Klimik Bülteni - Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yayın Organıdır
<
10
Ağustos
2021
>

ESKİ SAYILAR

BÜLTEN ÜYELİĞİ

Orta- Şiddetli COVID-19 Tanılı Hastalarda Favipiravir ve Hidroksiklorokin Kombinasyon Tedavisi (FACCT Çalışması): Açık-Etiketli, Çok Merkezli, Randomize Kontrollü Bir Çalışma

Orta-şiddetli COVID-19 tanılı hastaların tedavisinde antiviral ilaçların sınırlı etkinlik göstermesinden dolayı favipiravir ve hidroksiklorokin kombinasyonunun etkilerini değerlendirmeyi amaçlayan dokuz merkezin katıldığı bu randomize kontrollü çalışmaya 18 yaş üzeri, RT-PCR ile doğrulanmış COVID-19 tanısı alan ve semptomlar başladıktan sonraki ilk 10 gününde olan, orta-şiddetli COVID tanımına uyan (oda havasında SaO2≤ %94 ya da akciğer grafisinde değişimlerle birlikte hastaneye yatış gerektiren anlamlı klinik semptomları olan) yetişkin hastalar dahil edilmiş. Hastalar standart bakım (kontrol grubu) veya standart bakıma ilave olarak favipiravir ve hidroksiklorokin grubu şeklinde 1:1 oranında randomize edilmiş. Birincil sonuç, randomizasyondan itibaren yedi kategorili bir ölçekte belirlenen iki noktada klinik iyileşme veya 14 gün içinde hastaneden taburculuk olarak belirlenmiş.

Çalışmaya dahil edilen 254 hastanın 129’u standart ve 125’i tedavi grubuna alınmış. Yaş ortalaması 52 (±13) olup katılımcıların 103’ü (%41) kadınmış. Randomizasyonda, altı hastanın mekanik ventilasyon ihtiyacı mevcutmuş. Geri kalan 229 hastanın (%90.15) ek oksijen ihtiyacı olduğu ve 19 hastanın oksijen ihtiyacı olmadığı (%7.48) belirlenmiş. Klinik iyileşmeye kadar geçen süre tedavi grubunda medyan dokuz ve kontrol grubunda yedi gün olarak bulunmuş ve gruplar arasında anlamlı fark saptanmamış. (HR: 0.845; %95 GA 0.617–1.157; p-değeri = 0,29). Her iki grup arasında (%7.63 tedavi ve %10.32 kontrol) 28 günlük mortalitede de anlamlı farklılık bulunmamış. Tedavi grubunda en yaygın yan etkiler baş ağrısı, ALT’de yükselme ve QTc aralığında uzama olarak bildirilmiş. Sonuç olarak, orta-şiddetli COVID 19 ile hastaneye yatırılan hastalarda hidroksiklorokin ve favipiravir kombinasyonu ile standart bakım tedavisinin kullanımının, tek başına standart bakım tedavisine göre daha yüksek bir etkinlik sağlamadığı ortaya konulmuş.

Bosaeed M, Mahmoud E, Alharbi A, et al. Favipiravir and hydroxychloroquine combination therapy in patients with moderate to severe COVID-19 (FACCT Trial): an open-label, multicenter, randomized, controlled trial. Infect Dis Ther. 2021:1–17.

Makale İçin Tıklayınız

COVID-19 Aşısı sonrası Miyokardit ve Perikardit

SARS-CoV-2 aşısı sonrası kardiyak inflamasyon vakalarının bildirilmesi nedeniyle Birleşik Devletler’de aşı sonrası miyokardit ya da perikardit vakalarının belirlenmesi amaçlı 40 merkezin medikal kayıtları incelenmiş. Ocak 2019-Ocak 2021 (aşı öncesi dönem) ve Şubat 2021-Mayıs 2021 (aşı dönemi) arasında miyokardit veya perikardit tanılarının aylık oranları karşılaştırılmış. Çalışmaya dahil edilen en az bir doz COVID-19 aşısı olmuş 2 000 287 kişinin %58.9’u kadın, medyan yaş 57 (IQR 40-70 yıl) olarak saptanmış. Bunların %76.5’i bir dozdan fazla aşı olmuş [%52.6’sı BNT162b2 aşısı (Pfizer/BioNTech), %44.1’i mRNA-1273 aşısını (Moderna) ve %3.1’i Ad26.COV2.S aşısı (Janssen/Johnson & Johnson)]. 20 kişide aşı ile ilişkili miyokardit (1.0 [%95 GA, 0.61-1.54]/100000) ve 37’sinde perikardit (100.000’de 1.8 [%95 GA, 1.30-2.55]) görülmüş.
Aşılamadan sonra median 3.5 günde (mRNA-1273 aşısı, 11 vaka [%55]; BNT162b2 aşısı, 9 vaka [%45]) miyokarditin geliştiği görülmüş. Bunların 15’i erkek ve median yaş 36 imiş (IQR, 26-48 yıl). Dört kişide (%20; %95 GA, %8-42) ilk dozdan sonra, 16 kişide ise (%80; %95 GA, %58-92) ikinci aşıdan sonra semptom gelişmiş. Hastaların tümü yatırılmış ve medyan iki gün (IQR, 2-3 gün) sonra taburcu edilmiş. Tekrar yatış veya ölüm olmamış. İki hasta, miyokardit başlangıcından sonra ikinci doz aşısını almış ve hiçbirinde semptomlarda kötüleşme olmamış. 15 olguda (%40.5; %95 GA, %26-57) ilk bağışıklamadan sonra ve 22 olguda (%59.5; %95 GA, %44-74) ikinci bağışıklamadan sonra perikardit geliştiği görülmüş (mRNA-1273 aşısı 12 vaka [%32]; BNT162b2 aşısı, 23 vaka [%62]; Ad26.COV2.S aşısı, 2 vaka [5%]). Median başlangıç, son aşılamadan 20 gün sonra imiş. Vakaların 27’si (%73; %95 GA, %57-85) erkek ve medyan yaş 59’muş (IQR, 46-69 yıl). 13 hasta (%35; %95 GA, %22-%51) yatırılmış ve hiçbiri yoğun bakıma alınmamış. Hastanede kalış süresi median bir günmüş (IQR, 1-2 gün). Hastaların yedisine ikinci doz aşı yapılmış ve ölüm görülmemiş.

Aşı öncesi dönemde aylık ortalama miyokardit veya miyoperikardit vaka sayısı 16.9 (%95 GA, 15.3-18.6) ve aşı döneminde 27.3 (%95 GA, 22.4-32.9) olarak bulunurken (P< .001),  aynı dönemlerde perikardit vakaları sırasıyla 49.1 (%95 GA, 46.4-51.9) ve 78.8 (%95 GA, 70.3-87.9) olarak bulunmuş (P <.001).

Çalışmanın kısıtlamalarına dış merkezlerdeki kaçırılan vakalar ve yanlış tanı ya da aşılama bilgileri dahil edilse de aşılama ile miyokardit başlangıcı arasındaki kısa süre ve çalışma hastanelerinde miyokardit ve perikardit insidansının aşıdan sonra artması, aşı ile miyokardit-perikardit gelişimi arasında olası bir ilişkiyi desteklemektedir.

Diaz GA, Parsons GT, Gering SK, Meier AR, Hutchinson IV, Robicsek A. Myocarditis and pericarditis after vaccination for COVID-19. JAMA. 4 Ağustos 2021.

Makale İçin Tıklayınız

Vankomisin Yükleme Dozunun Kritik Hastalarda İlk 24 Saat İçinde Hedef Vankomisin Düzeyine Ulaşma ve Eşlik Eden Nefrotoksisite Riski Üzerine Etkisi 

Vankomisin için savunulan farmakokinetik/farmakodinamik (PK/PD) hedefi olan EAA/MİK 400 mg h/L’ye kritik hastalarda 1000 mg’lık konvansiyonel sabit başlangıç dozuyla ulaşılamayabilir, ancak dozun arttırılması nefrotoksisiteye neden olabilir.  Bu nedenle bu çalışmada ağırlığa dayalı 25 mg/kg vankomisin yükleme dozunun kritik hastalarda ilk 24 saatte (AUC0-24) PK/PD hedefine ulaşma üzerindeki etkisini ve bunun akut böbrek riskini artırıp artırmadığını değerlendirmek amaçlanmıştır. Seksen iki tane yoğun bakım ünitesi hastasında prospektif bir gözlem öncesi-sonrası çalışması yapılmıştır. Geleneksel doz grubu, başlangıç dozu olarak 1000 mg vankomisin almış; yükleme dozu grubu, 25 mg/kg’lık bir ağırlığa dayalı yükleme dozu almıştır. Tüm hastalarda AUC0-24’ü tahmin etmek için doğrusal olmayan karışık etkiler modellemesi kullanılarak geliştirilen bir popülasyon PK modeli kullanılmıştır. Yükleme dozu ile, AUC0–24 400mg h/L’ye ulaşan kürlerin yüzdesi %53.8’den %88.0’a yükselmiştir (p = 0.0006). Yeni ortaya çıkan akut böbrek yetmezliği gelişen hastaların yüzdesi, 25 mg/kg yükleme dozu alırken anlamlı derecede yüksek değildi (%28.6’ya karşı %37.8; P = 0.48). Bununla birlikte, AUC0-24> 400 mg sa/L’ye ulaşan hastalarda AUC <400 mg sa/L’ye ulaşan hastalarla karşılaştırıldığında akut böbrek hasarı riski anlamlı olarak daha yüksekti (%39.0’a karşı %14.8; P = 0.031). Ağırlığa dayalı 25 mg/kg vankomisin yükleme dozu, akut böbrek hasarı riskinde artış olmaksızın AUC0-24 400 mg h/L hedefine önemli ölçüde daha fazla ulaşılmasını sağlamıştır. Bununla birlikte, daha yüksek maruziyet, artan akut böbrek hasarı riskiyle ilişkili olduğundan, bazı zararlar göz ardı edilemez.

Hodiamont CJ, Juffermans NP, Berends SE, et al. Impact of a vancomycin loading dose on the achievement of target vancomycin exposure in the first 24 h and on the accompanying risk of nephrotoxicity in critically ill patients. J Antimicrob Chemother. 2021: dkab278.

Makale İçin Tıklayınız

Orta Şiddette COVID-19 Olan Hastaların Tedavisi için AVIFAVIR: Ara Dönem Sonuçları Faz II/III Çok Merkezli Randomize Klinik Çalışma

Mayıs 2020’de Rusya Sağlık Bakanlığı, COVID-19 hastalarının tedavisi için RNA polimeraz inhibitörü AVIFAVIR’e (favipiravir) hızlı pazarlama izni verdi. Faz II/III klinik deneyinin pilot aşamasında, AVIFAVIR’in, dört gün içinde hastaların %62.5’inde SARS-CoV-2 viral klirensini sağladığı, güvenli ve iyi tolere edildiği görülmüştür.

Ivashchenko AA, Dmitriev KA, Vostokova NV, et al. AVIFAVIR for treatment of patients with moderate coronavirus disease 2019 (COVID-19): interim results of a phase II/III multicenter randomized clinical trial. Clin Infect Dis. 2021; 73 (3): 531-4.

Makale İçin Tıklayınız

Sağlık Çalışanlarında QuantiFERON Test Sonuçları

Çalışma tüberküloz açısından orta endemik bir ülke olan Güney Kore’de gerçekleştirilmiştir. Çalışmaya 2017-2019 yılları arasında en az iki QuantiFERON test sonucu olan sağlık çalışanları dahil edilmiştir. Taranan 1870 sağlık çalışanından 1542’sinin (%82) her iki test sonucunun da negatif olduğu, 229’unun (%12) her iki test sonucunun da pozitif olduğu, 53’ünün QuantiFERON testinin pozitiften negatife ve 46’sının (%2) test sonucunun negatiften pozitife döndüğü belirlenmiştir. Perzistan pozitif sonucu olan sağlık çalışanlarıyla test sonucu reversiyon gösteren sağlık çalışanlarının özelliklerinin incelenmesi sonucunda ileri yaş, erkek cinsiyet ve QuantiFERON seviyesinin yüksek (≥0.70 IU/mL) olmasının reversiyon olasılığını azalttığı belirlenmiştir. Bunun sonucunda, latent tüberküloz tedavisi olmaksızın seri QuantiFERON ölçümlerinin genç yaştaki, QuantiFERON seviyesi düşük, kadın sağlık çalışanlarına yapılması önerilmektedir.

Kim JY, Jung J, Jung KJ, et al. Frequency of and risk factors for reversion of QuantiFERON test in healthcare workers in an intermediate-tuberculosis-burden country. Clin Microbiol Infect. 2021; 27 (8): 1120-3.

Makale İçin Tıklayınız

Herpes Simpleks Ensefalitinde Uzun Dönem Nörokognitif Sonuçların Tahmininde Beyin Omurilik Sıvısı Biyobelirteçlerinin Rolü

Çalışmaya valasiklovirin herpes simpleks ensefalitindeki tedavi etkinliğini değerlendiren randomize-plasebo kontrollü bir diğer çalışmaya alınan 53 erişkin/adölesan hasta dahil edilmiştir. Katılımcılara infeksiyon sonrası ilk üç ayda tekrarlayan lomber ponksiyon ve manyetik rezonans görüntüleme ve 24. ayda Mattis skalasıyla kognitif değerlendirme yapılmıştır. Serebrospinal sıvıda tespit edilen nörofilament proteinin bozulmuş kognitif performansla ilişkili olduğu saptanmıştır. Antii-N-metil-D-aspartat reseptör (NDMAR) antikor gelişiminin uzamış proinflamatuar yanıtla ilişkili olduğu belirlenmiştir. 24. ayda kognitif skaladaki düşüklüğün; NMDAR antikorlarının varlığı ve ileri yaşla ilişkili olduğu görülmüştür. Ek olarak, nörofilament proteininin varlığının da MMDAR otoimmünizasyonuyla ilişkili olduğu tespit edilmiştir.

Makale İçin Tıklayınız

Meşrutiyet Mah. Rumeli Cad.
İpek Apt. No. 70 D. 7
(Rumeli Eczanesi üstü),
34363 Şişli, İstanbul
Tel. ve Faks: (0212) 219 54 82
E-posta: klimik@klimik.org.tr