Klimik Bülteni - Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yayın Organıdır
<
18
Mayıs
2021
>

ESKİ SAYILAR

BÜLTEN ÜYELİĞİ

COVID-19 Aşılamasında Son Durum (77. Web Konferans, 18 Mayıs 2021)

18 Mayıs 2021 Salı günü, 21.00-22.30 saatleri arasında “COVID-19 Aşılamasında Son Durum” konulu web konferans yapılacaktır.

PROGRAM

Yöneten: Prof. Dr. Deniz GÖKENGİN
Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi

COVID-19 Aşıları Ne Kadar Koruyabildi?
Prof. Dr. Sıla AKHAN
Kocaeli Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Yaygın Aşılama Sonrası COVID-19 Aşılarında İstenmeyen Etkiler
Prof. Dr. Yaşar BAYINDIR
İnönü Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Hastalığı Geçirenlerde ve Long COVID’de Aşıların Etkileri
Doç. Dr. İlker İnanç BALKAN
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

Selam ve Saygılarımızla.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı Kutlu Olsun!

19 Mayıs 1919, İstiklal Savaşı’nın “Ya İstiklal Ya Ölüm” parolasıyla başladığı gündür. Bağımsızlığımız ve Cumhuriyetimiz 19 Mayıs’ta başlatılan mücadelenin eseridir. Büyük Önder Atatürk ve kahraman silah arkadaşları tarafından verilen mücadele sonucunda büyük fedakârlıklarla kurulan Türkiye Cumhuriyeti gençlerimize emanettir. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nın 102’inci yılını coşkuyla yaşıyor, tüm kahramanlarımızı minnetle ve şükranla anıyoruz. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun!

Yönetim Kurulu Mesajı için Tıklayınız

İngiltere’deki SARS-CoV-2 İnfeksiyonu Olan Hastaların Etnik Farklılıklarının Kliniğe Yansıması: OpenSAFELY Platformunu Kullanan Gözlemsel Bir Kohort Çalışması

İngiltere’deki elektronik sağlık kayıt sistemi OpenSAFELY platformu üzerinden 17 milyon yetişkin takip edilerek yapılan bu çalışmada COVID-19 infeksiyonun farklı etnik gruplarda nasıl seyrettiği araştırılmış. Birinci ve ikinci dalgadaki SARS-CoV-2 infeksiyonu maruziyeti, birinci basamak kayıtlarına göre, kendi kendine bildirilen etnik köken bilgileri kullanılmış. Beş kategori (Beyaz, Güney Asya, Siyah, diğer ve karışık) ve bu beş kategoride 16 alt kategoriye ve bilinmeyen bir etnik kökene ayrılarak veriler incelenmiş. Modeller; yaş, cinsiyet, yoksunluk, klinik faktörler ve komorbiditeler ve hane halkı büyüklüğüne göre coğrafi bölgelere göre sınıflandırılarak düzeltilmiş.

Çalışmaya dahil edilen 17 288 532 yetişkinden (bakım evi sakinleri hariç) 10 877 978 (%62.9) Beyaz, 1 025 319 (%5.9) Güney Asyalı, 340 912 (%2.0) Siyahi, 170 484 (%1.0) karışık etnik kökene, 320 788 (%1.9) diğer etnik kökene ve 4 553 051 (%26.3) bilinmeyen etnik kökene sahipmiş. Birinci dalgada, SARS-CoV-2 infeksiyonu Güney Asya grubunda, Siyah grubunda ve karışık etnik grupta biraz daha yüksek; diğer etnik grupta Beyaz gruba göre az saptanmış. Beyaz grupla karşılaştırıldığında, kalan dört etnik grupta COVID-19’la ilişkili hastaneye yatma riski artmıştır, Güney Asya grubunda (düzeltilmiş risk ihtimali) 1.48, Siyah grupta 1.78, karma etnik grupta 1.63, diğer etnik grupta 1.54; COVID-19’la ilgili yoğun bakım ünitesine yatış sırasıyla 2.18, 3.12, 2.96, 3.1 ve ölüm 1.26, 1.51, 1.41, 1.22 olarak saptanmış. İkinci dalgada, Beyaz gruba göre hastaneye yatma, yoğun bakım ünitesine kabul ve ölüm riskleri Güney Asya grubunda artarken, birinci dalgadaki bu risklerle karşılaştırıldığında Siyah grup için azalmış.

Sonuç olarak, İngiltere’deki bazı azınlık etnik popülasyonlar, sosyodemografik, klinik ve hane halkı özelliklerindeki farklılıkları hesaba kattıktan sonra bile, beyaz popülasyona kıyasla SARS-CoV-2 infeksiyonuna yakalanma ve COVID-19’un kötü sonuçları ile karşılaşmada daha riskli bulunmuş. Nedenlerin çok faktörlü olduğu ve mekanizmaları tam olarak tanımlamanın önemli olduğu yorumu yapılmış. Bu sonuçlarla etnik eşitsizliklerle mücadele, yapısal eşitsizliklerin azaltılması, eşit bakımın önündeki engellerin ele alınması, test ve aşılamanın daha iyi hale getirilmesi de dahil olmak üzere birçok cephede önlem alınmasını gerektiği belirtilmiş.

Mathur R, Rentsch CT, Morton CE, et al. Ethnic differences in SARS-CoV-2 infection and COVID-19-related hospitalisation, intensive care unit admission, and death in 17 million adults in England: an observational cohort study using the OpenSAFELY platform. Lancet. 2021; 397 (10286): 1711-24.

Makale İçin Tıklayınız

İnfektif Endokarditte Prognozu Öngörmede C Reaktif Proteinin Etkisi

İnfektif endokarditli (İE) hastaların tedaviye yanıtını izlemek ve olumsuz sonuçlarını tahmin etmek amacıyla günlük pratiğimizde sık kullanılan C-reaktif protein (CRP) düzeyinin rolünü saptamak için geriye dönük yapılan bu çalışmaya 2015-2016 yılları arasında beş tıp merkezinde olası veya kesin İE tanısı alan 111 hasta dahil edilmiş. Bazal CRP ile tedavinin üçüncü veya dördüncü haftasında serum CRP düzeyi karşılaştırıldığında CRP düzeyinin iki veya üç katından daha az bir düşüş veya tedavi altındaki herhangi bir artış mortaliteyle ilişkilendirilmiş. ROC eğrisi analizine göre, ölüm tahmininde en yüksek genel doğruluk dördüncü hafta CRP seviyesindeymiş (c = 0.74); ≥50 mg/L’lik CRP seviyesi %86 duyarlı ve mortaliteyi öngörmek için %78 spesifik olarak saptanmış. Kronik böbrek yetmezliğinin varlığı (OR 14.386) ve dördüncü hafta CRP düzeyi (OR 1.016) mortalite açısından bağımsız risk faktörleri olarak bulunmuş. Ölüm oranı yüksek hastalarda CRP her ölçümde diğer hastalara oranla yüksek saptanmış. Sonuç olarak, kolayca uygulanan ve yaygın olarak bulunabilen bir test olan CRP’nin, İE’li hastalarda tedaviye yanıtı izlemek ve sonucu tahmin etmek için yararlı bir araç olduğu, tedavinin dördüncü haftasında CRP düzeyinin 50 mg/L ve üzeri olursa prognozun kötü olabileceği ve olası komplikasyonların araştırılması gerektiği gösterilmiş.

Şimşek-Yavuz S, Doğan–Kaya S, Deniz D, et al. The impact of C reactive protein in prediction of the outcome in infective endocarditis. Infect Dis Clin Microbiol. 2021; 3 (1): 1-7.

Makale İçin Tıklayınız

Yüksek Vücut Kitle İndeksi Bulaşıcı Hastalıklara Yakalanma ve Ölüm Riskinin Artmasıyla İlişkilidir: Mendelyan Bir Randomisazyon Çalışması

Vücut kitle indeksinin (VKİ) bulaşıcı hastalıklara yakalanma ve ölüm riski üzerindeki etkisi araştırılan bu çalışmada, pnömoni, sepsis, idrar yolu infeksiyonları ve deri-yumuşak doku infeksiyonlarında VKİ’nin nedensel çıkarımını elde etmek için mendelyan randomizasyon (MR) ile genom çapında ilişki çalışmaları (GWAS) kullanılmış. Genetik olarak bir standart sapma kadar artan VKİ, tüm bulaşıcı hastalıklar nedeniyle daha yüksek başvuru oranları ile ilişkili olarak saptanmış. Bu etki, en fazla deri ve yumuşak doku infeksiyonlarında belirginmiş (OR: 1.11, %95 CI: 1.09, 1.12). Bir standart sapma kadar artan VKİ, özellikle 28 günde daha yüksek pnömoni mortalitesiyle ilişkilendirilmiş (OR: 1.03, %95 CI: 1.01, 1.05). VKİ, sepsis mortalitesiyle açık bir şekilde ilişkili olarak saptanmamış ve örneklem boyutunun küçük olduğu belirtilmiş. Sonuç olarak, artmış VKİ’nin, bulaşıcı hastalığa yakalanma, ölüm ve hastaneye yatış riskinde artış ile ilişkili olduğu saptanmış; olası patofizyolojinin tam bilinmemekle birlikte, artan VKİ’ inin immün regülasyonu bozarak etkileyebileceği yorumu yapılmış.

Butler-Laporte G, Harroud A, Forgetta V, Richards JB. Elevated body mass index is associated with an increased risk of infectious disease admissions and mortality: a mendelian randomization study. Clin Microbiol Infect. 2020: S1198-743X(20)30356-6.

Makale İçin Tıklayınız

Çocuklarda SARS CoV-2 Aşı Onayı

The Food and Drug Administration (FDA) 10 Mayıs 2021 tarihi itibariyle 12-15 yaş arası çocuklar için Pfizer-Biontech aşısının kullanımına acil kullanım onayı verdi. Aralık 2020’de 16 yaş üzeri için acil kullanım onayını alan aşı, bu tarihten itibaren pek çok ülkede yaygın olarak uygulanmakta. Pfizer Mart 2021 itibariyle 13-15 yaş uygulamaları için de verilerini FDA’ya sunarak acil kullanım izni için başvurmuştu. Bu yaş grubu için oldukça yüksek antikor seviyesiyle etkin ve güvenli görünen bu dataların ardından FDA acil kullanım onayını bu yaş grubu için de vermiş oldu. Salgının kontrolü için çocuk ve adolesan aşılamaları oldukça kritik bir nokta olup aşı üreticisi olan her üç firma Pfizer, Moderna ve Johnson&Johnson’ın daha küçük çocukları da içerecek şekilde faz çalışmaları devam etmekte. FDA sitesindeki daha ayrıntılı bilgilendirmeye https://www.fda.gov/news-events/press-announcements/coronavirus-covid-19-update-fda-authorizes-pfizer-biontech-covid-19-vaccine-emergency-use adresinden ulaşılabilir.

IgA, Erken COVID‐19 İnfeksiyonunda Hastalığın Şiddetiyle İlişkilidir

Bu çalışmada hastane yatışı olan 82 hastanın kan serumunda SARS-CoV-2 IgG, IgM ve IgA düzeyleri ELISA ile değerlendirilmiş. Serum örnekleri hastalık semptomlarının başlamasından 1-59 gün sonra toplanmış ve bunların yaş, cinsiyet, hastalık şiddeti ve semptomların süresi ile ilişkisi araştırılmış.

Pozitiflikler; yedinci gün sonunda, IgA için %60, IgM için %53.3 ve IgG için %47.6 saptanmış. Yirmi birinci gün sonunda IgG pozitifliği %100’e ulaşmış. Çoklu regresyon analizlerinde, yaş, cinsiyet ve semptomların süresine bakılmaksızın, sadece IgA seviyeleri kritik hastalıkla istatistiksel olarak anlamlı korelasyon göstermiş (p = 0.05).

Sonuç olarak IgA, erken hastalıkta baskın immünoglobulin olarak saptanmış ve kritik hastalıkla bağımsız olarak ilişkilendirilmiştir.

Zervou FN, Louie P, Stachel A, Zacharioudakis IM, Ortiz-Mendez Y, Thomas K, Aguero-Rosenfeld ME. SARS-CoV-2 antibodies: IgA correlates with severity of disease in early COVID-19 infection. J Med Virol. 1 Mayıs 2021.

Makale İçin Tıklayınız

Meşrutiyet Mah. Rumeli Cad.
İpek Apt. No. 70 D. 7
(Rumeli Eczanesi üstü),
34363 Şişli, İstanbul
Tel. ve Faks: (0212) 219 54 82
E-posta: klimik@klimik.org.tr