Klimik Bülteni - Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yayın Organıdır
<
21
Ekim
2025
>

ESKİ SAYILAR

BÜLTEN ÜYELİĞİ

XXVI. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Kongresi (KLİMİK 2026) (29 Nisan-3 Mayıs 2026, Antalya)

XXVI. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Kongresi (KLİMİK 2026)’nın 29 Nisan–3 Mayıs 2026 tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştirileceğini sizlerle paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.

Bilgi İçin Tıklayınız

I. En Zor Olgum: Ne Öğrendim? Toplantısı (21 Ekim 2025, İstanbul)

Derneğimizin 2025-2026 dönemi ilk İstanbul toplantısı “I. En Zor Olgum: Ne Öğrendim?” 21 Ekim 2025 Salı günü, 18.30-20.30 saatleri arasında Aynalı Geçit, Meşrutiyet Caddesi, Avrupa Pasajı Kat 2, Beyoğlu adresinde yapılacaktır. Tüm üyelerimizi bekliyoruz.

Program İçin Tıklayınız

I. KLİMİK Ankara Günleri: Kılavuzlar Ne Diyor? Biz Ne Yapıyoruz? Toplantısı (22 Ekim 2025, Ankara)

Derneğimizin 2025-2026 dönemi bilimsel toplantıları, dönemin Ankara’daki ilk aylık bilimsel toplantısı “I. KLİMİK Ankara Günleri Toplantısı: Kılavuzlar Ne Diyor? Biz Ne Yapıyoruz?” ile devam ediyor. 22 Ekim 2025 Çarşamba günü, 17.00-19.00 saatleri arasında İbni Sina Hastanesi, Hasan Ali Yücel Toplantı Salonu’nda yapılacak olan toplantıya tüm üyelerimizi bekliyoruz.

Program İçin Tıklayınız

Türkiye Perspektifiyle ESCMID ve TAE: Asistan ve Genç Uzmanlar İçin Fırsatlar (Web Konferans, 23 Ekim 2025)

23 Ekim 2025 Perşembe günü 20.30-22.00 saatleri arasında “Türkiye Perspektifiyle ESCMID ve TAE: Asistan ve Genç Uzmanlar İçin Fırsatlar” Web konferansı yapılacaktır.

PROGRAM

Yönetenler:

Dr. Öğr. Üyesi Yasemin ÇAKIR-KIYMAZ
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Dr. Öğr. Üyesi İlvana ÇAKLOVİCA-KÜÇÜKKAYA
İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi

Dr. Öğr. Üyesi Elif Seren TANRIVERDİ
İnönü Üniversitesi, Tıp Fakültesi

TAE ve ESCMID’e Katılım
Arş. Gör. Dr. Eren ÖZTÜRK
Ankara Üniversitesi, Tıp Fakültesi

ESCMID’de Akademik ve Bilimsel Katkı Sunma
Uzm. Dr. Özlem TÜRKMEN-RECEN
Yalova Çınarcık Devlet Hastanesi

Çalışma Gruplarına Katılım ve Uluslararası Ağ Oluşturma
Uzm. Dr. Mervenur DEMİR
Kahramanmaraş Elbistan Devlet Hastanesi

24 Ekim 2025 Dünya Polio Günü

Çocuk felci (poliomyelit) ya da kısa adıyla polio, Dünya Sağlık Asamblesi’nin 1988 yılında ortadan kaldırmayı taahhüt ettiği, polio virusunun neden olduğu, daha çok beş yaş altındaki çocukları etkileyen ve kalıcı felç yapabilen bir hastalıktır.

Tüm çocukları bu yıkıcı hastalıktan korumaya yönelik polio aşısının önemi konusunda farkındalık yaratmak ve çocuk felcinin ortadan kaldırılmasına katkı sunan ebeveynleri, sağlık profesyonellerini ve gönüllüleri kutlamak için her yıl 24 Ekim’de Dünya Polio Günü kutlanır.

Açıklama İçin Tıklayınız

KLİMİK Podcast: Komplo Teorilerine Neden İnanırız?—Aşı Karşıtlığı (1. Bölüm)

Bu bölümümüzde son dönemde toplumda sıkça tartışılan ve halk sağlığını yakından ilgilendiren bir konuyu ele alıyoruz: Komplo teorilerine inanma eğilimi ve aşı karşıtlığı. Bu önemli başlık altında, özellikle COVID-19 pandemisiyle birlikte gündeme gelen komplo teorilerini bilimsel bir bakış açısıyla değerlendiriyoruz. İnsanlar neden komplo teorilerine inanır? Bu inanışlar nasıl yayılır ve bireysel ya da toplumsal düzeyde ne gibi etkiler yaratır? Aşı karşıtlığı örneği üzerinden bu sorulara yanıt arıyoruz. Konuğumuz, “Komplo Teorilerine Neden İnanırız?” kitabının yazarlarından, Kadir Has Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Onurcan Yılmaz. Kendisinin değerli katkılarıyla, komplo inançlarının psikolojik temellerini ve bu tür düşünce kalıplarıyla nasıl başa çıkılabileceğini konuştuk. Programımıza katıldığı için konuğumuza teşekkür ediyor, siz değerli dinleyicilerimize keyifli ve bilgilendirici bir podcast bölümü diliyoruz.

KLİMİK Video: İnfluenza ve İnfluenza Aşıları Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar

Söğütözü Bayındır Acıbadem Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği’nden Prof. Dr. Ali Acar bu sezonda uygulanacak influenza aşısı içeriği ve aşılama ile ilgili son güncel verilerden bahsediyor.

Video İçin Tıklayınız

KLİMİK Video: Zona Aşısı Kimlere Yapılmalı?

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Esin Şenol, Zona aşısı endikasyonları ve aşı uygulanan gruplardaki sonuçlar hakkında bilgi veriyor.

Video İçin Tıklayınız

Candida auris Kolonizasyonu Bulunan Erişkinlerde Klinik İnfeksiyona İlerlemeyle İlişkili Risk Faktörleri

1 Ocak 2019–31 Aralık 2023 arasında Florida’daki sağlık kurumlarında Candida auris kolonizasyonu saptanan hastalarda kolonizasyondan klinik infeksiyona ilerlemeyle ilişkili risk faktörleri retrospektif olgu–kontrol tasarımıyla incelenmiş. Kolonizasyon sonrası klinik örneği bulunan 105 olgu ve yalnızca kolonize 578 kontrol tanımlanmış. Beş veya daha fazla komorbiditesi olanlarda [“odds ratio” (OR)=10.02; %95 Güven Aralığı (GA)= 4.07–24.7], dört veya daha fazla invazif cihazı bulunanlarda (OR=2.92; %95 GA= 1.70–5.03) ve üç veya daha fazla yakın dönem tıbbi işlem yapılanlarda (OR=2.32; %95 GA= 1.19–4.55) klinik infeksiyon gelişiminin anlamlı olarak daha yüksek olduğu saptanmış. Yemek yeme (OR=2.80), mobilite (OR=2.15) ve transfer (OR=1.82) gibi temel bakım gereksinimlerinde tam bağımlılığın da infeksiyon gelişimiyle ilişkili olduğu bildirilmiş. Sonuç olarak çoklu komorbidite, invazif cihaz veya işlemler ve düşük fonksiyonel kapasite varlığında kolonizasyondan infeksiyona ilerleme riskinin anlamlı derecede arttığı gösterilmiş.

Saunders KE, Charles A, Doyle TJ, et al. Risk factors associated with progression to clinical Candida auris infection among adults with previous colonization-Florida, 2019-2023. Clin Infect Dis. 2025: ciaf551.

Makale İçin Tıklayınız

İnfeksiyon Hastalıkları ve Cezaevi Sağlık Hizmetleri Arasındaki İlişki

Makalede ABD’nin dünyada en yüksek tutukluluk oranına sahip olduğu ve bunun önemli bir halk sağlığı sorunu oluşturduğu vurgulanmış. Derlemede, infeksiyon hastalıkları uzmanlarının cezaevi ortamında klinik bakım sunarken karşılaştıkları yapısal, etik ve psikososyal güçlükler ele alınmış. Cezaevi sağlığının yalnızca hapishanelerdeki bireyleri değil, denetimli serbestlik ve tahliye sonrası toplum entegrasyonunu da kapsayan geniş bir alan olarak tanımlandığı belirtilmiş. Hepatit C, HIV ve tüberkülozun bu popülasyonda en sık görülen infeksiyonlar olduğu bildirilmiş. “İkili sadakat” (dual loyalty) çerçevesinde hasta yararı ile kurum güvenliğini birlikte gözetme gerekliliğinin yarattığı etik ikilemler tartışılmış; hasta özerkliğinin korunması, HIV profilaksisi, hepatit C tedavisinin yaygınlaştırılması ve taburculuk sonrası bakım sürekliliğine ilişkin öneriler sunulmuş. Sonuç olarak, adli sistemle ilişkili bireylere yönelik hasta merkezli yaklaşımların sağlık eşitsizliklerinin azaltılmasına ve toplumda bulaşıcı hastalık yükünün hafifletilmesine katkı sağlayabileceği vurgulanmış.

Panaccione S, Jack H, Wurcel A, Rich J, Berk J. State-of-the-art review: the intersection of infectious diseases and carceral medicine. Clin Infect Dis. 2025; 81 (3): e42-e51.

Makale İçin Tıklayınız

Perioperatif Profilaksiye Dirençli Patojenlerle Gelişen Cerrahi Alan İnfeksiyonlarının Yükü: Ortopedik Tümör Cerrahisinde PARITY Çalışmasının İkincil Analizi

Ortopedik onkoloji cerrahisinde ameliyat bölgesi infeksiyonlarının yüksek morbiditeye yol açtığı belirtilmiş. PARITY adlı çok merkezli randomize çalışmanın ikincil analizinde, kemik tümörü nedeniyle endoprotez rekonstrüksiyonu yapılan hastalarda perioperatif profilaksiye dirençli patojenlerle gelişen infeksiyonların mikrobiyolojisi ve risk faktörleri incelenmiş. Toplam 604 hastanın 96’sında (%15.9) infeksiyon geliştiği ve bunların %76’sında etkenin izole edildiği bildirilmiş; en sık patojenlerin koagülaz-negatif stafilokoklar (%3.,4), Staphylococcus aureus (%24,0) ve Enterobacterales (%22.9) olduğu saptanmış. Sefazolin veya sefuroksime karşı direnç varsayılan etken oranının kısa ve uzun profilaksi kollarında benzer seyrettiği ve anlamlı fark göstermediği belirtilmiş. Antibiyotik yüklü sement kullanımının dirençli patojenlerle anlamlı şekilde ilişkili bulunmuş; nötropeni (<1500/mm³) ve cerrahi öncesi ≥7 gün antibiyotik kullanımı içinse direnç yönünde istatistiksel anlam taşımayan eğilim izlendiği raporlanmış. Sonuç olarak profilaksiye veya lokal antibiyotiklere dirençli etkenlerle gelişen infeksiyonların sık görüldüğü, bu durumun profilaksi süresiyle ilişkili bulunmadığı ancak lokal antibiyotik uygulamalarının direnç seçilimini artırabileceği gösterilmiş.

Kuster S, Gottlich C, O’Shea T, Ghert M, Mertz D. The burden of surgical site infections with pathogens presumably resistant to perioperative prophylaxis in orthopaedic tumour surgery: secondary analysis of the PARITY trial. J Infect Dis. 2025: jiaf513.

Makale İçin Tıklayınız

Ayaktan Tedavi Edilen Pnömonide Birinci Basamak Tedavi Olarak Penisilin Kullanımı Güvenilir midir?

DSÖ’nün antibiyotik kullanımını rasyonelleştirmek amacıyla AWaRe sınıflandırmasını önceliklendirdiği ve birinci basamakta Access grubundaki ajanların önerildiği bildirilmiş. Fenoksimetilpenisilinin (penisilin V) Access grubunda yer alan dar spektrumlu bir ajan olarak, belirli solunum yolu infeksiyonlarında ilk basamak tedavi seçeneği şeklinde önerildiği belirtilmiş. Amoksisiline kıyasla daha dar spektrumunun, özellikle Streptococcus pyogenes ve Streptococcus pneumoniae hedefli tedavilerde düşük direnç oranlarının görüldüğü bölgelerde avantaj sağladığı ifade edilmiş. Dar spektrumun normal mikrobiyotayı daha az etkileyerek antimikrobiyal direnç, Clostridioides difficile infeksiyonu ve disbiyozisle ilişkili komplikasyonların önlenmesine katkı sunduğu vurgulanmış. Onlarca yıllık güvenli kullanım geçmişi ve iyi tanımlanmış yan etki profiliyle penisilin V’nin günümüzde de antimikrobiyal yönetim programlarının temel bileşenlerinden biri olmaya devam ettiği belirtilmiş.

Llor C, Frimodt-Møller N. Can we rely on using penicillin as the first-line treatment of pneumonia in outpatient care? Clin Microbiol Infect. 2025: S1198-743X(25)00496-3.

Makale İçin Tıklayınız

COVID-19 ile İlişkili Karantinanın Uzun Dönem Psikolojik Etkileri: Norveç ve İzlanda’da Üç Kohortu Kapsayan Gözlemsel Bir Çalışma

Karantina deneyiminin süresi ve yakınlığı ile psikolojik etkiler arasındaki ilişkinin uzunlamasına değerlendirilmesinin amaçlandığı belirtilmiş. İzlanda ve Norveç’ten üç prospektif kohortun dâhil edildiği, Mart 2020–Mart 2022 arasında karantina öyküsü ile depresyon veya anksiyete semptomlarına dair verilerin mevcut olduğu raporlanmış. Olası depresyon ve anksiyete analizlerine sırasıyla 105 344 ve 94 435 bireyin dâhil edildiği, katılımcıların %18.2’si ve %40’ının değerlendirme öncesinde en az bir kez karantinaya girdiğini bildirdiği aktarılmış. Genel olarak, karantinada kalmanın olası depresyon [“prevalence ratio” (PR) 1.19 (95% GA= 0.99–1.42)] ve anksiyete [PR 1.21 (1.08–1.36)] ile ilişkili bulunduğu gösterilmiş. Karantina süresi uzadıkça olası depresyon ve anksiyete prevalansında kademeli artış gözlendiği; karantinanın yakınlığına göre olası depresyonun son 2 haftada en yüksek bulunduğu, anksiyete içinse zamanlamaya göre anlamlı fark izlenmediği bildirilmiş. Ortalama 20.5 aylık takipte >4 hafta karantinada kalanlarda olası depresyon ve anksiyete prevalansının anlamlı derecede yüksek seyrettiği doğrulanmış. Çalışma, uzun süreli veya yakın zamanda karantina deneyimi yaşayan bireylerin ruhsal iyilik hâlinin yakından izlenmesi gerektiğini vurgulamış; gelecekteki pandemilerde karantinanın olası psikolojik zararlarının risk–maliyet–fayda analizlerine daha fazla dahil edilmesi gerektiğini işaret etmiş.

Lu L, Wang Y, Ebrahimi OV, et al. Long-term psychological effects of COVID-19-related quarantine: an observational study of three cohorts in Norway and Iceland. BMC Med. 2025; 23 (1): 519.

Makale İçin Tıklayınız

Meşrutiyet Mah. Rumeli Cad.
İpek Apt. No. 70 D. 7
(Rumeli Eczanesi üstü),
34363 Şişli, İstanbul
Tel. ve Faks: (0212) 219 54 82
E-posta: klimik@klimik.org.tr