Klimik Bülteni - Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yayın Organıdır
<
25
Şubat
2025
>

ESKİ SAYILAR

BÜLTEN ÜYELİĞİ

V. En Zor Olgum: Ne Öğrendim? Toplantısı (25 Şubat 2025, İstanbul)

Derneğimizin 2024-2025 dönemi bilimsel toplantıları İstanbul’daki “V. En Zor Olgum: Ne Öğrendim?” toplantısıyla devam ediyor. 25 Şubat 2025 Salı günü, 18.30-20.30 saatleri arasında Aynalı Geçit, Meşrutiyet Caddesi, Avrupa Pasajı Kat 2, Beyoğlu adresinde yapılacak toplantıya tüm üyelerimizi bekliyoruz.

Saygılarımızla.

KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

Toplantı Programı İçin Tıklayınız

IV. KLİMİK Ankara Günleri Toplantısı (26 Şubat 2025, Ankara)

Derneğimizin 2024-2025 dönemi bilimsel toplantıları Ankara’daki “IV. KLİMİK Ankara Günleri” toplantısıyla devam ediyor. 26 Şubat 2025 Çarşamba günü, 17.00-19.00 saatleri arasında İbni Sina Hastanesi, Hasan Ali Yücel Toplantı Salonu’nda yapılacak olan toplantıya tüm üyelerimizi bekliyoruz.

Saygılarımızla.

KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu

Toplantı Programı İçin Tıklayınız

XXV. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Kongresi (KLİMİK 2025) (24-27 Nisan 2025, Antalya)

Sizleri, 24-27 Nisan 2025 tarihleri arasında Antalya’da düzenleyeceğimiz XXV. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Kongresi (KLİMİK 2025)’ne davet etmekten çok büyük mutluluk ve onur duyuyoruz.
Tüm üyelerimizi hem bilimsel hem de sosyal açıdan doyuracak bir kongre programı hazırlıyoruz. Programın hazırlanmasında derneğimizin çalışma gruplarının her zamanki katkılarının yanı sıra, alanlarında tecrübeli hocalarımız ve genç uzman ve asistan arkadaşlarımızın da katkılarını çok önemsiyor ve bekliyoruz. Önerilerinizle zenginleşecek kongremizi, hep birlikte bilimin ışığında aydınlanmak ve dayanışmamızı artırmak üzere büyük bir heyecanla bekliyoruz.

Ayrıntılı Bilgi İçin Tıklayınız

Kandidiyazisin Tanı ve Yönetimine Yönelik Küresel Kılavuz: Avrupa Medikal Mikoloji Konfederasyonu’nun Uluslararası İnsan ve Hayvan Mikoloji Derneği ve Amerikan Mikoloji Derneği ile İş Birliği

Candida spp., en yaygın mantar infeksiyonu etkenleridir ve önemli ölçüde morbidite ve mortaliteye neden olur. Kandidemi ve diğer invazif kandidiyazis formları öncelikle immün yetmezliği olan veya kritik hastaları etkiler. Buna karşılık, oral ve vulvovajinal kandidiyazis gibi mukokutanöz kandidiyazis formları, genel olarak sağlıklı bireylerde de görülebilir. Mukokutanöz kandidiyazis genellikle yaşamı tehdit edici olmasa da önemli rahatsızlıklara, tekrarlayan infeksiyonlara ve özellikle diyabet gibi altta yatan hastalıkları olan veya immünsüpresif tedavi alan hastalarda komplikasyonlara yol açabilir.

Tedavisi zor Candida spp. infeksiyonları, yeni konak faktörleri ve antifungal direnç nedeniyle artmaktadır. Candida auris (Candidozyma auris) ve flukonazole dirençli Candida parapsilosis gibi patojenler ciddi küresel sağlık tehdidi oluşturmaktadır. Son yıllardaki taksonomik revizyonlar, birkaç Candida türünün yeniden sınıflandırılmasına neden olmuş ve bu durum klinik uygulamada kafa karışıklığına yol açmıştır. Mevcut yönetim kılavuzları, kapsam açısından sınırlıdır ve yeni ortaya çıkan patojenler ile güncel tedavi seçeneklerini yeterince içermemektedir. Bu derleme, Candida spp. infeksiyonlarının yönetimine yönelik güncellenmiş öneriler sunmaktadır.

Cornely OA, Sprute R, Bassetti M, et al. Global guideline for the diagnosis and management of candidiasis: an initiative of the ECMM in cooperation with ISHAM and ASM. Lancet Infect Dis. 2025: S1473-3099(24)00749-7.

Makale İçin Tıklayınız

Klinikten Görüntüler: Dissemine Kriptokokta Laringeal Tutulum

46 yaşında kadın hasta, iki aydır devam eden ses kısıklığı ve yemek yerken ya da su içerken “kırık cam yutuyormuş” hissi şikayetleriyle kulak burun boğaz (KBB) polikliniğine başvurmuş. Yeni başlayan, zonklayıcı bir baş ağrısı olduğunu bildirmiş. Multipl miyelom tanısı olan hasta, beş yıl önce otolog kök hücre nakli geçirmiş. Başvuru sırasında daratumumab, pomalidomid ve deksametazon tedavisi alıyormuş. Fizik muayenede herhangi bir anormallik saptanmamış. Esnek fiberoptik laringoskopide, epiglotun larengeal yüzeyini, ariepiglotik plikayı ve sağ yanlı ses teli bölgesini tutan, frajil mukozaya sahip ekzofitik bir kitle görülmüş. Direkt laringoskopi ile kitleden biyopsi alınmış. Histopatolojik inceleme, benign skuamöz mukoza ve kapsüllü maya formlarını göstermiş. Doku kültüründe Cryptococcus neoformans üremiş. İleri incelemelerde serum ve beyin omurilik sıvısında (BOS) çok yüksek kriptokokal antijen titresi tespit edilmiş. BOS kültüründe de C. neoformans üremiş. Larinks kriptokok infeksiyonu nadir görülür ve genellikle hematojen yayılım veya mantar organizmalarının doğrudan inhalasyonu sonucu gelişir. Antifungal tedaviye başlandıktan bir ay sonra hastanın boğaz şikayetleri tamamen düzelmiş ve tekrarlanan laringoskopide artık kitle izlenmemiş.

Marino CC, Hura N. Laryngeal Involvement in Disseminated Cryptococcosis. N Engl J Med. 22 Şubat 2025.

Makale İçin Tıklayınız

Yeni Beta Laktamların Antibiyotiğe Dirençli Gram-Negatif Bakterilerin Neden Olduğu Menenjitlerde Etkinliği

Yeni beta-laktam antibiyotikler, çok ilaca dirençli (DTR) Gram-negatif bakterilerin neden olduğu menenjitlerin tedavisinde giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Bu makale sefiderokol, seftazidim-avibaktam, seftolozan-tazobaktam, imipenem-silastatin-relebaktam, meropenem-vaborbaktam ve sulbaktam-durlobaktam gibi bu yeni ajanların farmakokinetik ve farmakodinamik özelliklerini ve klinik kullanımlarını gözden geçirmiş. Yazarlar bu antibiyotiklerin beyin omurilik sıvısına (BOS) penetrasyonunu etkileyen faktörleri ve menenjit tedavisinde etkinliklerini artırmak için doz stratejilerini tartışmışlar. Sonuç olarak sefiderokol, seftazidim-avibaktam, seftazidim-avibaktam ve aztreonam, seftolozan-tazobaktam ve sulbaktam-durlobaktamın DTR Gram-negatif menenjit için uygun seçenekler olduğu; imipenem/relebaktam ve meropenem/vaborbaktam’ın ise beta-laktamaz inhibitörlerinin bilinmeyen BOS penetrasyonu ve klinik deneyim eksikliği nedeniyle önerilmediği belirtilmiş.

Hsu AJ, Chiotos K, Heil EL, Shields RK, Tamma PD. The effectiveness of newer beta-lactams for the treatment of antimicrobial-resistant Gram-negative meningitis. Clin Infect Dis. 2025: ciaf071.

Makale İçin Tıklayınız

Güneydoğu Avrupa’da Endemik Arbovirüs Hastalığı Nedeniyle Hastaneye Yatırılan Yetişkinlerin Prevalansı, Klinik Yönetimi ve Sonuçları (MERMAIDS-ARBO): Prospektif Gözlemsel Çalışma

Arbovirusler Avrupa’da yeni bölgelere yayılmıştır, ancak mevcut veriler hastalık bildirimlerinin yetersiz olduğuna ve infeksiyonların daha fazla yayılması riskine işaret etmektedir. Bu çalışmada güneydoğu Avrupa’daki endemik arbovirus infeksiyonlarının yaygınlığı, klinik yönetimi ve sonuçları hakkında bir rapor sunulması amaçlanmış.

Bu prospektif gözlemsel çalışmaya (MERMAIDS-ARBO), dört arbovirus sezonu boyunca (1 Mayıs-31 Ekim, 2016-2019) güneydoğu Avrupa’daki yedi ülkeden toplam 21 hastanede semptom başlangıcından sonraki 21 gün içinde arbovirusla uyumlu bir hastalık sendromu ile hastaneye yatırılan yetişkinler (yaş ≥18) dahil edilmiş. Veriler saha araştırmacıları tarafından hastaneye kabul ve taburcu sırasında doldurulan vaka rapor formlarından elde edilmiş. İnfeksiyöz olmayan merkezi sinir sistemi bozuklukları, doğrulanmış başka bir nedene bağlı semptomlar, tanımlanmış bir fokal enfeksiyon kaynağı veya önceden var olan bir durumun nüksetmesinden kaynaklanan semptomları olan katılımcılar hariç tutulmuş. Birincil sonlanım noktası, referans laboratuvar kriterlerine göre doğrulanmış veya olası Batı Nil virusu (BNV), kene kaynaklı ensefalit virusu (KKE), Kırım-Kongo kanamalı ateşi virusu (KKKA) veya Toscana virusu (TOSV) infeksiyonları olan katılımcıların oranı olarak belirlenmiş. İkincil sonlanım noktası ise antiviral, antibiyotik veya kortikosteroid ile tedavi edilen hastaların oranı, yoğun bakım gerektiren hastaların oranı, hastanede kalış süresi ve mortalite olarak belirlenmiş.

Uygunluk için taranan 2896 yetişkinden 929’u çalışmaya alınmış ve 913’ü protokolde tanımlanan uygunluk kriterlerini karşılamış [ortanca yaş 43.1 yıl; 550 (%60) erkek, 361 (%40) kadın].  Menenjit, ensefalit veya menengoensefalit kliniği ile 530 (%58) hasta başvurmuşken, 318 (%35) hasta ateş, miyalji ve/veya artralji şikayetleriyle başvurmuş. Semptomların başlamasından önceki 21 gün içinde uluslararası bir seyahat yapmadığını bildiren hasta sayısı 820 (%90) imiş. Hastaların 727 (%80)’sine antibiyotik, 379 (%42)’una kortikosteroid ve 222 (%24)’sine antiviral uygulanmış. Hastanede kalış süresi ortanca 9 gün (IQR 6-14) imiş ve takip sırasında 113 (%12) hastada yoğun bakım ihtiyacı gelişmiş. Analiz için tam uygunluk kriterlerini karşılayan ve referans laboratuvar örneğine sahip 847 katılımcıdan 110 (%13)’una doğrulanmış veya olası akut arbovirus infeksiyonu (dördünde koenfeksiyon veya çapraz reaktivite varmış) tanısı konulmuş [53 (%6) BNV, 44 (%5) TOSV, 16 (%2) KKE, 1 (<%1) KKA].  Bu hastaların takiplerinde BNV tanılı bir kişi ölmüş (<%1). Arboviral infeksiyon tanısı konan 110 hastanın 49 (%45)’una yerel klinisyen tarafından taburculuk tanısı olarak arbovirus teşhisi eklenmiş.

Çalışmanın verileri klinisyenler arasında arbovirus infeksiyonları konusunda farkındalığı artırmak, uzman teşhis yöntemlerine erişimi iyileştirmek ve güneydoğu Avrupa’daki nüfusları ve sağlık sistemlerini korumak için etkili ve erişilebilir aşılar ve tedaviler geliştirmek için yapılan yatırımlar da dahil olmak üzere, yeni ortaya çıkan ve yeniden ortaya çıkan salgınların erken tespiti için arbovirus gözetim sistemlerinin güçlendirilmesi ihtiyacını vurgulamaktadır.

Sigfrid L, Chan XHS, Kasbergen LMR, et al. Prevalence, clinical management, and outcomes of adults hospitalised with endemic arbovirus illness in southeast Europe (MERMAIDS-ARBO): a prospective observational study. Lancet Infect Dis. 2025: S1473-3099(24)00655-8.

Makale İçin Tıklayınız

Kateterle İlişkili İdrar Yolu İnfeksiyonuna Yönelik Demet Tabanlı Bir Yaklaşım: Çin’deki Üçüncü Basamak Hastanelerde Çok Merkezli Bir Çalışma

Kateterle ilişkili idrar yolu infeksiyonları, sağlık hizmetiyle ilişkili infeksiyonların en yaygın türlerinden biridir. Mevcut çalışmalar temel olarak risk faktörlerine odaklanmaktadır, ancak bunları kontrol etme yöntemi çözülmemiştir. Bu çalışmada kateterle ilişkili idrar yolu infeksiyonlarının epidemiyolojisine genel bir bakış sunmak ve paket müdahalesinin yoğun bakım ünitesinde (YBÜ) yatan hastalar üzerindeki etkilerini araştırmak amaçlanmış.

Sekiz Xiamen tıp merkezinde altı ay boyunca çok merkezli, çift kör, retrospektif bir çalışma yürütülmüş; > = 48 saat kalıcı üriner kateteri (ÜK) olan YBÜ’de yatan hastalar çalışmaya alınmış. Veriler ki-kare ve Student t testi kullanılarak analiz edilmiş.

Demet müdahaleleri ile YBÜ’lerde CAUTI oranı 1000 ÜK günü başına 3.84’ten 1.31’e düşmüş. Demet uygulamalarından sonra, ÜK kullanımı (%71.29-62.70) ve ortalama kalıcı ÜK süresi önemli ölçüde azalmış (7035 güne karşı 6884 gün). Demetlerden sonra 60 yaş üstü hastalarda da kateterle ilişkili idrar yolu infeksiyonlarında  önemli ölçüde azalma saptanmış. Otuz altı kateterle ilişkili idrar yolu infeksiyonu  vakasında, 12’si çoklu ilaca dirençli bakteri olmak üzere, 45 etken organizma tespit edilmiş.

Önleme demetlerinin, YBÜ’de kalıcı kateteri olan hastalarda, özellikle de yaşlı yetişkinlerde kateterle ilişkili idrar yolu infeksiyonu  riskini azalttığı gösterilmiş. Ayrıca bu durumun karbapenem kullanımını da önemli ölçüde azalttığı gözlenmiş. Bu nedenle klinisyenlere kateterle ilişkili idrar yolu infeksiyonu demetleri önerilmektedir.

Makale İçin Tıklayınız

Meşrutiyet Mah. Rumeli Cad.
İpek Apt. No. 70 D. 7
(Rumeli Eczanesi üstü),
34363 Şişli, İstanbul
Tel. ve Faks: (0212) 219 54 82
E-posta: klimik@klimik.org.tr