Bu derlemede konuyla ilgili tüm veriler özetleniyor. Yazarların önsözü şöyle: “Uzamış COVID, asemptomatik, hafif veya şiddetli olsun, COVID-19 geçirmiş olanların önemli bir bölümünde kalıcı semptomların ortaya çıktığı hastalık varlığı için hastalar tarafından türetilmiş bir terimdir. Tahmini rakamlar değişebilir ancak varsayım, dünya çapında COVID-19 olanların en az %10’unun uzamış COVID-19 bulguları taşıdığı yönündedir. Hastalık yükü, hafif semptomlardan ciddi sağlık sorunlarına kadar uzanır ve bu durum yeni ve büyük bir sağlık hizmeti sorunudur. Uzamış COVID muhtemelen, potansiyel olarak farklı patojenik yollara sahip farklı klinik durumlardan oluşmaktadır. Belirlenen semptom listesi kapsamlıdır; çok sayıda sistem etkilenir ve yorgunluk, nefes darlığı, nörobilişsel etkiler ve disotonomi dahil olmak üzere birçok semptom dalgalı bir seyir izler. Uzamış COVID’li bireylerde koku ampulü, beyin, kalp, akciğer ve diğer bölgelerde bir dizi radyolojik anormallik gözlemlenmiştir. Bazı vücut bölgelerinde mikro pıhtıların saptanması, endotelyal aktivasyon ve pıhtılaşma anormalliklerinin olası bir rol oynadığını düşündürmektedir. Bu hastalarda, klinik önemleri konusunda fikir birliği veya korelasyon olmaksızın, çeşitli oto-antikorlar saptanmaktadır. Kalıcı SARS-CoV-2 virus rezervuarlarının rolü ve/veya Epstein-Barr virusunun yeniden aktivasyonunun etkisi konusunda kanıtlar vardır. Bu nedenle, mevcut veriler tanımlayıcı bir sentez veya terapötik yolları tam olarak ortaya koyabilmek için yeterli veri sağlamaktan henüz uzak olsa da uzamış COVID’in immünopatojenik etiyolojisinin bir haritasının çıkmaya başladığı görülmektedir.”
Altmann DM, Whettlock EM, Liu S, Arachchillage DJ, Boyton RJ. The immunology of long COVID. Nat Rev Immunol. 11 Temmuz 2023.