönemi bilimsel toplantıları Ankara‘da yapılacak “Santral Sinir Sistemi İnfeksiyonları” toplantısıyla devam ediyor. 31 Mayıs 2023 Çarşamba günü, 17.00-18.30 saatleri arasında İbni Sina Hastanesi, Hasan Ali Yücel Toplantı Salonu’nda yapılacak olan toplantıya tüm üyelerimizi bekliyoruz.

Selam ve saygılarımızla.

KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

Toplantı Programı İçin Tıklayınız

Acinetobacter baumannii–calcoaceticus Kompleksinin Neden Olduğu Ciddi İnfeksiyonu Olan Hastaların Tedavisinde Kolistine Karşı Sulbaktam-durlobaktamın Etkinliği ve Güvenliği: Çok Merkezli, Randomize, Aktif kontrollü, Faz 3, Non-inferiorite Çalışması (ATTACK)

Patojene özgü, randomize kontrollü, faz 3 çalışmasında karbapeneme dirençli Acinetobacter baumannii–calcoaceticus kompleksinin (ABC) yol açtığı ciddi infeksiyonu olan ve arka plan tedavisi olarak imipenem-silastatin alan hastalarda sulbaktam-durlobaktam ile kolistinin etkinlik ve güvenlilikleri karşılaştırılmış.

ABC tarafından doğrulanmış hastane kaynaklı bakteriyel pnömoni, ventilatörle ilişkili pnömoni veya kan dolaşımı infeksiyonları olan 18 yaş ve üzeri yetişkinlerde sulbaktam-durlobaktam ve kolistin 1:1 oranında randomize edilmiş. Tüm hastalara arka plan tedavisi olarak imipenem-silastatin verilmiş. Primer etkililik sonlanım noktası olan 28 günlük tüm nedenlere bağlı ölüm oranı sulbaktam-durlobaktam grubunda %19 (12/63) ve kolistin grubunda %32 (20/62) bulunmuş [-%13.2 (%95 GA -30.0), eş değerlik kriterini karşılamış]. Nefrotoksisite insidansı, sulbaktam-durlobaktam grubunda kolistin grubuna göre [%13 (12/91)’e karşı %38 (32 /85)] anlamlı olarak daha düşük bulunmuş (p<0.001). Sulbaktam-durlobaktam grubunda %40 (36/91) ve kolistin grubunda %49 (42/86) ciddi yan etki bildirilmiş. Sulbaktam-durlobaktam grubunda %11 (10/91) ve kolistin grubunda %16 (14/85) çalışma ilacının kesilmesine yol açan tedaviyle ilişkili advers olaylar bildirilmiş.

Kaye KS, Shorr AF, Wunderink RG, et al. Efficacy and safety of sulbactam-durlobactam versus colistin for the treatment of patients with serious infections caused by Acinetobacter baumannii-calcoaceticus complex: a multicentre, randomised, active-controlled, phase 3, non-inferiority clinical trial (ATTACK). Lancet Infect Dis. 2023: S1473-3099(23)00184-6.

Makale İçin Tıklayınız

FDA, Hastane Kökenli Pnömoniler ve VABP İçin Yeni Bir İlaç Onayladı

FDA 18 yaş ve üzeri hastalarda Acinetobacter baumannii-calcoaceticus kompleksinin yol açtığı hastane kökenli pnömoniler ve Ventilatör bağlantılı bakteriyel pnömoni (VABP) için enjeksiyon yoluyla sulbaktam/durlobaktamı onayladı. 

Haber İçin Tıklayınız

Rifampine Duyarlı Tüberküloz Tedavi Stratejisi

Bu açık etiketli, eş değerlik çalışmasında rifampine duyarlı akciğer tüberkülozu olan katılımcılar arasında standard tedavi (ilk 8 hafta pirazinamid ve etambutol ile 24 hafta rifampin ve izoniazid) ile dört farklı alternatif tedavi stratejisi karşılaştırılmış. Alternatif tedavi gruplarının her biri izoniazid, pirazinamid ve etambutol ile kombinasyon tedavileri alırken başlangıç tedavilerinde birinci grupta yüksek doz rifampin-linezolid, ikinci grupta yüksek doz rifampin-klofazimin, üçüncü grupta rifapentin-linezolid ve dördüncü grupta bedakuilin-linezolid rejimleri kullanılmış. Başlangıçta ​​rifapentin-linezolid alan grupta etambutol tedavisi levofloksasin ile değiştirilmiş. Birincil sonuç 96. haftada ölüm, devam eden tedavi veya aktif hastalığın bileşimi olarak belirlenmiş. İkincil sonuçlar toplam tedavi süresi, 3. veya 4. derece yan etkiler ve edinilmiş ilaç direnci olarak belirlenmiş. 

Standard tedavi grubundaki hastaların %3.9’unda (7/181) birincil sonuç olayı meydana gelirken; başlangıç ​​rifampin-linezolid rejiminde %11 (21/184) [düzeltilmiş fark 7.4; %97.5 güven aralığı (GA), 1.7-13.2; eşdeğerlik karşılanmamış] ve başlangıç ​​bedakuilin-linezolid tedavi grubunda %5.8 (11/189) (düzeltilmiş fark, yüzde 0,8 puan; %97.5 GA 3.4-5.1; eşdeğerlik durumu karşılanmış) birincil sonuç ortaya çıkmış. Ortalama toplam tedavi süresi standard tedavi grubunda 180 gün, rifampin-linezolid tedavi grubunda 106 gün ve bedakuilin-linezolid tedavi grubunda 85 gün olarak verilmiş. Üçüncü veya 4. derece advers olaylar, ciddi advers olaylar ve ölüm insidansları, standard tedavi grubu ile rifampin-linezolid ve bedakuilin-linezolid grubu arasında anlamlı farklılık göstermemiş. Solunum yetmezliği insidansı ve FEV 1’de 96. haftadaki değişim de üç grupta benzer bulunmuş. Sekiz haftalık bedakuilin-linezolid rejimi ile başlangıç ​​tedavisi içeren strateji, klinik sonuçlar açısından tüberküloz için standard tedavi ile karşılaştırıldığında eşdeğer bulunurken toplam tedavi süresinin daha kısa olması ile ilişkilendirilmiş ve belirgin güvenlik endişesi bulunmamış.

Paton NI, Cousins C, Suresh C, et al. Treatment strategy for rifampin-susceptible tuberculosis. N Engl J Med. 2023; 388 (10): 873-87.

Makale İçin Tıklayınız

Hindistan’da Yetersiz Beslenmenin Tüberküloz Tedavisi Sonuçları Üzerindeki Etkisi: Çok Merkezli, Prospektif, Kohort Analizi

Yetersiz beslenme, sekonder immün yetmezliğin de yaygın nedenleri arasında olduğundan küresel olarak tüberküloz (TB) için önde gelen bir risk faktörüdür. Yetersiz beslenme, balgamda daha yüksek basil derecesi ve artmış kavitasyon ile ilişkilidir; ayrıca rifampin ve izoniazid emiliminin azalması veya etambutol ve aminoglikozidlerin toksisitesinin artmasına neden olabilir. Tedavi sonuçları üzerindeki etkisi tam olarak tanımlanmamıştır. Bu çalışmada beslenme ile olumsuz sonuçlar arasındaki ilişki tedavi başlangıcındaki vücut kitle indeksine (VKİ), beslenme durumuna, TB hastalığı öncesindeki VKİ’ye, bodurluğa ve iki aylık TB tedavisinden sonra durgun veya azalan VKİ’ye dayalı olarak değerlendirilmiş.

Olumsuz sonuç, tedavinin tamamlanmasından sonraki altı ay içinde tedavi başarısızlığı, ölüm veya nüksün bileşimi olarak tanımlanmış. Tedavi başlangıcında şiddetli yetersiz beslenme (VKİ <16 kg/m²) ve TB hastalığının başlangıcından önce ciddi yetersiz beslenme olumsuz sonuçlarla ilişkilendirilmiş [sırasıyla düzeltilmiş insidans oranı (aIRR), 2.05; %95 güven aralığı (GA), 1.42– 2.91 ve aIRR, 2.20; %95 GA, 1.16–3.94]. Ek olarak, tedavi başlangıcından sonra VKİ’de artışın olmaması, artan olumsuz sonuçlarla ilişkilendirilmiş (aIRR, 1.81; %95 GA, 1.27–2.61). Şiddetli bodurluk (yaşa göre boy z skoru <-3) olumsuz sonuçlarla ilişkilendirilmiş (aIRR, 1.52; %95 GA, 1.00–2.24). Tedavi başlangıcında şiddetli yetersiz beslenme ölümle ilişkilendirilmiş (aIRR, 4.17; %95 GA, 1.97–9.53); ancak başarısızlık ve nüks ile ilişkisi anlamlı bulunmamış (aIRR, 1.51; %95 GA, .96–2.40). İki aylık tedaviden sonra değişmeyen veya azalan VKİ, hem yetersiz beslenen katılımcılar (aIRR, 1,67; %95 GA, 1,05–2,65) hem de yetersiz beslenmesi olmayan katılımcılar (aIRR, 2,64; %95 GA, 1,32–5,28) arasında olumsuz sonuçların önemli bir göstergesi olarak bulunmuş. Tedavi başlangıcında şiddetli yetersiz beslenme ve tedavi sırasında VKİ’nin artmaması yüksek ölüm oranlarıyla sırasıyla dört ve beş kat daha fazla ilişkilendirilmiş. Çalışmanın verilerine dayanılarak beslenme değerlendirmesinin standard TB bakımına entegre edilmesi gerektiği sonucuna varılmış.

Makale İçin Tıklayınız

Komplike Üriner Sistem İnfeksiyonları ve İlişkili Bakteriyemili Hastanede Yatan Hastalarda Optimum Tedavi Süresinin Tanımlanması

Komplike üriner sistem infeksiyonu (ÜSİ) olan hastalar için en uygun tedavi süresini belirlemek üzere yapılan bu gözlemsel çalışmada birincil sonuç, tedavi tamamlandıktan sonraki 30 gün içerisinde aynı türle tekrarlayan infeksiyon olarak belirlenmiş. İkincil sonuç ise tedavi tamamladıktan sonraki 30 gün içinde aynı bakteri türleri ile önceki infeksiyonda kullanılan antibiyotiğe dirençli bir infeksiyonun gelişmesi olarak belirlenmiş. 

Uygunluk kriterlerini karşılayan 1099 hasta 7 (n=265), 10 (n=382) veya 14 (n=452) gün tedavi almış. On gün tedavi alan hastalar ile 14 gün tedavi alan hastalar arasında tekrarlayan infeksiyon olasılığı açısından fark bulunmamış [düzeltilmiş odss oranı(aOR): 0.99; %95 güven aralığı (GA), 0.52-1.87]. On dört günlük tedaviye kıyasla 7 gün tedavi alan hastalarda nüks oranlarında artış gözlenmiş (aOR, 2.54; %95 GA, 1.40-4.60). Yedi günlük ve 14 günlük tedavideki farklılık intravenöz beta-laktam tedavisine devam eden veya oral biyoyararlanımı yüksek olan ajanlara geçiş yapan 627 hastayla sınırlandırıldığında ise sonuçlardaki farklılık devam etmemiş (aOR, .76; %95 GA, .38 –1.52).  Oral biyoyararlanımı yüksek ajanlar olarak siprofloksasin, levofloksasin, trimetoprim/sülfametoksazol, amoksisilin, amoksisilin/klavulanat, sefaleksin olarak belirlenmiş. Ancak oral β-laktama geçen hastalarda β-laktamın optimal dozun altında reçete edilmiş olması nedeniyle oral β-laktamlar bu çalışmada nitelikli olarak değerlendirilememiş ve ön planda kinolon ve trimetoprim/sülfametoksazol kullanımı önerilmiş. Tekrarlayan infeksiyonu olan 76 hastadan 7 günlük grupta 2 (%11), 10 günlük grupta 2 (%10) ve 14 günlük grupta 10 (%36) hastada ilaca dirençli infeksiyonlar saptanmış (p= 0.10). 

Bu çalışmanın sonucunda karşılaştırılabilir intravenöz ve oral biyoyararlanıma sahip antibiyotikler uygulanabildiğinde komplike ÜSİ nedenli hastanede yatan hastalarda 7 günlük antibiyotik tedavisi etkili görülmekle birlikte, diğer tüm hastalar için 10 günlük tedavi gerekebileceği görülmüş.

McAteer J, Lee JH, Cosgrove SE, et al. Defining the optimal duration of therapy for hospitalized patients with complicated urinary tract ınfections and associated bacteremia. Clin Infect Dis. 2023; 76 (9): 1604-1612.

Makale İçin Tıklayınız

Meşrutiyet Mah. Rumeli Cad.
İpek Apt. No. 70 D. 7
(Rumeli Eczanesi üstü),
34363 Şişli, İstanbul
Tel. ve Faks: (0212) 219 54 82
E-posta: klimik@klimik.org.tr