KLİMİK Dergisi’nin Eylül 2024 sayısı yayımlanmıştır. Emek veren ve katkı sağlayan herkese teşekkürlerimizi sunarız.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu
KLİMİK Dergisi’nin Eylül 2024 sayısı yayımlanmıştır. Emek veren ve katkı sağlayan herkese teşekkürlerimizi sunarız.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu
IDCM dergimizin Eylül 2024 sayısı yayımlanmıştır. Emek veren ve katkı sağlayan herkese teşekkürlerimizi sunarız.
KLİMİK Derneği Yönetim Kurulu
Kotrimoksazol, yabancı cisim varlığında kemik ve eklem infeksiyonunu (BJI) tedavi etmek için alternatif bir antibiyotik olabilir, ancak infeksiyonun tedavisine yönelik bu senaryoda etkinliği ve güvenliği hakkında yayımlanmış çok az veri bulunmaktadır. Bu çalışma, kotrimoksazol içeren bir antibiyotik rejimi veya kotrimoksazol içermeyen bir rejimle tedavi edilen yabancı cisimle ilişkili BJI hastalarının sonuçlarını karşılaştırmak amacıyla planlanmış.
Çok merkezli vaka kontrol çalışmasına yabancı cisim ilişkili BJI tanısı konulan ardışık yetişkin hastalar dahil edilmiş ve kotrimoksazol alan her hasta, kotrimoksazol grubuna dahil edilerek mikrobiyal etiyoloji ve yaşa göre sınıflandırma ile iki kontrol hastası ile eşleştirilmiş. Birincil sonuç takip sırasında ölüm veya tedavi başarısızlığı olarak tanımlanmış. Çalışmaya 50’si kotrimoksazol grubunda ve 100’ü kontrol grubunda olmak üzere 150 hasta dahil edilmiş. Primer son noktaya ulaşma oranı kotrimoksazol grubunda %18 (9/50 vaka) iken kontrol grubunda %21 (21/100) olmuş (p = 0.66). Çok değişkenli analizde kotrimoksazol kullanımı olumsuz bir sonuçla ilişkilendirilmemiş (düzeltilmiş OR 0.8, %95 GA 0.31-2.06, p=0.64). Her iki grup arasında advers olay nedeniyle tedavinin zamanından önce kesilmesi açısından anlamlı bir fark gözlenmemesine rağmen (%14’e karşı %12, p =0.73), tedaviye bağlı advers olaylar kotrimoksazol grubundaki hastalarda kontrol grubundaki hastalara göre anlamlı derecede daha sık rapor edilmiş [%34 (17/50) karşısında %18 (18/100), p= 0.03].
Bulgulara göre yabancı cisim varlığında BJI’nin tedavisinde kotrimoksazol etkili bir alternatif gibi görünmekle birlikte, güvenlik profilinin yan etkilerin yakından izlenmesini gerektirdiği sonucuna varılmış.
Lecomte R, Deschanvres C, Le Bourgeois A, et al. Efficacy and safety of co-trimoxazole in device-related bone and joint infections: a CRIOGO multicentre case-control study. J Antimicrob Chemother. 2024: dkae328.
“Human herpesvirus-6” (HHV-6), pediatrik popülasyonda roseola infantum ile ilişkili, nadiren ensefalite neden olan bir etkendir ve ensefalit vakalarının çoğu yeniden aktivasyon nedeniyle bağışıklık sistemi baskılanmış popülasyonda rapor edilmiştir.
Bu derleme makalesi, bağışıklık sistemi yeterli yetişkinlerde HHV-6 ensefaliti olarak yayımlanmış olguları analiz ederek, her vakanın ardındaki tanı yöntemlerini ve tanıda yaşanan sorunu araştırmayı amaçlamış. HHV-6 ensefaliti tanısı koymak için kullanılan yöntemlerde önemli değişkenliklerin yanı sıra bu durumun tedavisine yönelik tutarsız yaklaşımlar da dikkat çekmiş. Bağışıklık sistemi yeterli yetişkinlerde HHV-6 ensefaliti tanısının nadir olduğu ve bu hastalar için açıkça yapılandırılmış tanısal kılavuzların bulunmadığı belirtilmiş. Gerçek HHV-6 ensefalitinin tanı ve tedavisine yönelik kılavuzların geliştirilmesine temel oluşturabilecek çeşitli tanı yöntemleri tartışılmış.
Lecomte R, Deschanvres C, Le Bourgeois A, et al. Efficacy and safety of co-trimoxazole in device-related bone and joint infections: a CRIOGO multicentre case-control study. J Antimicrob Chemother. 2024: dkae328.
JAMA 16 Eylül 2024 tarihinde toplum kaynaklı pnömoni konulu bir derleme yayımladı. Önümüzdeki dönemde daha da artacak olgular düşünüldüğünde gözden geçirilmesi faydalı olabilir. Temel bilgiler ve öneriler özette şu şekilde ifade edilmiş:
“Toplum kaynaklı pnömoni hastalarının %10 kadarı hastaneye yatırılmakta ve bunların 5’te 1’i yoğun bakıma ihtiyaç duymaktadır. Yaşlı yetişkinler (≥65 yaş) ve altta yatan akciğer hastalığı olan, sigara içen veya bağışıklık sistemi baskılanmış olanlar, pnömoni, sepsis, akut solunum sıkıntısı sendromu ve ölüm dahil olmak üzere komplikasyonlar açısından en yüksek risk grubunu oluşturmaktadır. Pnömoni nedeniyle hastaneye yatırılan hastaların yalnızca %38’inde tanımlanmış bir patojen bulunmaktadır. Bu hastaların %40’a yakınında olası neden olarak viruslar tanımlanmış ve pnömoni etiyolojisi tanımlanmış hastaların yaklaşık %15’inde Streptococcus pneumoniae tanımlanmaktadır. Tüm pnömoni hastaları, toplumda yaygın olduğunda COVID-19 ve influenza açısından test edilmelidir çünkü tanıları tedaviyi (örneğin antiviral tedavi) ve infeksiyon önleme stratejilerini etkileyebilmektedir. İnfluenza ve COVID-19 test sonuçları negatifse, hastalar en olası bakteriyel patojenleri kapsayacak şekilde ampirik olarak tedavi edilebilir. Klinisyenler ampirik antibakteriyel tedaviyi seçerken hastalığın ciddiyetini dikkate almalı, bakteriyel infeksiyon veya dirençli infeksiyon olasılığını ve antibakteriyel ilaçların aşırı kullanımından kaynaklanan zarar riskini değerlendirmelidir. Dirençli bakteriler açısından risk faktörü olmayan, hastaneye yatırılan hastalar, en az üç gün süreyle seftriakson ile azitromisin kombinasyonu gibi β-laktam/makrolid kombinasyon tedavisiyle tedavi edilebilir. Şiddetli pnömoni olgularında pnömoni gelişmesinden sonraki 24 saat içinde sistemik kortikosteroid uygulanması 28 günlük mortaliteyi azaltabilir.”
Vaughn VM, Dickson RP, Horowitz JK, Flanders SA. Community-acquired pneumonia: a review. JAMA. 2024.