Değerli üyelerimiz, COVID-19 Pandemisi devam ederken 1986 yılında kurulan derneğimizin 35. yaşını kutluyoruz. Pandemi koşulları hepimiz için zorlu bir sınav niteliğinde ve bu sınavdan KLİMİK Derneği olarak başarıyla çıkmak için sizlerin de katkılarıyla çalışmaya devam ediyoruz. Yaş dönümleri geçmişin muhasebesi ve geleceğin kurgulanması için çok değerlidir. Klimik Derneği 30. yılında ilan ettiği ilkelerle (Cumhuriyetin temel değerlerine bağlılık, Bilimsellik, Liyakat ve Yeterlilik, Etik İlkelere Bağlılık ve Bağımsızlık) geçtiğimiz beş yılda çok önemli çalışmalar yapmış, kurumsallığını ileriye taşımıştır. Şimdi bu ilkelere ek olarak önümüzdeki 5 yılda Derneğimizin çalışmalarına yön vermek üzere yeni ilkeler ve dayanak noktaları belirlemenin zamanıdır. Pandeminin de sağladığı derinlemesine gözlem ve bakış sayesinde bu ilke ve dayanak noktalarını hep beraber belirlemek istiyoruz.

Bu amaçla isteyen tüm üyelerimizden KLİMİK Derneği ve uzmanlık alanımız hakkında düşüncelerini paylaşmalarını istiyoruz. Alanımıza ilişkin görüşlerinizi, dernekten beklentilerinizi, zayıf yönlerimizi, güçlü yönlerimizi, riskleri ve fırsatları dile getiren veya sadece derneğin hayatınızdaki yerini ifade eden 500 kelimeyi aşmayacak şekilde yazılmış mektuplarınızı 1 Mayıs 2021 tarihine kadar klimik@klimik.org.tr adresine göndermenizi bekliyoruz. Sizlerin görüşü derneğimizin çalışmalarına ışık tutacaktır. Ayrıca yazılarınızdan oluşan bir derlemeyi yayımlayarak ülkemiz bilim ortamına da duyurmak istiyoruz. Pandemiden alınacak derslerle geleceği birlikte kuralım. Gelin toplumda bilimin sahiplenilmesine, bilginin hakim olmasına bir tuğla da siz koyun! Bilimle ve sağlıkla geleceğe bakalım.

Selam ve Saygılarımızla.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

COVID-19 pandemisinde son 14 günde, ne yazık ki ülkemiz günlük hasta sayısının en çok olduğu ülkeler arasında yer almaktadır.  Böylesine yüksek hasta sayısı ve ölümler, salgının önceki dönemlerinde görülmemiştir. Ülkemizde COVID-19 salgının geldiği aşama, Dünya Sağlık Örgütü’nün salgının ağırlığı ve sağlık sisteminin kapasitesine göre yaptığı derecelendirmeye göre en ileri aşama olan 4. aşamadır. Yani, salgının kontrolsüz bir şekilde yayıldığı ve sağlık sisteminin salgının yükünü karşılamakta zorlandığı bir durum söz konusudur.  Bu aşamada salgının toplumda yayılımının azaltılmasının çok zor olması beklendiğinden tüm kısıtlamaların daha sıkı bir şekilde uygulanması önerilmektedir. Bu sıkı kısıtlamaların, gereken tüm bölgelerde ve mümkün olan en kısa süre uygulanması tavsiye edilmektedir.

Yönetim Kurulu Açıklamasının Devamı İçin Tıklayınız

13 Nisan 2021 Salı günü, 21.00-22.30 saatleri arasında “COVID-19 Tedavisinde Farklı Tedavi/Profilaksi Yaklaşımları” konulu web konferans yapılacaktır.

PROGRAM

Yöneten: Prof. Dr. Dilara İNAN
Akdeniz Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Nazal Spreyler/Gargaralar
Prof. Dr. Nazlım AKTUĞ-DEMİR
Selçuk Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Antidepresanlar, Antiandrojenler
Doç. Dr. Derya SEYMAN
Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Dernek üyelerimiz web konferanslarımıza katılım için kendilerine e-postayla gönderilen kişisel linki kullanabilirler. Linklerini kaybetmeleri durumunda konferans.klimik.org.tr adresinden yeniden alabilirler.

Dernek üyesi olmayan misafir katılımcılarımız ise https://konferans.klimik.org.tr/kayit adresinden kayıt yaparak katılım linki alabilirler.

Selam ve Saygılarımızla.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

15 Nisan 2021 Perşembe günü, 21.00-22.30 saatleri arasında “COVID-19 Pandemisi Sürecinde Dezenfektan ve Antiseptik Kullanımı” konulu web konferans yapılacaktır.

PROGRAM

Yöneten: Prof. Dr. Bülent ERTUĞRUL
Reyap Hastanesi

Hastane ve Çevre Dezenfeksiyonunda Uygun Antiseptik Kullanımı
Doç. Dr. Şerife BARÇIN-ÖZTÜRK
Adnan Menderes Üniversitesi, Tıp Fakültesi

El ve Vücut İçin Güvenilir Antiseptik Kullanımı
Dr. Öğr. Görevlisi Oya Özlem EREN-KUTSOYLU
Dokuz Eylül Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Dernek üyelerimiz web konferanslarımıza katılım için kendilerine e-postayla gönderilen kişisel linki kullanabilirler. Linklerini kaybetmeleri durumunda konferans.klimik.org.tr adresinden yeniden alabilirler.

Dernek üyesi olmayan misafir katılımcılarımız ise https://konferans.klimik.org.tr/kayit adresinden kayıt yaparak katılım linki alabilirler.

Selam ve Saygılarımızla.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

SARS-CoV-2’nin iki varyantının ortaya çıkışı (Birleşik Krallık’ta B.1.1.7 ve Güney Afrika’da B.1.351) bu varyantların daha önce geçirilen infeksiyon veya aşılamadan kaynaklanan bağışıklıktan kurtulabileceği endişesini doğurmaktadır.

Bu varyantların infeksiyon veya aşılama ile ortaya çıkan nötralizasyona direncini ölçmek amacıyla, Wuhan-1 referans suşunun (vahşi tip), D614G mutasyonu ve B.1.1.7 ve B.1.351 varyantlarının spike proteinini içeren rekombinant veziküler stomatit virüsü bazlı SARS-CoV-2 psödovirusları üretilmiş. Daha sonra, COVID-19 geçirdikten sonra 5 ay geçen 34 hastadan elde edilen konvelasan serum ve Çin’de üretilen 2 inaktif virus aşısının [BBIBP-CorV (Sinopharm) 1 veya CoronaVac (Sinovac) 2] ikinci dozunun yapılmasından 2 ila 3 hafta sonra elde edilen 50 katılımcıdan alınan serum kullanarak psödovirusun nötralizasyon direnci değerlendirilmiştir.

Bulgular, B.1.1.7’nin konvelasan veya aşılanan kişilerden alınan serumun nötralize edici aktivitesine çok az direnç gösterdiğini, oysa B.1.351’in hem konvelasan serumun hem de aşılananların serumunun nötralizasyonuna daha fazla direnç gösterdiğini düşündürmektedir. Bulgular ışığında varyantların dolaştığı alanlarda sürekli viral izleme ve aşıların koruyucu etkinliğinin değerlendirilmesinin önemini de vurgulamaktadır.

Wang GL, Wang ZY, Duan LJ, et al. Susceptibility of Circulating SARS-CoV-2 Variants to Neutralization. N Engl J Med. 6 Nisan 2021.

Makale İçin Tıklayınız

COVID-19 ile hastaneye yatırılan hastalarla ilgili bildirilen çok sayıda çalışma ve rapor, kronik solunum hastalığı olan hastaların bu kohortlarda önemli ölçüde az bulunduğunu göstermektedir. Bu hastalarda inhale glukokortikoidlerin yaygın kullanımının bu bulgudan sorumlu olduğu varsayımıyla inhale glukokortikoidlerin erken COVID-19 için etkili bir tedavi olup olmayacağını test etmek amacıyla randomize kontrollü bu çalışma dizayn edilmiş.

Erişkinlerde, hafif COVID-19 semptomlarının başlamasından sonraki yedi gün içinde, normal bakıma kıyasla, inhale budesonidin açık etiketli, paralel gruplu, faz 2, randomize kontrollü bir çalışması olarak tasarlanan çalışmada Budesonid kuru tozu, 800 ug’lik bir dozda bir turbuhaler kullanılarak verilmiştir. Katılımcılardan semptomlar geçene kadar günde iki kez iki inhalasyon almaları istenmiştir. Birincil sonlanım noktası COVID-19 ile ilgili acil servis değerlendirmesi veya hastaneye yatış dahil acil bakım ihtiyacı gelişmesi olarak belirlenmiş.

Çalışma sonucunda, inhale budesonidin erken uygulanmasının acil tıbbi bakıma ihtiyaç duyma olasılığını azalttığı ve erken COVID-19’dan sonra iyileşme süresini kısalttığı belirtilmektedir.

Ramakrishnan S, Nicolau DV Jr, Langford B, et al.Inhaled budesonide in the treatment of early COVID-19 (STOIC): a phase 2, open-label, randomised controlled trial. Lancet Respir Med. 9 Nisan 2021.

Makale İçin Tıklayınız

İnvazif Pulmoner Aspergilloz (IPA), influenza gibi ciddi solunum yolu viral infeksiyonlarının yaşamı tehdit eden bir süperinfeksiyonu olarak giderek daha fazla görülmektedir. COVID-19 salgını nedeniyle, yoğun bakım ünitesinde mekanik ventilasyon tedavisi alan hastalarda COVID-19 infeksiyonu tedavisini zorlaştıran IPA olasılığına ilişkin endişeleri artırdı. Şiddetli influenza ve IPA arasındaki ilişki gösterilmiş olmakla birlikte, SARS-CoV-2 infeksiyonunun IPA için spesifik bir risk faktörünü temsil edip etmediği belirsizliğini korumaktadır.

Bu makalede İnfluenza ile İlişkili Pulmoner Aspergilloz (IAPA) ve COVID-19 ile İlişkili Pulmoner Aspergilloz (CAPA) arasındaki benzerlikler ve farklılıklar tartışılmıştır. IAPA ile karşılaştırıldığında, CAPA vakalarının çoğu, serum galaktomannan pozitifliğinin veya anjiyo-invazyonun histopatolojik kanıtı yokluğunda, kanıtlanmış /olası IPA’dan ziyade varsayılan olarak sınıflandırılmıştır. Aspergillus hava yolları kolonizasyonu ile CAPA arasında ayrım yapmak zordur. İnfluenza ve COVID-19’un farklı fizyopatolojisi ve sitokin profilleri bu tutarsızlıkları açıklayabilir. CAPA’nın farklı bir varlığı temsil edip etmediği hala tartışmalıdır ve gerçek insidansı, kortikosteroidlerin veya immünomodülatör ilaçların predispozan rolü ve antifungal tedavi endikasyonları gibi birçok soru cevapsız kalmıştır.

Antifungal profilaksinin, proflaktik stratejilerin veya antifungal tedavinin IAPA ve CAPA insidansı ve mortalitesindeki rolü, prospektif çalışmalarda değerlendirilmelidir. Solunum yolu örneklerinde pozitif bir aspergillus kültür sonucu veya biyobelirteç varlığında pre-empitif antifungal tedavi makul görünse de sonuç tahmin edicilerinin belirlenmesi ve risk sınıflandırması, bu tür vakaların yönetimi için yardımcı olacaktır.

Lamoth F, Lewis RE, Walsh TJ, Kontoyiannis DP. Navigating the uncertainties of COVID-19 associated aspergillosis (CAPA): A comparison with influenza associated aspergillosis (IAPA). J Infect Dis. 2021: jiab163.

Makale İçin Tıklayınız

Tamma PD, Aitken SL, Bonomo RA, Mathers AJ, van Duin D, Clancy CJ. Infectious Diseases Society of America Guidance on the Treatment of Extended-Spectrum β-lactamase Producing Enterobacterales (ESBL-E), Carbapenem-Resistant Enterobacterales (CRE), and Pseudomonas aeruginosa with Difficult-to-Treat Resistance (DTR-P. aeruginosa). Clin Infect Dis.2021; 72 (7): e169-e183.

Makale İçin Tıklayınız