13-16 Mart 2023 tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirilecek XXIII. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Kongresi (KLİMİK 2023)’ne Bildiri Özeti son gönderim tarihi 1 Şubat 2023’tür.
13-16 Mart 2023 tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirilecek XXIII. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Kongresi (KLİMİK 2023)’ne Bildiri Özeti son gönderim tarihi 1 Şubat 2023’tür.
20 Aralık 2022 Salı günü, 20.00-21.30 saatleri arasında “Batın İçi İnfeksiyonlar” konulu web konferans yapılacaktır.
PROGRAM
Yöneten: Prof. Dr. Nurcan BAYKAM
Hitit Üniversitesi, Tıp Fakültesi
Karın Ağrısı ve Ateşle Başvuran Hastaya Algoritmik Yaklaşım
Dr. Öğr. Üyesi Derya YAPAR
Hitit Üniversitesi, Tıp Fakültesi
Peritonitler
Dr. Öğr. Görevlisi Özlem AKDOĞAN
Hitit Üniversitesi, Tıp Fakültesi
Batın İçi İnfeksiyonlarda Güncel Tedavi
Dr. Öğr. Üyesi Sengül ÜÇER
Hitit Üniversitesi, Tıp Fakültesi
Selam ve saygılarımızla.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu
22 Aralık 2022 Perşembe günü, 20.00-21.30 saatleri arasında “IAS & Glasgow Kongreleri Ardından HIV Tedavisinde İkili Tedavi Rejimlerinde Güncellemeler” konulu web konferans yapılacaktır.
PROGRAM
Yöneten: Doç. Dr. Asuman İNAN
Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Prof. Dr. Süda TEKİN
Koç Üniversitesi, Tıp Fakültesi
Doç. Dr. Elif TÜKENMEZ-TİGEN
Marmara Üniversitesi, Tıp Fakültesi
Selam ve saygılarımızla.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu
Alt solunum yolu infeksiyonları, çoğu durumda viral bir neden olmasına rağmen sıklıkla antibiyotiklerle tedavi edilir. Düşük prokalsitonin konsantrasyonlarının, antibiyotiklerden fayda görme olasılığı düşük olan alt solunum yolu infeksiyonu olan hastaları tanımlayıp tanımlayamayacağı bilinmemektedir. Bu çalışmada prokalsitonini düşük olan hastalarda alt solunum yolu infeksiyonlarını tedavi etmek için azitromisin ile plasebonun etkinlik ve güvenliliğini karşılaştırmak amaçlanmış.
ABD’deki beş sağlık merkezinde yürütülen bu çalışma randomize, plasebo kontrollü, çift kör çalışma şeklinde yürütülmüş. Klinik olarak pnömoni dışı alt solunum yolu infeksiyonu şüphesi olan ve semptom süresi 24 saatten 28 güne kadar olan 18 yaş ve üstü yetişkinler çalışmaya dahil edilmiş. Prokalsitonin konsantrasyonu 0.25 ng/mL veya daha düşük olan katılımcılar, 250 mg oral azitromisin veya eşleşen plasebo (ilk günde iki kapsül, sonraki dört gün birer kapsül) almak üzere rastgele (1:1) ayrılmış. Birincil sonuç, tedavi amaçlı popülasyonda 5. günde klinik iyileşme açısından azitromisinin plaseboya karşı etkinliği olarak belirlenmiş. 8 Aralık 2017 ile 9 Mart 2020 arasında 691 hasta uygunluk açısından değerlendirilmiş ve 499 hasta çalışmaya dahil edilmiş; azitromisin kolunda 249, plasebo kolunda 250 katılımcı varmış. Plasebo grubunda tüm verileri olan 238 katılımcının 148’inde (%63, %95 GA 54-71) ve azitromisin grubunda tüm verileri olan 227 katılımcının 155’inde (%69, 61-77) 5. günde klinik iyileşme gözlenmiş. Yan etkiler arasında 5. günde azitromisin grubunda hafif artmış karın ağrısı (p=0.066) dışında farklılık saptanmamış.
Sonuç olarak alt solunum yolu infeksiyonu ve düşük prokalsitonin konsantrasyonu olan erişkinlerde 5. günde klinik iyileşme açısından plasebo ve azitromisin eşit bulunmuş. Hem klinik iyileşme oranları hem de 5. günde yan etkiler hesaba katıldıktan sonra, alt solunum yolu infeksiyonu ve düşük prokalsitonin konsantrasyonu olan hastalarda antibiyotiklerin endike olup olmadığı açık değildir sonucuna ulaşılmış.
Tsalik EL, Rouphael NG, Sadikot RT, et al. Efficacy and safety of azithromycin versus placebo to treat lower respiratory tract infections associated with low procalcitonin: a randomised, placebo-controlled, double-blind, non-inferiority trial. Lancet Infect Dis. 2022: S1473-3099(22)00735-6.
NAFLD, dünya çapında karaciğer sirozu ve hepatoselüler karsinomun önde gelen nedeni haline gelmiştir. Çeşitli genetik ve yaşam tarzıyla ilgili risk faktörleri tanımlanmış olmasına rağmen, patofizyolojisi henüz tam olarak aydınlatılamamıştır. Bu retrospektif kohort çalışmasında, Almanya’da Hastalık Analiz (IQVIA) veri tabanından infeksiyöz mononükleozu olan 13 859 hasta ve infeksiyöz mononükleozu olmayan 13 859 birey eşleştirilmiş ve infeksiyöz mononükleoz ve NAFLD arasındaki ilişkiyi değerlendirmek için çok değişkenli Cox-regresyon analizleri kullanılmış.
Bu çalışma ile 10 yıl içinde, infeksiyöz mononükleozu olan hastaların %2.64’üne, olmayan bireylerin %1.78’ine NAFLD tanısı konduğu saptanmış. NAFLD insidansı, infeksiyöz mononükleozu olan kişilerde 100 000 kişi başlına yılda 263.9 vaka, olmayanlarda ise 100 000 kişi başına yılda 164.5 olarak bulunmuş. Çok değişkenli regresyon analizleri, infeksiyöz mononükleozun hem kadınlar (HR: 1.73) hem de erkekler (HR: 1.70) arasında NAFLD insidansı ile anlamlı bir şekilde ilişkili olduğunu göstermiş. Yaşa göre sınıflandırılmış analizlerde, infeksiyöz mononükleoz ile NAFLD arasındaki ilişki en çok 41 ila 50 yaş (HR: 2.94) ve >50 yaş (HR: 2.68) arasındaki gruplarda belirgin olarak saptanmış.
Sonuç olarak infeksiyöz mononükleoz, Almanya’dan büyük bir kohortta NAFLD insidansı ile önemli ölçüde ilişkili saptanmış. Araştırmacılar, bu bulguların EBV’nin NAFLD gelişiminde patofizyolojik bir rol oynadığını ve ortaya çıkan bu küresel tıbbi yükün patofizyolojisini daha iyi anlamak için araştırma çabalarını teşvik edebileceğini ifade etmişler.
Loosen SH, Kostev K, Luedde T, Roderburg C. Infectious mononucleosis is associated with an increased incidence of NAFLD. Eur J Clin Invest. 2022: e13911.
Acinetobacter baumannii, ciddi hastalık ve ölümle ilişkili bir nozokomiyal patojendir. Glukokortikoid aerosol, invazif mekanik ventilasyon uygulanan hastalarda yaygın bir inhalasyon tedavisidir. Bu çalışma, Çin’de ventilatör tedavisi kullanılan hastalarda glukokortikoid aerosol tedavisi ile A. baumannii izolasyonu arasındaki ilişkiyi analiz etmek için prospektif bir kohort çalışması şeklinde yürütülmüş.
Kayıtlı 497 hastanın 262’sine (%52.7) glukokortikoid aerosol tedavisi verilmiş ve 159’undan (%32.0) A. baumannii izole edilmiş. Glukokortikoid aerosol tedavisi, A. baumannii izolasyonu için bağımsız bir risk faktörü olarak saptanmış [tehlike oranı (HR):1.5, %95 GA 1.02–2.28; p= 0.038). Glukokortikoid aerosol alan hastalarda A. baumannii izolasyonu için daha yüksek kümülatif tehlike saptanmış ve analizler, glukokortikoid aerosol tedavisinin çoğu alt popülasyonda A. baumannii izolasyonunu artırdığını göstermiş.
Sonuç olarak glukokortikoid aerosol tedavisi, 30 günlük mortalite için doğrudan bir risk faktörü olarak saptanmamış; ancak A. baumannii izolasyonu, ventilatörde 30 günlük mortalite ile bağımsız olarak ilişkili bulunmuş. Araştırıcılar öneri olarak doktorların glukokortikoid aerosol tedavisini tercih ederken potansiyel A. baumannii infeksiyonunu göz önünde bulundurmaları gerektiğini ifade etmiş.
Zhang W, Yin M, Li W, et al. Acinetobacter baumannii among Patients Receiving Glucocorticoid Aerosol Therapy during Invasive Mechanical Ventilation, China. Emerg Infect Dis. 2022; 28 (12): 2398–408.
SARS-CoV-2 salgınının ilk aşamaları, klinik belirsizliğin ve kişisel koruyucu ekipman eksikliğinin olduğu bir dönemdi. İnfeksiyon önleme uzmanları (IPP), kurumlarında en iyi uygulamayla çelişen kişisel koruyucu ekipman kullanımı hakkında hızla değişen rehberlikler sunmaya zorlandı. IPP’ler, ön cephe personelinin güvenliğini sağlamak için gereken iletişimlerinin içeriği, sıklığı ve hacmi karşısında şaşkına dönmüştü ve Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerinden (CDC) ortaya çıkan rehberliği yansıtan uygulama protokolleri yazmak için günün her saati çalışmak zorunda kaldı. Bu ilginç çalışmada COVID-19 salgını sırasında IPP’lerin deneyimlerini keşfetmek için karma yöntem tasarımı kullanılmış.
Ankete toplam 61 IPP katılmış. IPP’lerin uygulama ortamlarından bağımsız olarak COVID-19 salgını sırasında önemli sıkıntılara ve yorgunluğa maruz kaldıkları saptanmış. COVID-19’un IPP mesleği üzerindeki uzun vadeli etkilerinin incelenmesi gerektiği ifade edilmiş. IPP’lerin, pandemi sırasında sundukları hizmetler için tanınmayı hak ettiği ve refahlarını destekleyebilecek kaynaklara erişimlerinin olması gerektiği sonucu çıkarılmış.
Pintar PA, McAndrew NS. An unheard voice: infection prevention professionals reflect on their experiences during the covid-19 pandemic. Am J Infect Control. 2022: S0196-6553(22)00841-0.
Bültenin Notu: Bu ses ülkemizde de duyulabilmiş değil! Ülkemizde pandeminin tüm dönemlerinde değişen koşullarla lokal mücadelelerinde İnfeksiyon Kontrol Komiteleri (İKK) inanılmaz bir mücadele verdiler. Bu mücadele sadece hasta bakımı ile ilgili değil; her bölümün her ayrıntısı ile ilgili idi ve sadece fiziksel değil yoğun zihinsel emek gerektiriyordu. Başka İKK hekimleri ve özellikle hemşireleri olarak bu sesin duyulması ve anlaşılması beklenebilirdi… Ama olmadı. “Orada kimse var mı?!”