Klimik Bülteni - Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Yayın Organıdır
<
16
Aralık
2025
>

ESKİ SAYILAR

BÜLTEN ÜYELİĞİ

Bilginin İzinde: Genç Hekimler Soruyor – CDC’nin Yeni Aşı Politikalarının Türkiye’ye Yansımaları Nasıl? (Instagram Canlı Yayını, 16 Aralık 2025)

Üçüncü canlı yayınımız Instagram @klimikdernegi hesabında 16 Aralık 2025 Salı günü 12.45-13.15 saatleri arasında yapılıyor. Klinik deneyimlerin paylaşıldığı, güncel bilgilerin aktarıldığı bu sohbetlere tüm meslektaşlarımızı bekliyoruz.

CDC’nin Yeni Aşı Politikalarının Türkiye’ye Yansımaları Nasıl?

Prof. Dr. Alpay AZAP, Türk Tabipleri Birliği Başkanı
Ankara Üniversitesi, Tıp Fakültesi
İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Arş. Gör. Dr.  Benan ATAK-BOLATASLAN
Marmara Üniversitesi, Tıp Fakültesi
İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Uzmanlık Eğitim Kurumu Akreditasyonu Neden Önemlidir? Akreditasyon Başvurusu Nasıl Yapılır? (205. Web Konferans, 16 Aralık 2025)

16 Aralık 2025 Salı günü 20.30-22.00 saatleri arasında “Uzmanlık Eğitim Kurumu Akreditasyonu Neden Önemlidir? Akreditasyon Başvurusu Nasıl Yapılır?” Web konferansı yapılacaktır.

PROGRAM
Yöneten: Prof. Dr. Aysel KOCAGÜL-ÇELİKBAŞ
İHKMEYK Akreditasyon Komisyonu Başkanı

Akreditasyonun Önemi ve Akreditasyon Süreci
Prof. Dr. Şua SÜMER
İHKMEYK Akreditasyon Komisyonu Sekreteri

Yeni Akredite Olan Bir Kliniğin Deneyimleri
Prof. Dr. Çiğdem ATAMAN-HATİPOĞLU
Akreditasyon Komisyonu İHKMEYK Gözlemci Üyesi

IDCM’in Yeni Sayısı Yayında

IDCM dergimizin Aralık 2025 sayısı yayımlandı. Emeği geçen herkese teşekkür ederiz.

Yeni Sayı İçin Tıklayınız

KLİMİK Video: HIV’de İndikatör Hastalıkların Yönetimi, Neler Yapılabilir?

Akdeniz Üniversitesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı’ndan Sayın Prof. Dr. Dilara İnan bizlerle HIV infeksiyonunda indikatör hastalıkları ve konuyla ilgili son düzenlemeleri paylaşıyor.

Video İçin Tıklayınız

VII. Ulusal Sağlık Bakımıyla İlişkili İnfeksiyonlar Simpozyumu (7-8 Şubat 2026, İstanbul)

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları (KLİMİK) Derneği Sağlık Bakımıyla İlişkili İnfeksiyonlar Çalışma Grubu (SBİÇG) olarak, 7-8 Şubat 2026 tarihinde VII. Ulusal Sağlık Bakımıyla İlişkili İnfeksiyonlar Simpozyumu (USBİS 2026)’nu düzenleyeceğiz. Pandemi sonrasında gerçekleşecek bu buluşma hem ülkemizde hem de bölgemizde sağlık bakımıyla ilişkili infeksiyonlara dair bilgi paylaşımı ve deneyim aktarımı açısından büyük önem taşımaktadır.

Simpozyumun, ülkemizde sağlık bakımıyla ilişkili infeksiyonlar alanında önemli çıktılar üretmesini ve günlük pratiğimize katkı sağlamasını diliyoruz. 7-8 Şubat 2026 tarihlerinde İstanbul’da düzenlenecek VII. USBİS’te siz değerli hekim ve hemşire meslektaşlarımızı aramızda görmekten onur duyarız.

Ayrıntılı Bilgi ve Başvuru İçin Tıklayınız

Kortikosteroid Kullanan Hastanede Yatan Hastalarda HBV Taramaları Ne Durumda? Bir AGUH Çok Merkezli Nokta Prevalans Çalışması

Kortikosteroid (KS) dozu, prednizolon eşdeğeri olarak günde 10-15 mg’ı aştığında yan etkiler artmaya başlar. Bu etkilerden biri de kronik hepatit B (KHBV) gibi infeksiyonların yeniden aktif hale gelmesidir. Hepatit B yüzey antijeni (HBsAg) prevalansının %2’yi aştığı ülkelerde, immünosüpresif tedaviye başlamadan önce hepatit B virusu (HBV) taraması yapılmalıdır. Bu çalışma ile hastanede yatan hastalarda kortikosteroid kullanım oranları ve bu hastalardaki HBV tarama verileri değerlendirilmiş. Çok merkezli çalışma, nokta prevalans tasarımı ile yapılmış ve dahil edilen merkezlerdeki tüm yatan hastalar mevcut tedavileri açısından değerlendirilmiş ve KS alan hastalar belirlenmiş.

Yirmi iki merkezden, toplam 6818 yatan hastanın değerlendirildiği çalışmada KS kullanım oranı %10.6 olarak belirlenmiş. KS kullananların 6 (%3.7)’sında yüksek risk, 8 (%4.9)’inde  orta risk ve 35 (%21.3)’inde düşük riskli KHBV reaktivasyonu tespit edilmiş. Yeterli taramadan geçen 57 (%34.8) hasta KHBV reaktivasyonu riski nedeniyle infeksiyon hastalıkları kliniğine yönlendirilmiş ve bunlardan 9 (%15.8)’una  KHBV profilaksisi başlanmış.

Sonuç olarak çalışmada, %10.6 gibi yüksek KS kullanım oranına rağmen, KS kullananların yalnızca %22.6’sının KHBV profilaksisi için yeterli taramadan geçtiği ortaya konmuş. Türkiye’nin endemik bir ülke olmasına rağmen, sağlık çalışanlarının bu konuya gösterdiği sınırlı ilginin endişe verici olduğu vurgulanmış.

Arslan Y, Urkmez F, Atalar S, et al. Prevalence of corticosteroid use and gaps in HBV reactivation prophylaxis among ınpatients. Hepat Mon. 2025; 25 (1).


Makale İçin Tıklayınız

Zambiya’da HIV’li Kişiler Arasında Cezaevinden Çıktıktan Sonra Alkol Kullanımı ve HIV Baskılanması Arasındaki ilişki

Afrika’da cezaevinden çıktıktan sonra topluma geri dönen HIV ile yaşayan bireyler arasında viral baskılamayı etkileyen faktörler hakkında çok az şey bilinmektedir. Bu çalışmada serbest kalma sonrası alkol kullanımı ile viral baskılama arasındaki ilişki araştırılmış. Bu kohort çalışmasına, Zambiya’daki beş cezaevi ve çevresindeki topluluklardan HIV ile yaşayan tutuklu insanlar dahil edilmiş. Mart 2017 ile Kasım 2019 arasında HIV ile ilişkili sağlık davranışları ve klinik sonuçlardaki değişiklikleri değerlendirmek için cezaevinden tahliyeden önce ve sonra çalışma ziyaretleri gerçekleştirilmiş.

Birincil sonuç, tahliyeden önce ve sonra HIV-1 viral yük (VL) baskılanmasıymış (<1000 kopya/mL). HIV ile yaşayan toplam 295 mahkûm [%74.7; medyan (IQR) yaş, 34 (29-41) yıl; 237 (%80.3) erkek] çalışmaya dahil edilmiş. Belgelenmiş viral baskılanma sayısı, serbest kalmadan önce 237 (%80.3) kişiyken serbest kaldıktan sonra 211 (%71.5) kişiye düşmüş. Bu kohort çalışmasında, serbest kalma sonrası alkol kullanımı ile topluma yeniden katılma sonrası viral baskılama kaybı arasında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğu bulunmuş. Bu bulgularla, HIV bakım sürekliliğinin desteklenmesi ve bu popülasyonda komorbid madde kullanımını ele almak için yeni bakım modellerinin geliştirilmesine ihtiyaç duyulduğu vurgulanmış.

Herce ME, Smith HJ, Mai V, et al. Alcohol use and HIV suppression after release from prison among people with HIV in Zambia. JAMA Netw Open. 2025; 8 (12): e2547295.

Makale İçin Tıklayınız

Konvansiyonel Tıbbi veya Cerrahi Servislerde Santral Venöz Kateter İlişkili Kandida İnfeksiyonunun Prognozu: 13 Yıllık Geriye Dönük Kohort Çalışması

Kandidemi çalışmalarının çoğu yoğun bakım ünitelerine (YBÜ) odaklanmıştır. Ancak, konvansiyonel servislerde (dahiliye, cerrahi, onkoloji vb.) takip edilen hastalarda gelişen Santral Venöz Kateter (SVK) kaynaklı kandidemilerin prognozu ve yönetimindeki eksiklikler hakkında veri kısıtlıdır. Bu çalışma, YBÜ dışı hastalarda bu boşluğu doldurmayı hedeflemiş. Çalışma, YBÜ dışında yatan ve SVK ilişkili kandidemi gelişen geniş bir hasta grubunu (13 yıllık veri) kapsamış. Hastaların çoğunluğu malignite (kanser) veya gastrointestinal cerrahi operasyon öyküsüne sahipmiş. En sık izole edilen etkenin beklendiği üzere Candida albicans olduğu bulunmuş. Ancak Candida parapsilosis (özellikle kateter ve TPN ilişkisi nedeniyle) ve Candida glabrata (azalmış azol duyarlılığı) gibi albicans-dışı türlerin oranı servis hastalarında da dikkat çekici düzeydeymiş. Servis hastalarında olmasına rağmen, SVK ilişkili kandideminin 30 günlük mortalitesi yüksek bulunmuş. Erken dönemde (ilk 48-72 saat) uygun antifungal tedavi başlanmasının sağkalım üzerinde kritik etkisi olduğu tespit edilmiş. Tanı konulduktan sonra ilk 48 saat içinde santral kateterin çekilmesi, mortaliteyi azaltan en güçlü bağımsız değişken olarak saptanmış.

Zaghdoudi A, Hacquin A, Valot S, Blot M, Piroth L, Sixt T. Prognosis of central venous catheter-related Candida infection during hospitalization in conventional medical or surgical wards: A 13-year retrospective cohort study. Infect Dis Now. 2025; 56 (1): 105227.

Makale İçin Tıklayınız

Gebelikte Asemptomatik Bakteriüri Tedavisi: Risk Faktörlerine Dayalı Bir Yaklaşım

Gebelik sırasında meydana gelen hormonal ve fizyolojik değişiklikler asendan idrar yolu infeksiyonu (İYİ) gelişme riskini arttırarak piyelonefrite yol açabilir. Bu da anne sağlığı için tehdit oluşturmasına ek olarak erken doğum ve düşük doğum ağırlığına neden olabilir. Son yıllarda gebe kadınlarda rutin asemptomatik bakteriüri (ASB) tarama ve tedavi politikalarının fayda ve zararları tartışılmaktadır. Bu makalede 2000-2024 yılları arasında gebelikte asemptomatik bakteriüri ve sistit yönetimiyle ilgili yayınlar taranmış. Tüm gebelerin asemptomatik bakteriüri (ASB) için rutin taranması yerine sadece riskli gruplarda seçici tarama yapılması önerilmiş.

İYİ risk faktörü (önceki İYİ öyküsü, diabetes mellitus, idrar yolu anomalileri ve immünosüpresyon) ve/veya erken doğum öyküsü olan gebeler ASB açısından taranmış. Seçici yüksek risk taramasında doğrulama için iki idrar kültürü kullanılmış. ASB ve kültür ile doğrulanmış sistit olgularında antibiyotik tedavisi önerilmiş. Böylece antibiyotiklerin sadece gerekli durumlarda reçete edilmesi ve tedavi sayesinde yenidoğan ve gebelerde oluşabilecek potansiyel zararların önlenmesi amaçlanmış.

Zhanel G, de Rossi P, Oliva C, Johansen TEB. Treatment of asymptomatic bacteriuria during pregnancy: A risk-factor-based approach. J Glob Antimicrob Resist. 2025; 46: 79-86.

Makale İçin Tıklayınız

Amerika İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (IDSA) Tarafından A Grubu Streptokok (GAS) Farenjiti Hakkında 2025 Klinik Uygulama Kılavuzu Güncellemesi: Çocuklarda ve Yetişkinlerde Klinik Puanlama Sistemleri Kullanılarak Risk Değerlendirmesi

GAS farenjiti tanısını yalnızca klinisyenin yargısına dayanarak koymak güvenilir değildir ve seçici olmayan testler, GAS infeksiyonu riski düşük bireylerde maddi kayıp ve rahatsızlık yaratır. Klinik skorlama sistemleri; ateş, tonsillerde büyüme veya eksüdasyon, servikal lenf düğümlerinde büyüme ve hassasiyet, öksürük olmaması gibi standard kriterlere dayanarak pozitif GAS boğaz kültürü olasılığını belirlemede kullanılmıştır. Bu makalede hızlı antijen testi, moleküler yöntemler veya boğaz kültürü gibi tanısal testlerin yapılmasına karar vermek için bir skorlama sistemi kullanılmasının gerekliliği tartışılmış. Boğaz kültürü sonucunu öngörmede klinik skorlama sistemi ve yalnızca klinisyen kararını içeren randomize ve randomize olmayan çalışmalar incelenmiş. Çocuk ve yetişkinlerde klinik skorlama sistemlerinin tanısal doğruluğunun, klinisyen kararına benzer veya biraz daha yüksek olduğu gösterilmiş. Ancak çalışmaların boyutunun küçük ve sonuç ölçütlerinin birbirinden farklı olduğu not edilmiş. Sonuç olarak skorlama sisteminin GAS farenjiti olasılığı düşük olan hastaları belirleme ve gereksiz testleri azaltmada faydalı olması nedeniyle boğaz ağrısı olan hastalarda klinik skorlama sistemlerinin kullanılması desteklenmiş.

Linder JA, Watson ME, Wessels MR, et al. 2025 Clinical practice guideline update by the Infectious Diseases Society of America on group A Streptococcal (GAS) Pharyngitis: Risk assessment using clinical scoring systems in children and adults. Clin Infect Dis. 2025: ciaf668.

Makale İçin Tıklayınız

CDC’den Bir Haber: ACIP, Hepatit B Aşısı Konusunda Virus Testi Negatif Çıkan Kadınlardan Doğan Bebekler İçin Bireysel Bazlı Karar Verme Yöntemini Önermektedir

5 Aralık 2025 tarihinde toplanan ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) Bağışıklama Uygulamaları Danışma Komitesi (ACIP), Hepatit B negatif annelerden doğan bebekler için aşılamanın (doğum dozu dahil) evrensel bir standardtan ziyade ebeveynler ve sağlık uzmanları arasındaki “bireysel bazlı karar verme” sürecine bırakılmasını sekize üç oyla önermiştir. Bu tavsiyeye göre, eğer bebeklere doğum dozu uygulanmazsa ilk dozun en erken iki aylıkken yapılması önerilmekte, karar sürecinde ise ailelerin ev halkında Hepatit B varlığı veya riskli bölgelerden kişilerle temas gibi faktörleri doktorlarıyla değerlendirmeleri beklenmektedir. ABD’nin evrensel doğum dozu uygulamasında düşük prevalanslı gelişmiş ülkeler arasında bir istisna olduğunun ve bu dozun akut vaka düşüşüne katkısının azaldığının belirtildiği toplantıda alınan bu karar, CDC direktörü tarafından onaylandığı takdirde resmi bağışıklama takvimine dahil edilecektir.

Haber İçin Tıklayınız

Meşrutiyet Mah. Rumeli Cad.
İpek Apt. No. 70 D. 7
(Rumeli Eczanesi üstü),
34363 Şişli, İstanbul
Tel. ve Faks: (0212) 219 54 82
E-posta: klimik@klimik.org.tr