Bu çalışmanın amacı giderek artan sayıda maymun çiçeği olgusuna yönelik tanı koyma farkındalığını artırmak adına hastaların klinik özelliklerini karakterize etmekmiş. Maymun çiçeği şüphesi için değerlendirilen ve taranan 140 hastayı içeren retrospektif bir vaka kontrol çalışması yapılmış; hastalar hMPXV-PCR testi ile değerlendirilmiş ve 70’i pozitif ve 70’i negatif olarak belirlenmiş. Veriler, demografik ve klinik özelliklerin olasılık oranlarını oluşturmak için karşılaştırılmış.
Pozitif hastalar ağırlıklı olarak erkekmiş (%99) ve kendilerini gey, biseksüel ve erkeklerle seks yapan diğer erkekler (GBMSM) olarak tanımlıyorlarmış (%94). Başvuru sırasındaki lenfadenopati, daha yüksek bir pozitif sonuç olasılığı ile ilişkilendirilmiş [OR:7.69 [%95 GA 3.58-16.51]). Pozitif hastaların, negatif kontrollerle karşılaştırıldığında genital (OR:5.38 (%95 GA 2.57-11.23)] veya kalça/perianal bölgeyi [OR:3.79 ([%95 GA 1.70-8.45)] etkileyen bir döküntüye sahip olma olasılığı daha yüksekmiş.
Bu veriler, GBMSM popülasyonlarında şüpheli maymun çiçeği yönetimine yönelik riske dayalı bir yaklaşımı gerekçelendirebilir. Çalışmada lenfadenopati ve döküntünün yeri, pozitif bir hMPXV sonucu ile daha fazla ilişkilendirilmiş. Ayrıca, maymun çiçeği salgınında sanal koğuş yaklaşımının değerlendirebileceği de bu çalışmayla gösterilmiş.
Rimmer S, Barnacle J, Gibani MM, et al. The clinical presentation of monkeypox: a retrospective case-control study of patients with possible or probable monkeypox in a West London cohort. Int J Infect Dis. 18 Kasım 2022.