Dünya COVID-19 pandemisinin etkisinden kurtulmaya devam ederken, uzun süreli COVID olarak da bilinen akut COVID-19 sonrası sendromu (PACS) şeklinde yeni bir sorun ortaya çıktı. Multisistem tutulumu ile karakterize edilen PACS, yaşam kalitesinde önemli bir düşüşe yol açabilir ve derin yorgunluğun yanı sıra kalıcı kardiyopulmoner, gastrointestinal ve nöropsikiyatrik semptomları kapsayan karmaşık bir klinik tablo oluşturur. Dünya çapında tahminen 65 milyon insanın PACS’ye sahip olduğu ve bunun sonucunda küresel işgücü üzerinde bir etkisi olduğu düşünülmektedir. Henüz etkili bir tedavi yöntemi tanımlanmamıştır. Ortaya çıkan kanıtlar, bazı kişilerde tespit edilen bağırsak disbiyozu olarak adlandırılan mikrobiyal dengede kayda değer bir bozulma ile uzun süreli COVID’nin patofizyolojisinde bağırsak mikrobiyomunun öneminin altını çizmektedir.
COVID-19 hastalarında, özellikle kalıcı semptomları olanlarda bağırsak florasındaki değişiklikler dışkı örneklerinin metagenomik dizilimi yoluyla doğrulanmış. Bu bağırsak disbiyozunun ayrıca artmış bağırsak iltihabı, bozulmuş bağırsak duvarı bütünlüğü ve sistemik inflamatuar disfonksiyon ile ilişkili olduğu bulunmuştur. COVID-19 bağlamında, probiyotiklerin ve prebiyotiklerin bir kombinasyonu olan sinbiyotiklerin kullanım gerekçesi, PACS’nin çok faktörlü doğasını ele almak için daha kapsamlı bir yaklaşıma ihtiyaç olduğu düşüncesine dayanmaktadır.
Hong Kong’daki bir merkezde PACS’li hastalarda simbiyotikler ile bağırsak modülasyonunun terapötik etkilerini araştırmak için ilk randomize, çift kör, plasebo kontrollü bir çalışma gerçekleştirilmiş. Daha önce SARS-CoV-2 tanısı almış ve ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’nin PACS kriterlerini karşılayan 18 yaş ve üstü yetişkinler, 6 ay boyunca günde iki kez oral SIM01 (Seçilen Bifidobacterium suşlarının ve spesifik prebiyotiklerin sinerjisine dayanan bir formülasyon) veya plasebo almak üzere randomize edilmiş. Gruplar SIM01 (n = 232) veya plasebo (n = 231) alan 463 katılımcıdan oluşuyormuş. Birincil sonuç, 14 puanlık bir anket ölçeği (PACSQ-14) kullanılarak ölçülen semptomların şiddetinde azalma imiş. SIM01 alan bireylerde 6 aylık takipler sonrasında, yorgunluk (OR 2.273, %95 CI 1.520 – 3.397, p=0.0001), genel rahatsızlık (2.360, 1.428 – 3.900, p=0.0008), hafıza kaybı (1.967, 1.271 – 3.044, p =0.0024), gastrointestinal rahatsızlık (1.995, 1.304 – 3.051, p=0.0014) ve konsantrasyon güçlüğünde (2.644, 1.687–4.143, p<0.0001) daha fazla iyileşme oranları görüldüğü tespit edilmiş.
Sonuç olarak bu çalışma SIM01 gibi simbiyotik preparatların PACS’li hastalar için güvenli ve umut verici bir tedavi sunduğunu göstermektedir. Bu bulguları doğrulamak ve bu tür tedavilerin uzun vadeli faydalarını incelemek için daha büyük, pragmatik, çok merkezli çalışmalara ihtiyaç duyulmasına rağmen, bu çalışma PACS yönetiminde potansiyel yeni bir tedavi çerçevesine doğru temel bir adım olarak hizmet edebileceği vurgulanmış.
Raman B, Ramasamy MN. Synbiotics in post-acute COVID-19 syndrome-a potential new treatment framework? Lancet Infect Dis. 2023: S1473-3099(23)00735-1.