Klimik Bülteni - Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yayın Organıdır
<
13
Temmuz
2021
>

ESKİ SAYILAR

BÜLTEN ÜYELİĞİ

KLİMİK COVID-19 Simpozyumu (10-12 Eylül 2021, İstanbul)

KLİMİK Derneği olarak zorluk içinde çalışmakta olan siz değerli üyelerimize yardımcı olabilmek adına, pandeminin başından beri düzenlediğimiz haftalık çevrim içi toplantılarla en güncel bilimsel bilgileri, verileri, deneyimleri paylaşmaya çalıştık. Pandeminin sonunun yaklaştığını umduğumuz bu günlerde, COVID-19 ile ilgili hem dünyada hem de ülkemizde biriken bilimsel verileri, bilgileri paylaşmak, hastalığı ve pandemiyi bu bilgiler ışığında ele alıp geleceğe yönelik dersler çıkarabilmek ve elbette kendi özgün bilimsel üretimlerimizi ve deneyimlerimizi paylaşabilmek için bir simpozyum düzenleme kararı aldık.

10-12 Eylül 2021’de düzenleyeceğimiz ve A’dan Z’ye COVID-19’u ele alacağımız bu simpozyum hibrit olarak planlanmakta. Dolayısıyla gelebilen üyelerimizle yüz yüze etkileşimde bulunma şansı da yakalayacağız. KLİMİK kongrelerini aratmayacak bir bilimsel şölen olmasını beklediğimiz simpozyumun ülkemizdeki bilim ortamına ve uzmanlık alanımıza önemli katkıda bulunacağını düşünüyoruz.

Simpozyum sırasında derneğimizin 18. Dönem kurullarının seçileceği genel kurulumuzu da gerçekleştireceğiz. Bu genel kurulu, üyelerimizin dernek etkinlikleri ile ilgili görüşlerini, eleştiri ve katkılarını, geleceğe ilişkin öngörü, istek ve beklentilerini dile getirecekleri çok önemli bir platform olarak görüyoruz. Sadece alanımızda değil ülkemiz tıp ortamında da çok önemli yeri olan derneğimiz, sizlerin katılımıyla belirlenecek yeni kurullarıyla bilim ve sağlık için daha büyük çalışmalar yapmak üzere yoluna devam edecektir. Hepinizi Olağan Genel Kurula katılmaya ve Derneğimizle ilgili görüşlerinizi paylaşmaya davet ediyoruz.

10-12 Eylül’de İstanbul’da görüşmek ümidiyle hepinize bilim ve sağlıkla geçireceğiniz mutlu yaz ayları diliyorum.

Prof. Dr. Alpay AZAP
Simpozyum Başkanı

Simpozyum Web Sitesi İçin Tıklayınız

COVID-19 Nedeniyle Hastaneye Yatırılan Hastalarda IL-6 Antagonisti Uygulaması ile Mortalite Arasındaki İlişki: Bir Meta-analiz

COVID-19 nedeniyle hastaneye yatırılan hastalarda IL-6 antagonistleri etkinliğinin çeşitli çalışmalarda faydalı, etkisiz ve zararlı olarak bildirilmesi nedeniyle IL-6 tedavisinin 28 günlük tüm nedenlere bağlı mortaliteye etkisini araştıran bu meta-analizde IL-6 antagonistleri alan ve ne IL-6 antagonisti ne de immünmodülatör (steroidler hariç) almayan çalışmalar rastgele gruplanmış. Birincil sonlanım ölçütü randomizasyon sonrası ilk 28 günde tüm nedenlere bağlı ölüm olarak belirlenmiş; ikincil sonlanımlar ise invazif mekanik ventilasyon (IMV) ihtiyacı, ikincil bakteriyel infeksiyon gelişimi, vazopressör ihtiyacı ve renal replasman tedavisi ihtiyacı olarak belirlenmiş. IL-6 antagonistleri tosilizumab, sarilumab ve siltuksimab tedavisi alanlarla standart tedavi veya plasebo alanlar olarak gruplandırılmış. Alınan 10 930 hastanın 3560’ı (%33) kadın ve medyan yaş 61 (52-68 aralığında) olarak saptanmış. Randomizasyonda hastaların çoğu solunum desteği almaktaymış. Tosilizumab tedavisi alanlara ( %15, 1211/8134 hasta) kıyasla sarilumab tedavisi alan çalışmalarda hastaların büyük kısmının (%31, 873/3136 hasta) IMV desteği aldığı ve sarilumab grubunda daha az oranda kortikosteroid  (sırasıyla %35, 890/3136, %66, 531/8134) tedavisi aldığı görülmüş. IL-6 antagonisti alan grupta 6449 hastada 1407 ölüm, standart tedavi ya da plasebo alan grupta ise 4481 hastada 1158 ölüm gerçekleşmiş. Sabitlenmiş-etki meta-analizi kullanılarak OR 0,86 (%95 CI, 0.70-0.95; p: 0.003) olarak bulunmuş.

Sonuçta 10 930 hastadan 2565’i ilk 28 günde kaybedilmiş. Standart bakım ya da plasebo alan gruba göre IL-6 antagonisti alan grupta tüm nedenlere bağlı mortalite daha düşük bulunmuş (OR:0,86). IL-6 antagonisti ve beraberinde kortikosteroid kullanımında tüm nedenlere bağlı mortalite 0.78 olarak bulunurken, steroid eklenmeyenlerde bu oranın 1.09 olduğu gösterilmiş.

Bu prospektif meta-analiz sonucunda, COVID-19 nedeniyle hastaneye yatırılan hastalarda IL-6 antagonistleri tedavisi eklemenin, standart bakım tedavisi ya da plasebo alanlara göre tüm nedenlere bağlı mortaliteyi düşürdüğü gösterilmiştir.

WHO Rapid Evidence Appraisal for COVID-19 Therapies (REACT) Working Group, Shankar-Hari M, Vale CL, et al. Association Between administration of IL-6 antagonists and mortality among patients hospitalized for COVID-19: a meta-analysis. JAMA. 2021: e2111330.

Makale İçin Tıklayınız

Ağır COVID-19 Pnömonili Hastalarda Hastane Kökenli Kan Dolaşımı İnfeksiyonlarında İmmünmodülatör Tedavi, Risk Faktörleri ve Sonuçları: Bir İspanyol Çok Merkezli Eşleştirilmiş Vaka-Kontrol Çalışması (BACTCOVID)

COVID-19 pnömonili hastalarda immünmodülatör ilaçların hastane kökenli kan dolaşımı infeksiyonu (KDİ) gelişimindeki risk faktörlerini tanımlamayı amaçlayan bu çok merkezli çalışma COVID-19 tanısıyla hastaneye yatırılan 9 merkezin prospektif kohortundaki ağırlığa göre eşleştirilmiş vaka-kontrol (1:1) çalışması olarak gerçekleştirilmiş.

2005 hastanın 100’ünde (%4.98) temelde koagülaz negatif stafilokok, Enterococcus faecalis, ve Pseudomonas aeruginosa’nın neden olduğu 142 kan dolaşımı infeksiyonu (KDİ) atağı gelişmiş. Yirmi üç atakta etken polimikrobiyalmiş. Başvurudan ilk KDİ atağına kadar geçen medyan süre 15 gün (IQR 9-20) ve en sık kaynak kateter ilişkili infeksiyon olarak bulunmuş. KDİ tanısı alan ve almayan hastaların tosilizumab, kortikosteroid, ve kombinasyon kullanımı açısından özellikleri benzermiş. Çok değişkenli analizlerde bu immünmodülatör tedavilerin KDİ riskini arttırmadığı bulunmuş. Cox orantılı risk oranı (HR) modelinde zaman faktörü düzenlendikten sonra KDİ’nin hastane mortalitesi riskini arttırdığı gösterilmiş (HR2.59 [1.65 – 4.07]; <0.001).
Sonuçta ağır COVID-19 pnömonili hastalarda hastane kökenli KDİ’nin yaygın olmadığı ve immünmodülatör tedavinin KDİ gelişimine katkıda bulunmadığı fakat zaman faktörüne göre düzenleme yapıldığında ise KDİ’ye bağlı mortalite riskini arttırdığı bulunmuş.

Abelenda-Alonso G, Rombauts A, Gudiol C, et al. Immunomodulatory therapy, risk factors and outcomes of hospital-acquired bloodstream infection in patients with severe COVID-19 pneumonia: a Spanish case-control matched multicenter study (BACTCOVID). Clin Microbiol Infect. 2021: S1198-743X(21)00372-4.

Makale İçin Tıklayınız

İnaktive Tam Virus SARS-CoV-2 Aşısının (CoronaVac) Etkililik ve Güvenliği: Türkiye’de Gerçekleştirilen Çift Kör, Randomize, Plasebo-Kontrollü Faz 3 Çalışmasının Ara Sonuçları 

Bu makalede, Faz 1/2 çalışmasında 18 yaş ve üzeri bireylerde güvenli bulunan inaktive tam virus SARS-CoV-2 aşısının (CoronaVac) Türkiye’de gerçekleştirilen Faz 3 klinik çalışma sonuçları sunulmaktadır.

Çift kör, randomize, plasebo kontrollü gerçekleştirilen bu çalışmaya ülkemizdeki 24 merkezden 18-59 yaş aralığında, COVID-19 geçirme öyküsü bulunmayan, PZR ve antikor testi negatif 10214 gönüllü katılmıştır. Katılımcılara 14 gün arayla iki kez olmak üzere aşı ya da plasebo kas içi yoldan uygulanmıştır. Aşı grubunda 6646 (%65.1) ve plasebo grubunda 3568 (%34.6) gönüllü yer almıştır. Ortanca 43 günlük takip süresince aşı grubunda dokuz ve plasebo grubunda 32 katılımcının PZR ile doğrulanmış COVID-19’a yakalandığı belirlenmiştir. İkinci dozdan sonra ≥14 gün geçtiğinde aşının etkililiği %83.5 bulunmuştur. Aşı grubunda 1259 (%18) ve plasebo grubunda 603 (%16.9) katılımcının yan etkiyle karşılaştığı, yan etkiler nedeniyle ölüm olmadığı ve 4. evre yan etkinin hiç yaşanmadığı saptanmıştır. En sık yaşanan sistemik ve lokal yan etkilerin sırasıyla yorgunluk ve enjeksiyon yerinde ağrı olduğu belirlenmiştir.

Tanriover MD, Doğanay HL, Akova M, et al. Efficacy and safety of an inactivated whole-virion SARS-CoV-2 vaccine (CoronaVac): interim results of a double-blind, randomised, placebo-controlled, phase 3 trial in Turkey. Lancet. 2021: S0140-6736(21)01429-X.

Makale İçin Tıklayınız

Metisiline Duyarlı Staphylococcus aureus’un Neden Olduğu İnfektif Endokardit Tedavisinde Sefazolin ve Antistafilokokal Penisilinlerin Karşılaştırmalı Sonuçları

Bu çalışmada Temmuz 2013-Aralık 2018 tarihleri arasında birden çok merkezde takip edilen metisiline duyarlı Staphylococcus aureus’un neden olduğu infektif endokardit olguları retrospektif olarak değerlendirilmiştir.

Çalışmada yer alan 210 hastanın 53’ü (%25,2) sefazolinle, 157’si (%74,8) antistafilokokal penisilinlerle tedavi edilmiştir. 90 günlük mortalitenin sefazolin grubunda %24.5, antistafilokokal penisilin grubunda %28.7 olduğu saptanmıştır. Sefazolin grubunda ilaç yan etkisi nedeniyle antibiyotik sonlandırma sıklığının daha az olduğu tespit edilmiştir (p=0,042).

Çok değişkenli analizlerde sefazolin ve antistafilokokal penisilin grubunda 90 günlük mortalitede fark olmadığı, yaş, Charlson komorbidite indeksi, serebral emboli ve yoğun bakımda takip ihtiyacının mortaliteyle ilişkili faktörler olduğu belirlenmiştir.
Buna göre sefazolin, metisiline duyarlı Staphylococcus aureus’un neden olduğu infektif endokardit tedavisinde güvenilir bir seçenek olarak önerilmektedir.

Lecomte R, Bourreau A, Deschanvres C, et al. Comparative outcomes of cefazolin versus antistaphylococcal penicillins in methicillin-susceptible Staphylococcus aureus infective endocarditis: a post hoc analysis of a prospective multicentre French cohort study. Clin Microbiol Infect. 2021; 27 (7): 1015-21.

Makale İçin Tıklayınız

Sürekli Veno-Venöz Hemodiyalizde Solid Organ Nakli Alıcılarında Sitomegalovirus Profilaksisi İçin Valgansiklovir Dozlaması

Sürekli veno-venöz hemodiyaliz (CVVHD) uygulanan solid organ nakli (SOT) hastalarında sitomegalovirus (CMV) profilaksisi için optimal valgansiklovir dozu bilinmemektedir. CMV profilaksisi için gansiklovir çukur konsantrasyonları ≥0,60 μg/mL olarak önerilmiştir. Bu çalışma, her 24 saatte bir enteral olarak 450 mg valgansiklovirin CVVHD hastalarında ≥0,60 μg/mL gansiklovir çukur konsantrasyonlarına ulaşıp ulaşmadığını belirlemek için yapılmıştır. Bu tek merkezli, prospektif, açık etiketli, farmakokinetik çalışma, Mart 2018’den Haziran 2019’a kadar CVVHD ile yoğun bakım ünitesine kabul edilen yetişkin SOT hastalarını içermektedir. Tüm hastalar kayıttan önce CMV profilaksisi için her 24 saatte bir enteral olarak 450 mg valgansiklovir almış ve her hastadan bir tepe ve dip numunesi için kan örneği elde edilmiş. Çalışmaya 10 SOT hastası (6 karaciğer, 1 eş zamanlı karaciğer-böbrek, 2 bilateral akciğer, 1 kalp) dahil edilmiş.  Ortalama ± SD yaş 51.8 ± 14.0 yıl ve ortalama vücut kitle indeksi 27 ± 6.9 kg/m2 olarak saptanmış. Gansiklovir çukur konsantrasyonları 0,31 ila 3,16 μg/mL arasında değişmiş ve katılımcıların %80’inin dip konsantrasyonları ≥0,60 μg/mL olarak bulunmuş. Valgansiklovir ve CVVHD kullanırken hiçbir hastada nötropeni belgelenmemiştir. Hastaların %60’ında önemli oranda trombositopeni mevcutmuş. Her 24 saatte bir enteral olarak 450 mg valgansiklovirin, CVVHD alan hastaların çoğunda bu popülasyonda profilaksi için intravenöz gansiklovir ile bildirilenlere benzer şekilde ≥0,60 μg/mL gansiklovir dip konsantrasyonlarına ulaştığı belirlenmiş. Bu verilere dayanarak, gansiklovire eşdeğer konsantrasyonlara ulaşmak için valgansiklovirin her 24 saatte bir dozlanması gerekebilir yorumu yapılmış. Çalışma döneminde nötropeni gelişmemiş.

Jarrell AS, Crow JR, Strout SE, et al. Valganciclovir dosing for cytomegalovirus prophylaxis in solid-organ transplant recipients on continuous veno-venous hemodialysis. Clin Infect Dis. 2021; 73 (1): 101-6.

Makale İçin Tıklayınız

Diabetes Mellitus Hastalarında İnfluenza Aşısının Laboratuvar Kanıtlı İnfluenzaya Bağlı Hastaneye Yatışı Önlemedeki Etkisi

Diyabetli kişiler şiddetli grip komplikasyonları açısından yüksek risk altındadır. Bu çalışmada,  diyabetik hastalarda laboratuvar tarafından doğrulanmış influenzaya bağlı hastaneye yatışı önlemede, mevcut ve önceki sezonlarda influenza aşılama durumunun ortalama etkisinin belirlenmesi amaçlanmış. İnfluenza benzeri hastalığı olan hastanelerde ve sağlık merkezlerinde yatan hastalar, İspanya’nın Navarre kentinde 2013-2014 ile 2018-2019 sezonları arasında influenza için test edilmiş. Yatan diyabetik hastalarda test negatif vaka kontrol tasarımıyla, laboratuvar tarafından doğrulanmış influenza vakaları ile negatif kontroller arasında mevcut ve önceki beş sezondaki influenza aşılama durumu karşılaştırılmış. İnfluenza ile doğrulanmış vakaların aşılanma durumu, diyabetik yatan hastalar ve ayaktan hastalar arasında karşılaştırılmış. İnfluenza aşısının etkisi, diyabetik hastalarla daha yaşlı (≥60 yaş) veya diyabetik olmayan kronik hastalar arasında karşılaştırılmış. Yatarak test edilen 1670 diyabetik hastadan 569’unun (%34) influenza tanısı laboratuvar testiyle kanıtlanmış ve 1101’i test negatif kontrollermiş. İnfluenza ile hastaneye yatmayı önlemede ortalama etki, mevcut ve önceki sezonlarda aşılanmamış hastalara kıyasla mevcut sezon aşılaması için %46 (%95 güven aralığı [GA], %28-59) ve yalnızca önceki sezonlarda aşılama için %44 (%95 GA, %20-61) bulunmuş. Doğrulanmış influenzalı diyabetik hastalar arasında, mevcut mevsim aşısı hastaneye yatış olasılığını azaltmış (düzeltilmiş olasılık oranı, 0.35; %95 GA, .15-.79). Diyabetik hastalarda, influenza ile hastaneye yatışlara karşı aşı etkisi, yaşlı veya kronik diyabetik olmayan hastalardan daha düşük değilmiş. Diyabetik popülasyonun influenza aşısı, influenza hastaneye yatış riskini yaklaşık yarı yarıya azaltmış. Önceki sezonlarda aşılama kayda değer bir koruyucu etki sağlamış. Bu sonuçlar diyabetik hastalar için influenza aşısı önerisini güçlendirmektedir.

Martínez-Baz I, Navascués A, Portillo ME, et al. Effect of influenza vaccination in preventing laboratory-confirmed influenza hospitalization in patients with diabetes mellitus. Clin Infect Dis. 2021; 73 (1): 107-14.

Makale İçin Tıklayınız

Meşrutiyet Mah. Rumeli Cad.
İpek Apt. No. 70 D. 7
(Rumeli Eczanesi üstü),
34363 Şişli, İstanbul
Tel. ve Faks: (0212) 219 54 82
E-posta: klimik@klimik.org.tr