XXI. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Kongresi (Klimik 2021) 26-30 Mayıs 2021 tarihlerinde çevrim içi olarak yapılıyor.
XXI. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Kongresi (Klimik 2021) 26-30 Mayıs 2021 tarihlerinde çevrim içi olarak yapılıyor.
Aralık 2020-Ocak 2021’de İsrail’de Pfizer-BioNTech aşısının uygulanması sırasında yapılan bir çalışmada emziren 84 kadından 504 anne sütü örneği sağlanmış. Çalışmaya katılan kadınların ortalama yaşı 34, bebeklerin 10.32 aymış.
Anne sütündeki ortalama anti-SARS-CoV-2-spesifik IgA antikor seviyeleri hızlı bir şekilde artarak ilk doz aşının ikinci haftasında test edilen numunelerin %61.8’i pozitif bulunmuş. Dördüncü haftada (ikinci dozdan bir hafta sonra) %86.1 oranında pozitiflik saptanmış ve bu oran altı haftalık takip süresi boyunca yüksek kalmış. Bu süre sonunda numunelerin %65.7’si pozitif saptanmaya devam etmiş. Anti-SARS-CoV-2’ye özgü IgG antikorları ilk üç hafta boyunca düşük kalmış, dördüncü haftada anne sütü numunelerinin %91.7’si pozitif bulunurken bu oran 5. ve 6. haftalarda %97’ye yükselmiştir.
Çalışma süresi boyunca hiçbir anne veya bebek ciddi bir yan etki yaşamamış. İlk aşı dozundan sonra 47 kadın (%55.9) ve ikinci aşı dozundan sonra 52 kadın (%61.9) aşıyla ilişkili lokal ağrı içeren hafif yan etki bildirmiş. Annelerin aşılamasından 7, 12, 15 ve 20 gün sonra dört bebekte ateş gelişmiş. Öksürük ve konjesyon gibi üst solunum yolu infeksiyonu semptomları gelişen bebeklerden, ateş değerlendirmesi için başvuran ve kültür sonuçları beklenirken antibiyotikle tedavi edilen bir bebek dışındaki bebekler tedavi edilmeden düzelmiş.
Sonuçta bu çalışma, aşılamadan sonraki altı hafta boyunca anne sütünde SARS-CoV-2’ye özgü IgA ve IgG antikorlarının salgılandığını ve bu annelerin sütünü alan bebeklerde ciddi bir yan etki gelişmediğini düşündürmektedir.
Perl SH, Uzan-Yulzari A, Klainer H, et al. SARS-CoV-2-specific antibodies in breast milk after COVID-19 vaccination of breastfeeding women. JAMA. 2021; 325 (19): 2013-4.
Keşfedilmesinden bu yana, ABO kan gruplarının bulaşıcı hastalıklardaki potansiyel rolü devam eden bir ilgi odağı olmuş ve belirli kan grubuna sahip kişilerde bulaşıcı hastalıklara yakalanma riskinin artmış veya azalmış olabileceği ifade edilmiştir. Örneğin, kan grubu O olan kişiler norovirus infeksiyonlarına daha duyarlı görünmektedir. Geçmişten beri tüberküloz ve kan grupları arasındaki ilişki incelenmiş ancak çalışmalar arasındaki tutarsız sonuçlar ve yetersiz istatistiksel güç nedeniyle bir fikir birliğine varılamamıştır.
Bu sistematik meta-analiz ile dünyanın farklı bölgelerindeki çalışmalar ele alınmış ve kan gruplarının tüberküloz ile ilişkisi araştırılmış. Çalışmaya 28 makale verisi dahil edilmiş. Meta-analiz, 15 664 tüberküloz hastası ve 254 610 tüberküloz dışı kontrol içermiş.
Çalışma sonucunda AB kan grubunun diğer kan gruplarıyla karşılaştırıldığında tüberküloz hastalığı için zayıf (OR = 1.23 (95% CI: 1.02–1.48), ancak önemli bir risk faktörü olduğu gösterilmiş. Alt grup analizlerinde ise AB kan grubu, özellikle Afrika ve Hindistan’da daha güçlü tüberküloz riskiyle ilişkilendirilmiş.
Chen H, Horita N, Matsumoto H, et al. ABO blood group as a risk factor for tuberculosis: a network meta-analysis. Int J Infect Dis. 2021; 104: 701-7.
Deksametazon, cerrahi işlemlerden sonra bulantı ve kusmayı önlemek amacıyla sıkça tercih edilen ajanlardandır. Fakat bu immunospresif ajanın cerrahi alan infeksiyonu riskini arttırabileceğine dair endişeler olmaktadır.
Bu uluslararası çalışmaya 8880 hasta dahil edilmiş ve hastalarda en az bir gece hastane yatışı olma şartı aranmış. Olgulara 8 mg deksametazon veya plasebo verilerek rastgele iki alt kola ayrılmış. Birincil sonuç olarak 30 gün sonraki cerrahi alan infeksiyonları araştırılmış.
Deksametazon alan 4372 ve plasebo alan 4353 hastanın sonuçları karşılaştırılmış. Tüm hastaların %13.2’si (deksametazon kolunda 576, plasebo kolunda 572) diabetes mellitus hastalarından oluşmaktaymış. Deksametazon alan kolda 30. gün cerrahi alan infeksiyonu %8.1, plasebo kolunda %9.1 bulunmuş. Diyabeti olan hastalarda da benzer oranlar saptanmış. Sonuç olarak cerrahi alan infeksiyonları açısından deksametazon kullanımı plaseboya göre benzer (non-inferior) bulunmuş.
Corcoran TB, Myles PS, Forbes AB, et al. Dexamethasone and Surgical-Site Infection. N Engl J Med. 2021; 384 (18): 1731-41.