Bu çalışmada akut COVID-19 hastalığından iyileştikten sonra dört haftadan fazla fiziksel ve/veya psikolojik semptomların devam etmesi olarak tanımlanan uzun süreli COVID sendromu ile kadın cinsiyeti arasındaki ilişki araştırılmış. Ayrıca uzun süreli COVID sendromunun öngörücülerinin belirlenmesi amaçlanmış. Çalışma İtalya’da, 15 Nisan 2020- 15 Aralık 2020 tarihleri arasında toplam 377 hasta dahil edilerek yapılmış.
Semptom başlangıcından virolojik klirense kadar geçen medyan süre 44 (37-53) gün olarak saptanmış. 260/377 (%69) hastaya uzun süreli COVID sendromu tanısı konulmuş. En yaygın bildirilen semptomlar yorgunluk (149/377, %39.5), efor dispnesi (109/377, %28.9), kas-iskelet ağrısı (80/377, %21.2) ve “beyin bulanıklığı” (76/377, %20.2) olarak saptanmış. 71/377 (%18.8) kişide anksiyete belirtileri saptanırken, 40/377 (%10.6) hastada depresyon belirtileri görülmüş. Hastaların üçte birinde (85/275, %31) travma sonrası stres bozukluğu teşhis edilmiş. Kadın cinsiyeti, ileri yaş ve aktif sigara içimi daha yüksek uzun süreli COVID riski ile ilişkiliyken, hastalığın şiddeti ile noninvaziv mekanik ventilasyon/orotrakeal entübasyon uzun süreli COVID arasında hiçbir ilişki bulunmamış.
Çalışmanın sonucunda “yukarıda belirtilen özelliklere sahip SARS-CoV-2 infeksiyonundan etkilenen bireyler erken belirlenmeli ve takip programlarına dahil edilmelidir” yorumunda bulunulmuş.
Bai F, Tomasoni D, Falcinella C, et al. Female gender is associated with long COVID syndrome: a prospective cohort study. Clin Microbiol Infect. 2022; 28 (4): 611.e9-611.e16.