Antimikrobiyal direnç halk sağlığı için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Birden fazla patojen için infeksiyon insidansını ve antimikrobiyal direncin uzun vadeli eğilimlerini ülke çapında ölçen kapsamlı çalışmaların sayısı azdır. Bu çalışma, son 15 yılda ABD genelinde dokuz patojen nedeniyle hastaneye yatan hastalarda infeksiyon insidansını ve antimikrobiyal direnç eğilimlerini analiz etmeyi amaçlamış.
ABD çapında gerçekleştirilen bu retrospektif kohort çalışmasında, 1 Şubat 2007-31 Mart 2022 tarihleri arasında ABD genelinde akut bakım servisleri bulunan 138 Gazi İşleri (VA) Tıp Merkezine kabul edilen hastaların elektronik sağlık kayıtlarından elde edilen klinik mikrobiyoloji verileri analiz edilmiş. Yatan hasta antibiyotik kullanımı 1000 hasta günü başına tedavi günü (DOT) olarak ve antimikrobiyal direnci ise direnç oranı (dirençli olarak tanımlanan vaka izolatlarının oranı) ve fenotipik insidans (dirençli, duyarlı veya eksik olarak sınıflandırılan 1000 kabul başına infeksiyon insidansı) ile ölçülmüş. COVID-19 pandemisinden önceki ve COVID-19 pandemisi sırasındaki eğilimleri analiz etmek için genelleştirilmiş tahmin denklemi modelleri kullanılmış ve ortalama yıllık yüzde değişiklikleri (AAPC) raporlanmış.
ABD’deki 50 eyaletteki 138 VA Tıp Merkezinden 507 760 hastadan 991 527 adet 30 günlük vaka izolatı toplanmış. 1 Şubat 2007-31 Aralık 2019 tarihleri arasında birçok patojen ve patojen-ilaç kombinasyonu için infeksiyon insidansı ve antimikrobiyal direnç azalmış. Staphylococcus aureus’ta metisilin direnci oranı bu 13 yıl içinde %57.7’den (20 584 vaka izolatının 11 876’sı) %44.6’ya (13 257’nin 5916’sı) düşmüş (AAPC -1.8%; 95% CI -2.4 ila -1.2; p<0-0001) ve vankomisine dirençli Enterococcus faecium infeksiyonları %77.8’den (3285’te 2555) %65.1’e (1371’de 893; AAPC -1.2%; 95% CI -2.5 ila 0.0; p=0.052) düşmüş. Çoğu patojen için florokinolon direnci hem oran hem de insidans olarak azalmış. Bu eğilimler, florokinolon kullanımında 1000 hasta günü başına 125 DOT’tan 1000 hasta günü başına 20 DOT’a kadar önemli azalmalarla ilişkiliymiş. Üçüncü nesil sefalosporin direnci Escherichia coli infeksiyonlarında 2007’de %6.7’den (14 042’de 942) 2019’da %15.3’e (14 053’te 2153) (AAPC %8.5; %95 CI 6.2 ila 10.7; p<0.0001) dik bir artış göstermiş. Enterobacter cloacae infeksiyonlarında karbapenem direnci oranı 2007’de %1.1’den (2852’de 30) 2019’da %7.3’e (2919’da 212) yükselmiş (AAPC %19.8; %95 GA 13.7 ila 26.2; p<0.0001), ancak Klebsiella pneumoniae ve E coli için düşük kalmış. COVID-19 pandemisi sırasında 1 Ocak 2020-31 Mart 2022 tarihleri arasında, hastane kaynaklı infeksiyonlar için çeşitli patojen-ilaç kombinasyonları hem insidans hem de direnç açısından artış göstermiş. Bazı patojen-ilaç kombinasyonları için dirençli ve duyarlı infeksiyonların insidansındaki eğilimler farklıyken diğer kombinasyonlar için bu eğilimler aynı yönde olmuş.
S. aureus’ta metisilin direncinde, vankomisine dirençli E. faecium’da ve birden fazla patojende florokinolon direncinde görülen önemli düşüşler, kontrol çabalarının direnç üzerinde etkili olduğunu göstermektedir. Genişlemiş spektrumlu β-laktamaz üreten Enterobacterales’deki artış ve hastane ilişkili infeksiyonlardaki son artış, sürekli gözetim ve müdahalelere olan ihtiyacı vurgulamaktadır. Çalışma, fenotipik insidans analizinin direnç oranı ile birleştirilmesinin antimikrobiyal direnç verilerinin yorumlanmasını nasıl geliştirebileceğini vurgulamaktadır.
Pham TM, Zhang Y, Nevers M, et al. Trends in infection incidence and antimicrobial resistance in the US Veterans Affairs Healthcare System: a nationwide retrospective cohort study (2007-22). Lancet Infect Dis. 2024: S1473-3099(24)00416-X.