Klimik Bülteni - Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yayın Organıdır
<
4
Mayıs
2021
>

ESKİ SAYILAR

BÜLTEN ÜYELİĞİ

COVID-19 Salgınının Epidemiyolojisi: Güncelleme (75. Web Konferans, 4 Mayıs 2021)

4 Mayıs 2021 Salı günü, 21.00-22.30 saatleri arasında “COVID-19 Salgınının Epidemiyolojisi: Güncelleme” konulu web konferans yapılacaktır.

Yöneten: Prof. Dr. Önder ERGÖNÜL
Koç Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Salgının Yayılmasında Lokomotif Olan Durumlar
Doç. Dr. Cavit Işık YAVUZ
Hacettepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Salgın Ne Zaman ve Nasıl Bitecek?
Prof. Dr. Pınar OKYAY
Adnan Menderes Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Selam ve Saygılarımızla.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

Klimik Dergisi’nin Yeni Sayısı Yayımlandı

Klimik Dergisi’nin Nisan 2021 Sayısı “online” olarak yayımlanmıştır. Emek veren ve katkı sağlayan herkese teşekkürlerimizi sunarız.

Dergi İçin Tıklayınız

Infectious Diseases and Clinical Microbiology (IDCM) Dergisinin Yeni Sayısı Yayında

Infectious Diseases and Clinical Microbiology (IDCM) dergisinin Nisan 2021 sayısı yayımlanmıştır. Emek veren ve katkı sağlayan herkese teşekkürlerimizi sunarız.

Dergi İçin Tıklayınız

5 Mayıs Dünya El Hijyeni Günü: Saniyeler Hayat Kurtarır

İnfeksiyon hastalıklarının önlenmesinde, hastalıklardan korunmada ve antibiyotiklere direnç gelişmesinin önlenmesinde en önemli basamak “el hijyeni” olarak nitelendirilmektedir. Bu amaçla Dünya Sağlık Örgütü 5 Mayıs’ı “Dünya El Hijyeni Günü” olarak kabul etmiştir.

Ana sloganı “Yaşam Kurtarın: Elinizi Temizleyin” olan 5 Mayıs Dünya El Hijyeni Günü’nde bu yıl “Saniyeler hayat kurtarır-ellerinizi temizleyin” sloganıyla “Sağlık bakım noktalarında el hijyeninin sağlanması” teması işlenmektedir.

Klimik Derneği Yönetim Kurulu

Anneler Günü Kutlu Olsun!

Tüm annelerimizin anneler gününü kutlarız.

Klimik Derneği Yönetim Kurulu

“Saniyeler Hayat Kurtarır-Ellerini Temizle”: Dünya Sağlık Örgütü 5 MAYIS 2021, HAYAT KURTAR: Ellerini Temizle Kampanyası

2020 yılı birçok yönden ilginç bir yıl oldu. Bunlardan biri, SARS-CoV-2 ile mücadelede uygun el hijyeni uygulamalarına gösterilen muazzam dikkatti. El hijyenine uyumun infeksiyonun önlenmesinde bir kilit taşı olduğu nihayet politikacılar, sağlık yöneticileri ve genel kamuoyu tarafından dünya çapında kabul görmüştür. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), küresel COVID-19 salgını bağlamında el hijyenine daha fazla odaklanmanın yanı sıra, hem küresel “HAYAT KURTAR: Ellerini Temizle kampanyası” hem de “Su, Sanitasyon ve Hijyen (WASH) Programı” gibi çeşitli girişimlerde bulunmuştur.

SARS-CoV-2’nin yayılmasını durdurmak ve iyi uygulamaları pandeminin ötesinde sürdürmek için tüm toplum yaklaşımı olarak el hijyeni uygulamalarını tutarlı bir şekilde iyileştirmek için örneğin okullar ve toplu taşıma araçları dahil olmak üzere sağlık hizmetleri ve kamusal ortamlarda yeterli altyapıların sağlanması ve herkes tarafından gerektiğinde elleri temizlemek için uygun davranışlar sergilemesi gerektiğine dikkat çekilmektedir.

Allegranzi B, Tartari E, Pittet D. “Seconds save lives – clean your hands”: the 5 May 2021 World Health Organization SAVE LIVES: Clean Your Hands campaign. Am J Infect Control. 2021; 49 (5): 533-5.

Makale İçin Tıklayınız

İskoçya’da İlk Doz COVID-19 Aşılamasından ve COVID-19’a Bağlı Hastaneye Yatışlardan Elde Edilen Ara Bulgular: Ulusal Bir Prospektif Kohort Çalışması

İskoçya’da BNT162b2 mRNA (Pfizer-BioNTech) ve ChAdOx1 nCoV-19 (Oxford – AstraZeneca) COVID-19 aşılarının ilk dozlarının kitlesel etkisi ile COVID-19’a bağlı hastaneye yatışlar arasındaki ilişkinin araştırılmasını amaçlayan ileriye dönük kohort çalışmasında aşılama durumu, birincil bakım, PCR testi ve hastaneye kabul durumlarını kapsayan COVID-19 — EAVE II veri tabanı kullanılmış. Daha önce test sonucu pozitif çıkan kişiler analize dahil edilmemiş ve ilk doz aşının ardından COVID-19’a bağlı hastaneye yatışlarda aşı etkinliğini tahmin etmek için zamana bağlı bir Cox modeli ve ters eğilim ağırlıklı Poisson regresyon modelleri uygulanmış.

Çalışma süresi boyunca yaş ortalaması 65 (SD 16.2) olan toplam 1 331 993 kişi aşılanmış. BNT162b2 mRNA aşısının, aşılamadan 28-34 gün sonra COVID-19’a bağlı hastaneye yatışta azalma için %91 (%95 CI 85-94) ve ChAdOx1 aşısının ise aynı zaman aralığında %88’lik (%95 CI 75-94) bir etkisi olduğu gösterilmiş.  Analiz 80 yaş ve üzerindekilerle sınırlandırıldığında COVID-19’ bağlı hastaneye yatış açısından kombine aşı etkinliği sonuçları benzer bulunmuş (aşılamadan 28-34 gün sonra %83, %95 CI 72-89).

Sonuçta her iki aşının ilk dozlarının kitlesel yaygınlaştırılması, COVID-19’a bağlı hastaneye yatış riskinde önemli azalmalarla ilişkilendirilmiş.

Vasileiou E, Simpson CR, Shi T, et al. Interim findings from first-dose mass COVID-19 vaccination roll-out and COVID-19 hospital admissions in Scotland: a national prospective cohort study. Lancet. 2021; 397: 1646–57.

Makale İçin Tıklayınız

Bin Otuz Üç Hastadan Alınan 1308 Nazofarengeal Sürüntü Örneğinin LUMIPULSE SARS-Cov-2 Antijen Testi Kullanılarak RT-Qpcr ile Karşılaştırılması

Günümüz şartlarında, SARS-CoV-2 infeksiyonunun tespiti için RT-PCR halen altın standard tanı yöntemidir. Daha önce retrospektif bir çalışma tasarımıyla kantitatif LUMIPULSE SARS-CoV-2 antijen testinin doğruluğu gösterilmiş olup bu çalışma prospektif örneklerde de testin geçerliliğini belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir.
Bin otuz üç hastadan alınan 1033 nazofarengeal sürüntü test edilmiş; ek olarak, COVID-19 test pozitifliği devam eden 43 hastadan 275 takip örneği alınmıştır. Örneklerin tümünde LUMIPULSE ve RT-qPCR çalışılmıştır. Ayrıca; testler arasında uyumsuzluk varlığında serokonversiyon olasılığı düşünülerek antikor testi de çalışılmıştır.

RT-qPCR 990 örneği negatif ve 43 örneği pozitif saptarken, LUMIPULSE 992 örneği negatif ve 37 örneği pozitif saptamış, dört örnek içinse ara değer bildirmiştir. Buna göre, her iki test arasında uyum %99.7 bulunmuştur. Dört ara değer test sonucu çıkarıldığında antijen testinin duyarlılık, özgüllük ve pozitif prediktif değerleri sırasıyla %92.5, %100 ve %99.7 olarak bildirilmiştir. Testlerin uyumsuz sonuç verdiği yedi hastanın beşinde saptanan seropozitiflik, örneklerin infeksiyonun geç evresinde alındığını düşündürmüştür. Tekrarlayan örnekler kullanılarak antijen seviyeleri ve viral yük/ct (cycle threshold-döngü eşik değeri) arasında korelasyon olduğu gözlenmiştir. Testler arasındaki korelasyonun semptom başlangıcından itibaren dokuz güne kadar alınan örneklerde yüksek olduğu, daha sonra alınan örneklerde düştüğü belirtilmiştir.

Buna göre, LUMIPULSE antijen testinin SARS-CoV-2 infeksiyonu tanısında kullanılabilecek geçerliliği yüksek bir test olduğu bildirilmiştir.

Hirotsu Y, Maejima M, Shibusawa M, et al. Prospective study of 1308 nasopharyngeal swabs from 1033 patients using the LUMIPULSE SARS-CoV-2 antigen test: Comparison with RT-qPCR. Int J Infect Dis. 2021; 105: 7-14.

Makale İçin Tıklayınız

Lübnan’da Antimikrobiyal Direncin Sağlık Bakımı Maliyetleri: Çok Merkezli İleriye Dönük Kohort Çalışması 

Lübnan’daki on hastanede yapılan çok merkezli bir prospektif kohort çalışmasında sağlık bakım hizmeti veren merkezlerde dirençli bakterilere bağlı sağlık bakımıyla ilişkili (SBİ) ve toplum kökenli infeksiyonlara (TKİ) atfedilen hastanede kalış süresi, hastane masrafları ve hastane içi ölüm oranlarının, duyarlı bakterilere bağlı gelişen infeksiyonlara kıyasla daha yüksek olup olmadığı incelenmiş.

Çalışmaya belgelenmiş SBİ ya da TKİ tanılı 1289 hasta alınmış. Karıştırıcılar ve zamana bağlı yanlılıkları düzeltmek için üç ayrı analiz yapılmış: (1) Uzun yatışı olan ve infeksiyondan sonra ortaya çıkan hastane masraflarının dahil edildiği SBİ’ler, (2) eğilim puan tahminlerine göre hastaların eşleştirildiği kohort ve (3) hastanede kalış süresinin tamamını dikkate aldığımız ve TKİ’ye atfedilebilecek maliyetlerin ayrıldığı geleneksel yöntem.
Dirençli bakterilere bağlı gelişen SBİ ve TKİ’lerde hastanede kalış süresi (sırasıyla 2.69 gün [%95 CI, 1.5-3.9]; p <0.001) ve 2.2 gün [%95 CI, 1.2-3.3]; <0,001) ve hastane masrafları anlamlı olarak artmış (sırasıyla 1807 $ [%95 CI, 1046-2569]; p <0.001) ve 889 $ [%95 CI, 378-1400]; p = 0.001). Hem SBİ hem de TKİ’de dirençli etkenlerle gelişen infeksiyonlarda hastane içi mortalitenin zamanını kısaltmadığı gösterilmiş. SBİ sonrası analizdeki dirençli vakaların, hastane içi mortalite açısından anlamlı derecede daha yüksek bir riske sahip olduğu bulunmuş (OR, 0.517 [%95 CI, 0.327-0.820]; p = 0.05).

Sonuçta, antimikrobiyal direnç yükünü tahmin etmek ve sağlık otoritelerine doğru tavsiyelerde bulunmak ve infeksiyon önleme ve kontrol programları için kaynak harcamalarına öncelik vermek için birleşik bir metodoloji ihtiyacının olduğu vurgulanmış.

Iskandar K, Roques C, Hallit S, et al. The healthcare costs of antimicrobial resistance in Lebanon: a multi-centre prospective cohort study from the payer perspective. BMC Infect Dis. 2021; 21 (1): 404.

Makale İçin Tıklayınız

Transplantasyon Sonrası Siklofosfamid Kullanımının Sitomegalovirus İnfeksiyonuyla İlişkisi

Daha önceki çalışmalarda haplo identikal donörden yapılmış transplantasyonu takiben siklofosfamid kullananlarda sitomegalovirus (CMV) infeksiyonlarında artış bildirilmiş olsa da  allogreft kaynağı ve siklofosfamidin CMV infeksiyonu ve hastalıktaki rolü açık değildir. Bu çalışmada donör tipinin ve siklofosfamidin CMV infeksiyonu insidansı ve aynı zamanda CMV serolojik durumu ve nakil sonrası 180. günlük CMV infeksiyonuyla ilişkili olan nakil sonuçları üzerindeki etkisi incelenmiş.  AML/ALL ya da MDS nedeniyle 2012-2017 arasında haploidentik  ya da kardeşten nakil yapılıp siklofosfamid ya da kalsinörin inhibitörü bazlı kemoterapi kullanan hastalar analiz edilmiş. Kümülatif CMV infeksiyonu insidansı sırasıyla %42 (%99 CI, 37-46), %37 (31-43) ve %23 (20-26) olarak bulunmuş [p <0.001]. CMV organ hastalığı oranları benzermiş. En yüksek CMV infeksiyon riski, CMV-Seropozitif alıcılarda (R +) belirlenmiş, ancak riskin, donörden bağımsız olarak siklofosfamid kullananlarda önemli ölçüde daha yüksek olduğu görülmüş [Haploidentik nakil (n = 545): HR 50.3 (14.4-175.2); Siklofosfamid (n = 279): HR 47.7 (13.3-171.4); Kalsinörin inhibitörü (n = 1065): HR 24.4 (7.2-83.1); p <0.001].

D+/R- hastalarda da CMV infeksiyonu riskinin arttığı  görülmüş. Seropozitif alıcılar veya CMV infeksiyonu gelişenler arasında haploidentik nakillerde sağ kalım ve relapssız mortalite daha kötü bulunmuş. Relapsın, CMV infeksiyonu veya serolojik durumdan etkilenmediği görülmüş. Siklofosfamid genel olarak daha düşük kronik GVHD ile ilişkiliyken, siklofosfamid alıcılarında CMV infeksiyonu geliştiğinde kronik GVHD daha yüksek saptanmış (p=0.006). Siklofosfamidin donörden bağımsız olarak, daha yüksek CMV infeksiyonu insidansıyla ilişkili olduğu ve seropozitiflik riskini artırdığı, ek olarak CMV infeksiyonunun siklofosfamidin cGVHD korumasını olumsuz etkileyebileceği sonucuna varılmış. Bu çalışma, nakil sonrası siklofosfamid alan tüm hastalarda agresif önleme stratejilerini desteklemektedir.

Goldsmith SR, Abid MB, Auletta JJ, et al. Post-Transplant Cyclophosphamide (PTCy) is Associated with Increased Cytomegalovirus Infection: a CIBMTR Analysis. Blood. 2021: blood.2020009362.

Makale İçin Tıklayınız

Meşrutiyet Mah. Rumeli Cad.
İpek Apt. No. 70 D. 7
(Rumeli Eczanesi üstü),
34363 Şişli, İstanbul
Tel. ve Faks: (0212) 219 54 82
E-posta: klimik@klimik.org.tr