Bu görüş yazısında, günümüzün çevresel krizlerinin, mikroorganizmaların dünyadaki yaşamı sürdürmedeki temel rolünün yeterince fark edilmemesinden kaynaklandığı öne sürülmüş. Yazara göre, milyarlarca yıldır ekosistemler oksijen üretimi, besin döngüsü ve iklim düzenlemesi gibi mikrobiyal süreçlerle şekillenmiş; ancak mikroorganizmaların bize karmaşık sistemlerde yön bulmayı, farklı ölçeklerde uyum sağlamayı ve gezegen sistemlerini sürdürülebilir kılmayı “öğretebileceği” fikri, bilim, politika ve eğitim dünyasında hâlâ marjinal bulunmuş.
Yazıda bir paradigma değişimi önerilmiş ve mikroorganizmaların, küresel sorunların çözümünde aktif iş birliği yapan canlılar olarak yeniden değerlendirilmesi gerektiği savunulmuş. Bu bakış açısının, mikrobiyal ekoloji, yerli bilgeliğe ve etik felsefeye dayandığı belirtilmiş; mikrobiyal yaşamla birlikte ve onun aracılığıyla “öğrenme” yaklaşımının benimsenmesi gerektiği vurgulanmış. Bu dönüşümün hayata geçebilmesi için politika ve eğitim alanında reformlar yapılması çağrısında bulunulmuş; mikrobiyal okuryazarlığın ekolojik anlayışın temeli olarak kabul edilmesi gerektiği ifade edilmiş. Yazar, mikroorganizmaların etkisinin insan bilgi sistemlerine entegre edilmesiyle, toplumsal eylemlerin yaşamı sürdüren biyokimyasal ve evrimsel süreçlerle yeniden uyumlu hale getirilebileceğini ileri sürmüş.
Sonuç olarak daha sürdürülebilir bir gelecek için mikrobiyal bilgiyle daha derin ve bütüncül bir etkileşim kurulması gerektiği mesajı verilmiş.
Armstrong R. microbes as teachers: rethinking knowledge in the anthropocene. Microb Biotechnol. 2025; 18 (7): e70195.