Ekim 2024’ün 5 Soru 5 Yanıt’ı yayımlandı. Soruları yanıtlamak için KLİMİK Derneği web sitesi veya KLİMİK Uygulamalar üzerinden şifrenizle giriş yapabilirsiniz.
Ekim 2024’ün 5 Soru 5 Yanıt’ı yayımlandı. Soruları yanıtlamak için KLİMİK Derneği web sitesi veya KLİMİK Uygulamalar üzerinden şifrenizle giriş yapabilirsiniz.
Derneğimizin 2024-2025 dönemi ilk İstanbul toplantısı “En Zor Olgum: Ne Öğrendim?” 22 Ekim 2024 Salı günü, 18.30-20.30 saatleri arasında Aynalı Geçit, Meşrutiyet Caddesi, Avrupa Pasajı Kat 2, Beyoğlu adresinde yapılacaktır. Tüm üyelerimizi bekliyoruz.
Saygılarımızla.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu
KLİMİK Derneği’nin Viral Hepatit Çalışma Grubu (VHÇG) tarafından düzenlenen “Afyonkarahisar–Kütahya Bölgesi Hepatit C Eliminasyon Programı” toplantısı 6 Aralık 2024’te Afyonkarahisar’da yapılıyor.
Tüm üyelerimizi davet ederiz.
Selam ve saygılarımızla.
KLİMİK Derneği Okulu (KİDOK) Projesi kapsamında düzenlenen KLİMİK Derneği Uygulamalı Teorik Eğitim Programı (KUTEP) 18-22 Aralık 2024 tarihleri arasında İstanbul’da Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nde düzenlenecektir. Yedincisi yapılacak olan KİDOK eğitim programı ki aşamalı olarak gerçekleştirilecektir.
Derneğimiz tarafından düzenlenen KUTEP 2024’e koşulları sağlayan meslektaşlarımızı bekliyoruz.
Bu çalışma, Gram-negatif primer kan dolaşımı infeksiyonu (GN-BSI) olan ve antibiyotik tedavisine yanıt veren kritik hastalarda prokalsitonin (PCT) kinetiği ile tahmini glomerüler filtrasyon hızları (eGFR) arasındaki ilişkiyi araştırmayı amaçlamış.
Tek merkezli bu çalışma retrospektif ve gözlemsel olarak yapılmış. 18 yaş üstü, antibiyotik tedavisine klinik ve mikrobiyolojik olarak yanıt veren kritik GN-BSI hastaları çalışmaya dahil edilmiş. Hastalar eGFR’ye göre iki gruba ayrılarak (eGFR <30 mL/dk/1.73m² ve ≥30 mL/dk/1.73m²). PCT kinetiği başlangıç, birinci, üçüncü, beşinci, yedinci, onuncu ve on dördüncü günlerde ölçülerek karşılaştırılmış.
Çalışmaya 138 hasta dahil edilmiş. Başlangıç PCT seviyeleri, eGFR <30 mL/dk/1.73m² olan hastalarda (4.58 [1.36-39.4] ng/mL), eGFR ≥30 mL/dk/1.73m² olan hastalardan (0.91 [0.32-10.2] ng/mL) daha yüksek bulunmuş (p<0.001). Bu yükselme tüm ölçüm noktalarında gözlemlenmiş (p<0.05). Üçüncü gün PCT değerlerinde ≥%30 azalma, düşük eGFR grubunda (%26.0) daha az (p=0.024), beşinci gün ise ≥%50 azalma (%69.2) yine düşük eGFR grubunda gözlenmiş; ancak fark anlamlı bulunmamış (p=0.411). Düşük eGFR’nin serum PCT kinetiği üzerindeki etkisi hem fermenter hem de non-fermenter GN-BSI’larda görülmekle birlikte fermenter grupta daha belirgin bulunmuş.
Çalışma sonuçları tedavi sürecinde serum PCT seviyelerinin, düşük eGFR’li hastalarda daha yüksek seyrettiğini göstermektedir. Düşük eGFR’li fermenter olmayan GN-BSI hastalarında erken PCT yanıtı (<5 gün) elde edilememiş. Yüksek başlangıç PCT seviyeleri ve yavaş PCT kinetiği nedeniyle, düşük eGFR’li hastalarda antibiyotik revizyon kararları daha dikkatli yapılmalıdır.
Özger HS, Çorbacıoğlu ŞK, Boyacı-Dündar N, et al. Changes of procalcitonin kinetics according to renal clearance in critically ill patients with primary Gram-negative bloodstream infections. Infect Dis Clin Microbiol. 2024; 3: 206-15.
Bruselloz birçok organda tutulum gösterebilen yaygın bir zoonotik hastalıktır. Ancak fokal organ tutulumunun erken tanısı için spesifik bir test bulunmamaktadır. Bu çalışmada brusellozda fokal organ tutulumunu belirleyen risk faktörleri araştırılmış.
Ocak-Haziran 2022 arasında bruselloz tanısı alan 143 hasta retrospektif olarak incelenmiş ve hastalar fokal organ tutulumu olanlar ve olmayanlar şeklinde iki gruba ayrılmış. Klinik ve laboratuvar bulguları karşılaştırılmış.
Hastaların %32.2’sinde fokal organ tutulumu saptanmış. Osteoartiküler, hematolojik ve genitoüriner sistemlerde en sık tutulum görülmüş. Fokal organ tutulumu olanlarda sırt ve kalça ağrısı, yüksek CRP, ESR ve ALT değerleri daha sık bulunmuş.
Bu çalışmada yüksek CRP, ESR, ALT değerleri ile sırt ve kalça ağrısı, brusellozda fokal organ tutulumunu öngörebilecek önemli parametreler olarak belirlenmiş. Çalışma sonuçlarına göre bruselloz tanılı hastalarda bu parametreler fokal organ tutulumunu öngörmekte yardımcı olabilir.
Çakır-Kıymaz Y, Sungur MA. Bruselloz tanılı hastalarda fokal organ tutulumunu belirleyen risk faktörlerinin değerlendirilmesi. Klimik Derg. 2024; 37(3): 161-7.
Banyoların, sağlık kuruluşları ve toplum genelindeki viral ve bakteriyel infeksiyonların yayılmasında önemli bir kaynak olduğu bilinmektedir. Tuvaletlerin sifonlarının çekilmesi, aerosol partikülleri ve damlacıklar yoluyla patojenik organizmaların yayılmasına yol açabilir. Banyolardaki yüzeyler, sadece tuvaletlerden değil, aynı zamanda pisuvarlar, lavabo giderleri ve özellikle jet hava kurutucularının kullanımı sırasında eller aracılığıyla kontamine olabilir. Tuvalet kapaklarının kapatılması ya da otomatik klozet temizleyicileri gibi müdahaleler patojen yayılımını azaltabilir, ancak bu önlemler her zaman etkili olmayabilir. Örneğin, yakın bir çalışmada, tuvalet kapağının kapatılması bile MS2 bakteriyofajının klozet yüzeylerine yayılmasını engelleyememiştir.
Her kullanım sonrası manuel temizlik pratik olmadığından, iki yeni çalışma UV-C ışık teknolojisinin banyo kontaminasyonunu azaltmadaki etkinliğini değerlendirmiştir. Bu çalışmalarda, 254 nm dalga boyunda UV-C ışığı kullanan cihazlar yüzey ve aerosol kaynaklı bakteriyel kontaminasyonu önemli ölçüde azaltmıştır. Ancak güvenlik nedenleriyle, bu çalışmada daha düşük risk profiline sahip olan 222 nm far UV-C teknolojisi tercih edilmiştir. Bu teknoloji, Amerikan Endüstriyel Hijyen Hükümet Konferansı (ACGIH) ve Uluslararası İyonlaştırıcı Olmayan Radyasyondan Korunma Komisyonu (ICNIRP) tarafından belirlenen güvenlik sınırları içinde kullanılabilir.
Çalışmada 222 nm dalga boyundaki far UV-C ışığının, kapalı bir personel banyosunda yüzey kontaminasyonu ve aerosolize viral partikülleri azaltmadaki etkinliği incelenmiştir. Sonuçlar, UV-C ışığının MRSA, VRE ve Candida auris gibi organizmalarda anlamlı derecede azalma sağladığını göstermiştir. Bununla birlikte, Clostridioides difficile sporlarına karşı etkisinin daha sınırlı olduğu görülmüştür. UV-C teknolojisi, manuel temizlik ve dezenfeksiyona bir yardımcı olarak potansiyel faydalar sağlayabilir, ancak gölgeli alanlardaki etkinliğinin azalması ve daha uzun maruziyet sürelerine ihtiyaç duyulması gibi sınırlamaları bulunmaktadır.
Sonuç olarak, far UV-C teknolojisi, banyolardaki patojen kontaminasyonunu azaltmada umut verici bir yaklaşım olabilir; ancak, gerçek dünyadaki etkisinin daha fazla araştırılması ve özellikle sağlık kuruluşlarındaki uygulamaların optimize edilmesi gerekmektedir.
Kaple CE, Memic S, Cadnum JL, Donskey CJ. Evaluation of an automated far ultraviolet-C light technology for decontamination of surfaces and aerosolized viruses in bathrooms. Antimicrob Resist Infect Control. 2024; 13 (1): 114.
Ateşli nötropeni (FN) önlenmesi, tanısı ve tedavisiyle ilgili karmaşık bir hiyerarşinin olduğu bir ortamda yerel dilde (Türkçe) bir kılavuzun FN yönetiminin kalitesi üzerindeki etkisini ve bakteriyemisi olan FN hastalarının yönetiminde gerçek yaşam verilerini kullanarak bilgisayarlı karar destek sisteminin (CDSS) uygulanabilirliğini araştıran ülkemizde yapılmış bu çalışmaya Nisan 2016 ile Ocak 2019 arasında 227 FN hastası dahil edilmiş. Birincil sonuç ölçütü, FN’li bakteremik hastalarda uygun ampirik tedavi oranında %20’lik bir artışın elde edilmesi olarak belirlenmiş. CDSS’nin (geliştirilmesi Kasım 2021’de tamamlandı) yerel protokollerle uyumluluğu ise standart hasta senaryoları ve bakteremik FN hastaları için ampirik antibiyotik önerileri kullanılarak test edilmiş. Doksan bir hasta kılavuzun yayımlanmasından önce (Periyot 1: Nisan 2016 ile Mayıs 2017 arasında) ve 136 hasta kılavuzun yayımlanmasından sonra (Mayıs 2017) (Periyot 2: Mayıs 2017 ile Ocak 2019 arasında) değerlendirilmiş. Periyot 1 hastalarının %58.3’ünde ve Periyot 2 hastalarının %88.1’inde ampirik antibakteriyel tedavi uygunluğu saptanmış (p=0.006). Periyot 2’de antibakteriyel tedavinin genişletilmesi gerekliliği önemli ölçüde daha düşük olarak bulunmuş (%49.5’e karşı %35.3; p=0.03). Periyot 2’de CDSS ve konsültan hekimlerin uygun ampirik antibakteriyel tedaviyle ilgili performansı benzermiş (CDSS %88.8’e karşı hekim %88.83; p=1).
Sonuç olarak, bu çalışmada yerel kılavuzun oluşturulmasının FN hastalarında başlangıçtaki ampirik tedavinin uygunluğunu iyileştirdiği ve antibiyotik spektrumunu genişletme oranlarını azalttığı gösterilmiş. CDSS’nin Periyot 2’de yerel kılavuza dayalı kararlara uyma oranının yüksek olması CDSS’nin bu hastalar için yararlılığını vurgulamaktadır.
Taş Z, Metan G, Telli Dizman G, et al. An institutional febrile neutropenia protocol improved the antibacterial treatment and encouraged the development of a computerized clinical decision support system. Antibiotics (Basel). 2024; 13 (9): 832.
22 Ekim 2024’te Ortak ISAC/ESCMID webinarı yapılacaktır. Bu webinar, düşük gelirli bölgelerde ve göçmelerde antimikrobiyal direnç (AMR) zorluklarını keşfetmeyi ve infeksiyon kontrolü için pratik çözümleri vurgulamayı amaçlamaktadır.
Çalışma Grupları İşbirliği Burs Başvuruları 10 Ekim 2024 tarihinde sonlanacaktır. Bu bursa başvuru şartı olarak ESCMID derneğinin en az üç çalışma grubu tarafından desteklenen yüksek kaliteli bir çalışma yapılması istenmektedir.
ESCMID aşağıdaki projeler için klinik uygulama kılavuzlarını geliştirecek panellerde görev almak isteyen adaylar arıyor:
• ESCMID mpox için hızlı kılavuzlar
• Yetişkin hastalarda ventilatör ilişkili pnömoniyi önlemeye yönelik infeksiyon kontrol stratejileri ve müdahaleleri
• İnfektif aortit (IA) ve vasküler greft ve endogreft infeksiyonlarında (VGEI) antibiyotik tedavisinin seçimi ve süresi
• Akut ve kronik Q ateşinin adlandırılması, tanısı ve tedavisi
• 2021’de yayımlanan multidisipliner Gram-negatif basillerin neden olduğu infeksiyonların tedavisine yönelik ESCMID kılavuzlarının güncellenmesi
Proje Son Tarihleri ve Başvuru Prosedürü Hakkında Daha Fazla Bilgi İçin Tıklayınız