Asemptomatik brusellozun potansiyel ciddi sonuçları ile klinik uygulamada tedaviyi “beklemek” arasında denge kurmak önemli bir konudur. Bu çalışmada kanıta dayalı klinik ipuçları elde etmek için tedavinin olmadığı durumda asemptomatik brusellozun takip sonuçları ve epidemiyolojik özellikleri değerlendirilmiş.
Asemptomatik brusellozun 1990’dan 2021’e kadar takip sonuçlarıyla ilgili 3610 çalışmanın yer aldığı sekiz veri tabanı araştırılmış. Sonunda 107 vakayı içeren 13 çalışma dahil edilmiş. Takip sonuçlarına ilişkin olarak semptomların varlığı ve azalmış serum aglütinasyon testi (SAT) titresi incelenmiş. 0.5-18 aylık takip süresi boyunca, semptomatik hale gelen vakaların toplu prevalansı %15.4 (%95 GA %2,1-%34,3), asemptomatik olmaya devam eden vakalar %40.3 (%95 GA %16.6-%65.8) imiş ve vakaların %36.5’inde (%95 CI %11.6-%66.1) SAT titresinde azalma gözlenmiş. Alt grup analizi, 6 aydan kısa, 6-12 ay ve 12-18 ay takip sürelerinde semptomatik vakaların toplu prevalansının sırasıyla %11.5, %26.4 ve %47.6 olduğu gösterilmiş. Öğrenci alt grubunda semptom prevalansının meslek ve aile popülasyonuna göre daha yüksek olduğu tespit edilmiş (%46.6).
Sonuç olarak asemptomatik brusellozun semptomatik bruselloza dönüşme olasılığının yüksek olduğu ve asemptomatik olması nedeniyle önemsenmeyebileceği düşünülmüş. Mesleki popülasyonda ve aile popülasyonunda aktif taramanın geliştirilmesi ve gerekirse erken müdahale için yüksek titreli öğrencilere özel dikkat gösterilmesi gerektiği düşünülmüş. Ayrıca geleceğe yönelik uzun dönemli ve geniş örneklemli takip çalışmalarının önemi vurgulanmış.
Li F, Du L, Zhen H, et al. Follow-up outcomes of asymptomatic brucellosis: a systematic review and meta-analysis. Emerg Microbes Infect. 2023; 12(1): 2185464.