Klimik Bülteni - Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yayın Organıdır
<
6
Mayıs
2025
>

ESKİ SAYILAR

BÜLTEN ÜYELİĞİ

Kardiyovasküler Hastalıkları ve Tromboemboli Komplikasyonlarını Önleyen Aşılar

Podcast serimize KLİMİK 2025’ten izlenimlerle devam ediyoruz. KLİMİK Erişkin Bağışıklama ve Çalışma Grubunun oturumundan bir kesit ile karşınızdayız. Bunun için İstanbul Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümünde görev yapmakta olan Uzm. Dr. Ayşegül İnci Sezen ile birlikteyiz. Sizlere “Aşıların Kardiyovasküler hastalıkları ve tromboemboli komplikasyonlarını önlemesi” konusunda yapmış olduğu sunumu ile ilgili kısa ve özet bilgiler verecek. Değerli konuğumuza yayınımıza katıldığı için çok teşekkür ediyor ve sizlere keyifli dinlemeler diliyoruz.

Olgular Eşliğinde Layşmanyaz (195. Web Konferans, 6 Mayıs 2025)

6 Mayıs 2025 Salı günü, 20.00-21.30 saatleri arasında “Olgular Eşliğinde Layşmanyaz” web konferansı yapılacaktır.

PROGRAM

Yönetenler

Prof. Dr. Ş. Barçın ÖZTÜRK
Adnan Menderes Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Prof. Dr. Hatice ERTABAKLAR
Adnan Menderes Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Klinik Bulgular
Doç. Dr. Ferit KUŞCU
Çukurova Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Olgular
Doç. Dr. Seçil DENİZ
Pamukkale Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Selam ve saygılarımızla.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

5 Soru 5 Yanıt: Seyahat İnfeksiyonları

Mayıs 2025’in 5 Soru 5 Yanıt’ı yayımlandı. Soruları yanıtlamak için KLİMİK Uygulamaları ziyaret edebilirsiniz.

5 Soru 5 Yanıt İçin Tıklayınız

5 Mayıs Dünya El Hijyeni Günü

İnfeksiyon hastalıklarının önlenmesinde, hastalıklardan korunmada ve antibiyotiklere direnç gelişmesinin önlenmesinde en önemli basamak “el hijyeni” olarak nitelendirilmektedir. Bu amaçla Dünya Sağlık Örgütü 5 Mayıs’ı “Dünya El Hijyeni Günü” olarak kabul etmiştir.

Ana sloganı “Yaşam Kurtarın: Elinizi Temizleyin” olan 5 Mayıs Dünya El Hijyeni Günü’nde bu yıl “Eldivenler olsa da el hijyeni önemlidir” vurgusu yapılıyor. Dünya Sağlık Örgütü başta sivil toplum kuruluşları olmak üzere tüm paydaşları, salgın yaratma eğilimli ve antimikrobiyal dirençli infeksiyonlar gibi sağlık bakımıyla ilişkili infeksiyonları önlemek için el hijyeni konusundaki ilerlemeyi hızlandırmaya destek olmaya çağırıyor.

KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

Baloksavir Tedavisinin İnfluenza Bulaşmasını Önlemedeki Etkinliği

Bu çok uluslu, faz 3b randomize kontrollü çalışmada, ev içi temaslılara influenza bulaşmasını azaltmada baloksavirin etkinliği değerlendirilmiş. Semptom başlangıcından sonraki 48 saat içinde baloksavir ya da plasebo ile tedavi edilen, 5–64 yaş arası influenza pozitif indeks vakalar 1:1 oranında randomize edilmiş. Birincil sonlanım noktası, ev içi temaslılarda ilk beş gün içinde laboratuvar onaylı bulaşma, ikincil sonlanım noktası ise semptomatik bulaşma olarak tanımlanmış.

2019–2024 influenza sezonlarında toplam 1457 indeks vaka ve 2681 ev içi temaslı çalışmaya dahil edilmiş. Baloksavir ile tedavi edilen grupta bulaşma oranı %9.5 iken, plasebo grubunda %13.4 saptanmış [Odds Ratio (OR)=0.68; %95 güven aralığı (GA)= 0.50–0.93; p=0.01]. Bu bulgu, baloksavir ile rölatif riskin %29 azaldığını göstermektedir (%95.38 GA=12–45). Semptomatik bulaşma açısından ise fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmamış (%5.8 vs. %7.6; OR=0,.5; %95.38 GA=0.50–1.12; p=0.16). Baloksavir grubundaki indeks olguların %7.2’sinde antiviral direnç gelişimi gözlenmiş, ev içi temaslılarda dirençli suş tespit edilmemiş. Baloksovir ilişkili ciddi yan etki bildirilmemiş.

Sonuç olarak tek doz oral baloksavirt edavisi, ev içi temaslılarda influenza virüsü bulaşını anlamlı düzeyde azaltmıştır. Bu bulgu, baloksavirin toplumda bulaş zincirini kesmede potansiyel rolünü vurgulamaktadır.

Monto AS, Kuhlbusch K, Bernasconi C, et al. Efficacy of baloxavir treatment in preventing transmission of influenza. N Engl J Med. 2025; 392 (16): 1582-93.

Makale İçin Tıklayınız

Lenakapavir ile HIV Profilaksisi

Lenakapavir yılda sadece iki kez subkutan uygulanan bir HIV-1 kapsid inhibitörüdür. Bu çalışmada lenakapavirin çeşitli cinsiyetlerdeki bireylerde HIV’e karşı koruyuculuğunu ve güvenliğini değerlendirmek amaçlanmış.

Yılda iki kez subkutan uygulanan uzun etkili HIV önleyici ajan lenakapavirin etkinliği ve güvenliği, cisseksüel erkekler ile trans kadınları, trans erkekler ve “non-binary” bireyleri kapsayan geniş cinsiyet çeşitliliğine sahip bir popülasyonda değerlendirilmiş. Faz 3, randomize ve çift kör olarak tasarlanan çalışmada lenakapavir ile profilaksi uygulanan bireylerde HIV insidansı, hem geleneksel günlük oral PrEP tedavisi (emtrisitabin–tenofovir disoproksil fumarat) alan grupla hem de PrEP kullanmayan bireylerden oluşan arka plan popülasyonuyla karşılaştırılmış. Lenakapavir alan grupta HIV insidansı 100 kişi-yılda 0.10 saptanırken, bu oran F/TDF grubunda 0.93, arka plan popülasyonunda ise 2.37 olarak hesaplanmış. Lenakapavir, arka plan insidansa göre %96, F/TDF’ye göre ise %89 oranında koruyuculuk sağlamış. En sık bildirilen yan etkiler enjeksiyon bölgesi reaksiyonları olurken, ciddi advers olaylara nadiren rastlanmış. Direnç gelişimi sadece iki olguda saptanmış ve bu bireylerin yüksek riskli davranış öyküleri mevcutmuş.

Sonuç olarak elde edilen bulgular, lenakapavirin yüksek riskli bireylerde HIV infeksiyonunu önlemede son derece etkili ve iyi tolere edilen bir seçenek olduğunu göstermiş.

Kelley CF, Acevedo-Quiñones M, Agwu AL, et al. Twice-yearly lenacapavir for HIV prevention in men and gender-diverse persons. N Engl J Med. 2025; 392 (13): 1261-76.

Makale İçin Tıklayınız

Yoğun Bakımda Sepsis Tanısal Belirteci Olarak Kalprotektin: Retrospektif Gözlemsel Bir Çalışma

Yoğun bakımda sepsis tanısı koymak, altın standard tanı yöntemleri olmaması nedeniyle hâlâ zorluk teşkil etmektedir. Kalprotektin (S100A8/A9), kritik hastalarda sepsisi tespit etmede potansiyel bir tanı belirteci olarak önerilmiştir. Bu çalışma, yoğun bakım ünitesine (YBÜ’ye) kabul sırasında sepsis ve sepsis olmayan durumları ayırt etmede kalprotektin ve C-reaktif protein (CRP)’in tanısal performansını değerlendirmiş.

2015–2018 yılları arasında dört YBÜ’ye kabul edilen yetişkin hastaların biyobankada saklanan kan örnekleri kullanılarak kalprotektin ve CRP analizleri yapılmış. Tüm yetişkin hastalar, YBÜ’ye kabul anında geriye dönük olarak sepsis-3 kriterleri açısından taranmış. Kalprotektin ve CRP’nin tanısal performansı, alıcı işletim karakteristiği (ROC) eğrileri kullanılarak değerlendirilmiş. Toplamda 4732 hasta çalışmaya dahil edilmiş ve bunların %44’ü sepsis tanısı almış.

Sepsisli hastalarda kalprotektin düzeyleri anlamlı olarak daha yüksek bulunmuş (p<0.001). Sepsis tanısı koymadaki ROC eğrisi altında kalan alan (AUROC) kalprotektin için 0.61 iken, CRP için 0.72 saptanmış (p < 0.001). Sepsisli hastaların mikrobiyolojik alt grupları arasında en yüksek kalprotektin düzeyi fungal sepsiste gözlenmiş.

Sonuç olarak,YBÜ’ye kabulde sepsis hastalarını belirlemede kalprotektinin tanısal performansı CRP’ye göre daha düşük bulunmuş.

Lengquist M, Sundén-Cullberg V, Hyllner S, et al. Calprotectin as a sepsis diagnostic marker in critical care: a retrospective observational study. Sci Rep. 2025; 15 (1): 15529.

Makale İçin Tıklayınız:

Herpes Zoster Aşısı ve Demans Gelişimi

Galler’de yapılan yarı deneysel bir çalışmanın (https://doi.org/10.1038/s41586-025-08800-x) kanıtları, herpes zoster (HZ) aşılamasının demansı önlediğini veya geciktirdiğini gösterdi. Avustralya’da benzer yarı deneysel bir yöntemle yapılan bu çalışma, farklı bir nüfus ve sağlık sistemi ortamında HZ aşılamasının demans oluşumu üzerindeki etkisini araştırmış. Avustralya’da 1 Kasım 2016’dan itibaren canlı zayıflatılmış HZ aşılaması birinci basamak hekimleri aracılığıyla 70-79 yaş arası bireylere ücretsiz olarak sağlanmış. Bu nedenle 80. doğum günü 1 Kasım 2016’dan yalnızca birkaç hafta önce olan kişiler ücretsiz aşıya hak kazanamazken, 80. doğum günü yalnızca birkaç hafta sonra olanlar hak kazanmış. Bu yarı deneysel çalışmanın temel gücü, yaşları çok yakın olan bu karşılaştırma gruplarının ortalama sağlık özellikleri ve davranışlarında farklılık beklenmemesidir. Birinci basamak sağlık hizmetleri kayıtları, Avustralya genelinde 65 genel muayenehaneden alınan doğum haftası bilgileriyle, bir regresyon süreksizlik tasarımı kullanılarak analiz edilmiş. Birinci basamak elektronik sağlık kayıtlarında kaydedilen yeni demans tanıları ana sonlanım noktasını oluşturmuş.

Örneklem 101 219 hastadan oluşmuş; %52.7’si kadınmış ve 1 Kasım 2016 itibarıyla ortalama yaş 62.6 (SS, 9.3 yıl) bulunmuş. HZ aşısı için doğum tarihi uygunluk eşiğinden (2 Kasım 1936) hemen önce ve hemen sonra doğan bireylerin geçmişteki koruyucu sağlık hizmetlerine katılımları ve geçmiş kronik hastalık tanıları açısından iyi dengelenmiş. Dolayısıyla HZ aşılama programının uygunluk kuralları, doğum tarihi uygunluk eşiğinin hemen her iki tarafında doğan ve HZ aşısı olma olasılıkları arasındaki büyük fark dışında muhtemelen birbirine benzeyen karşılaştırma grupları yaratmış. Bu çalışma, HZ aşısına uygunluğun (yani 2 Kasım 1936’dan kısa bir süre sonra veya 2 Kasım 1936’dan kısa bir süre önce doğmuş olmanın), 7.4 yıl boyunca yeni bir demans tanısı alma olasılığını yüzde 1.8 puan azalttığını bulmuş (%95 GA= 0.4-3.3 yüzde puanı; p = 0.01). HZ aşısına uygun olmak, diğer koruyucu sağlık hizmetlerine (diğer aşılar dahil) başlama olasılığını veya demans dışında yaygın görülen kronik rahatsızlıklar için tanı alma olasılığını etkilememiş.

Farklı bir popülasyonda Galler’de yapılan yarı deneysel çalışmanın destekleyici bulgularından yararlanarak bu çalışma, HZ aşılamasının demans için potansiyel yararlarına dair, daha yaygın olarak yürütülen çalışmalara kıyasla nedensellik ilişkisi kurma olasılığı daha yüksek olan kanıtlar sunmaktadır.

Pomirchy M, Bommer C, Pradella F, Michalik F, Peters R, Geldsetzer P. Herpes zoster vaccination and dementia occurrence. JAMA. 2025: e255013.

Makale İçin Tıklayınız

Meşrutiyet Mah. Rumeli Cad.
İpek Apt. No. 70 D. 7
(Rumeli Eczanesi üstü),
34363 Şişli, İstanbul
Tel. ve Faks: (0212) 219 54 82
E-posta: klimik@klimik.org.tr