Klimik Bülteni - Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yayın Organıdır
<
5
Nisan
2022
>

ESKİ SAYILAR

BÜLTEN ÜYELİĞİ

Antimikrobiyal Duyarlılık Test Sonuçlarının Yorumlanması (111. Web Konferans, 5 Nisan 2022)

5 Nisan 2022 Salı günü, 20.30-22.00 saatleri arasında “Antimikrobiyal Duyarlılık Test Sonuçlarının Yorumlanması” konulu web konferans yapılacaktır.

PROGRAM

Yöneten: Prof. Dr. Gökhan AYGÜN
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

Antimikrobiyal Duyarlılık Test Sonuçları Bize Ne Anlatıyor?
Prof. Dr. Özlem KURT-AZAP
Başkent Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Selam ve saygılarımızla.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

Pratiği Sarsan Güncel Yayınlar VI (112. Web Konferans, 7 Nisan 2022)

Derneğimizin Antibiyotik Direnci Çalışma Grubu (ADÇG) ve Nakil İnfeksiyonları Çalışma Grubu (NİÇG) tarafından, “Pratiği Sarsan Güncel Yayınlar VI” başlıklı web konferans 7 Nisan 2022 Perşembe günü, 20.30-22.00 saatleri arasında yapılacaktır.

PROGRAM

ANTİBİYOTİK DİRENCİ ÇALIŞMA GRUBU (ADÇG)

Oturum Başkanı: Prof. Dr. Nazlım AKTUĞ-DEMİR
Selçuk Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Konuşmacı: Uzm. Dr. Okan DERİN
İstanbul Medipol Üniversitesi, Tıp Fakültesi

NAKİL İNFEKSİYONLARI ÇALIŞMA GRUBU (NİÇG)

Oturum Başkanı: Prof. Dr. Özlem KURT-AZAP
Başkent Üniversitesi, Ankara Hastanesi

Konuşmacı: Dr. Öğr. Üyesi Güle ÇINAR
Ankara Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Selam ve saygılarımızla.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

5 Soru 5 Yanıt

5 Soru 5 Yanıt Klimik Derneği’nin üyelerine yönelik bir uygulamasıdır. Her ayın 5’inde yeni bir soru seti yayına girecek ve o ayın sonuna kadar yanıtlanabilecektir.

Lütfen soruları yanıtlamak için KLİMİK web sitesine üye girişi yapınız.

5 Soru 5 Yanıt İçin Tıklayınız

Dünya Sağlık Günü: Bizim Gezegenimiz, Bizim Sağlığımız

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından her yıl 7 Nisan günü Dünya Sağlık Günü olarak kutlanmaktadır. DSÖ’nün öncelikli gördüğü konularda dünya genelinde farkındalık yaratmak üzere kutladığı Dünya Sağlık Günü’nün 2022 yılı için sloganı, “Bizim Gezegenimiz, Bizim Sağlığımız” olarak ilan edilmiştir.

Pandemi sürerken, çevre kirliliği ve kanser, astım, kalp hastalıkları artmaya devam ederken, 2022 Dünya Sağlık Günü’nde DSÖ, tüm dünyanın dikkatini insanları ve gezegeni sağlıklı tutmak için ihtiyaç duyulan acil eylem planlarına ve refah içinde yaşayan toplumlar yaratma hareketini desteklemeye çağırıyor. DSÖ, her yıl dünya çapında 13 milyondan fazla ölümün önlenebilir çevresel nedenlerden kaynaklandığını tahmin etmektedir. Buna insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük sağlık tehdidi olan iklim krizi de dahildir. İklim krizi aynı zamanda bir sağlık krizidir.

Biz de KLİMİK Derneği olarak ulusal ve küresel sağlık hedeflerine ulaşmak için gezegenimizin ve toplumların refahına odaklanmanın önemine inanıyoruz ve Dünya Sağlık Günü’nü destekliyoruz.

Saygılarımızla.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

Yaşlı Hastalarda (≥ 65 yaşında) Hepatit C Virusu İçin Doğrudan Etkili Antiviral (DEA) Tedavinin Etkinliği ve Güvenliği: Sistematik Bir İnceleme ve Meta-Analiz

DEA ile Hepatit C tedavisinde yaşlı popülasyonun ayrıca değerlendirilmesi amaçlanmış. PubMed (Medline), EMBASE, OVID Medline, Cochrane Kütüphanesi ve diğer veritabanlarında sistematik bir araştırmadan sonra, iki araştırmacı ilgili özetleri gözden geçirmiş ve inceleme için yazıları seçmiş. Kalıcı virolojik yanıt (KVY) ve yan etki (YE) oranları bir random-etki modeliyle hesaplanmış.

DEA alan yaşlı hastaların (≥ 65 yaş) KVY oranlarını değerlendiren doksan çalışma seçilmiş. Yaşlı hastalarda DEA’lar, alt grup analizlerinde karşılaştırılabilir oranlarla birlikte, %96’lık dikkate değer bir KVY oranı [%95 güven aralığı (CI): %95-%97] sergilemiş. Yaşlı ve yaşlı olmayan hastalarda KVY oranlarının karşılaştırılması anlamlı bir farklılık göstermemiş [Odds oranı (OR) 1.01, %95 GA: 1.00 – 1.01].

YE oranları alt gruplara göre değişse de YE’lerin genel oranı %45 olarak saptanmış (%95 GA: %31-%60). Ayrıca özellikle ciddi yan etki (OR 1.89, %95 GA: 1.52 – 2.36) ve ribavirin doz azaltılmasının yaşlılarda yaşlı olmayanlara göre nispeten daha sık olduğu saptanmış (OR 1.15, %95 GA: 1.04 – 1.28) (OR 1.90, %95 GA: 1.53 – 2.36). Bununla birlikte, Ribavirin içermeyen rejimde, yaşlı ve yaşlı olmayan gruplar arasında YE insidansında anlamlı bir farklılık saptanmamış.

Sonuç olarak DEA’ların yaşlı hastalarda yüksek etkinliği olduğu, YE olasılığı göz önüne alındığında, HCV’li yaşlı hastaların tedavisi için öncelikle Ribavirinsiz rejimin düşünülmesi gerektiği vurgulanmış.

Lee J, Ahn SB, Yim SY, et al. Efficacy and safety of direct-acting antiviral therapy for hepatitis C virus in elderly patients (≥ 65 years old): a systematic review and meta-analysis. J Viral Hepat. 31 Mart 2022.

Makale İçin Tıklayınız

Hepatit B Core ile İlişkili Antijen Serum Seviyeleri Tedavi Deneyimsiz Kronik HBV İnfeksiyonu Olan Hastalarda Anlamlı Karaciğer Fibrozu ile İlişkilidir

Araştırmacılar tedavi deneyimsiz kronik HBV infeksiyonu olan hastalarda hepatit B core ilişkili antijen (HBcrAg) serum düzeyleri ile karaciğer fibrozu arasındaki ilişkiyi belirlemeyi amaçladıkları bu çalışmalarına 246 tedavi deneyimsiz hastayı dahil etmişler.

Tüm hastalara başlangıçta karaciğer biyopsisi yapılmış.  METAVIR fibrozis evreleri kullanılarak F0, F1, F2, F3 ve F4 evrelerinde (METAVIR skorlama sistemi) sırasıyla 15, 140, 50, 26 ve 15 hasta saptanmış. Biyokimyasal, serolojik ve virolojik parametreler standart laboratuvar prosedürleri kullanılarak ölçülmüş. Hastaların HBcrAg serum düzeyleri ELISA ile incelenmiş. F2, F3 ve F4 evresindeki hastaların HBcrAg serum seviyeleri, anlamlı olmayan karaciğer fibrozisi hastalarından (METAVIR F0-F1) anlamlı derecede yüksek saptanırken F2, F3 ve F4 evresindeki hastalar arasında anlamlı fark saptanmamış. Serum HBcrAg (OR, 2,18; %95 güven aralığı [CI], 1,51–3,16), albümin (ALB) (OR, 0,60; %95 GA, 0,41–0,87), protrombin aktivitesi (PTA) (OR, 0,58; %95 CI, 0.40-0.83) ve trombosit (PLT) sayıları (OR, 0.38; %95 GA, 0.25-0.57) önemli karaciğer fibrozu (METAVIR F2-F4) ile ilişkili bulunmuş. Serum HBcrAg değeri [ROC eğrisi altında 0.81 alan (%95 GA, 0.75-0.88) ile] önemli karaciğer fibrozisi olan hastaların doğru tanımlanmasını sağlamış.

Karaciğerde ciddi fibrozisi saptayabilen; APRI, FIB-4 indeksi ve ALBI skoru, ROC eğrisi altında 0.74 (%95 GA, 0.66-0.81), 0.73 (%95 GA, 0.65-0.80) ve 0.63 (%95 GA, 0,55-0,72) saptayabilirken bu üç indeks ile karşılaştırıldığında, HBcrAg’ye dayalı ciddi fibrozis tanısının doğruluk oranı, FIB-4 indeksinden (p = 0.0479) ve ALBI skorundan (p = 0.0030) daha yüksek bulunmuş. HBcrAg, ALB, PTA serum seviyeleri ve PLT sayıları, tedavi deneyimsiz kronik HBV infeksiyonu hastalarında ciddi karaciğer fibrozu ile ilişkilendirilmiştir.
Sonuç olarak çalışma sonunda HBcrAg serum seviyelerinin,ciddi fibrozisi olan hastaların (METAVIR F2–F4) doğru tanımlanmasını sağladığı ve HBcrAg seviyelerinin FIB-4 indeksi ve ALBI skorundan daha etkili olduğu vurgulanmıştır.

Liu R, Li M, Lu Y, et al. Hepatitis B core-related antigen serum levels are associated with significant liver fibrosis in treatment-naïve chronic HBV infection patients. J Viral Hepat. 31 Mart 2022.

Makale İçin Tıklayınız

COVID-19’da Reinfeksiyon: Endişelerimizi Abartıyor muyuz?

Ülkemizden gözlemsel ve retrospektif olarak yapılan bu çalışma Batman ilindeki COVID-19 reinfeksiyonlarına odaklanmış. Araştırmacılar COVID-19 reinfeksiyonun ana belirleyicilerini, ilişkili risk faktörlerini ve aşı durumunu değerlendirmeyi amaçlamışlar.
Solunum yolu örneklerinden SARS-COV-2 RT-PCR pozitifliği saptanan hastalar doğrulanmış vaka; COVID-19 benzeri semptomları olan veya olmayan, ilk infeksiyon veya hastalıktan en az 90 gün sonra RT-PCR pozitifliği olan vakalar reinfeksiyon olarak tanımlanmış.

Çalışmaya 11 Mart 2020 ile 31 Ağustos 2021 tarihleri arasında COVID-19 tanısı konan toplam 58 811 hasta dahil edilmiş. Tüm hastaların 421’inde (%0.7) reinfeksiyon tespit edilmiş. Olguların yaş ortalaması 38.0±16.0 yıl olup, %51’inin kadın olduğu saptanmış.
Reinfeksiyon saptanan hastaların sekizi (%2.0) ölümle sonuçlanırken, bu hastaların hiçbirinin aşı programını tamamlamadığı dikkati çekmiş. Çalışmada tam aşılı hastalarda hastaneye yatış ve mortalitenin gözlenmediği de önemli bir sonuç olarak belirtilerek aşılanmanın önemi vurgulanmış.

Arslan Y, Akgul F, Sevim B, Varol ZS, Tekin S. Re-infection in COVID-19: Do we exaggerate our worries? Eur J Clin Invest. 2022: e13767.

Makale İçin Tıklayınız

Yoğun Bakım Ünitelerinde İntra-abdominal Kandidiyaz İçin Risk Faktörleri: EUCANDICU Çalışmasının Sonuçları

Çok merkezli, çok uluslu bu vaka-kontrol çalışması yoğun bakım ünitesi (YBÜ)’nden edinilmiş intra-abdominal kandidiyaz (İAK) için bağımsız risk faktörlerini değerlendirmeyi amaçlamış.

Ocak 2015-Aralık 2016 döneminde 26 Avrupa YBÜ’nde bir vaka kontrol çalışması gerçekleştirilmiş. YBÜ’de kaldıkları süre boyunca (yatıştan en az 48 saat sonra) mikrobiyolojik olarak belgelenmiş bir İAK epizodu geliştiren en az 18 yaşında olan hastalar vaka kohortu olarak belirlenirken, yoğun bakımda yatış sırasında İAK epizodları geliştirmeyen yetişkin hastalar kontrol grubunu oluşturmuş. Çalışma süresince İAK tanısı alan 101 olgunun dahil edildiği çalışmanın tek değişkenli analizinde, şiddetli karaciğer yetmezliği, önceden antibiyotik alınması, önceden parenteral beslenme alınması, abdominal drenaj, önceki bakteriyel infeksiyon, anastomoz kaçağı, tekrarlayan gastrointestinal perforasyon, önceden antifungal ilaç alınması ve ortanca abdominal cerrahi müdahale sayısının daha yüksek olması İAK gelişimi ile ilişkilendirilmiş. Çok değişkenli analizde, tekrarlayan gastrointestinal perforasyon (OR 13.90; %95 GA 2.65-72.82, p=0.002), anastomoz kaçağı (OR 6.61; %95 GA 1.98-21.99, p=0.002), abdominal drenaj (OR 6.58; %95 GA 1,73–25,06, p=0.006), antifungal ilaçların (OR 4.26; %95 GA 1.04–17.46, p = 0.04)  veya antibiyotiklerin (OR 3.78; %95 CI 1.32-10.52, p=0.01) önceden alınması bağımsız olarak İAK ile ilişkili olarak saptanmış.

Bassetti M, Vena A, Giacobbe DR,  et al. Risk Factors for intra-abdominal candidiasis in intensive care units: results from EUCANDICU study. Infect Dis Ther. 2022; 11 (2): 827-40.

Makale İçin Tıklayınız

Tıp Cinsiyetsiz Değildir; Erkektir

NEJM’de yayımlanan bu makalede yazarlar tarihsel akışta erkek egemen toplum algısının bilim ve tıp üzerindeki etkisini, günümüzde kadın hekimlerin tıp alanında gittikçe artan nicelik ve nitelikleriyle daha fazla söz sahibi olmaya başlamalarına rağmen hekimliğin erkeklikle ilişkili özelliklerinin değer görmeye devam ettiğini belirtmişler. Hekimlerin kendi aralarında da toplumsal cinsiyet eşitsizliğin devam ettiğini belirten yazarlar kadın hekimlerin daha az istihdam, kazanç ve temsiliyet sorununa dikkati çekmişler.

‘’1849’da Elizabeth Blackwell, Amerika Birleşik Devletleri’nde tıp fakültesinden mezun olan ilk kadın oldu. Bugün, kadınlar ABD doktor işgücünün %35’ini oluşturuyor ve 35 yaş ve altındaki doktorlar arasında kadınların sayısı aslında erkeklerden fazla. Birçok Avrupa ülkesinde, birkaç yıldır kadın çoğunluğa sahip bir tıbbi iş gücü bulunuyor.  Tıpta kadın sayısı arttıkça, yüzyıllardır erkeklerin tanımladığı gibi “hekimlik”in de kadınlar tarafından yeniden şekillenmesi ve yeniden tanımlanması beklenebilir.

Ancak tıptaki kadınlarla ilgili akademi ve sağlık hizmetlerindeki tartışmalar, genellikle hekimliğin cinsiyetten bağımsız olduğu şeklindeki dile getirilmeyen bir varsayımla başlıyor gibi görünüyor. Bu tartışmalar, ‘’pipeline’’daki kadınların sayısına, ‘’the glass ceiling ‘’* ve kadınların tıpta karşılaştığı benzersiz zorluklara odaklanıyor, ancak bu zorluklar hekimlik üzerine değil. Feminist romancı Virginia Woolf bir keresinde şöyle demişti: “Görünüşe göre bilim cinsiyetsiz değil; o bir erkek’’** Aynı ruhla, tıbbın cinsiyetten bağımsız olmadığı iddia edilebilir; o erkektir.’’

*The glass ceiling: Örgütünün hiyerarşisi içinde yükselmek isteyen nitelikli bir kişinin, çoğunlukla cinsiyetçilik veya ırkçılık temelli bir ayrımcılık nedeniyle bir alt kademede durdurulmasını ifade eder.
**“Science, it would seem, is not sexless; she is a man.”

Lombarts KMJ, Verghese A. Medicine is not gender-neutral – she is male. N Engl J Med. 2022; 386 (13): 1284-7.

Makale İçin Tıklayınız

Meşrutiyet Mah. Rumeli Cad.
İpek Apt. No. 70 D. 7
(Rumeli Eczanesi üstü),
34363 Şişli, İstanbul
Tel. ve Faks: (0212) 219 54 82
E-posta: klimik@klimik.org.tr