Infectious Disease and Clinical Microbiology (IDCM) Dergimizin 2020 yılından itibaren TÜBİTAK ULAKBİM TR Dizin’e kabul edildiğini duyurmaktan mutluluk duyarız.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu
Infectious Disease and Clinical Microbiology (IDCM) Dergimizin 2020 yılından itibaren TÜBİTAK ULAKBİM TR Dizin’e kabul edildiğini duyurmaktan mutluluk duyarız.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu
13 Haziran 2021, Derneğimizin kuruluşunun 35. yıldönümü. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği 35 yıldır İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji alanında sağlık hizmetlerinin, bilimsel çalışmaların ve uzmanlık eğitiminin niteliğinin artması için var gücüyle çalışmaktadır. Bütün çalışmalarımıza vazgeçilmez değerlerimiz olan, Cumhuriyetimizin temel ilkelerine bağlılık, bilimsellik, liyakat, etik değerler ve bağımsızlık yön vermektedir.
Derneğimiz, COVID-19 salgını sürecinde büyük özveriyle çalışarak hastaların takip ve tedavisini üstlenen, salgının toplumdaki kontrolünde büyük katkı sağlayan, sağlık çalışanlarının korunması ve eğitimi için çabalayan, bir yandan da bilimsel akademik üretime devam eden siz değerli üyelerimizin destek ve katkılarıyla güçlenerek yoluna devam etmektedir. Alanımızın ve ülkemizin geleceği için akılcı iyimserliğimiz ve birikimimizle sürdürdüğümüz çalışmalarda varlıkları ve çalışmalarıyla bize güç ve enerji katan tüm meslektaşlarımızı saygı ve sevgiyle selamlıyoruz.
Derneğimizin 35. yaşı kutlu olsun!
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu
Değerli Üyelerimiz,
Dernek olarak COVID-19 hastalığının yönetiminde ihtiyaç duyulan bilimsel bilgileri sizlerle ve sağlık ortamıyla paylaşmak üzere pandeminin başından itibaren haftalık çevrim içi toplantılar düzenledik, tartışmalı başlıklarda güncel bilimsel verilere dayanan açıklamalar yaptık ve son olarak 21. kongremizde çeşitli yönleriyle COVID-19 konusunu ele aldık. Hastalığın tanı ve tedavisi ile ilgili olanakların, seçeneklerin çok sınırlı olduğu bir dönemden geçtik ancak önümüzdeki aylarda sayısı daha da artması beklenen seçeneklerin gündemde olduğu bir dönemdeyiz. Buradan hareketle Dernek olarak öncelikle hastalığın tedavisi konusunda bugüne kadar yayımlanmış tüm bilimsel verileri değerlendiren ve ülkemiz koşullarını da gözeten öneriler getirmemizin yol gösterici olabileceğini düşünüyoruz.
Bunun için sizlerin katılımıyla kısa sürede çok çalışarak rehber hazırlayacak bir ekip oluşturmak istiyoruz. COVID-19 Tedavi Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer almak üzere; kısa sürede geniş zaman ayırabilecek, mevcut verileri hızla okuyup yorumlayacak düzeyde İngilizce ve temel epidemiyoloji bilgisine sahip, bu amaçla kullanacağımız bilgisayar programını (GRADE-PRO) kullanacak kadar bilgisayar yazılımlarına aşina ve çalışmaya istekli üyelerimizin bize başvurmalarını istiyoruz. Bilgisayar yazılımı 25 kişinin kullanımına izin verdiği için başvurular içerisinden seçebileceğimiz kişiler ne yazık ki sınırlı olacaktır.
Keyifli ve öğretici olacağını düşündüğümüz rehber hazırlama sürecine katılmak isteyen üyelerimizden kısa özgeçmişleri ile birlikte bu ekipte neden yer almak istediklerini belirten bir mektubu 20 Haziran 2021’e kadar klimik@klimik.org.tr adresine göndermelerini istiyoruz. Bu rehber hazırlama sürecinin gelecekte alanımızın önemli konularında hazırlayacağımız uzlaşı raporu ve rehberler için bir başlangıç olacağını düşünüyor, hepinize bilimle sağlıkla mutlu günler diliyoruz.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu
Tüm babaların babalar gününü en içten dileklerimizle kutlarız.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu
Haziran 2021’de CID’de yayımlanan bir çalışmada, Ocak 2010 ve Aralık 2017 arasında yönetilen ardışık 25 kardiyovasküler cihaz infeksiyonu olguları ve transözefageal ekokardiyografi (TEE) uygulanan infekte olmayan hastalar çalışmaya dahil edilmiş. Kardiyak cihaz ucu (lead) infeksiyonu olguları, standart tanımlar kullanılarak sınıflandırılmış. TEE’ler, bağlantılı tüm hasta demografik özellikleri klinik durumlarına kör olan 2 bağımsız ekokardiyolog tarafından gözden geçirilmiş. İnfekte ve infekte olmayan olguların rapor edilen ekokardiyografik değişkenleri karşılaştırılmış ve genel tanı performansı analiz edilmiş. Kardiyak cihaz ucu ekodansitelerinin tanımları değişken ve infekte olan ve olmayan gruplar arasında medyan ekodansite çapı veya hareketlilik açısından önemli farklılıklar olmadığı saptanmış. İnfekte vakalar arasında, herhangi bir gözden geçiren tarafından körleştirilmiş ekokardiyogram raporları 25 kişiden 6’sında (%24) infeksiyonu doğru tahmin etmiş. Kör TEE’lerin duyarlılığı %31.5 ile %37.5 arasında bulunmuş. İnfeksiyöz ve infeksiyöz olmayan lead ekodansiteleri, klinik ve mikrobiyolojik parametreler hakkında bilgi olmadan retrospektif kör TEE incelemesinden elde edilen boyut, hareketlilik ve genel şekil tanımlayıcıları temelinde güvenilir bir şekilde ayırt edilememiş. Bu nedenle, lead infeksiyonu tanısını desteklemek için kullanılan kriterlerin yeniden analizi gerekmektedir, yorumu yapılmış.
George MP, Esquer Garrigos Z, Vijayvargiya P, et al. Discriminative ability and reliability of transesophageal echocardiography in characterizing cases of cardiac device lead vegetations versus noninfectious echodensities. Clin Infect Dis. 2021; 72 (11): 1938-43.
Haziran 2021’de yayımlanan bu çalışmada önemli bir halk sağlığı tehdidi olan çoklu ilaca dirençli (ÇİD) bakteriyel infeksiyonları tedavi etmeyi amaçlayan yeni ajanların ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA)’nin onayını destekleyen verileri ve pazarlama sonrası çalışmalardan sağlanan verileri değerlendirmek amaçlanmış. Ocak 2010 ile Aralık 2018 arasında, başlangıçta FDA tarafından onaylanan ÇİD bakterilere karşı in vitro aktiviteye sahip tüm ilaçları belirlenmiş, onay ve düzenleyici yolları destekleyen özellikleri Drugs@FDA’dan toplanmış ve pazarlama sonrası çalışmaların özellikleri, 1 Haziran 2019 tarihinden itibaren geçerli olan ilaç etiketlerinden ve ClinicalTrials.gov girişlerinden alınmış.
ÇİD bakterilere karşı aktiviteye sahip yeni onaylanmış 11 antibiyotiğin ilk onayı, tümü eşit olmayan tasarıma sahip 20 denemeyle desteklenmiş. Başlangıçta onaylanan tüm endikasyonlar, etken mikroorganizmadan bağımsız olarak, çoğunlukla akut bakteriyel cilt ve yumuşak doku infeksiyonları olmak üzere yaygın infeksiyonlar içinmiş. Çoğu çalışmada ÇİD bakterilerinin oranı düşük bulunmuş (Gram-negatif infeksiyonlar için < %10, Gram-pozitif pnömoni için < %1). Çoğu araştırma (%90), bağışıklığı baskılanmış ve kritik hastalığı olan hastaları dışlamış. ClinicalTrials.govaracılığıyla belirlenen 16 ek pazarlama sonrası randomize kontrollü araştırmadan yalnızca ikisi 116 hastayı içeren ÇİD bakterilerinin neden olduğu infeksiyonları içermekteymiş. Pazarlama sonrası etkinlik çalışmalarını zorunlu kılacak hiçbir ilaca hızlandırılmış onay verilmemiş.
ÇİD bakterilere karşı potansiyel klinik aktiviteye sahip yeni ilaçların onayı, ÇİD olmayan organizmaların neden olduğu infeksiyonları değerlendiren, eşitsizlik tasarımı kullanan ve bu ajanlara ihtiyaç duyma olasılığı en yüksek olan hastaları hariç tutan deneylerle desteklendiğine, bu organizmalara karşı sonraki pazarlama sonrası etkinlik verilerinin az olduğuna dikkat çekilmiş. Sağlık uzmanları ve düzenleyiciler, klinik karar vermeyi desteklemek için daha sağlam veriler talep etmelidir yorumunda bulunulmuş.
Yahav D, Tau N, Shepshelovich D. Assessment of data supporting the efficacy of new antibiotics for treating infections caused by multidrug-resistant bacteria. Clin Infect Dis. 2021; 72 (11):1968-74.
COVID-19 nedeniyle yatırılan hastalarda aspirinin sonuçlarını yayınlayan bu geniş randomize kontrollü çalışmada 7351 hasta olağan tedaviye ilave olarak 150 mg/gün aspirin alacak ve 7541 hasta sadece olağan tedavi alacak şekilde rastgele ayrılmış.
Birincil sonuç tüm nedenlere bağlı ölüm ve ikincil sonuçlar hastaneden taburcu olma zamanı ve randomizasyonda invazif mekanik ventilasyon almayan hastalar arasında invazif mekanik ventilasyona ilerleme (ekstra-korporeal membran oksijenasyonu dahil) veya ölüm olarak belirlenmiş.
Aspirin kolunda 1222 (%17) hasta ve olağan tedavi kolunda 1299 (%17) hasta 28 gün içinde kaybedilmiş (RR 0.96; %95 güven aralığı [CI] 0.89-1.04; p=0.35). Önceden belirlenmiş alt gruplarda da benzer sonuçlar görülmüş.
Aspirin verilen hastalarda hastanede kalış süresi biraz daha kısa (medyan 8’e karşı 9 gün) ve 28 gün içinde hastaneden taburcu edilme oranları daha yüksek olarak bulunmuş (%75’e karşı %74; RR 1,06; %95 CI 1.02-1.10; p=0.0062). Başlangıçta mekanik ventilasyon desteği almayanlarla alanlar arasında mekanik ventilasyon desteği ya da ölüm arasında anlamlı bir fark bulunmamış (%21’e karşı %22; RR 0.96; %95 CI 0.90-1.03; p=0.23).
Sonuçta COVID-19 ile hastaneye yatırılan hastalarda aspirinin 28 günlük mortalitede veya invazif mekanik ventilasyona ilerleme veya ölüm riskinde azalmayla ilişkili olmadığı ancak 28 günlük taburculuk oranında küçük bir artışla ilişkilendirildiği bildirilmiş.
RECOVERY Collaborative Group, Horby PW, Pessoa-Amorim G, et al. Aspirin in patients admitted to hospital with COVID-19 (RECOVERY): a randomised, controlled, open-label, platform trial. medRxiv. 2021.06.08.21258132.
Solid organ nakli (SOT) alıcılarında çoklu ilaca dirençli Enterobacterales (MDR-E) infeksiyonlarını önlemede oral kolistin-neomisinin etkinliğini değerlendirmeyi amaçlayan bu çalışmaya beş nakil merkezinden karaciğer, böbrek veya kombine karaciğer/böbrek ve böbrek/pankreas nakli yapılan, nakilden 48 saat önce ve nakilden 7 gün ve 14 gün sonra alınan rektal sürüntüde MDR-E pozitif saptanan 18 yaş ve üzeri yetişkinler dahil edilmiş. 14 gün kolistin+neomisin alan dekolonizasyon grubu (DT) ve dekolonizasyon almayan grup (NDT) olarak 1:1 randomize edilmiş.
Birincil sonuç, tedaviden sonraki 30 gün boyunca MDR-E infeksiyonlarının gelişmesi ve ikincil sonuçlar ise MDR-E’nin barsak kolonizasyonu ve başlangıçla son değerlendirme arasında kolistin MIK değerlerinde değişiklik olarak belirlenmiş.
Çalışmaya alınan 53 DT ve 52 NDT grubu tedaviden 30 gün sonra MDR-E infeksiyonu gelişimi açısından karşılaştırılmış ve DT grubunda (%9.4, 5/53) NDT grubuna kıyasla (%13.5, 7/52) anlamlı risk azalması saptanmamış (RR 0.70; %95 CI 0.24-2.08; p 0.517).
Tedaviden 30 gün sonra rektal kolonizasyon oranı DT grubunda (29/53, 54.7%) NDT grubuna kıyasla (38/52, %73.1) daha az olsa da fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmamış (RR 0.75; %95 CI 0.56-1.01; p 0.050).
DT grubundan üç (%6.1) ve NDT grubundan bir (%2) olmak üzere toplam dört hastada (tümü KC nakilli) kolistin direnci gelişmiş (MIK değeri <0,125’den 32 ve 128 mg/L’ye artmış).
DT grubunda sekiz hastada diyare (%15), bir hastada (%1.8) döküntü ve bir hastada (%1.8) bulantı-kusma gelişmiş.
Sonuç olarak, 14 günlük oral kolistin ve neomisin rejiminin MDR-E infeksiyonlarını azaltmadığı ayrıca ishal ve kolistin direnci gelişimi gibi yan etkilerin de ciddiye alınması gerektiği vurgulanmış.
Fariñas MC, González-Rico C, Fernández-Martínez M, et al. Oral decontamination with colistin plus neomycin in solid organ transplant recipients colonized by multidrug-resistant Enterobacterales: a multicentre, randomized, controlled, open-label, parallel-group clinical trial. Clin Microbiol Infect. 2021; 27 (6): 856-63.
Çok merkezli kohort çalışmasında dahil edilen toplam 1351 COVID-19 hastasından (medyan yaş 64 [52-75]l; %47.7 kadın, %48.9 afroamerikan hasta), yalnızca 18’inde (%1.3) doğrulanmış venöz tromboembolizm antikoagülasyonu (VTE) saptanmış ve 219’unun (%16. 2) tedavi dozu antikoagülasyon aldığı saptanmış. Hastaneler arasında tanı olmadan tedavi dozu kullanımı %0 ila %29 arasında değişmiş ve zamanla artmış. Antikoagülasyon alan 1127 hastanın 392’si (%34.8) iki veya daha fazla gün profilaksiyi kaçırmış. Herhangi bir antikoagülasyon dozu almak (antikoagülasyon olmamasına karşı) daha düşük hastane içi mortaliteyle ilişkilendirilmiş (sadece profilaktik doz: aHR, 0.36; %95 GA, 0.26-0.52; herhangi bir tedavi dozu: aHR, 0.38; %95 GA, 0.25-0.58 ). Bununla birlikte, 60 günde yalnızca profilaktik antikoagülasyon dozu daha düşük mortaliteyle ilişkili saptanmış (profilaktik doz: aHR, 0.71; %95 GA, 0.51-0.90; tedavi dozu: aHR, 0.92; %95 GA, 0.63-1.35).
Bu bulgularla yazarlar, COVID-19 ile hastaneye yatırılan hastalarda yalnızca profilaktik dozda antikoagülasyon 60 günlük daha düşük mortaliteyle ilişkili olduğundan, COVID-19’la hastaneye yatırılan hastalar için profilaktik dozlama stratejilerinin optimal olabileceğini belirtiyorlar.
Buna karşın editoryal olarak bu konuda kanıtların yeterli olmadığı, rehber önerilerinin de güçlü kanıtlara dayanmadığı ve randomize kontrollü çalışmaların sonuçlarına kadar bu konuda dikkatli olunması gerektiği uyarısını yapmışlar.
Vaughn VM, Yost M, Abshire C, et al. Trends in venous thromboembolism anticoagulation in patients hospitalized with COVID-19. JAMA Netw Open. 2021; 4 (6): e2111788.