Makalede ABD’nin dünyada en yüksek tutukluluk oranına sahip olduğu ve bunun önemli bir halk sağlığı sorunu oluşturduğu vurgulanmış. Derlemede, infeksiyon hastalıkları uzmanlarının cezaevi ortamında klinik bakım sunarken karşılaştıkları yapısal, etik ve psikososyal güçlükler ele alınmış. Cezaevi sağlığının yalnızca hapishanelerdeki bireyleri değil, denetimli serbestlik ve tahliye sonrası toplum entegrasyonunu da kapsayan geniş bir alan olarak tanımlandığı belirtilmiş. Hepatit C, HIV ve tüberkülozun bu popülasyonda en sık görülen infeksiyonlar olduğu bildirilmiş. “İkili sadakat” (dual loyalty) çerçevesinde hasta yararı ile kurum güvenliğini birlikte gözetme gerekliliğinin yarattığı etik ikilemler tartışılmış; hasta özerkliğinin korunması, HIV profilaksisi, hepatit C tedavisinin yaygınlaştırılması ve taburculuk sonrası bakım sürekliliğine ilişkin öneriler sunulmuş. Sonuç olarak, adli sistemle ilişkili bireylere yönelik hasta merkezli yaklaşımların sağlık eşitsizliklerinin azaltılmasına ve toplumda bulaşıcı hastalık yükünün hafifletilmesine katkı sağlayabileceği vurgulanmış.
Panaccione S, Jack H, Wurcel A, Rich J, Berk J. State-of-the-art review: the intersection of infectious diseases and carceral medicine. Clin Infect Dis. 2025; 81 (3): e42-e51.