Klimik Bülteni - Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yayın Organıdır
<
30
Kasım
2021
>

ESKİ SAYILAR

BÜLTEN ÜYELİĞİ

COVID-19 Güncel Durum ve Gelişmeler (91. Web Konferans, 30 Kasım 2021)

30 Kasım 2021 Salı günü, 20.00-21.30 saatleri arasında “COVID-19 Güncel Durum ve Gelişmeler” konulu web konferans yapılacaktır.

PROGRAM
Yöneten: Prof. Dr. Önder ERGÖNÜL
Koç Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Tanı
Prof. Dr. Kenan MİDİLLİ
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

Tedavi
Prof. Dr. Şerap ŞİMŞEK-YAVUZ
İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi

Aşılar
Prof. Dr. Alpay AZAP
Ankara Üniversitesi, Tıp Fakültesi
Selam ve Saygılarımızla.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

IV. Uygulamalı Yara Bakım Kursu (27-29 Ocak 2022, İstanbul)

Diyabetik Ayak İnfeksiyonları Çalışma grubumuz daha önceki yıllarda başarı ile gerçekleştirdiği ve gelenekselleşmeye başlayan bir eğitim olarak karşımıza çıkan “Kronik Yara-Diyabetik Ayak Uygulamalı Yara Bakım Kursları’nın dördüncüsünü 27-29 Ocak 2022 tarihinde İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde “Cerrahpaşa Kronik Yara -Diyabetik Ayak Kurulu” iş birliği ile düzenleyecektir. Bu kurs ile gerek uzmanlık alanımızda çalışan meslektaşlarımız gerekse konuyla ilgili sağlık çalışanlarının yara tedavisine ilgilerinin artmasını hedeflemekteyiz. Kursumuzda kronik yara etiyolojisi, hasta izlemi, yaranın aşamalarına göre tıbbi/cerrahi tedavi yaklaşımı, pansuman/yara bakım ürünlerinin kullanımı teorik/pratik olarak anlatılacak ve COVID-19 salgın koşullarının elverdiği ölçüde birebir hasta başında uygulamalı olarak ve/veya videolar-maketler eşliğinde görselleştirilerek tartışılacaktır. Tartışmalı oturumlar ile kursiyerler, alanında uzman ve deneyimli meslektaşları ile olgularını tartışma imkanı bulacaklardır.

Kronik yara ve tedavisine ilgi duyan tüm meslektaşlarımızı kursumuza bekliyoruz.

Saygılarımızla.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

1 Aralık 2021: Dünya AIDS Günü

HIV/AIDS ilk tanımlandığı 1980’li yıllardan günümüze, din, dil, ırk, cinsiyet ve ülke ayrımı yapmadan hızla yayılmakta ve ülke ekonomilerine büyük yük getirmektedir. Henüz etkili aşısı olmayan HIV/AIDS ile en etkili mücadele yolu, bu virusun bulaşma yollarını bilerek etkin bir biçimde korunmaktır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 2020 yılında 680 bin kişi HIV/AIDS ile ilişkili nedenlerle yaşamını yitirmiş, 1 buçuk milyon kişi HIV’e yakalanmıştır. 2020 yılında HIV ile yaşayan yaklaşık 38 milyon insan olduğu bildirilmiştir.

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de HIV/AIDS’in yayılımının sınırlandırılması, hatta durdurulması, öncelikle toplumun bulaşma ve korunma yolları konusunda farkındalığının artırılmasıyla mümkün olacaktır. HIV/AIDS konusunda toplum farkındalığını artırmak üzere, 1 Aralık günü 1988 yılından beri Dünya AIDS Günü olarak kabul edilmiştir. Küresel HIV salgını, COVID-19 salgını sırasında hızlanıyor olabilir ve yıkıcı bir etki yaratabilir. Küresel sağlık kampanyası olan Dünya AIDS Günü’nün 33. yılında Dünya Sağlık Örgütü “Eşitsizlikleri Bitir. AIDS’i Bitir.” sloganını kullanarak etkinlikler yapacaktır. Hastalığın tanınması ve erken tanı konulması, erken tedavi başlanması ve etkili koruyucu önlemlerin alınması için 1 Aralık Dünya AIDS Günü’nün uyarıcı işlevi olmasını dileriz.

KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

IDSA Yeni Bir Kılavuz Yayımladı

IDSA, Amp-C beta-laktamaz üreten Enterobacterales, karbapeneme dirençli Acintebacter baumannii ve S. maltophilia infeksiyonlarının tedavisi için yeni bir kılavuz yayımladı.

Kılavuz İçin Tıklayınız

2000–2018 Yılları Arasında İnsanlarda Küresel Antibiyotik Tüketimi ve Kullanımı: Bir Uzamsal Modelleme Çalışması

Küresel antibiyotik tüketimi hakkında tahminde bulunmak için birden fazla veri kaynağı ve istatistiksel model kullanmayı amaçlayan bu çalışmada, 2000-2018 yılları arasında düşük ve orta gelirli 204 ülkede alt solunum yolu infeksiyonu olan 284 045 çocuğun (<5 yaş) antibiyotik kullanımını belirlemek için hane halkı anketlerinden elde edilen bireysel veriler kullanılmış. Oluşturulan model, yüksek gelirli ülkelerden elde edilen antibiyotik tüketim modeliyle birleştirilmiş.

Sonuçta en düşük kullanım oranının Sahra altı Afrika’da ve en yüksek kullanım oranının Doğu Avrupa ve Orta Asya’da olduğu görülmüş. 2000’de günlük 1000 nüfus başına tanımlanmış günlük doz (DDD) küresel antibiyotik tüketim oranı 9.8 (9.2–10.5) iken, 2018’de bu oranın %46’lık bir artışla 14.3’e (%95 belirsizlik aralığı 13.2–15.6) yükseldiği bulunmuş. Ayrıca Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Güney Asya’da florokinolonların ve üçüncü kuşak sefalosporinlerin tüketiminde de artış saptanmış.

Antibiyotik tüketim verilerini birleştiren ve 2000’den 2018’e kadar 204 ülke için antibiyotik tüketimini hesaplamada jeoistatistiksel modelleme tekniklerini kullanan bu ilk çalışmanın sonuçları hem kullanım oranlarının yükseldiğini hem de antibiyotiğe erişim eksikliğini göstermiştir. Gelecekte yapılması öngörülen müdahaleler için bir kıyaslama sağlayacağı öngörülmüştür.

Browne AJ, Chipeta MG, Haines-Woodhouse G, et al.Global antibiotic consumption and usage in humans, 2000-18: a spatial modelling study. Lancet Planet Health. 2021: S2542-5196(21)00280-1.

Makale İçin Tıklayınız

Sağlık ve İnsan Hizmetleri Departmanı Birleşik Hastane Veri Gözetim Sistemi Aracılığıyla Rapor Edilen Hastane Bazlı Sağlık Personeli Arasında COVID-19 Aşılama Kapsamı, Amerika Birleşik Devletleri, 20 Ocak 2021-15 Eylül 2021

Bir araştırmaya göre, 15 Eylül itibariyle 2000’den fazla ABD hastanesindeki 3 milyondan fazla sağlık çalışanının %30’u COVID-19’a karşı aşılanmamış durumda. Hastanelerde çalışan sağlık personeli (HCP), toplumun COVID-19 aşılarına olan güvenini etkilemede kritik bir rol oynadığından ve ayrıca sağlık hizmetlerinde COVID-19’u hem edinme hem de bulaştırma riski altında olduğundan, CDC sağlık çalışanlarındaki aşılama oranlarını analiz etmeye karar vermiş.

Reses ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada Amerika’daki tüm hastanelerden bildirilen veriler kullanılarak BD hastanelerinin %41’inde 20 Ocak-15 Eylül tarihleri arasında aşı alımı değerlendirilmiş. Çalışma, analize dahil edilen 2086 tesisteki 3 357 348 sağlık çalışanının %70’inin 15 Eylül itibariyle tam aşılı olduğunu göstermiş. Alt analizlerde aşılanma oranının çocuk hastanelerindeki çalışanlar arasında en yüksek olduğunu (%77), ardından kısa dönemli akut bakım hastaneleri (%70,1), uzun süreli akut bakım hastaneleri (%68.8) ve kritik erişim hastaneleri (%64) şeklinde sıralandığı görülmüş. Ek olarak, araştırmacılar, daha yüksek kümülatif kabullerle karşılaştırıldığında (düzeltilmiş OR = 1.14; %95 GA, 1.09, 1.2) COVID-19 hastalarının kümülatif kabullerinin daha düşük olduğu bir hastanede çalışan birinin tam olarak aşılanmış olma ihtimalinin biraz daha yüksek olduğunu bulmuşlar. Benzer şekilde, hastanenin bulunduğu bölgede daha yüksek kümülatif COVID-19 vakaları varsa sağlık çalışanlarının aşılanma oranlarında küçük bir artış kaydetmişler (aOR = 0.68; %95 GA, 0.64, 0.73).

Bulgular, halk sağlığını daha iyi korumak için aşı kapsamının artırılmasına yardımcı olmak için aşı yönergeleri ve eğitim ve tanıtım faaliyetlerine yapılan yatırımlar gibi ek çabalara ihtiyaç duyulabileceğini gösteriyor.

Reses HE, Jones ES, Richardson DB, Cate KM, Walker DW, Shapiro CN. COVID-19 vaccination coverage among hospital-based healthcare personnel reported through the Department of Health and Human Services Unified Hospital Data Surveillance System, United States, January 20, 2021-September 15, 2021. Am J Infect Control. 2021; 49 (12): 1554-7.

Makale İçin Tıklayınız

İlk Dalga Sırasında Mekanik Ventile Edilen COVID-19 Hastalarında Mantar Enfeksiyonları: Fransız Çok Merkezli MYCOVID Çalışması

Ciddi COVID-19 hastaları invaziv fungal infeksiyonlar (İFİ) açısından yüksek risk altında olan bir populasyon olarak ortaya çıkmıştır. Ancak, bilgimize göre, mekanik ventilasyon uygulanan geniş hasta popülasyonlarında IFI’lerin prevalansı henüz değerlendirilmemiştir. Bu çalışmada yoğun bakımdaki mekanik ventile edilen COVID-19 hastalarında IFI’lerle ilişkili prevalans, risk faktörleri ve mortalitenin belirlenmesi amaçlanmış.
Ulusal, çok merkezli ve gözlemsel bu çalışmaya Fransa’da bulunan 18 yoğun bakım ünitesi dahil edilmiş. Retrospektif ve prospektif olarak 18 yaş ve üzerindeki RT–PCR ile SARS-CoV-2 infeksiyonu korele edilmiş olan akut respiratuar distress sendromu nedeniyle mekanik ventile edilmiş hastalar sistemik olarak yoğun bakım ünitesinden taburculuklarına kadar haftada bir ya da iki defa solunumsal fungal infeksiyonlar açısından taranmış.  Primer hedef noktası yoğun bakım ünitesi yatışında en az 3 mikrobiyolojik örnek taranmış ve güncel ECMM/ISHAM tanımlamalarına göre kanıtlanmış ya da olası COVID ilişkili pulmoner aspergillozis (CAPA) kriterlerini karşılayan tüm katılımcıların IFI prevelansının saptanması olarak belirlenmiş. İkinci hedef noktası ise regresyon modelleri kullanılarak kanıtlanmış / olası CAPA risk faktörlerinin, CAPA olan ve olmayan gruplar arasında yoğun bakım mortalitesi farklarının saptanması olarak belirlenmiş.

29 Şubat – 9 Temmuz 2020 tarihleri arasında mekanik ventile edilen 509 COVID-19 hastasının %25’i kanıtlanmış/olası IFI kriterlerini, %15’i ise kanıtlanmış/olası CAPA kriterlerini karşılamış. Çok değişkenli analizlere göre ≥62 yaş (odds ratio [OR] 2.34 [95% CI 1.39–3.92], p=0.0013), deksametazon ya da anti-IL-6 tedaviler (OR 2.71 [1.12–6.56], p=0.027), uzun süreli mekanik ventilasyon (>14 gün) (OR 2.16 [1.14–4.09], p=0.019) CAPA için bağımsız risk faktörü olarak bulunmuş.  Toplam yoğun bakım mortalitesine bakıldığında kanıtlanmış/olası CAPA vakalarında mortalite istatiksel olarak anlamlı yüksek bulunmuş (p<0,0001)

Bu çalışma yoğun bakımda takip edilen COVID- 19 hastalarında yüksek invazif pulmoner aspergilloz, kandidemi prevelansı ve kanıtlanmış/olası CAPA’larda yüksek mortalite olduğunu göstermiştir. Burdan yola çıkılarak da ciddi COVID -19 hastalarında fungal patojenlere yönelik aktif sürveyans yapılmasının önemi üzerinde durulmuştur.


Gangneux JP, Dannaoui E, Fekkar A, et al. Fungal infections in mechanically ventilated patients with COVID-19 during the first wave: the French multicentre MYCOVID study. Lancet Respir Med. 2021: S2213-2600(21)00442-2.

Makale İçin Tıklayınız

Avustralya’da İnsan Papillomavirus Aşılamasının Kadın ve Heteroseksüel Erkeklerde Genital Siğil Üzerine Etkisi: 2004-2018 Arası Ulusal Sentinel Sürveyans Verilerinin Analizi

Avustralya’da 2007 yılında başlatılan devlet destekli insan papillomavirus (HPV) aşılama programı, 2018 yılında 38 yaş altı tüm kadınlar ve 21 yaş altı tüm erkeklerin dört ya da dokuz valanlı aşıya ulaşabileceği biçimde düzenlenmiştir.

Bu çalışmada 1 Ocak 2004-31 Aralık 2018 tarihleri arasında ulusal sürveyans ağına dahil olan 35 merkeze genital siğil nedeniyle başvuran bireyler değerlendirmeye alınmış, aşılama öncesi ve aşılama sonrası dönem karşılaştırılmıştır. Analize 121 038 erkek ve 116 341 kadın dahil edilmiş, aşılama programı sayesinde genital siğil tanısının kadınlarda %58 ve erkeklerde %45 azalma gösterdiği belirlenmiştir. Genital siğillerde azalmanın genç bireylerde daha belirgin olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak, ulusal HPV aşılama programının genç bireylerde daha belirgin olmak üzere genital siğillerde azalma sağladığı belirlenmiştir.

Chow EPF, Carter A, Vickers T, et al. Effect on genital warts in Australian female and heterosexual male individuals after introduction of the national human papillomavirus gender-neutral vaccination programme: an analysis of national sentinel surveillance data from 2004-18. Lancet Infect Dis. 2021; 21 (12): 1747-56.

Makale İçin Tıklayınız

İnvazif Aspergillozda Koinfeksiyonla İlişkili Faktörler: Retrospektif Kohort Çalışması

Bu çalışmada invazif aspergillozda (İA) koinfeksiyonların ve koinfeksiyon ilişkili faktörlerin tanımlanması ve koinfeksiyonların mortalite üzerindeki etkisinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla; 1997-2017 yılları arasında tek merkezde saptanan olası/kesin tüm İA vakalarında, İA ilişkili ilk belirtiden yedi gün önce ya da yedi gün sonra başlayan tüm koinfeksiyonlar tanımlanmıştır.

Çalışmaya alınan 690 İA vakasının 272’sinde (%39,4) koinfeksiyon saptanmıştır. Koinfeksiyonların 131’inin (%48) akciğer ve 66’sının kan dolaşımı (%24) kaynaklı olduğu belirlenmiştir. Koinfeksiyon etkenlerinin sırasıyla 110 (%40), 58 (%21), 5 (%2) ve 42’sinin (%15) bakteriyel, viral, fungal ve çoklu patojen olduğu tespit edilmiştir. Allojenik kök hücre nakli, hematolojik maligniteler, lenfopeni varlığı, C-reaktif protein düzeyinin 180 mg/L üzerinde olması, ateş varlığı, trakeal intubasyon, iki veya daha fazla farklı Aspergillus türünün izolasyonu ve akciğer bilgisayarlı tomografisinde noduler olmayan lezyonların varlığının koinfeksiyonla ilişkili faktörler olduğu belirlenmiştir. Koinfeksiyonların, bağımsız bir biçimde, 12 haftalık mortaliteyle ilişkili olduğu saptanmıştır.

Danion F, Duval C, Séverac F, et al. Factors associated with coinfections in invasive aspergillosis: a retrospective cohort study. Clin Microbiol Infect. 2021; 27 (11):1644-51.

Makale İçin Tıklayınız

Meşrutiyet Mah. Rumeli Cad.
İpek Apt. No. 70 D. 7
(Rumeli Eczanesi üstü),
34363 Şişli, İstanbul
Tel. ve Faks: (0212) 219 54 82
E-posta: klimik@klimik.org.tr