Depremler, kayıplara ve yaralanmalara bağlı olarak halk sağlığını önemli ölçüde etkileyen bir etki zincirini başlatma potansiyeli çok yüksek olan en çarpıcı doğa olayları arasındadır.
Depremle ilişkili felaketler, yalnızca güçlü yer hareketleri ve kosismik olaylarla değil, toprak kaymaları ve tsunamileri içeren ikincil etkilerle de ilgilidir. Tüm bunlar, ek insani ve ekonomik kayıplara neden olabilecek, acil durum ve iyileşme sürecini kesintiye uğratabilecek bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkmasına elverişli zorlu koşullar yaratabilir.
Bu çalışma, semptomları, nedensel patojenleri, ilişkili risk faktörleri, en savunmasız nüfus grupları ve önleme stratejileri ile birlikte dünya çapında kaydedilen depremlerle tetiklenen bulaşıcı hastalıklara ilişkin mevcut literatürün kapsamlı bir derlemesini içermektedir. Depremden etkilenen nüfusta ağırlıklı olarak solunum, mide-barsak ve vektör kaynaklı hastalıkların yanı sıra yara ve cilt infeksiyonları kaydedilmiştir. Depremin tetiklediği bulaşıcı hastalıkları etkili bir şekilde önlemeye yönelik önlemler de derlemede yer almaktadır. Yaygın olarak önerilen önlemlerden biri, bulaşıcı hastalıkların afet öncesi ve sonrası oluşumunu anında ve etkili bir şekilde belirlemek için uygun bir hastalık sürveyans sisteminin kurulmasıdır. Bu yaklaşım, hastalık eğilimlerinin izlenmesine, erken uyarının doğrulanmasına, acil müdahale ve kurtarma eylemlerinin desteklenmesine önemli ölçüde katkı sağlamaktadır.
Mavrouli M, Mavroulis S, Lekkas E, Tsakris A. (2023). The impact of earthquakes on public health: a narrative review of infectious diseases in the post-disaster period aiming to disaster risk reduction. Microorganisms. 2023; 11(2): 419.