Klimik Dergisi’nin Ağustos 2021 Sayısı çevrim içi olarak yayımlanmıştır. Emek veren ve katkı sağlayan herkese teşekkürlerimizi sunarız.
Klimik Dergisi’nin Ağustos 2021 Sayısı çevrim içi olarak yayımlanmıştır. Emek veren ve katkı sağlayan herkese teşekkürlerimizi sunarız.
Infectious Diseases and Clinical Microbiology (IDCM) dergisinin Nisan 3. cilt, 2. sayısı çevrim içi olarak yayımlanmıştır. Emek veren ve katkı sağlayan herkese teşekkürlerimizi sunarız.
İsrail’de aşılanan yaklaşık 885 bin kişi ve bunlarla eşleştirilen kontrol grubunu karşılaştıran bu çalışmada, BNT162b2 aşısı için incelenen yan etkilerin çoğu yüksek risk ile ilişkili bulunmamış. En güçlü ilişki aşılamayla yüksek miyokardit riski arasında bulunmuş (100 bin kişide 2.7), fakat SARS-CoV-2 infeksiyonu geçirenlerde bu riskin çok daha yüksek olduğu bulunmuş (100 bin kişide 11). Araştırmacılar, bunun gibi diğer birçok ciddi istenmeyen olay riskinin, SARS-CoV-2 infeksiyonundan sonra aşıya kıyasla önemli ölçüde arttığını vurgulamaktadır.
Barda N, Dagan N, Ben-Shlomo Y, et al. Safety of the BNT162b2 mRNA covid-19 vaccine in a nationwide setting. N Engl J Med. 25 Ağustos 2021.
Altta yatan hastalık COVID-19’u şiddetli geçirme riskini artırmaktadır. Bu çalışmada hafif veya orta şiddetli COVID-19 olgularına, tanıdan sonraki üç gün içinde tek doz monoklonal antikor kombinasyonu (2800 mg Bamlanivimab ve 2800 mg Etesivimab) veya plasebo uygulanmıştır. Primer sonuç olarak hastaların klinik durumu, COVID-19’a bağlı hastaneye yatış veya 29 günlük ölüm esas alınmıştır. Çalışmaya toplam 1035 hasta dahil edilmiştir ve ortalama yaş 53.8 olarak bildirilmiştir. Bamlanivimab ve Etesivimab kolunda 29 günlük süreçte hastaneye yatış veya ölüm %2.1 iken, plasebo kolunda %7 olarak saptanmıştır.
Ayakta tedavi gören yüksek risk grubundaki hastalarda, Bamlanivimab ve Etesivimab kombinasyonunun COVID-19’a bağlı ölüm veya hastaneye yatışı azaltabileceği düşünülmüştür.
Dougan M, Nirula A, Azizad M, et al. Bamlanivimab plus etesevimab in mild or moderate covid-19. N Engl J Med. 2021: NEJMoa2102685.
Makale İçin Tıklayınız
Geçmişe yönelik gözlemsel çalışmalar, COVID-19’lu hastaları yüzükoyun pozisyonlu konumlandırmanın oksijenasyonu iyileştirdiğini göstermiştir. Bu geniş çaplı randomize kontrollü çalışmada, şiddetli COVID-19’lu hastalarda entübasyonu veya ölümü önlemek için hastayı yüzükoyun pozisyonda konumlandırmanın etkinliğinin değerlendirilmesi amaçlanmış.
Bu prospektif çalışmaya Kanada, Fransa, İrlanda, Meksika, ABD, İspanya’dan hastaneler katılmış. 2 Nisan 2020 ile 26 Ocak 2021 arasında 1126 hasta kaydedilmiş ve hastalar yüzüstü konumlandırma veya standart bakıma rastgele atanmış. Tedavi analizi amacıyla 1126 hasta çalışmaya dahil edilmiş. Yüzüstü pozisyona atanan 564 hastanın 223’ünde (%40) ve standart bakıma atanan 557 hastanın 257’sinde (%46) (göreceli risk 0·86 [%95 GA 0·75−0·98]) tedavi başarısız olmuş. 28 gün boyunca yüzüstü pozisyonlandırmayla standart bakım karşılaştırıldığında entübasyon risk oranı 0.75 (0.62−0.91), ölüm için risk oranı 0.87 (0.68−1.11) olarak bulunmuş.
Ehrmann S, Li J, Ibarra-Estrada M, et al. Awake prone positioning for COVID-19 acute hypoxaemic respiratory failure: a randomised, controlled, multinational, open-label meta-trial. Lancet Respir Med. 2021: S2213-2600(21)00356-8.
Sağlık bakımıyla ilişkili infeksiyonlarla ilgili bakteriler tarafından çevre kolonizasyonuyla etkileşim, hastane infeksiyonları için daha etkili araçları desteklemek için incelenmiştir. Bu amaçla gelişmekte olan bir ülke kamu hastanesinde, kültüre bağımlı ve kültürden bağımsız 16S rRNA gen dizileme yöntemlerini kullanarak hastaları, hastane ortamını ve sağlık çalışanlarını hedef alan altı aylık bir sürveyans programı yürütülmüştür.
Her iki yaklaşımda da bakteriler tüm hastanelerde zaman içinde geniş çapta dağılmış ve yoğun olarak Enterobacteriaceae, Pseudomonas, Staphylococcus, E. coli ve A. baumannii taksonları incelenmiştir.
Hastanın rektumunda, ellerinde ve burun bölgelerinde yüksek miktarda anlamlı bakteriler gözlemlenirken, sağlık çalışanlarında bu etkenlerin dağılımı eller, koruyucu giysiler ve cep telefonları için anlamlı olarak bulundu. Hastane ortamında, sağlık çalışanlarının dinlenme alanları, banyolar ve yatak ekipmanları, kontaminasyon noktaları olarak sınıflandırılan geniş bir etken ve direnç dağılımı saptanmış. Direnç genleri, hastalarda en yüksek olup, bunu çevre ve sağlık çalışanları izlemiş. En sık saptanan beta-laktamaz genleri, blaSHV benzeri, blaOXA–23 benzeri, blaOXA–51 benzeri, blaKPC benzeri, blaCTX–M–1, blaCTX–M–8 ve blaCTX–M–9 grupları olarak saptanmış.
Sonuçlar, hastane ortamında hastane infeksiyonları ve direncin yayılmasında karmaşık bir ilişki olduğunu ve belirlenen kontaminasyon noktalarının zaman içinde sabit olduğunu kanıtlamış. Hasta güvenliği için verilen mücadelede, bu bulgular uygulamaları yeniden yönlendirebilir ve HAI kontrolü için yeni kılavuz ilkelerin oluşturulmasına yardımcı olabilir.
Sereia AFR, Christoff AP, Cruz GNF, et al. Healthcare-associated infections-related bacteriome and antimicrobial resistance profiling: assessing contamination hotspots in a developing country public hospital. Front Microbiol. 2021; 12: 2102.